Renault Clio I 1.4 RT

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
İyi günler forum ahalisi neredeyse 2-3 aydan beri araç arıyordum hatta forumdan da yardım almak için konu dahi açtım.( https://www.otopark.com/forum/threads/Öğrenciye-uygun-araç-seçimi-az-paraya-çok-iş.4871/ ).Forumdaki üyeler çok fazla yardımcı oldular sanki kendilerine araç alacakmış gibi ince eleyip sık dokuyanlar oldu onlara şimdiden teşekkür ederim.

Bütün bu uğraşlar dahilinde tüm ümitler tükenmiş ve artık daha fazla araç bakmayacağım demişken bu iğrenç 2.el piyasasında bir kurban bayramı arefesinde araba pazarının en ücra köşesinde sabahın köründe gördüm Amélie'yi.Çoğu kişinin o paralara araba mı kaldı geyiğini yaptığı bir fiyatı istiyordu sahibi kısmet midir, bilinmez her şey istediğim gibi gitmişti kazası değişeni hatta biz sürene kadar macunu bile olmayan bir araba hem de komik bir rakama hemen üstüne yapışıp alma hevesi doğdu ve olaylar da sırasıyla aracı satın almaya kadar gitti.:)Uzun cümlelerimi bağışlarsanız devam edeceğim.:D:DAmélie ise bilmeyenler ya da duymayanlar için Fransa'nın Zeynep Çamcı'sı denilebilir.:DNormalde aracına isim verenleri samimiyetsiz bulurdumo_O ama hayatta hiç bir zaman büyük konuşmamak ve kınamamak gerekiyormuş tam araç alma arefesinde keşfettiğim ve etkisinde kaldığım masum bir Fransız film karakteriyle bağdaştırmak ise an meselesi oldu ve isim de konulmuş oldu:)Yani isim koymak için ekstradan hiç bir beyin fırtınasına, yapay ve samimi olmayan duygulara gerek kalmadı:D.İşin geyiğini geçersek Amelie 1997 doğumlu bir Renault Clio 1.4 RT.Biz onu ikinci hayat arkadaşından aldık:D:D.İlk arkadaşını ben tanımıyorum ama aracı aldığım kişi tanıyormuş.İkinci hayat arkadaşı ise ise orta yaşlı bir hanımefendiydi.Aracı 161.XXX km de aldık.Amelie şu ana kadar hep benzin içmiş henüz LPG gazı solumamış ama yaptığım hesap kitaplar gösteriyor ki benim gibi ortadirek bir öğrenci elinde ne yazık ki artık gaz soluması gerekecek. Her ne kadar istemesem de yapılacak pek bir şey yok gibi gözüküyor.Amelie ağabeyi R19'un bir dönemler piyasayı kasıp kavurduğu tek nokta enjeksiyonlu 1.4 8V 75PS Renault Energy motoruna sahip motor kodu olaraksa E7J olarak geçiyor.Kalbinde çarpan pistonlar bu zamana kadar benzinde beslendikleri için çok çok iyi durumdalar.Güç olaraksa küçük hacimli tüm atmosferik motorların kaderini taşıyor yani kısacası gitmiyor.Fakat gitmemesi atik ve canlı olmasına engel değil çünkü bu motor 0-100'e 11-12 sn arasında çıkıyor.Bunu güç fakiri motoruna değil 900 küsür kiloluk fit vücuduna borçlu.Düz yolda ve şehir içinde atikken virajlı yollarda korkutuyor özellikle aracın arka kısmının yerden bayağı bir yüksek olması sebebiyle virajlarda kafa kısmı dirayetli iken arka taraf sürekli havada yüzüyormuş hissiyatı veriyor bu hissiyat bir hayli korkutucu.Arkada ise R9-11 serisinde kullanılan torsiyon sistemine sahip tabii o da savurmasıyla meşhur.Eğer ki arka taraf bu kadar havada olmasa büyük bir ihtimalle daha iyi tutuşa sahip olacak o dönem ki ülkemiz yolları için yükseltiğini düşünüyorum çünkü Avrupa'da kilerde bu kadar yüksek değil.Tek nokta enjeksiyonlu motoru yaptığım kabaca hesaplamalara göre(5-10 günlük tecrübe) karma olarak100 km'de 7,5-8,5 litre arası benzin tüketmekte cimri gibi görünse de ülkemiz benzin fiyatlarıyla çarpıldığı zaman öğrenciyi bir hayli zorlayacak tüketim değerine ulaşıyor aksi takdirde bu zamana kadar LPG solumamış Amelie'yi 3-5 kuruş için öksürtmek istemem.

Tasarım olarak ise eskinin kaba çizgili 205-Golf 2 vb gibi hatchbacklerinden bir iki ufak makyaj hamlesiyle sıyrılmak istese de çok da başarılı olamamış bence.Ama benim gibi 90'lar fanatiği için bu tasarım dili oldukça güzel duruyor ah bir de güneş yanıklarımız olmasa...:pÇok konuştum çok anlattım aslında niyetim uzunca bir km tecrübesinden sonra uzunca her şeyini anlatmaktı ama forumda resimleri merak edenler çok olduğundan dolayı konu açmak şart oldu.Daha hala tamponda bir kaç macunlu yer boyanacak o sebepten dışının detaylı fotolarını sonraya bırakalım ve şu an LPG takılı olmadığı için boş bagajlı fotoyu da çekmeyi unutmayayım.:DUnutmadan aracın iç tasarımı ise her Fransız otomobilinde olduğu gibi göze çok değişik ve alışılmadık geliyor.:DTeyp kapatan kayan kapakçıklardan tutun da analog saate hatta garip bir şekilde yukarıdan açılan torpidoya ve zannımca hırsızlığı önlemek için konulan taaa anya ve konya daki cam açma butonları.Donanım olarak ise bel desteğine, elektrikli aynalara, elektrikli ön camlara, orijinal uzaktan kumandalı merkezi kilite, harita okuma lambasına, katlanır arka koltuklara ve çatlak bir ön cama sahip.:D:D:DResimleri birazdan yavaş yavaş yorum olarak ekleyeceğim.Buraya kadar sabredip okuyanlara teşekkürler.:)

amelie-kapak-500x400.jpg


İlham perimiz...:p

rJLO83.jpg
[/url][/IMG]
 
Son düzenleme:

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford











Edit:0-140 videosu LPG yi söktüğüm zamanlarda düz zeminde tek kişi(sürücü) varken çekildi-zaten o olmasa çekemezdik- :D.Aracı çok zorlamamak adına 140 tan ötesini çekmedim zaten hızlanma oranı 140 tan sonra çokça düşüyor.

Maksimum güç ve tork değerleri dikkate alınarak kalkılmıştır .Müzik içinse kusuruma bakmayın normalde pek dinlemem ama nedense müzikli ana denk gelmiş.

 
Son düzenleme:

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford





Bu da son.:) İyi dileklerinize çok teşekkür ederim @Bedirhan. ve @Berkinka



Edit:
Clio 1.4 RT-Test Yazısı
Merhaba otopark.com ailesi uzun zamandır, Clio 1'i merak edenler için test yazısı yazayım, yazayım diyorum bir türlü cesaret edemiyordum, nasip bugüneymiş.Umarım keyifle okursunuz, diğer yazımda olduğu gibi(https://www.otopark.com/forum/threads/renault-9-spring-al-fadime.4733/ ) uzun uzun anlatmayı seviyorum, umarım sıkılmazsınız.:)

Aslında Renault serisinin rakamlı serilerinden(5-9-11-21-25)-(Clio-Megane-Laguna) gibi isimli serilere geçisin ilk aşaması Clio, bu anlamda devrimsel bir otomobil olmaya çalışmış ve döneminde olmayan modern seviyeye donanımları ve tasarımıyla ulaşmaya çalışmış. Rakamlı serilerin, yani dünyada çok da başarılı olmayan modellerinin izlenimi kırma görevini bu küçük gövdesiyle üstlenmek zorunda kalmış, nitekim cüretkar bir takım hamleler meyvesini vermiş ve Britanya’da daha sonra çıkacak olan Clio 3’ten daha fazla satış yaparak rekor kırmış. Bunu aslında önemli bir başarı olarak görmekteyim özellikle de Clio 3 döneminde halkın otomobil talebinin ve fabrikanın üretim kapasitesinin arttığı düşünülürse çok daha rahat anlaşılabilir. Tabii o dönemde Britanya’da halkı TV reklamlarına hipnoz etmiş, Nicole and Papa reklam serisinin de pazarlamada etkili olduğu yadsınamaz.

Clio 1 hakkında spesifik olarak bilgi vermek gerekirse araç 1990-1997 yılları arasında bantta kalmış ve 2 makyaj hamlesi ile birlikte 3 ayrı kasa tipi bulunuyor. Makyajlarda aracın kozmetik aksamlarına(direksiyon,far, stop ve üçüncü stop, teknolojik oyuncaklar) dokunulmuş buna ek olarak motor seçenekleri kümülatif olarak arttırılmış.Her geçen makyaj hamlesinde araç 80’lerin sert çizgilerinden kurtulmak istemiş ve bunu ancak son yıllardaki far hamlesiyle yarım yamalak başarabildiğini düşünüyorum.
5849526RENAULTClio-5doors--1935_1.jpg

renault-clio_2117_1.jpg


Öncelikli olarak aracı dışarıdan gördüğümüzü varsayalım, ilk olarak gözümüze çarpan aracın şeker mi şeker kutu yapılı R5/PUG 205 gibi yapısı ile yuvarlatılmış yumuşak hatlara 206/Clio 2 arasında kalmış bir tasarım görebilirsiniz. O yıllarda 106/Saxo gibi Fransız hatchbacklerinin de arada kaldığı ve benzer tasarımı olduğu düşünülürse, dönemine göre tipik bir 90’lar tasarımı. Arka stop grubu, diğer Fransız hatchbacklerine benzeşse de ön tarafında kendine özgü şapşal bakışı mevcut.
01.jpg

MG_4.jpeg


İçeriye girdiğimizde ise bizim hiç de alışık olmadığımız 2 parçalı bir göğüs ve bize her haliyle değişik ve fransız görünen bir kokpit tasarımı mevcut öncelikle, tipik eski Renault’larda olan vitesin arkasında ki teybin konumu hem sürücü için hem de yolcu için kanal değiştirmek de zor anlar yaşatıyor.Eğer sürücü vitesi 1-3-5 gibi konumlara atmak isterse yolcusuna kibarca kanalı çabuk değiştir vites değiştireceğim demeyip, yandaki kişi kanal ayarlayana kadar 2.viteste kalabilir yada gayet sert bir tavırla yolcusunun eline doğru sertçe bir vites hamlesi yapıp burası benim alanım çek git oynama şu teyple sözünü demeden ima edebilir.Bence Fransızların bunu yapmasındaki amaç partner oturması durumunda yanlışlıkla el çarpmasının aslında romantik bir hamle görevini görmesini istemiş olabilirler tabii yanınızda Faruk Dayı’nın oturacağını hesap etmemişler.
IMG_1670.jpg

(NOT:Aracın asıl fotoğrafları ilk sayfadadır, buradakiler temsilidir.)

İçerideki gariplikler bununla da sınırlı değil, özellikle cam açma tuşunun kapı kollarının en aşağısında konumlandırılması aslında kişiye arabanın serzenişini ifade ediyor, ‘’ben öyle bildiğiniz arabalardan değilim mösyö, kolay kolay ‘’cam’’ açmam, önce beni sevdiğini hissettirmeniz lazım’’ triplerini duyabilirsiniz.Bittiğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz aracın iç kısmının bu kadar renkli olduğunu görmek bizi heyecanlandırıyor, özellikle torpidonun üstten açılması,Fransızların kokpit tasarımında özgün olmaya çalıştıklarını gösteriyor ve bu özgünlüğe sahip olmanın bedeli olarak ufak tefek ergonomi ödün vermeniz gerekiyor fakat kapı kollarında geniş saklama alanları ve göğüsteki düz zeminler hatta kapaklı gözler sayesinde pratikliğinden kesinlikle ödün vermiyor.Bol bol saklama alanları mevcut, hatta bozuk paralar için dahi içerisi yalıtımlı malzeme ile kaplanmış plastik bir kapakçık mevcut.Bozuk paramızı koyacağımız yerimiz, anahtarlarımızı cüzdanımızı telefonumuzu koyacağımız gözler mevcut, her ne kadar bazıları güncel tablet telefonlara göre küçük kalsa da kapı kollarındaki gözler, bu saydığım malzemelerin hepsinin üstüne de bir de su şişesini rahatlıkla alır.

Aslında iç kısımda dolanırken koltukların çok pofidik ve içe göçen tarzda olduğunu fark ediyorsunuz, yılların verdiği yıpranmışlıktan olacak herhalde ki artık kumaşın dikişlerinin üzerinde oturup, kumaşı esnettiğinizi fark eder fark etmez, üzerine babaannenizin diktiği bir takım minderlerle hem oturma pozisyonunuzu düzeltiyorsunuz hem de koltuklarınızın kumaşını korumuş oluyorsunuz, aksi takdirde yırtılıp kötü gözükmesi muhtemel.Gel gelelim bizim gibi otomobil tutkunlarının iç mekandaki püf noktasına yani sürüş pozisyonuna, sürüş pozisyonu konusunda bu otomobili sevmediğimi itiraf etmeliyim.Bunu dememin sebebi otomobilinin göğsü çok alçak konumlandırılmış, buna karşın direksiyonu göğse oranla bir hayli yukarıda, ve koltuklarda direksiyona göre çok alçak kalıyor.Bu garip düzen doğal olarak ellerinizin 9-15 bir biçimde rahat olarak direksiyonu kavraması için, direksiyona çok fazla yaklaşmanız gerektiğini işaret ediyor, eğer benim gibi kısa biriyseniz(1.74) kafanız tavana değmiyor ya da dışarıdan yeni şoför gibi görünmüyorsunuz ancak dizleriniz alçak göğse çok yaklaşıyor ve olası kaza durumunda dizden ölümcül darbeler almanıza neden olabilecek konuma sokuyor.Koltuk yükseklik ayarı, koltuk pozisyon ayarı yok mu?Dediğinizi duyar gibiyim, ancak bunlarda sizi mümkün mertebe pozisyona sokuyor yani ayarlanabilir direksiyon olmadan çok rahat bir şekilde kullanamazsınız, o da maalesef bu araçlarda mevcut değil.Fakat, herkesin kol bacak ve vücut oranı bir olmadığı gibi benim rahat etmediğim yerde sizler rahat edebilirsiniz, ben kendi adıma ideal sürüş pozisyonunu bulmadıkça rahat süremiyorum, fakat zamanla bu duruma alışıyorsunuz ve sizin için çok büyük problemler teşkil etmiyor.Hep aklınızın ucunda kaldığını es geçemem yalnız.

İç mekanda bu kadar gezindikten sonra donanımlardan bahsetmeden geçmek olmaz, bu araçta aslında diğer rakiplerinde göremeyeceğiniz, bir çok iddialı donanım mevcut, örneğin, elektrikli ön camlar, manuel bel destek ayarı, koltuk yükseklik ayarı, bozuk para haznesi, kapaklı gizli teyp ve saklama gözü, analog saat, orijinal uzaktan kumanda, merkezi kilit, alarm,ayarlanabilen gösterge ışık seviyesi, fıskiyeli arka cam sileceği, ön/arka sis farları ve bu araçta olmasa da bazı modellerinde kliması mevcut. Bu aracın 1990-1997 yılları arasında çıktığı hatırlanırsa ve B segmenti bir Renault olduğu düşünülürse, aslında o dönemin araçlarına göre daha donanımlı olduğunu görebilirsiniz.Hatta ülkemizde olmasa da bazı modellerinde direksiyondan kumanda ses açma kapama, deri koltuk, maun kaplama trim kaplamalar olduğunu da görebilirsiniz.

Fakat sürüş pozisyonu ve ergonomi problemlerine ek olarak bir paragraf ayıracak kadar en büyük eksi ise, aracın içindeki malzemelerin kalitesi ve işçiliği olarak görüyorum.Gözümüzün görmediği göğüsün kapıyla birleştiği yerlerde 1 işaret parmağı kadar açıklık görülüyor ve ara sıra parçaların birleştiği yerlerde çok rahatlıkla görülebilecek boşluklar mevcut bu denli üretim hatası, aslında Fransızların içerideki romantiklikten, parçaları işlemeyi unutmuş olabileceklerini akla getiriyor.Bir diğer husus ise onların kalitesi hani dedik ya bozuk para için yalıtılmış bölme var diye, o bölme her an elinizde kalıp size şaka yapabilir ya da iş bilmez kankanız sağı soluyla oynarken tırnağını kırıp hiçbir şey olmamış gibi çaktırmayabilir.Sizde bu durumda ya burası ne zaman kırıldı, tüh be deyip içerlenebilirsiniz.
Angry-Birds-Car-Meme.jpg


Dış tasarım ve sonrasında içeride bu kadar vakit kaybettikten sonra elimizde geriye aracın mekaniği kalıyor.Clio 1’lerde efsanevi Williams 2.0 16v 150 ps motordan, 1.2 50-60 küsür bg’lere kadar motor seçimi mevcut.Bu araçta ise mütevazi E7J kodlu 1.4 75 ps Renault Energy motoru mevcut, bu motor ilk çıktığında R19 üzerinde az yakma konusunda uzmanlığını yapmış olsa da Clio’da tam anlamıyla doktorasını yapmış olduğunu söyleyebilirim.900 küsür kiloluk kasasında araç yüksüz bir halde iken 0-100 e 11.5-12.5 sn yakın bir sürede çıkmakta ve şehir içi süratlerinde çok seri davranmakta.

Olay az yakmaya geldiği zamanda da gayet başarılı, Renault az yakar klişelerinin bu araç için de bayağı geçerli öyle ki şehir içinde 7-8.5 100km/L arasında benzin tüketebilir eğer ülkemizdeki 7 tl lik benzin almak istemeyip LPG takarsanız da 100km/L 8-9 litre arasında LPG ile rahat rahat dolaşabilirsiniz.Benim rekorum tam şehir içi sayılmasa da 100km/L 6.4 litre LPG yaktığını not ettiğim oldu.

Araçta yüksüz bir durumda yeterli performansı da mevcut öyle ki sigara içmediğim halde sigarasına ışıklarda kalktığım Apaçi Beyazı 1.6 Şahin’i bozduğumda arabanın direksiyonunu öpesim geldiğini itiraf edebilirim.Ama eğer araç ile 4 yetişkin dolu bir halde yola çıkacak iseniz bu dediğim ve saydığım performans övgülerini tamamen unutmanızı ve kendinize bir sağ şerit yoldaşı seçtiğinizi belirtmek isterim öyle ki araç 4 yetişkini aldığı zaman tamamen hantallaşıp çok ayrı bir çekilmezlik ve gitmezlik boyutuna bürünüyor, bu da uzun yokuşlarda aracınızın hararetinin dolayısıyla sizin hararetinizin artacağına delalet ediyor.Size tavsiyem eğer soğutma sistemine güvenmiyorsanız ilk önce o kısmı geliştirmeye/tamire/bakıma çalışınız aksi takdirde daha büyük arızalara sebebiyet verebilirsiniz, ya da o dolulukta yolculuğa çıktığınızda, İbrahim Tatlıses’ten ‘’Yol Ver Dağlar’’ türküsünü açıp daha sakin sakin yokuşları atlatabilirsiniz.



Olur da o yokuştan inecek olursanız kesinlikle beni çağırmanızı istiyorum, çünkü bu aracın yol tutuşu, benim en çok hoşuma giden taraflarından birisi.Önde McPherson tipi bağımsız süspansiyonu aracın kafasının çoğunlukla yolda kalmasını ve sıkı sıkı tutunmasını sağlıyor.Bu araçla çok absürt bir hızla viraja girmedikçe kafadan kayıp kaza yapmanız pek muhtemel değil ayrıca motorda çok fazla güç olmadığı için viraj çıkışı gaza oturduğunuzda önden kaymak da çok çok zor bir hareket.Fakat viraj da iken eğer aracın dinamiklerine çok fazla aşina değilseniz aracın arka tarafından korkabilir, her an arkasını getirip size kaza yaptıracak gibi hissedebilirsiniz özellikle viraj ortasında zorlanan arka süspansiyon ani hamlelerde dahi cevap verip, sizi hoşunuza gitmeyecek derece de aracı yatırarak kopmakta olduğunu haber veriyor.Özellikle eğer acemi iseniz araç sizi bu noktada uyarıp, kaza yapmanızı gayet organik/elektroniksiz bir yolla sinyalini veriyor, fakat benim gibi o noktada dahi aracı zorlamayı seviyorsanız ya da canınızı sokakta bulmuş gibi davranmak istiyorsanız, araç size kontrollü bir şekilde kayarak cevap veriyor, bu kayma beklemediğiniz bir anda gerçekleşmesi çok muhtemel değil.Beklemediğiniz anda gerçekleştiği zamanlarda dahi araç size manevra yapacak kadar tolere sağlıyor ve aracı düzeltip bu olayı ucuz atlattığınızı ya da benim deyişimle vaayy be süper oldu hadi bir daha kine bir daha yapalım diyorsunuz.Tabii bunda o yıllardaki hidrolik direksiyonların hisli oluşunun payı çok büyük.Aracın yol tutuşunun bu kadar iyi olması her ne kadar beni şaşkınlıkla karışık sevindirse de frenlerinin dayanıksızlığı ve azıcık zorlama ile içinin geçmesi(yumuşaması) ve zayıflaması beni korkutuyor, özellikle yüksek süratlerde yavaşladıktan ya da dik yokuşlar indikten sonra balata kokusu, fren telinin gevşemesi sizi her zaman aslında tipik bir Fransız hatchback’inde olduğunuzu yüzünüze yüzünüze vuruyor.Ama her şeye rağmen bazı otomobiller, fabrikadan çıktıklarından itibaren daha fazla gücü hak ederler bence bu Clio’da daha fazla gücü hak eden araçlardan birisi diye düşünüyorum.Yol tutuşu bu kadar övdük eksisi yok mu derseniz tabii ki mevcut özellikle aracın arka tarafında bu oynak yol tutuş karakteristiği herkesi memnun etmeyebilir, ayrıca aracın 180 km/h kadar çıkabildiğini de söylemem gerekiyor bu noktada fakat araç 140/150 km/h sonrasında yerden yüksekliğinden olsa gerek yerle bağlantısı zayıflıyor gibi hissediyorsunuz ve daha fazla zorlamak istemiyorsunuz.Çünkü düşük süratlerdeki virajlarda keskin olan direksiyon bir anda patates tarlasında imiş gibi boşluklar yapıyor ve sizi yavaşlamanız için uyarıyor.


Aracın şanzımanı ise 5. Viteste 3000 devirde 105-110km/h arası gösteriyor.Aslında uzun yol için rakiplerine göre gayet ideal bir sürate ulaşıyor fakat aracın yalıtımının çok kuvvetli olmamasından mütevelli yüksek süratlerde yol sesi alıyor, bu sebepten dolayı motor sesi rahatsız etmese de diğer faktörler sizi uzun yolda ortalama 100 km/h’nin ideal olduğunu belirtiyor.Yalıtımın çok kuvvetli değil dedim fakat, yine döneminin, B segmenti araçlarına göre ortalama bir yalıtım seviyesi mevcut yani yerli Renault’lardaki alt takımın Allah Allah nidaları size çok fazla eşlik etmiyor.Dolayısıyla nispeten konforlu bir sürüş sunuyor, aracın ön süspansiyonları çukurları büyük bir medeniyetle karşılarken, yalıtımı biraz da olsa konforundan ele veriyor, fakat arka tarafındaki torsiyon sistemi yine bütün gürültüsü kabin içine veriyor ve ön tarafta medeni şekilde şeker-çikolata ikram edilen çukuru arka bahçede yaka paça gözaltına alıyor.


Buraya kadar okuyanlarınız ve kalemime dayanabilenleriniz varsa umarım beğenmişsinizdir. Başka merak ettikleriniz(kronik problem vs vs) varsa seve seve cevaplarım .

Saygılar…

gPVD00.jpg


bvMadj.jpg


2ONR0d.jpg


Z5Qa0g.jpg


5Nm3bl.jpg
 
Son düzenleme:

Kim?

Panpa
15 Eyl 2016
1,024
1,994
2,770
Marka
Subaru
Çiçeği burnunda tertemiz araba kazasız belasız keyifli sürüşler. Bu aracın ön yolcu tarafına binmiştim hatırladığım tek şey püfür püfür koltuklarının olduğu çok sevmiştim :) birde dışardan küçük ama binince küçük hissettirmemişti. Hayırlı olsun :)
 

bt

Takipçi
Destekçi
Beta Programı
8 Eyl 2016
17,940
7
51,186
6,820
Kocaeli
Marka
Opel
Hay maşallah... Donanımları efsaneymiş yalnız... Pioneer teybi de o zamanların en çok tutulan modeli. Bizim Şahin'de de hemen hemen aynısından vardı :)
O değil de, lpg taktırmayın be. Valla üzülüyorum böyle arabalara.
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Çiçeği burnunda tertemiz araba kazasız belasız keyifli sürüşler. Bu aracın ön yolcu tarafına binmiştim hatırladığım tek şey püfür püfür koltuklarının olduğu çok sevmiştim :) birde dışardan küçük ama binince küçük hissettirmemişti. Hayırlı olsun :)
Evet koltukları çok pof oturan direk içine gömülüyor:).Ailedekilerin hoşuna gidiyor rahatlık açısından gayet güzel.Teşekkür ederim @Kim? .

Hay maşallah... Donanımları efsaneymiş yalnız... Pioneer teybi de o zamanların en çok tutulan modeli. Bizim Şahin'de de hemen hemen aynısından vardı :)
O değil de, lpg taktırmayın be. Valla üzülüyorum böyle arabalara.
Aldığım kişinin dediğine göre modelinin en dolusuymuş ama benim pek inanasım gelmedi bazılarında klima da mevcut ama klima olsa da zaten kullanmayacaktım.:DTeybin fabrika çıkışlı orijinal teybi olup olmadığını bilmiyorum ama aracın ambiyansıyla çok iyi uyum sağlıyor özellikle aydınlatmadaki turuncu renk aracın iç aydınlatması ve gösterge aydınlatması ile aynı renkte bu sebepten dolayı teybi değiştirmeyi kesinlikle düşünmüyorum.Aracın orijinalliğini bozmama yanlısı biriyim LPG konusuna gelince de elim kolum bağlı ben de taktırmamak istiyorum ama aileden beni destekleyen yok malesef.:(
 

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
90'ların arabalarında şimdikilerde olmayan, kendilerine has değişik bir hava var. Çok hoşuma gidiyorlar. İyi günlerde, kazasız belasız kullanırsınız umarım.
Teşekkürler @sputnik dediğiniz gibi sanki kendilerine has bir ruhu var gibiler bence bunun en büyük nedeni o yıllarda her markanın kendine has çizgilerine uyduğundan dolayı mesela günümüzde herhangi iki rakip araç birbirine benzerken o yıllarda bir çok rakip aracın kendine özgü bir özelliğe sahipti diye düşünüyorum.
 

DuzboruDownpipe

Reis
Destekçi
Beta Programı
9 Eyl 2016
7,583
18,350
5,020
Kocaeli
Marka
Volkswagen
Evet koltukları çok pof oturan direk içine gömülüyor:).Ailedekilerin hoşuna gidiyor rahatlık açısından gayet güzel.Teşekkür ederim @Kim? .


Aldığım kişinin dediğine göre modelinin en dolusuymuş ama benim pek inanasım gelmedi bazılarında klima da mevcut ama klima olsa da zaten kullanmayacaktım.:DTeybin fabrika çıkışlı orijinal teybi olup olmadığını bilmiyorum ama aracın ambiyansıyla çok iyi uyum sağlıyor özellikle aydınlatmadaki turuncu renk aracın iç aydınlatması ve gösterge aydınlatması ile aynı renkte bu sebepten dolayı teybi değiştirmeyi kesinlikle düşünmüyorum.Aracın orijinalliğini bozmama yanlısı biriyim LPG konusuna gelince de elim kolum bağlı ben de taktırmamak istiyorum ama aileden beni destekleyen yok malesef.:(
Lpg'ye vereceğiniz parayı benzine verseniz?Bu yaşına kadar lpgsiz gelmiş lpg ile her yeri delik deşik olmasın.
 

tyln

Profesör
10 Eki 2016
351
689
1,845
Marka
Renault
kazasız belasız iyi günlerde kullan inşallah.bu clioya hep göz ucuyla bakarım hep merak etmişimdir.yedek parça konusunda sıkıntı olacağını sanmıyorum.tipide güzel amelie'nin :) yol tutuşu, hızlanma ve diğer konulardaki tecrübelerini merak ediyorum.ilerleyen zamanlarda aktarırsın :D
 
  • Beğeni
Tepkiler: Mt.Akina

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Lpg'ye vereceğiniz parayı benzine verseniz?Bu yaşına kadar lpgsiz gelmiş lpg ile her yeri delik deşik olmasın.
Tek nokta enjeksiyonlu olduğundan dolayı LPG çok ucuza takılıyor aracın deposu 44 litre ve 3-4 depo benzinle LPG montajı yapılıyor.Emin olun en az sizin kadar ben de LPG takılsın istemiyorum ama bu karar benim elimde olan bir karar değil ne yazıkki.:(
 

DuzboruDownpipe

Reis
Destekçi
Beta Programı
9 Eyl 2016
7,583
18,350
5,020
Kocaeli
Marka
Volkswagen
Tek nokta enjeksiyonlu olduğundan dolayı LPG çok ucuza takılıyor aracın deposu 44 litre ve 3-4 depo benzinle LPG montajı yapılıyor.Emin olun en az sizin kadar ben de LPG takılsın istemiyorum ama bu karar benim elimde olan bir karar değil ne yazıkki.:(
Lpg takılırsa evden kaçarım ulen de ssahbdsjkasdm
 
  • Beğeni
Tepkiler: Mt.Akina

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
kazasız belasız iyi günlerde kullan inşallah.bu clioya hep göz ucuyla bakarım hep merak etmişimdir.yedek parça konusunda sıkıntı olacağını sanmıyorum.tipide güzel amelie'nin :) yol tutuşu, hızlanma ve diğer konulardaki tecrübelerini merak ediyorum.ilerleyen zamanlarda aktarırsın :D
Yedek parça konusunda aracın içerisindeki kokpitte bazı ufak tefek yerlerindeki parçaları bulmak sıkıntı olabilir ama mekanik ve kaporta aksamında problem olacağını bende zannetmiyorum.Daha da fazla yol tecrübesi edinseydim yol tutuş hızlanma ve diğer konulardaki tecrübelerimi de aktaracaktım ama şimdilik bu kadar tecrübe edinebildim ilerleyen dönemlerde inşallah.:)
 
  • Beğeni
Tepkiler: EmreKRC

Mt.Akina

Reis
Beta Programı
18 Ocak 2017
5,579
1
22,226
5,670
Ankara
Marka
Ford
Tekrardan hayırlı olsun maşallah :)
Teşekkürler @emre16 .:)

Maşallah. Hayirli olsun.. Arabanin gostergesindeki fazla olan gosterge neyi olcuyor. Simgede yok.
Teşekkürler @istanbul o gösterge yağ seviye göstergesi bazı R9 larda da mevcut araç kontaktayken yağ seviyesini gösteriyor.(27 numaralı yer).Dikkatini her zamanki gibi tebrik ediyorum.:)
gsterge2nl8.jpg


Lpg takılırsa evden kaçarım ulen de ssahbdsjkasdm
Ahahaha kartları açık oynuyoruz arabanın parası benden yakıt onlardan işin yakıt kısmına ben karışamadığımdan böyle.:D:D:D
 
Son düzenleme:
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım