Gelin 7 tasarım trendini eleştirelim!

Hızına yetişemediğimiz modern teknoloji evrimi, her ne kadar muhteşem olanakları beraberinde getirse de otomobillere bizler gibi sanat gayesi içinde bakanlar elbette geleceği irdelemeye vakit ayırıyorlar. Bu çerçevede modern otomobillere eleştirel bir gözle yaklaşmaya ne dersiniz? Bluetooth ve navigasyona sahip 300 beygirlik aile otomobili fikri gayet güzel gözükse de sürüş destek sistemlerine veya turbo ile pofpoflanmış motorlara sahip olmalarıyla beraber, “Petrolhead” kavramını bizlere unutturmaları hiç olmadığı kadar yakın.

Üretim süreci ”tasarım ve mühendislik” olarak ikiye ayrılıyor olsa da bu meslek dallarına sahip insanların bir araya gelip üzerinde düşünmeleri gereken konular var:

1.Büyük jantlar

Daha önce de bahsetmiştik, büyük jantlar birer performans katili haline gelebiliyorlar. İhtiyaç duyulan nokta ise daha büyük bir fren sistemi kullanmak olabilir oysa genelde normal otomobiller veya pickuplar tarafından kullanılmaya başlanan büyük jantların çoğu sadece dış görünüşü iyileştirirken; yakıt tüketimi, performans ve konfor gibi konuları geriye götürüyorlar. Otomobillerde asıl meselenin konfor ile performans arasındaki o ince çizgiyi yakalamanın olduğunu bilen arkadaşlarımız da yok değil tabi ki. İşte bu kullanıcılar için 18-20 inçlik devasa jantlar yerine 17 inçlik jantlar çok daha mantıklı geliyor. Asıl meselenin yanak yüksekliğinde bittiğini de unutmayalım (BKZ: ‘Lastik dediğin!’). Evet, tasarımcıların otomobilleri dizayn ederken konfor düzeyini de kesinlikle göz ardı etmemeleri gerekiyor (Ya da kendi otomobillerini tasarlayan kullanıcıların).

2. Değişik açılarda ön tampon ve ızgaralar

Bu tasarım anlayışını kimin başlattığını belirlemek kolay zira 2004 model Audi’lerle pazara giriş yapan çokgen ızgaralar günümüze gelindiğinde artık otomobillerin ön tasarımının merkezini oluşturmakta. Nasıl başladığından daha önemli olan nokta ise kimi kullanıcılar tarafından artık durması ve kullanılmaması gerektiği düşüncesi. Bu kullanıcılar, tasarımcıların bu kadar kendilerini kasmalarını istemiyorlar olsa gerek. Yine de bugün Nissan, Lexus veya Audi modellerinde bu tasarım dili devam etmekte (Peki Yeni Hyundai Elentra’yı bu açıdan incelediniz mi?).

3. LED gündüz farları

İnsanların gündüz farlarına maskara veya göz kalemi gibi yakıştırmaları daha önceden bilinen bir algı ama “otomotiv sektörünün mücevherleri” yakıştırması ilk defa son yıllarda gündeme geldi. Otomobil severler gündüz farları için olumsuz cümleler sarfetmeseler de, yere göğe sığdırılamama gibi bir durum da yok ortada. Güvenlik için standart hale getirilmeleri elbette bildiğimiz bir konu, peki ya bu konuya eleştirel yaklaşanlara ne demeli: Onlara göre bu camiada önemli bir modelin tanıtımı yapıldığında eğer otomobil LED farlara sahipse, piyasada bulunanların diğer hepsinden bir farkı kalmayarak, ucuz bir görüntü oluşmakta (Bu noktada Yeni Megane’a göz atmakta fayda var. O farın altındaki uzantılar size de biraz gereksiz geldi mi?).

4. Bol miktarda plastik kullanımı

Son zamanlarda popüler olmaya başlayan bir diğer moda ise heryeri plastik ile kapatma çabası. Üreticiler sadelik kaygısıyla hareket ediyor olabilirler ama bu durum kullanıcıyla otomobil arasındaki ilişkiyi törpüleyen, arada soğuk havalar estiren bir başka çıkmaz. Ah ah nerde o eski ‘tablo’ gibi üretilen motorlar dediğinizi duyar gibiyim (BKZ: Her otomobil meraklısının bilmesi gereken 8 motor).

En iyi çözüm yönteminin en basiti olduğunu düşünmeden tasarlandığı belli olan sistemlerden birisi ise dokunmatik ekranlara taşınan kontroller. Klima kumandalarının bile multimedya ekranına alındığı otomobillerin sayısı giderek artmakta. Peki üreticiler neden böyle basit fonksiyonları bile ekrana almaya devam ediyorlar? Yoksa “maliyet kaygısı” derdiyle yanıp tutuşmak kullanım kolaylığının önüne mi geçiyor? Fan seviyesini açmak için bile birden fazla adım takip etmek gerekliliği bu sorulara cevap arayanlar için ufak bir ipucu olabilir. Peki bunu tasarımcılar neden düşün müyor? (‘Kaz Tüyü’nü hatırladınız mı?)

6. Anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemleri

Bu sistem otomobilinizde bulunsa bile çalıştırmak veya kilidi açmak için anahtarlara ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Bu sistemin olmadığı bir otomobilde kullanıcı anahtara o derece muhtaçtır ki onu unutması psikolojik olarak daha zor, neden mi? Anahtarsız çalıştırma sistemine sahip otomobilinizi çalışır vaziyette arkadaşınıza verdiniz ve vedalaştınız (Bir saat sonra unuttuğunuz bir şeyi hatırlıyorsunuz: Otomobilin anahtarları sizde, tabi arkadaşınız bu süre zarfında otomobili hiç stop etmediyse.) Evet sorunun cevabı hiç de zor değil, peki tasarımcılar bu muhteşem sistemi geliştirirken ‘unutma’ problemini hiç hesaba katmadılar mı gerçekten.

7.Düşük tavan ve yüksek bel çizgisi

Bu tür dizaynlar genel olarak güzel gözükmekteler (hatta oldukça seksi) ve Chevrolet Camaro güzel gözükmeyi başaran nadide otomobillerden. Bu seksi makineyi kullanmaya başlayana kadar her şey oldukça güzel. Fakat o da ne, ‘kör noktalar’. Evet, bu sürüş manyağı otomobil sizi hiç olmadığı kadar yoldan koparıyor ve orta şeritte uykunuz gelmeye başlıyor. O kaslı yapı tasarımı, kullanıcıyı bu kadar sürüşten koparmalı mı?

Tasarım ve mühendislik birbiriyle o kadar uyumlu olmalı ki; muhteşem görüntü, fevkalade tutumlu motorlar ve modernizmin gerektirdiği oyuncaklar otomobil-kullanıcı arasındaki bağı perçinlemeli. İşte ancak o zaman çocuklarımıza anlatacak makineler daha sık üretilecek ve hayatta kalacaktır.

Peki siz bu maddelerden hangilerine katılıyor sunuz? Ya da eklemek istedikleriniz var mı? Yorumlar kısmında bizlerle paylaşmayı unutmayın.

Kaynak: Carthrottle