Testler

Nükleer Reaktör: Mercedes C63 AMG Coupe




6.2-litre hacminde 457 hp’lik atmosferik bir V8. Çok tahrik edici değil mi? Daha da güzeli, arabanın dış tasarımının motorla sergilediği nefis uyum. Soğuk ve gaddar bir güzellik; tam bir Alman.

İç mekan

C63’e bindiğinizde dışarıdaki etki biraz sönüyor. Güncel C serisi piyasaya sürüldüğünde, 90’lar öncesi Mercedes’lerin o ihtişamlı, malikanevari kokpitlerine alışkın olanlar hayal kırıklığına uğramıştı. Geçen yıl geçirdiği makyaj durumu bir nebze toparlamış olsa da, halen özlenenden uzakta. Malzeme kalitesi bir yana, AMG dokunuşlarının yetersizliği – hatta yokluğu – bir diğer noksan. Yalnızca direksiyon, çok güçlü bir spor otomobil kullandığınıza işaret ediyor ki onun da kalınlığı abartılmış, ele sığmıyor. İç mekan genel olarak zengin donanımlı herhangi bir C kullandığınızı hissettiriyor.

Sürüş

Yola çıktığınızda da gaza yüklenmediğiniz müddetçe bu intiba değişmiyor, yalnızca AMG paket herhalde, süspansiyonlar biraz sertdüşüncesi ekleniyor. Fakat hemen belirtmeli; bu sertlik gene Mercedes’in “tokluk” sınırları içerisinde, ve beklediğimizden çok daha kontrollü. Hemen hiçbir kasis deprem yaratamıyor, spor otomobil kullandığınızın bilincindeyseniz hiç rahatsızlık vermiyor. Şehiriçinde sakin sakin ilerlerken vites geçişlerinin pürüzsüzlüğü, gaz tepkisinin ehliliği, direksiyonun yumuşaklığı… Her şey sanki kaputun altındaki canavarı gizlemek için çabalıyor – ses hariç!

Motor

Bu makinenin çok tuhaf bir egzoz sesi var. Zaman zaman, bilhassa trafikte ağır ağır ilerlerken müthiş etkilerken, sürat arttıkça suni bir hal alıyor. Yeni BMW M5’teki gibi, sanki motor özünde çok sessizmiş de etrafına yerleştirdikleri hoparlörlerden sentetik bir V8 homurtusu veriliyormuş gibi, kopuk bir melodi.

Performans

Ardından tempoyu artırma vakti geliyor. Hızlı otomobiller tarz itibarıyla genelde ikiye ayrılır: Bazıları hızı uygularken sürücüsünü korkutur; işler kontrolden çıkıyormuş gibi, araba altınızdan kayıp gidecekmiş gibi hissedersiniz. Bazılarıysa aynı hızlanmayı çok daha olgun ve doğal bir biçimde gerçekleştirir; çekinmez, sadece daha fazlasını istersiniz.

C63 ikinci kategoriye giriyor. ‘Çılgın’dan ziyade ‘hızlı’ bir C gibi davranıyor; “C63 AMG Coupe” değil de “C600 Coupe” gibi. Bunun iki önemli sebebi var: İlki, şanzıman.

Şanzıman

7-ileri vites kutusu çift kavramalı değil, ama tork konvertörlü de değil; yaş kavramalı değişik bir tür. Ancak geçişlerin his ve hızı ikinciye çok daha yakın. Şehiriçinde huzur veren şanzıman performanslı kullanım esnasında her geçişte serüveni sekteye uğratıyor. Lise yıllarınızda midi müzik setinizde tam gaz dinlediğiniz In Flames’in kesilen elektrik sebebiyle aniden susup, birkaç saniye sonra geri gelmesi gibi (evet yaşlanıyorum). Atılan her vites, modern zamanlar için fazlasıyla uzun ve 457 beygirlik bir spor otomobil için fazlasıyla yumuşak birer pause.

Yol tutuş

Diğer etken, arka diferansiyel. Gene AMG takısına sahip bu derece güçlü bir coupe’de mekanik kilit olmaması düşündürücü. Daha fazla güç ve daha iyi frenler gibi bir dizi iyileştirme sunan opsiyonel performans paketiyle buna sahip olabiliyorsunuz ancak biz, LSD’nin standart olmasını beklerdik. “Normal” kullanımda etkisini hissetmediğiniz bu eksiklik, ESP’yi kapatıp da dans etmeye başladığınızda C63’ün açısını ayarlamanızı güçleştiriyor ve arabanın arkasında gevşek bir hisse sebep oluyor. Trafikte memnun eden direksiyon da yumuşaklığını yüksek süratlerde koruyup, biraz laçka bir tavır sergileyince, C63 aniden bir cruiser’a dönüşüyor.

Tüketim

Bu kadar büyük bir atmosferik motorun ne kadar yakıt tüketeceği, mühendislerin çok fazla müdahale edemediği bir konu. Fiziksel birtakım gerçekler var (ne kadar ekmek o kadar köfte) ve 50 TL’ye Maslak-Fenerbahçe arasını ancak kat ederken bunlarla yüzleşiyorsunuz. Başka bir deyişle, 100 km’de 20 litrenin altına pek inemiyorsunuz.

Neticede 457 beygiri bu kadar kullanılabilir kılmak ve bu kadar pratik bir gövdede sunmak, takdiri hak ediyor. Ancak neredeyse 450 bin lira ödediğinizde, o kulakçığı her çekişinizde daha göz açıp kapamadan yeniden koltuğa yapışmayı, o viraj çıkışında gaza yüklendiğiniz vakit iki arka tekerleğin aynı hızda dönmesini, ve kullandığınız otomobilin yetenek skalasının daha geniş olmasını bekliyorsunuz.

‘Black Series’i olan?

Yazı: And Mehmet ÇETİN

Faruk

Küçüklüğümden beri sahip olduğum otomobil aşkı zaman içinde beni Otopark ailesinin bir parçası haline getirdi. Aileye katıldığım ilk günden beri siteyle ilgilenmeye zevkle devam ediyorum...

İlgili Makaleler

5 Yorum

  1. Lise yıllarınızda midi müzik setinizde tam gaz dinlediğiniz In Flames’in kesilen elektrik sebebiyle aniden susup, birkaç saniye sonra geri gelmesi gibi

    @And , şimdi seni daha çok sevdim IN FLAMES WE TRUST !

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu