Haberler

Efsane geri döndü!




Aylardır hatta yıllardır beklenen an geldi ve Alfa Romeo, yepyeni sedanı Giulia’yı tanıttı. Tanıtımına çok az bir süre kala sızdırılsa da beklenti hiç kaybolmadı. Belki de ruh kelimesi ismiyle en çok anılan otomobil, “İtalyan aygırı” yeniden karşımızda.

1992 yılında piyasadan kalkan kutu tasarımıyla ünlü 75‘ten beri beklenen arkadan itişli spor sedan geri geldi. “Otomotiv tarihinin en mükemmel örneklerinden biri” olarak tanımlanan Giulia, donanım listesinin en üstündeki Quadrifoglio Verde ya da kısaca QV versiyonuyla görücüye çıkarıldı. Oldukça agresif bir ön yüze sahip model, marka kimliğini yansıtan üçgen ızgarası ve yüksek hızlarda aracın tutunmasını aktif olarak yöneten ve en yüksek hızlarda bile daha iyi yol tutuşu sağlayan “Active Aero Splitter”ı ile görünümünün altında fonksiyonelliği de barındırıyor. Havalandırmalı kaput ve ön çamurluklar da bu tezi destekler nitelikte.

Arkaya doğru ilerlerken yine aerodinami ön planda tutularak tasarlanan yan etekler, belirgin karakteristik çizgiler ve yüksek performans fren sistemini gizleyen oldukça çekici alaşım jantlar göze çarpıyor. Arkada bagaj kapağına yerleştirilmiş bir spoiler ve 4 çıkışlı egzoza ev sahipliği yapan bir difüzöre yer verilmiş.

Şimdilik iç mekan fotoğraflarını paylaşmayı reddeden Alfa Romeo, aracın küçük sayılabilecek bir direksiyona sahip olacağını ve ahşap, karbon fiber trim seçeneklerinin de içlerinde bulunduğu yüksek kalite malzemelerin kullanılacağını belirtti.

Gücünü Ferrari mühendisleri ile birlikte geliştirilen 3.0 litrelik turboşarjlı V6’dan alacak Quadrifoglio Verde modeli 510 PS (503 bhp / 375 kW) güç üretecek ve aracı 0’dan 100 km/h’ye yalnızca 3.9 saniyede çıkaracak. Standart olarak arkadan itişli olarak sunulacak araç opsiyonel olarak 4 tekerlekten çekiş sistemiyle de tercih edilebilecek. Aracın “Sansasyonel güç ve tork değerlerine rağmen, şaşırtıcı derecede ekonomik” olduğunu söyleyen İtalyanlar, Quadrifoglio Verde versiyonundaki motor seçeneğinin elektronik kontrollü silindir kapatma sistemine sahip olduğunu da ekliyor.

İki aks arasındaki ağırlık dağılımı 50/50 şeklinde olan modelin net ağırlığı hakkında bir açıklama yapılmadı ancak Alfa Romeo yetkilileri Giulia’nın motor kaputunun, tavanının ve şaftının karbonfiberden üretildiğini doğruladı. Ayrıca araçta bol bol alüminyum, alüminyum kompozit ve plastik parça kullanıldığını belirtti. “Mükemmel bir güç ağırlık dengesi”ne sahip olacağını söylerken “3 kg/hp’den daha düşük” şeklinde bir ipucu vermekten de kaçınmadı. Bu da matematiğini yaptığımızda aracın ağırlığının 1,530 kg’dan az olacağı anlamına geliyor.

Giulia’nın Maserati Ghibli ile ortak parçaların kullanıldığı düşünülen platformunda arkada multilink, önde ise çift salıncaklı süspansiyona yer verilmiş. Direksiyonu olabildiğince direkt hale getirmek için çok çalıştıklarını belirten İtalyan üretici, araçta kullanılan tork vektörleme sistemi hakkında bilgi vermekten kaçınmıyor. Sistemin çift kavramalı debriyaj ile birlikte arka diferansiyeldeki torku her tekerleğe farklı ve doğru bir şekilde vermek için çalıştığını söylüyor. Bu sistem ile en düşük tutunma koşullarında bile yola güç aktarımını arttırdıklarını belirten Alfa, sürüşü güvenlik çizgisinin dışına taşmadan olabildiğince eğlenceli hale getirdiklerini ve bunu yaparken sürüş keyfini baltalayan, saldırgan stabilite kontrol sistemlerini olabildiğince uzakta tuttuklarını söylüyor.

Araçtaki bir diğer özellik ise “Entegre Fren Sistemi”, yenilikçi bir elektromekanik sistem olarak tanımlanan bu sistem, stabilite kontrol sistemini ve geleneksel servo frenleri ağırlık optimizasyonuna ek olarak, gecikmesiz bir fren tepkisi ve rekor sonuçlara imza atan fren mesafesi için birleştiriyor. Ayrıca yenilenen Alfa DNA sistemine sahip model, 4 farklı sürüş modu sunuyor.

Kuzey Amerika’da da satışa sunulacak olmasıyla bir kez daha sevindiren Giulia hakkında daha fazla detay, ilerleyen günlerde duyrulacak. Şimdi Mercedes-Benz C63 AMG, BMW M3, Audi RS4 ve Cadillac ATS-V düşünsün.

İlgili Makaleler

34 Yorum

  1. Yumuşak hatlı tasarımın markanın imajına aykırı olduğunu gördüler sonunda , birçok markanın farklı modellerinden esinti taşısa da ön ızgara tüm herşeyi topluyor . Tasarım efsanelere selamını verdi ama asıl önemli olan altyapı da neler sunacakları .

    Her detayıyla tanıtılmasının ardından Sinan Koç’tan bir kuple yazı beklemekteyiz .

  2. Tanıtım videosunu izledim az önce. Tarif edemediğim duygular yaşadım. Bir an ağlayasım geldi (arkadaki font baya etkili olmuş) , bazen de sevinçten haykırmak istedim. Bu otomobile şu an sahip olmayacağım ancak bu markanın hissettirdiği şeyler artık beni uçuruyor…

  3. bence alfa yine efsane bir araba tasarlamıs tabi efsane demek için ne kadar sürüs zevki verdiğinide incelemek gerekiyor ama bu konuda da alfa kendini ispatlamış bir marka 🙂 yeni modelle birlikte biz alfistileri oldukca sevindirdi 🙂

    not: “tasarım” bakımından kimse 159 un eline su dökemez 😉

  4. Maalesef özgün bir tasarım değil, bir çok marka gibi alfada özgünlüğünü kaybetti. Yandan BMW , arkadan ise fazlasıyla vw-audi grubu esintisi var(özellikle stopların arkadan görünümü ve plakalık jettadan veya a3 ten hallice). Bir tek ön kısım kendine özgü gibi ama yorumlara da bakacak olursak onuda becerememişler.

  5. Ben daha keskin hatlar beklyordum ama her türlü çok seksi görünüyor 😀 inşallah fiyatlar uygun olur da görürüz yollarda. Gerçi Türk insanı “bu çok masraf çıkarır, ikinci eli de yok” der almaz.

  6. Alfa’dan başka herşeye benzemiş. Eskiden Alfa yapar diğerleri taklit ederdi. Bu araba, B sütunundan C sütununa kadar BMW F30’u andırıyor. Bu kadar benzerlik şans eseri olamaz.

  7. bu araç için and ve sinan ın görüşlerini merakla bekliyorum.sinan zaten alfa hastası and da bu araca bayılmıştır zaten diye tahmin ediyorum. and bu araçla ilgili ilk izlenimlerini anlatan bi köşe yazısı yazsa keşke.

  8. bu araç eğer bir opel, nissan yada peugeot olsaydı herkes tasarımını çok beğenip yere göğe sığdıramaycaktı.. fakat konu alfa romeo olunca, selefi 159 olunca ve aradan yaklaşık 4 sene geçince çıta çok daha yüksek oluyor.. tasarım güzel fakat efsane değil.. açıkcası şuna (ne kadar konsept tasarım olsa da ) daha çok benzemesini bekliyordum >>>>> http://pictures.topspeed.com/IMG/crop/201409/alfa-romeo-giulia-4_600x0w.jpg

    bence bu aracın efsane olması için az yakan çok kaçan motorlara ve sıkı bir yol tutuş/konfor dengesine ihtiyacı olacak..

    türkiyedeki başarısını ise motor seçenekleri, donanım ve fiyat aralığı belirleyecek..

    keyifli sürüşler..

  9. Ortaya çıkan paket hiç özgün değil. Araç birçok oran ve çizgileriyel BMW ya benziyo. Özellikle F10 ve F30. Aracın karakteristik nerdeyse ön üçgen ve alt ızgarası dışında hiçbir detayı yok. Karakteristik çizglerin hiçbirisi yeterince tanımlı ve göze sokulur şekilde tasarlanmamış(Omuz çizgisi örneğin). Alfa’nın tasarım trendinin gidişatından haberi yok heralde. Çok silik duruyo. Bu araçtan efsane falan olmaz. F30 platformuna mı yapıldı ya bu diye tereddüt ettim resmen. Guiletta gibi özgün (en azından dış tasarım olarak) bir araçtan sonra 159 u bitirip bunu getirmek hangi pazarlama stratejisine uyar bilmiyorum. Alfa dibe doğru gidiyo el sallayın bence

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu