Opel hakkında

Tb96

Profesör
8 Ağu 2019
850
1,208
1,870
27
Malatya
Marka
Opel
Maalesef, işte buna bir dal yakılır.hatatat
Emisyonlar olsun yeni farklı akımlar olsun, dünya genelindeki ekonomik iklim olsun hepsi ideal şartlara ters.Saab ı gömdük, Lancia yı gömdük, daha da gömeceğiz gibi gözüküyor, Mazda’dan çok korkuyorum ben haydi hayırlısı umarım şu Sky-Activden alınlarının akıyla çıkarlar.

Mazda ülkemiz için uçurumun ucunda her an gidebilir. Özellikle 1.5 dizelin 1.8 evrilmesi ile dizel arayan müşterileri de kaybedeceği kesin. Bu arada Suzuki Jimny de emisyondan dolayı kaybettik :(
 
  • Üzgün
  • Beğeni
Tepkiler: ArdaC ve Mt.Akina

nacker

Profesör
12 Ocak 2019
433
809
1,645
İstanbul
Bence opel, amacı A'dan B'ye gitmek olan otomobillerle, kendine münhasır olan alfa, mazda gibi araçlar arasında konumlanıyor. (Tabii her bir modeli için geçerli değil bu önerme).
Sportiflik konusunda iş tamamen hangi açıdan baktığınıza bağlı. Eğer standart otomobillerle kıyaslarsanız evet daha bir sürücü odaklı otomobil. Yok gidip Alfa ile falan kıyaslarsanız tabii durum değişir. Ki piyasasına vs. baktığınızda ilk durumla kıyaslamak daha mantıklı bence. Yani tipik bir araç maliyetine, standarttan daha ruhlu bir araba gibi bir şey oluyor.
Bu durumu biraz eski volvoya benzetiyorum aslında. 850 station'lar mesela. Dışarıdan bakınca sakin aile babası, hatta dede arabası tanımına %100 uyuyor ama kaputunu kaldırdığınızda, en güçsüz motoru bile 5 silindir 210 beygir olan bir makine. Yani dışarıdan bakmak ile direksiyonuna geçmek arasında çok büyük fark vardı. Opel de bunun gibi hissettiriyor bana, bilen kişi gider kafasındaki belirli bir modelini alır ve keyfini sürer:) .
Ama tabii PSA sonrası yeni modelleri nasıl olacak bilemiyorum, zaman gösterecek.
 

bt

Takipçi
Destekçi
Beta Programı
8 Eyl 2016
17,939
7
51,186
6,820
Kocaeli
Marka
Opel
Opel, geçmişte altyapısı çok sağlam ve yola sıkı tutunan, genel olarak zor eskimesiyle filan tam bir Alman markasıydı. Yakın akrabalarımızdaki Rekord, Ascona gibi arabalardan bilirim.

Yalnız Opel'in elektroniğe geçişi çok da başarılı olmadı. Jenerasyonlar ilerleyip elektronik altyapı geliştikçe, o Alman tankı marka imajının yerini o dönemki İtalyanlar ve Fransızlar gibi "şöyle arıza yapar böyle sıkıntı çıkarır" gibi izlenimler aldı. Astra G, Meriva A, Zafira A, Vectra B ve C, Corsa C modelleri, bu elektronik arızaların dillendirilecek kadar çok yaşanmaya başlandığı modellerdir. Özellikle Vectra C, zamanının ötesinde gelişmiş elektronik donanımlar sunuyordu, bunun karşılığında da yıllandıkça tıpkı Fiat Stilo'da olduğu gibi arıza potansiyeli yüksek araçlar haline geldi. Özellikle Astra J, Meriva B, Zafira C, Insignia A jenerasyonları, elektronik arızalardan çok çektirdi. Corsa D de aynı jenerasyondur ama B sınıfı olması nedeniyle diğerlerine göre daha az elektronik barındırdığı için nispeten sorunsuz kalıyor.

Bu son sıraladığım jenerasyonlarla birlikte çivisi çıkan birkaç konu daha var ve bu konular elektronikten daha ciddi. Birincisi; Türkiye'deki yetkili bayileri ve servisleri, bugün şikayet edilen vw, honda, ford vb pek çok markadan daha beter. İthal edilen araçlarda ayıplı mal oranı çok yüksek, ek olarak boyalı veya eksik aksesuarlı satılan araçların oranı da diğer markalara göre çok çok fazla. Bunların sonunda da tahmin edileceği gibi asla ama asla sorumluluğu kabul etmiyorlar, kesinlikle müşteri mağduriyetini gidermiyorlar. Aslında balık baştan kokar diyerek mesuliyeti distribütöre de yükleyebiliriz. İkinci sorun da buna kısmen bağlı. Piyasadaki özel servislerin de bir çoğu, tamirini yapacakları araçlar konusunda yetkin değiller. Çünkü en başta Opel Türkiye, kendi ustalarını iyi yetiştirmiyor. Yetkili servisten çıkıp dükkanını açmış "ustacık"lar da çok biliyorum edasıyla yetkili servisler gibi iş çıkarıyorlar ve bunu yan sanayi parçalarla yapınca durum daha da vahim bir hal alıyor. Özetle, aracın sıfır hali sağlam bile denk gelse, zaman içerisinde bakımlara girip çıktıkça sırf beceriksiz ve sorumsuz insanların elinde bakım gördüğü için dert kaynağı haline gelebiliyor. Durumun vehametini kendimden örnekleyebilirim: Yaşadığım şehrin sadece bir sanayi sitesinde 6-7 tane Opel servisi olmasına rağmen, bakımlarım için kalkıp İstanbul'a -zaman içerisinde güvendiğim- ustama gidiyorum ve bizzat bakımda aktif olarak yer alıyorum. Ustalıklarına güvensem de bazı parçalarda onların takacağından farklı olarak kendi titizliğimle marka seçip buldurup taktırıyorum, yağımı kendim götürüyorum vs.vs. Başka türlü bir Opel'i ayakta tutmam mümkün değil bunun farkındayım.

Günlük kullanımda içerisindeki kullanışlılığa dair küçük detaylar, vag otomobillerine benzer şekilde yüz güldürür. Genel olarak yol tutuş övülmüş ama bu kısım limitlere çıkılana kadar beğenilen bir disiplin. Eski 90'lı yıllardaki hafif jenerasyonlarda (astra f, Corsa B gibi) çevik bir yapı vardı. Çok çevik olmasa da kabızlık yaşatmayan tam ara model diyebileceğim Corsa C vardır. Fakat 1100 kg civarı görüldükten sonra Opel'ler çeviklikten uzaklaşıyor. Vectra B, Corsa D ve Astra G ve H gibi modellerin yol tutuş limitleri, çoğu aracın sahibinden yüksek olsa da, ani yön değişimlerinde ön düzen çok kabız kalıyor ve kontrolsüz önden kaymalar başlıyor, o durumda Ford'lardaki Alfa Romeo'lardaki burun çevikliğini arıyorsunuz. Ben bunun sebebini ağır süspansiyon elemanlarına bağlı olarak unsprung weight olarak görüyorum ama başka bir sebep de olabilir. Bu dediğim durum Astra J ve Insignia gibi sınıfına göre daha da ağır olan modellerde daha da bariz hissediliyor. 140 ile girilecek geniş virajlarda 200'le girecek gibi müthiş bir üst limit var ama 90 ile girilebilecek daha keskin virajlarda direksiyon biraz fazla çevirilmesi gerekiyorsa limiti çok çabuk aşıyor ve kurtarması güç şekilde önden kayıyor. Yani bu araçlarda lift-off oversteer gibi ağırlık dağılımına bağlı hareketlere fazla güvenilmemesi gerekiyor. Bir de şu var; jenerasyonlar ilerleyip Opel modellerinin ağırlıkları arttıkça direksiyon hisleri daha da öldü.

Opel'lerin bir güzel tarafı da, Astra G modelinden itibaren galvaniz alaşımlı kaportaya geçmeleridir. Uzun süreli (12 yıl) paslanmazlık garantisi veren ilk firma Opel'dir diye biliyorum.

Özellikle TR distribütörü nedeniyle benim ve benim gibi pek çok kişinin gözümde rezil bir noktaya getirilen Opel, PSA'nın satın almasıyla umarım TR'deki satış ve satış sonrası hizmetini toparlar da, tekrar severek binilen ve insanların özel olarak isteyeceği bir marka olur.
 

teacherilbas

Seyit İ.
Senkromeççi
29 Ocak 2020
9
7
70
31
Sakarya
Marka
BMW
Bizzat kendim de Opel tecrübe etmiş, ailemizde de şu an aktif 3 modeli bulunan biri olarak birkaç yorum yapmak isterim. Yüksek ısıda çalışan ve ilginç şekilde ısıyı seven motoru devir çevirmeyi sever. Güzel devirlenmeyle 1.2 Corsa 175 km yi görebilir. Gel gelelim bu ısı alışkanlık haline gelirse üst conta kolay bir şekilde yağ kaçırmaya başlar. Tahminim yüksek basınçlarda yetersiz kalan üst kapakları var. Yağ yakmayı sever hatta fabrika açıklamasında 1000km de 100ml yağ eksiltmesinin normal olduğunu bu yağın motoru korumaya yaradığını okumuştum. Insignia öncesi d segment lideri Vectra c nin beklenen konforun gerisinde kaldığını özellikle soğuk havalarda oldukça sert araç olduğunu söyleyebilirim. Fakat iç mekan kalitesi oldukça iyidir o sertliğe rağmen trim sesi oldukça azdır. D segmentten aşağı indikçe bu iç mekan kalitesi şahsi görüşüm oldukça düşmektedir. Vectra b ile beraber gelen ota çöpe sensör takma hastalığı nedeniyle elektrik hataları kronik hale gelmiştir. Bagaj kilit aksamından koltuk airbag sensörlerine krank mili devir sensöründen hız sabitleme koluna kadar bütün elektrik aksamları arızaya gebedir. İlginç şekilde uzun yıllar arıza vermeyen bu aksamlar sanki birbirini bekler gibi arka arkaya arıza vermeye başlar. Opel için genelde yüksek hacim yerine mütevazi motorlar kullanan bir algı var bende. D segment Vectra c bile 1600 kg ağırlığa rağmen ülkemizde vergi şartları da göz önüne alınarak 1.6 atmosferik motorla çok tutulmuştur. Küçük kardeş Astra da yıllarca aynı motorla kullanılmıştır kg avantajı sayesinde daha uyumlu bir kasa olarak görülmüştür. 1.3 dizel ise Astra da aşırı hantal Corsa da ideal fakat tamamen yakıt düşünülerek yapılmış gibi gelir bana. 1.6 dizelin ise çok geç kaldığını şahsi görüşüm markanın sonunu hazırlayanın ise bu gecikme olduğunu düşünürüm. İlk kasa insigniaların 2002 vectra c nin başına gelen kronik hatalarla uğraştığı hatta Avrupa'da bazı ülkelerde toplandığı bilinmektedir. Makyajla ve 1.6 dizel motor ile d segmentte tutunmaya çalışan markayı Astra j hayata bağlamıştır tahminim. Bu olayı Era Accent in hyundai ı kurtarmasına benzetirim. Astra j Opel için hayat öpücüğü olmuştur bence. 1.6 dizel, yenilikçi iç mekan, şık tasarım, ulaşılabilir fiyat ve yedek parça bolluğu ile resmen hayat kurtarmıştır. PSA grubuna geçmesinin marka için iyi bir adım olacağını düşünüyorum. Çünkü mevcut modellerde karakteristik Opel özelliklerini koruduklarını ve daha verimli 1.5 hdi motora geçtiğini biliyoruz. Sanırım iyi yönlerle bir harman yapma arayışındalar. İlerleyen yıllarda çağ dışı otomatik şanzımandan kurtulup eat8 veya eat6 ile çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Özetle Opel ufak motoru ile tasarrufa yatkın, yüksek sınırlarda arızaya müsait, üst segmentte üzmeyen konfor ile orta sınıfta vw ve Toyota'nın en yakın takipçisidir bence. Spor kullanım konusunda bence çizgileri oldukça nettir. Spor kullanacaksan Gsi, Gtc, Opc yaptım diyor zaten adam. Stok modelleri Spor kullanıma gelmez. Sınırları yüksektir fakat Spor kullanım aracı değillerdir. Uzun oldu fakat başıma gelenler şimdilik bunlar 🙃
 

Otto Çevrimi

Panpa
Destekçi
3 Eki 2016
1,621
1
5,104
4,070
Kocaeli
Marka
Alfa Romeo
Ben bunun sebebini ağır süspansiyon elemanlarına bağlı olarak unsprung weight olarak görüyorum ama başka bir sebep de olabilir. Bu dediğim dur
Opel, geçmişte altyapısı çok sağlam ve yola sıkı tutunan, genel olarak zor eskimesiyle filan tam bir Alman markasıydı. Yakın akrabalarımızdaki Rekord, Ascona gibi arabalardan bilirim.

Yalnız Opel'in elektroniğe geçişi çok da başarılı olmadı. Jenerasyonlar ilerleyip elektronik altyapı geliştikçe, o Alman tankı marka imajının yerini o dönemki İtalyanlar ve Fransızlar gibi "şöyle arıza yapar böyle sıkıntı çıkarır" gibi izlenimler aldı. Astra G, Meriva A, Zafira A, Vectra B ve C, Corsa C modelleri, bu elektronik arızaların dillendirilecek kadar çok yaşanmaya başlandığı modellerdir. Özellikle Vectra C, zamanının ötesinde gelişmiş elektronik donanımlar sunuyordu, bunun karşılığında da yıllandıkça tıpkı Fiat Stilo'da olduğu gibi arıza potansiyeli yüksek araçlar haline geldi. Özellikle Astra J, Meriva B, Zafira C, Insignia A jenerasyonları, elektronik arızalardan çok çektirdi. Corsa D de aynı jenerasyondur ama B sınıfı olması nedeniyle diğerlerine göre daha az elektronik barındırdığı için nispeten sorunsuz kalıyor.

Bu son sıraladığım jenerasyonlarla birlikte çivisi çıkan birkaç konu daha var ve bu konular elektronikten daha ciddi. Birincisi; Türkiye'deki yetkili bayileri ve servisleri, bugün şikayet edilen vw, honda, ford vb pek çok markadan daha beter. İthal edilen araçlarda ayıplı mal oranı çok yüksek, ek olarak boyalı veya eksik aksesuarlı satılan araçların oranı da diğer markalara göre çok çok fazla. Bunların sonunda da tahmin edileceği gibi asla ama asla sorumluluğu kabul etmiyorlar, kesinlikle müşteri mağduriyetini gidermiyorlar. Aslında balık baştan kokar diyerek mesuliyeti distribütöre de yükleyebiliriz. İkinci sorun da buna kısmen bağlı. Piyasadaki özel servislerin de bir çoğu, tamirini yapacakları araçlar konusunda yetkin değiller. Çünkü en başta Opel Türkiye, kendi ustalarını iyi yetiştirmiyor. Yetkili servisten çıkıp dükkanını açmış "ustacık"lar da çok biliyorum edasıyla yetkili servisler gibi iş çıkarıyorlar ve bunu yan sanayi parçalarla yapınca durum daha da vahim bir hal alıyor. Özetle, aracın sıfır hali sağlam bile denk gelse, zaman içerisinde bakımlara girip çıktıkça sırf beceriksiz ve sorumsuz insanların elinde bakım gördüğü için dert kaynağı haline gelebiliyor. Durumun vehametini kendimden örnekleyebilirim: Yaşadığım şehrin sadece bir sanayi sitesinde 6-7 tane Opel servisi olmasına rağmen, bakımlarım için kalkıp İstanbul'a -zaman içerisinde güvendiğim- ustama gidiyorum ve bizzat bakımda aktif olarak yer alıyorum. Ustalıklarına güvensem de bazı parçalarda onların takacağından farklı olarak kendi titizliğimle marka seçip buldurup taktırıyorum, yağımı kendim götürüyorum vs.vs. Başka türlü bir Opel'i ayakta tutmam mümkün değil bunun farkındayım.

Günlük kullanımda içerisindeki kullanışlılığa dair küçük detaylar, vag otomobillerine benzer şekilde yüz güldürür. Genel olarak yol tutuş övülmüş ama bu kısım limitlere çıkılana kadar beğenilen bir disiplin. Eski 90'lı yıllardaki hafif jenerasyonlarda (astra f, Corsa B gibi) çevik bir yapı vardı. Çok çevik olmasa da kabızlık yaşatmayan tam ara model diyebileceğim Corsa C vardır. Fakat 1100 kg civarı görüldükten sonra Opel'ler çeviklikten uzaklaşıyor. Vectra B, Corsa D ve Astra G ve H gibi modellerin yol tutuş limitleri, çoğu aracın sahibinden yüksek olsa da, ani yön değişimlerinde ön düzen çok kabız kalıyor ve kontrolsüz önden kaymalar başlıyor, o durumda Ford'lardaki Alfa Romeo'lardaki burun çevikliğini arıyorsunuz. Ben bunun sebebini ağır süspansiyon elemanlarına bağlı olarak unsprung weight olarak görüyorum ama başka bir sebep de olabilir. Bu dediğim durum Astra J ve Insignia gibi sınıfına göre daha da ağır olan modellerde daha da bariz hissediliyor. 140 ile girilecek geniş virajlarda 200'le girecek gibi müthiş bir üst limit var ama 90 ile girilebilecek daha keskin virajlarda direksiyon biraz fazla çevirilmesi gerekiyorsa limiti çok çabuk aşıyor ve kurtarması güç şekilde önden kayıyor. Yani bu araçlarda lift-off oversteer gibi ağırlık dağılımına bağlı hareketlere fazla güvenilmemesi gerekiyor. Bir de şu var; jenerasyonlar ilerleyip Opel modellerinin ağırlıkları arttıkça direksiyon hisleri daha da öldü.

Opel'lerin bir güzel tarafı da, Astra G modelinden itibaren galvaniz alaşımlı kaportaya geçmeleridir. Uzun süreli (12 yıl) paslanmazlık garantisi veren ilk firma Opel'dir diye biliyorum.

Özellikle TR distribütörü nedeniyle benim ve benim gibi pek çok kişinin gözümde rezil bir noktaya getirilen Opel, PSA'nın satın almasıyla umarım TR'deki satış ve satış sonrası hizmetini toparlar da, tekrar severek binilen ve insanların özel olarak isteyeceği bir marka olur.

" ani yön değişimlerinde ön düzen çok kabız kalıyor ve kontrolsüz önden kaymalar başlıyor, o durumda Ford'lardaki Alfa Romeo'lardaki burun çevikliğini arıyorsunuz. Ben bunun sebebini ağır süspansiyon elemanlarına bağlı olarak unsprung weight olarak görüyorum ama başka bir sebep de olabilir. Bu dediğim durum Astra J ve Insignia gibi sınıfına göre daha da ağır olan modellerde daha da bariz hissediliyor. 140 ile girilecek geniş virajlarda 200'le girecek gibi müthiş bir üst limit var ama 90 ile girilebilecek daha keskin virajlarda direksiyon biraz fazla çevirilmesi gerekiyorsa limiti çok çabuk aşıyor ve kurtarması güç şekilde önden kayıyor. Yani bu araçlarda lift-off oversteer gibi ağırlık dağılımına bağlı hareketlere fazla güvenilmemesi gerekiyor. Bir de şu var; jenerasyonlar ilerleyip Opel modellerinin ağırlıkları arttıkça direksiyon hisleri daha da öldü. "

Bir ara gel bir şey deneyeceğim hatatat
 

yaso

TORNACI
8 Eyl 2016
3,204
11,547
5,320
Antalya
Marka
Ford
Opel arabaları her zaman abartılı olmuştur. İnsanların ‘opel neden böyle ya’ demelerinin sebebi bu; bir şeylerin altında hep bir çaba yatar. Nedir bu absürt duran çaba. Dayanıklı olma çabası. GM saabla turbo benzinli motor geliştirmeleri, fiat power trainle dizel ünite geliştirmeleri, meşhur 1.6 T ünitesi, 2.0 T ünitesi, absürt motor takozları, easytronic şanzıman vs. vs. Bunlar çok dayanıklı motorlar. Çok eski dönemlerde yapılmış çalışmalar. Bunla da yetinmemiş, ortak motorlarda kendi içerisinde bile geliştirmeler yapmış. Sanayide 1.3 mjet dizel motor revizyonunda triger setini 1.3 cdti takmak isterler. Neden ? Aynı motora opel daha dayanıklı zincir koymuş. Kendi arabama (astra 1.3 cdti) fiat linea buji aldım en son. Opelinki çok daha kaliteli ama fiyat farkından dolayı lineankini aldım örneğin. Ama aynı motor ??
Alt takım parçaları.. Aşırı ağır ama hırpalamadığın sürece araba çürüyene kadar değiştirmezsin.Zamanında opel arıza namı salmış. 2005 yılında far yağmur park sensörlü karartmalı dikiz aynası, c.c. tam donanım bir araba düşünün sanayide. Bir uzay arabası gelmiş adeta sanayiye. Ustalar gözlerine inanamıyor, teknolojiyi keşfediyorlar. Kitapçığında sadece 0-30,5-30,0-40 yağ konulmalı denen motora 10-40 koyuluyor cayır cayır. Şanzımandan kırmızı renkli yağ akıyor diye ATF konulan manueller, easytronicler... Krank dişlisinin civatasına bijon anahtarıyla allah ne verdiyse asılıyorlar. Map, maf sensörleri balata spreyiyle temizleniyor :D
Opel sürekli üzerine bişeyler koymaya çalışan bir marka benim gözümde. Hatta yutubda opelin en çok video sayısı yol tutul üzerine olan çalışmalarıyla alakalı videolardır. Lpgyle veya yanlış müdahalelerle mahvedilen motorları bi kenara koyalım. Opelin bi ruhu var. Her arabanın bir ruhu var tatanın bile. Bence markayı değil de arabaları sevmek lazım.
Opeli GM de satın alsa Psa da, opel hep kendi karakterini koruyacaktır. Skoda da öyle mesela benim gözümde. Kimliğini yitirmiş marka Seattir. Skoda hep karakterini korumuştur. Tamam VAG üyesidir ama arabalarında hep kendine has izler görülür. Yarın başka biri satın alsa bu yine devam eder muhtemelen.
 
Son düzenleme:

bt

Takipçi
Destekçi
Beta Programı
8 Eyl 2016
17,939
7
51,186
6,820
Kocaeli
Marka
Opel
" ani yön değişimlerinde ön düzen çok kabız kalıyor ve kontrolsüz önden kaymalar başlıyor, o durumda Ford'lardaki Alfa Romeo'lardaki burun çevikliğini arıyorsunuz. Ben bunun sebebini ağır süspansiyon elemanlarına bağlı olarak unsprung weight olarak görüyorum ama başka bir sebep de olabilir. Bu dediğim durum Astra J ve Insignia gibi sınıfına göre daha da ağır olan modellerde daha da bariz hissediliyor. 140 ile girilecek geniş virajlarda 200'le girecek gibi müthiş bir üst limit var ama 90 ile girilebilecek daha keskin virajlarda direksiyon biraz fazla çevirilmesi gerekiyorsa limiti çok çabuk aşıyor ve kurtarması güç şekilde önden kayıyor. Yani bu araçlarda lift-off oversteer gibi ağırlık dağılımına bağlı hareketlere fazla güvenilmemesi gerekiyor. Bir de şu var; jenerasyonlar ilerleyip Opel modellerinin ağırlıkları arttıkça direksiyon hisleri daha da öldü. "

Bir ara gel bir şey deneyeceğim hatatat
Hakikaten bi denesene :D Konum at geliim hatatat
 

R.I.P

Asfalt Kurutucu
3 Eki 2019
7
10
595
36
Yalova
Marka
Opel
Corsa B GSi
Corsa C 1.3cdti
Corsa D 1.3cdti
Astra J 1.3cdti + Corsa D 1.4
Insignia Grand Sport 1.6cdti

son 15 yılımın özeti budur. Ve bu tecrübeye karşılık söyleyeceğim şey “bakmazsan üzer, bakarsan mutlu eder. Kesinlikle arası yoktur”
 

HaniBanaDemiş

Rıfat
Profesör
2 Şub 2021
194
143
1,085
38
İstanbul
Marka
Opel
2014 Nisan'da aldım Insignia 1.6 SIDI Cosmo'yu. D sınıfında turbo benzinli düz vites pek fazla seçenek yoktu. Seçenekleri genişlettiğimiz zaman bile yüksek güç ve donanım olarak fazla rakibi yoktu. İyi yatırım yapmışlardı ve uygun fiyata satarak rakiplerinin karşısına çıkıyorlardı. Biz de tüketiciler olarak pek tabi bundan faydalandık. Şimdi neredeyse 7 yıl olacak ve zaman zaman sorun yaşasam da aracımı hep keyifle kullandım. Yanına 2. el Citroen C4, sıfır km Mitsubishi Eclipse Cross aldım sattım ama Insignia'ya kıyamadım hep elimde tuttum.

Okuyunca Opel'i değil Insignia'yı anlatmışsın diyebilirsiniz ama aslında bu araç Opel'in değişiminin özeti oldu. Batmak üzere olan bir firmayken ederinin üzerinde bir araç yapıp piyasaya sürdüler ve paçayı kurtardılar. Sonra da zaten malum yeniden satış süreci oldu. Bugün A ve A2 kasayı kullanmış olanların çoğu bırakın başka bir otomobili B kasayı -namı diğer Grand Sport'u- bile pek beğenmezler. El değiştirdikten sonra otomobillerin görünmeyen yerlerindeki kalite düşüşü yüksek oldu. Bir çok irili ufaklı özelliği konuşabiliriz ama son darbe Insignia'nın alameti farikası diyebileceğimiz "Flexride" sistemini tamamen iptal edilmesi oldu. Artık ederinin üzerinde olmasını geçtim ederinde olması bile tartışma konusu.

İkinci el konusunda ise hakkında bilgi sahibi olmadığım Corsa ve Astra gibi çok satan modelleri kenara koyarsam Insignia özelinde bazı sıkıntılar mevcut. Ancak sıkıntılar aracın kendisinden çok müşteri kitlesinde diyelim. İkinci el araç alma arifesinde olan ve parası normalde dizel Megane, Focus gibi C sınıfı araçlara yeten kişiler aynı paraya Insignia alabileceklerini farkedince böyle bir pazar oluşmuş oldu. Bu araçları satın alanların bir kısmı malesef bakımları aksattı, düşük kaliteli parça kullandı, yakıttan kıstı, uygunsuz LPG kitleri taktı. Opel zaten adı çıkmış dokuza inmez sekize, ortam da uygun olunca oldu Insignia sorunlu. Her sorana anlattık atmosferik Japon sorunsuzluğu beklemeyin, dizel Clio yakıtı beklemeyin diye. Elektroniği sensörü bol araba bunlar, narindir, bakacaksın. Yakıtı seçer, bilmediğin istasyondan almayacaksın v.s.

Neyse forumun ilk gününden bu kadar uzatmayayım. Özetle Opel nevi şahsına münhasır bir markadır :)
 
  • Beğeni
Tepkiler: alfhonso
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım