E coupé’nin kökleri aslında CLK’dan çok daha eskiye, Mercedes’in ilk nesil CE’yi tanıttığı 1968’e dayanıyor. Ardından 76 ve 86’da gelen varisleri gibi tüm klasik orta sınıf Mercedes coupé’leri, bugünün E sınıfı muadilleri üstüne inşa ediliyordu.
Ancak Stuttgartlılar, 1997’de masrafları kısma adına radikal bir karar alıp ilk iki nesilde CLK, günümüzdeyse “E coupé” adıyla anılmaya başlayan ve bütünüyle E sınıfını andıran bu otomobillerde C sınıfı platformu kullandılar.
Her ne kadar Alman marka amacın otomobili daha çevik kılmak olduğunu öne sürse de gerçek şu ki, Mercedes’in Audi A5 ya da BMW 3 Serisi coupé gibi rakiplerine göre talep ettiği yüksek fiyat etiketini müşterilerine kabul ettirebilme yolu buradan geçiyordu. E coupé’nin sergilediği sportiflikten uzak sürüş karakteri de, maliyet ilişkisinin bir diğer kanıtı.
Şasi davası bir kenara, 2010 model ve 50 bin kilometredeki bu E 250 CDI Coupé, insana huzur veren ve 1,7 tonluk kütlesinden çok daha hafif hissettiren bir otomobil. Alışmakta güçlük çektiğimiz dizel motorun, beklentilerden daha tiz bir ses çıkarması haricinde herhangi bir rahatsızlık vermemesi de bir diğer artısı. Devamıysa şu şekilde:
Yazı: And Mehmet ÇETİN
ce-eee. 😀 and başgan her başlık efsane. 😀
devamını yazmayı unutmuşsunuz sanırım