Formula E, otomobillerin geleceğini şekillendiriyor
Bildiğiniz gibi elektrikli otomobil kavramı çok da yeni sayılmaz. Otomobil tarihinin geçmişinde de elektrikli araçlar vardı ancak bu araçlar, teknolojik olarak gelişmiş değillerdi ve menzilleri çok düşüktü.
Menzili ve performansı artıran teknoloji ise hibrit oldu. Benzinli motor ile elektrik motorunun birlikte kullanıldığı hibrit teknolojisi, otomobil dünyasında hızlı bir şekilde yaygınlaştı.
Sonrasında ise hibrit araçların klasik çalışma düzeninde, önemli bir değişiklik yapıldı. Bataryalar, ön tarafa ve orta tarafa yerleştirildi. Benzinli motor ise arkadaydı. Tam burada, üreticilerin aklına bir fikir geldi. ”4×4 hibrit araç” sloganıyla pazarlama stratejisi yürütülen modellerde, elektrik motoru önden çekişli bir sürüş sağlarken, ihtiyaç halinde de benzinli motor arka tekerlere güç verebiliyordu. Böylece, 4 tekerden yola aktarılan bir güç elde ediliyordu. Bu teknoloji, hem sürüşün performansını hem de çevikliğini en üst noktaya çıkardı. Bu birliktelik sayesinde ise hibrit araçlar, ”hantal” sıfatından kurtuldu.
Geriye ise birkaç basamak kaldı: Otomobillerin benzinli veya dizel motor yerine sadece elektrik motoru kullanması, elektrikli motorun da performans ve menzil olarak, benzinli veya dizel motorun gerisinde kalmaması. Otomobil üreticileri, bu teknolojiyi üretme doğrultusunda gerçekten büyük çaba sarf ediyor. İlerleme için de sadece zamana ihtiyaç var ancak geriye sayım işliyor. Pek çok Avrupa ülkesi, elektrikli olmayan otomobillerin önümüzdeki 15 sene içinde trafikten men edileceğini açıkladı.
Otomobildeki elektrik teknolojilerinin tartışıldığı şu günlerde, Williams Teknik Müdürü Paul McNamara’dan ”Formula E ve Formula E’de kullanılan elektrik teknolojisi” ile ilgili önemli açıklamalar geldi:
”Bildiğiniz gibi Formula E otomobillerinde kullanılan, yüksek güce sahip bataryalar ve motorlar kendilerini kanıtlamış durumda. Formula E sayesinde yarışta kullanılan bu bataryalar ve motorlar üzerinde pek çok çalışma yaptık ve tecrübe kazandık. Örneğin: soğutma sistemleri, şarjı koruma ve modül dizayn konusunda büyük ilerleme katettik ve bu teknolojilerin motor sporları dışında kullanılmasını sağladık.
Yarışlar esnasında bataryaların aşırı derecede ısındığını gördük. Bu problemin sonucunda ise bataryaların limitlerini görme fırsatına sahip olduk. Sahip olduğumuz soğutma sistemleri ve sıcaklık yönetimini sağlayan teknolojiler ile de batarya sıcaklığını kontrol altına aldık. Şunu belirtmek isterim ki; bahsettiğim sıcaklık değerleri, günlük kullandığımız telefon ya da laptop bataryalarındaki sıcaklık değerlerinden çok daha fazla.
Elektrikli otomobillerin geleceğine baktığınızda ise göreceksiniz ki bu teknolojinin geleceği, Formula E’den geçiyor. Çünkü Formula E, mühendisliğin ve teknolojinin sınırlarını zorlayan bir motor sporu. Bu tür yarışlar, elektrikli otomobil teknolojisinde de önemli bir noktaya sahip.
Elektrikli otomobiller yaygınlaştıkça Formula E tarzındaki yarışlara ilgi artışı da kaçınılmaz olacak.
Sadece 2 sezonun sonunda batarya birleşimi, soğutma sistemleri, güç çıkışı ve ağırlık konularında çok büyük kazanç sağladık.”
Anlayacağınız, güzel günler bitmek üzere. Takipçilerimize naçizane tavsiyem, kullandığınız ve sahip olduğunuz her otomobilin tadını çıkarın, çıkardıkları sesleri hafızanıza kazıyın, devir göstergelerini uzun uzun seyredin. Çünkü sessiz ve ruhsuz otomobiller, otomobil dünyamızı griye boyamaya geliyorlar.