Otomobillerin bize hissettirdikleri üstünde fazlasıyla duruyoruz ve İstanbul Park dizisinde bu kriter daha da ön planda.
Serinin ilk videosunda bir kez daha gördük ki, halk arasında ‘sürüş keyfi’yle ‘beygir gücü’ arasında doğru orantı kurmak gibi son derece yanlış bir alışkanlık söz konusu. Senelerce otomobil kültüründen yoksun bir medya tarafından yönlendirildiğimiz için, buna pek şaşırmamak gerekiyor.
Elbette gaza bastığınız vakit sırtınızı koltuğa yaslayan kuvvet, bir zevk unsurudur. Ancak burda biz, çok başka nüansların peşindeyiz.
Arabanın tam olarak hangi noktada kaymaya başladığını söyleyen bir direksiyon, tam olarak kaç derece kaydığını anlatan bir şasi, virajlarda aşırı yana yatmayıp çukurlarda da fazla sarsmayan bir süspansiyon, devir çevirmeye hevesli bir motor ve yerine cuk diye oturan bir vites kolu, gücü ne olursa olsun bir otomobili keyifli kılmaya yeter.
116d’yle BMW, konunun dersini veriyor.
GÜNCELLEME: Direksiyon hariç 116d performanslı sürüşte nefis, biraz da günlük kullanımdan bahsedelim.
Öncelikle, bu limit kontraları hariç direksiyon sorunsuz. Kısa oranı ve yumuşaklığı, şehiriçi manevraları kolaylaştırıyor.
Otomobil kalkış esnasında sık sık stop etme noktasına geliyor. En alt devirlerdeki turbo boşluğu bunun nedeni ancak harekete geçtikten itibaren çok güzel devirleniyor ve sesi hiç rahatsız etmiyor.
Karma tüketim 6 litre civarında geziniyor (ama pistte 17’ydi).
Far kumandalarının işçiliği zayıf, butonu gevşek.
Vites kolu laçka, fazla esniyor.
Yazı: And Mehmet ÇETİN
bilmem kaçıncı kez izledim testi And 🙂 ama senin şu direksiyon hakimiyetin direksiyonun ne dediğini anlatan halin şiir gibi her seferinde farklı bi öz 🙂
Muhteşem ya kaç kez izledim bilmiyorum
Makyajlanan kasayı incelemenizi istiyoruz. Mümkünse yine manuel olan versiyonu.
Bu video gizlidir diyor! PEKİ AMA NEDEN!? Tam gaza geldim izleyeceğim video gizlidir diyor ????