Çizgi Film: Renault Clio 1.5 dCi Icon
Beş yıl boyunca 2002 model Clio RS kullanmış, ilk Nürburgring tecrübesini de aynı arabanın üçüncü nesliyle yaşamış biri olarak… standart bir Renault Clio’nun bende pek heyecan uyandırmadığını söylemeliyim. RS imzasıyla bambaşka bir kimliğe bürünen Renault’lar, anaakım halleriyle genelde ihtiyacı gören ulaşılabilir otomobiller olmaktan öteye gidemiyorlar.
B segmentinde öne çıkan modellerin kendine özgü bir silahı oluyor; Polo’nun üretim kalitesi ya da Fiesta’nın sürüş keyfi gibi. Gelgelelim bizim tüketicimiz için bunlar yalnızca ‘ucuz arabalar’ ve iş genelde yakıt tüketimi/tasarım ikilisinde düğümleniyor.
Önceki nesil Clio’nun aksine yeni modelin kozu baştan belli: Çarpıcı renkleri, krom süsleri ve nefis kalçalarıyla ortalıkta dolaşan bu otomobillere gözü takılmayan yoktur herhalde.
İç mekan
İçine geçince de – ilk etapta – bu etki sürüyor. Özellikle opsiyonel kaplamalarla Clio 4’ün kabini başka hiçbir modelinkine benzemiyor. Ancak sonunda tüm o dikkatleri dağıtan süslerin, kromajın ve piyano siyahının altındaki, tabanı oluşturan, kaportayla aranızda paravan görevi gören asıl plastiği incelemeye başlıyorsunuz.
Bunu gözleriniz kapalı, hangi otomobilin içinde olduğunuzu bilmeden yapsanız muhtemelen bir Dacia ya da Chery’i kurcaladığınızı düşünürsünüz.
Üreticilerin gün geçtikçe daha katı tasarruflara gittiği, masraftan kısmak için bin dereden su getirdiği bir dönemde olduğumuz ve çoğu otomobilin bundan 10 sene evvelkinden daha düşük bir üretim kalitesine sahip olduğu gerçek. Ancak yeni Clio’da kullandıkları malzemelerle Fransızlar, şüphesiz aşırıya kaçmışlar.
Direksiyonun altındaki kaplamanın simide oturduğu kısım, kuvvetlice kavradığınız takdirde elinizi kesebilir. Torpido kapağını hızlıca açarsanız, durana dek defalarca yerinde sekebilir. Kapı içlerindeki kaplamaya tıklattığınızda yankısını arabanın geri kalanında duyabilir, güneşliklerdeki aynaların kapaklarınıysa dilediğiniz kadar bükebilirsiniz.
Altyapı bu olsa da; aydınlatması ve tasarımı nefis kadranlardan çözünürlüğü yüksek dokunmatik ekrana, pürüzsüz çalışan direksiyon arkası kontrollerden tok klima kumandalarına kadar, sıklıkla etkileşim halinde olduğunuz parçalar neyse ki olmaları gerektiği gibi. ‘Icon’ donanım seviyeli test aracında start/stop, yokuş kalkış desteği, hız sabitleyici, anahtarsız çalışma, park sensörü ve navigasyon gibi hayatı kolaylaştıran tüm donanımlar mevcuttu. Alt alta eklediğinizde 42 bin liralık (opsiyonlar hariç) bir otomobil için hakikaten çok zengin ve işlevsel bir listeyle karşılaşıyorsunuz.
Bununla beraber Arkamys müzik sisteminin ses kalitesi, alengirli hoparlörlerine karşın vasat. Arkada diz mesafesi kısıtlı. Stepneninse bu devirde hala hangi akla hizmet arabanın dışına, gerektiğinde ulaşımı çok güçleştiren bagaj altına yerleştirildiğini anlamak mümkün değil.
Motor
Mercedes’e de transferinden sonra 1.5 dCi’ın kullanım alanı artık iyice genişlemiş durumda. 90 hp ve 220 Nm’lik dizel motorda değişen çok bir şey yok: Eskiden Siemens/Delphi markalı enjeksiyon sistemi artık Bosch. Fakat artık söylenenden daha güçlü gibi: Atatürk Oto Sanayi’deki Paşaoğlu Servis’te dinamometreye çıkardığımız test aracı, 97.5 hp / 233.6 Nm verdi. Alt devir boşluğu hemen hiç yok, geleneksel dizel güç patlamalarına mahal vermiyor ve gayet esnek. Çoğu kullanıcıya yetecek kadar gidiyor, 170 km/s gibi nefesi kesiliyor ve şehiriçinde 5 litre civarında yakıyor; çok zorlasanız bile 6’nın üstüne kolay kolay çıkmıyor. Traktör tınısı haricinde herhangi bir eksisi bulunmuyor. Fakat 100 km/s’den itibaren rüzgar sesi o kadar artıyor ki, motor sesi sorun olmaktan çıkıyor.
Yol tutuş
Düşük üretim kalitesini bertaraf eden başlıca unsurlar zengin donanım ve özgün tasarım gibi gözükse de, Clio’nun en içten özürü ruhsatında, ‘kg’ cinsinden yazılı. Ağır motoruna rağmen sadece 1071 kilo çeken otomobil, insanı tazeliyor. Yakıt tüketiminden sürüş dinamiklerine kadar arabanın her niteliğine olumlu etki eden bu değer, öncelikle Clio’yu manevralarında çok çevik kılıyor. Zorlandığında önü inatla tutunuyor ve kıpırdanma hemen hep arkada başlıyor. Küçük ama ani direksiyon hareketlerinde bile kuyruğun milim milim açıldığını hissedebiliyorsunuz ve test aracının üstündeki Continental EcoContact’lar, bu karakteri daha da ön plana çıkarıyorlar. Fakat aşırı yumuşak kalan ve yalnızca dar manevralara uygun direksiyon, olan bitene dair pek bir mesaj iletmiyor ve keyif vermiyor.
Sürüş
Bu arabanın holiganlar için üretilmediği, mamasını henüz bitirmiş bir Golden Retriever kadar uysal sürüşünden belli. Clio 4’ün başlıca silahının dizaynı olduğunu düşünebilirsiniz fakat arabanın asıl öne çıkan vasfı, kesinlikle konforu. Süspansiyonlarının insanı mest eden ve çukurlardan kaçmaya değil geçmeye teşvik eden harika bir ayarı var. Gene eşine ender rastlanır rahatlıkta koltuklar ve çok iyi bir sürüş pozisyonuyla birleşince otomobil, yüzlerce kilometreyi en ufak bir yorgunluk duymadan katedilir hale getiriyor. Debriyaj yumuşak, vites geçişleri rahat. Yalnız vites kolunun malzemesi gene çok ucuz ve zorlayınca bir miktar esniyor.
Bu test e-motoring‘in Nisan sayısında yayınlanmış ve And Mehmet ÇETİN tarafından kaleme alınmıştır.
“just fashion” top gear ın Fransız arabaları için ortak cümlesi.
Çıkan dyno verisine nedense hiç şaşmadım. Türkiye’de reel veriler alabileceğiniz dyno olmadığının(yada çok az olduğunun) ispatı. Tamamen stock motor bir araçta imkansız veriler onlar 😉
test edileli 2 yıl olmuş ancak merak ettiğim bir şey var renault fluence ve latitude şasileri samsung motor tarafından geliştirilmiş şasiler acaba clio 4’un şasileri konusunda bir bilgi varmıdır ?
Fluence ve Latitutude şasileri Samsung Motor tarafından geliştirilmedi. Yaygın Renault/Nissan C ve D platformlarını kullanan araçlar.
İnsanlar bu Samsung Motors’u ne zannediyor bilmiyorum ama, Renault tarafından büyük hisseleri satın alınmış bir fason üreticiden başkası değil.
Selam,
Bu yazıdaki aracın videosu sadece Dailymotion kanalınızda var, ben bulurken zorlandım. (Daha önce izlediğim için böyle bir video olduğuna emindim ve bulmak için bayağı kastım 🙂 ) Diğer insanların da kolayca ulaşabilmesi için Youtube’a da taşıyabilirsiniz bence.
http://www.dailymotion.com/video/x11iyjd_oto-park-com-renault-clio-1-5-dci-icon-2013_auto
Bir de sormadan edemiycem; 2013 Fiesta ve Clio (mümkünse touch veya titanium) arasında kaldım; sizin öneriniz ne olurdu?
Kolay gelsin.
Renault Clio sınıfının en mantıklı ve yakışıklı otomobili. Bu sınıfta Clio’ya rakip olabilecek bir araç hemen, hemen hiç yok gibi bir şey. Clio; tasarım, malzeme kalitesi, iç mekan, sağlamlığı, motor ve performansıyla Renault Clio segmentinin en iyisidir
Arkadaslar Süspansiyonlar donanim ile fark eder mi ? Ayni aracın touch donanimini alacagim ancak And hocamin konfor icin dedikleri touch donanım seviyesi icin gecerli olur mu ?