Bir İtalyan’ın hayatı: Lancia Delta Integralle HF
Öncelikle herkese merhaba, yazının üst bölümü sadece bu demo ile ilgilidir. Yapmak istediğim konu aslında hiçbir ‘petrolhead’ın uzak olmadığı ve şu an bindiğimiz tüm bu otomobillerin de burada yer almasının gerektiğine inanmamdan ileri geliyor. Benim istediğim aslında 80’ler ve 90’ların ikonik araçları ile ilgili belli oranda damakta tat bırakan yazılar yazmak ve bunları resimlerle desteklemek. Umarım otopark.com’a ufak da olsa bir katkım olur. İlk araç olarak Lancia Delta Integralle HF’yi seçtim. Her ne kadar Alman otomobilleri aşığı olsam da bu yazıları ağırlıklı olarak İtalyanlarla sürdüreceğim.
İTALYAN AYGIRININ DOĞUŞU
Aslında hayatına sıradan bir 5 kapılı hatcback olarak başlamasına rağmen WRC Şampiyonası’nda 46 kez, dünya şampiyonalarında 6 yıl üst üste şampiyon olan ve hala rekorları kırılamamış bu aracın nasıl doğduğuna bir bakalım.
İlk Lancia Hatcback 1979 yılında İtalya’nın en ünlü otomobil tasarımcısı Giorgetto Giugiaro’nun kaleminden çıkan tasarımı ile Saab Lancia 600 adı altında İsveç’te de aynı zaman aralığında satışa sunuldu. İlk olarak önden çekişli bir aile hactback’i olarak tasarlanan Delta, Lancia’nın içinde bulunduğu darboğazdan çıkış yolu olarak görülmüştü. ilk başta nesiltaşı Fiat Ritmo ile ortak motorlar Lancia mühendisleri tarafından elden geçirilerek kullanıldı. Fiat Ritmo’nun aksine Macpherson amortisörleri ve SOHC motorları ile iki kardeşin kısa zamanda ayrı otomobiller olduğunu ortaya çıktı ve satış grafikleri ile bu daha da belirginleşti.
Lancia Delta, 1979’da Frankfurt Motor Show’da lansmanı yapılarak satışa sunuldu. 1300 cc 75 hp 4 vites, 1500 cc 85 hp ve o yıllarda aile otomobillerinde çok da fazla rastlanmayan 5 vites ile dolatılmasıyla 1980 yılında 16 Avrupa ülkesinden 53 otomobil gazetecisinin verdiği oylarla yılın otomobili seçildi.
1982 yılına gelindiğinde 3 yıl içinde 150 bin satarak beklenenden çok daha fazlasını yapan araca bir facelift yapıldı ve ne olduysa her şey bu makyajın ardından başladı. İlk olarak 1982 yılında Delta GT 1600 ile enjeksiyonlu twin-cam motorla ilk sportif dokunuşlara başlandı.
İlk Delta HF, ‘High Fidelity: doğal ses’in kısaltması olması aracın üzerindeki Garrett T3 turbochager ve blow off ile güçlendirilmiş şanzıman ve motordaki iyileştirmelere rağmen 128 hp gücündeki aracın dışındaki turbo stickerleri haricinde bir belirginlik yoktu. 2 yıl boyunca üretilen HF’nin ardından en köklü değişiklik 1986 yılında geldi, Delta HF 4WD 1600 cc ve 4 tekerlekten çekişin ilk olarak kullanılması ile otomobil gerçekten bambaşka bir karaktere bürünmeye başlamıştı. Görüntüsünde ilk versiyonundan farklı olarak kaput ve çamurlukların aerodinamik olmasını sağlamak amacı ile şişirilip eğildiğini, teker açıklığının arttırıldığını görebiliyorduk. ilk çıktığı zamanki aile otomobili görüntüsünü tamamen kaybetmiş ve hot hatch kimliğine bürünmeye başlamıştı. Ön farlarındaki adaptif sis farları ile birlikle onun yıllarca ralli pistlerindeki ikonik duruşunu hatırlayacağımız halini yavaş yavaş almaktaydı.
Lancia, HF Turbo ile yakaladığı satış başarısının bir rastlantı olmadığını ispat etmek istercesine Dünya Ralli Şampiyonası’nda boy gösterme kararı aldı. Stratos ile yıllarca akıllardan silinmeyen bir efsane olan Lancia’nın Delta ile Grup A kategorisinde yarışma isteğine rağmen şampiyona düzenleyicileri onun Grup B kategorisinde yarışması gerektiği kararına vardılar. Lancia bu karara karşı koyamayınca elinden gelenin en iyisini yapmak adına Delta HF Turbo 4wd ile bir sürpriz yaptı. Çıplak gözle bakıldığında aracın üzerindeki ağırlıkları azaltmak adına kaput üzerindeki hava girişlerini bile söken Lancia aracın ralli giydirmesi yapılmış bir HF Turbo 1.6’dan farklı gözükmemesine neden oldu. Abarth, SE043 kodlu 2 litrelik turbo beslemeli motoru ile girdiği 1987 Dünya Ralli Şampiyonası’nda Juha Kankkunen ve Miki Biasion ile gerçekten rüzgar gibi esip kolay bir şampiyonluk aldı ve dünyanın önde gelen markaları ile rakip olarak çıktığında pek de önemsenmeyen bu araç daha ilk senesinde tarih yazmaya başladı.
88-89 sezonuna Lancia’nın bir önceki yıl yaşattıklarına hazırlıklı girmek isteyen diğer markalara Lancia da bir sürpriz yaparak Lancia Delta HF Integrale 8V ile karşılık verdi. Aslında yapılan her şey kaputun altındaydı. 1995 cc hacmindeki 182 hp’lik büyük turbo beslemeli motoru, ön %44 arka %56 oranında ayarlı tam kilitli diferansiyeli ile 4 tekerlekten çekiş sistemi ve küçültülmüş vites dişli oranı ile tam bir safkan WRC otomobiline dönüşüvermişti.
Lancia, Delta ile başarısı için şirket içinde bile 4 yıllık bir plan kurarken 1987-1988-1989 ve 1990 senelerinde art arda 4 sene şampiyonluğun ardından son bir sürpriz yapmak için kolları sıvar ve Lancia Delta HF Integrale 16V ile 1991 ve 1992 yılına da yine damgasını vurur. 204’den 212’ye çıkan beygir gücü ile buna orantılı olarak ayarlanan ağırlık dağılımı, aktarım ve yürüyen aksamda iyileştirmeler ile birlikte araç tam bir efsane oluşunu sürdürmüştü, ta ki şirket yaşadığı ekonomik sıkıntılar içine girip 1993 yılında motor sporlarından çekildiğini açıklayana kadar.
Lancia, aracının ralli pistlerinde gösterdiği başarısının ardından bir yol versiyonunu yaparak satmayı da ihmal etmedi ve işte yollarda halen süre gelen isminin uzunluğuyla eş orantılı performans otomobillerinin üretimine başladı. Lancia Delta HF Integrale Evoluzione 1 aslında ralli versiyonu aracın yol versiyonuna dönüştürülmesiyle ortaya çıkmıştı. 1991 ve 1992 yıllarında satışta kaldı. 210 beygir gücündeki 2 litre turbo beslemeli motoruyla efsanenin yollara taşınması sağlandı ve 1993 yılında son kez bir güncelleme görerek Evo 2 oldu. Güncellenen model katalitik konvektörlü ve görünüşü daha da agresifti.
Yukarıda verdiğim modeller Lancia Delta’nın rakibi olarak yarışmış modellerin başlıcalarıdır.
Yazımı buraya kadar okuyanlarla biraz da gıybet yapalım ne dersiniz. Ezeli rakibi Toyota Celica, sürücüsü Carlos Sainz’in memleketi İspanya’da nefret edilen otomobiller listesinde en başta yer almaktadır. Aynı zamanda tüm dünyada gerçekten başarılı bir satış grafiği yakalayan Golf ile Volkswagen, WRC piyasasında ondan (Lancia) daha iyi bir otomobil yapamayacaklarını kabul ederek çekilmiş ve 2013 yılında halen yarışan son Lancia pistlerden çekilene kadar bir daha WRC’ye girmemiştir. Bu gibi daha bir çok dedikodu yapılsa da gerçekten otomotiv tarihine yapı taşı olarak kabul edilebilecek bir otomobili hatırlamak güzel olur diye düşündüm ve umarım ki beğenilir ve yenilerini ekleyebiliriz. Zaman ayırdığınız için çok ama çok teşekkür ederim.
Yazı: Mutlu Tekgezer
Yazarken tek bir zaman kipi seç ve ona göre yaz. Geçmiş mi gelecek mi yoksa geniş zaman mı olacağına karar verdikten sonra tüm yazıyı bu kipte yaz ve değiştirme.
Alfa ile birlikte kalbimdeki tahtı paylaşan tek marka
VW zamanında lança yüzünden yarışlardan çekilmiş olabilir de 2013’de son lança ayrılana kadar girmeme nedir yaa. şehir efsanesinin dibi:))
Gerçekten zevkle okudum, elinize sağlık. Fotoğrafların yanında kısa kısa örnek videolarda olsa tadından yenmez. Devamını bekliyoruz. 🙂
mutlu abi kalemine sağlık güzel yazı devamını bekliyoruz
Elinize sağlık çok güzel olmuş, umarım favori aracım e-type’ı da görebilirim; ancak kesinlikle devamı gelmeli.
vay be ilkokul yıllarımı hatırlardım çok teşekkürler 🙂 tek kanallı dönemlerde bile motorsporlarından bayaa bi haber alırdık ama şimdi noldu o kadar kanal var onlarda da varsa yoksa futbol, ayar oldum gene sabah sabah 🙂
Lancia yıllarca Ralli’de en yukarıya oynadı. Stratos olsun delta olsun. Keşke hiç bırakmasalardı. Ralli onlarla daha zevkliydi sanki 🙂 Test Driver Unlimited 2 oyununda da delta vardı. Kusursuz klasiklerdendir…
Elinize sağlık çok güzel olmuş.Saygı duyduğum bir arabadır.Yazının devamını merakla bekliyorum.
Ellerinize sağlık çok güzel olmuş:)
Çok güzel olmuş, aynısını Fiat 131 Mirafiori için de görmek isteriz.
eline sağlık gerçekten güzel bir yazı olmuş ama keşke s4 modelinden biraz daha fazla bahsetseydin
Güncel Delta’ya hiç değinmemişsiniz ama bir İtalyan sever olarak tebessümle okudum. Bravo ile aynı platformda üretilen ikinci nesil gereksiz büyük bir hatchback oldu. Tasarımı da çok marjinaldi. Olmadı.