Selamlar, yaklaşık 1 yıldır buralarda yokum, gerek hayat telaşesi, gerek eğitim durumları derken klavyeden uzak kaldık. En son 1 yıl önce mesaj yazmışım, son mesajımdan bugüne kadar bayağı bir şey değişti. Bu konuda biraz onları özetlemeye çalışacağım, şimdiden söyleyeyim biraz uzun bir konu olacak vaziyet alın
Geçtiğimiz yıl 29 Temmuz'da 10 yıllık yol arkadaşımız Caddy ile artık yaşının ilerlemesi, masrafların yavaş yavaş kendini göstermeye başlaması ve piyasadaki araçların 50 50 artarken 10 yaşında bir ticarinin 3 5 artması nedeniyle vedalaşma yoluna gittik. Tabii bu yola giderken tek kriterimiz tekrar sıfır araç almaktı çünkü niyetimiz yine uzun süre etliye sütlüye karışmadan araç kullanmaktı. O dönemdeki ekonomik koşullarımız, piyasadaki araç bulunamama mevzuları vs nedeniyle hedeflediğimiz araçlara ulaşamadığımız için, çok döndük dolaştık ve ufak bir plan ile, kış dönemi arabayı sadece babam işe git gel için kullandığından hem araba küçülsün en azından kış dönemini atlatırken piyasadan kopmayalım, önümüzdeki yaz girişi kafamızdaki arabaya hem gücümüz yetecek kadar birikim yapar, hem de bunlar değer kaybetmez diye düşünerekten Megane ve Corolla ikilisine yöneldik.
Tabii ki o dönemde yine bayilerden araç bulunamadığını bilsem de şansımızı denemek adına bayileri gezip araçlara baktık, o dönemde bizim koşullarımızda radarımıza 0 1.3 tCe Joy Comfort Megane, 0 1.5 Dream MDS Corolla ve 2020 Faz I 25 30 binde kiralama çıkması Icon Megane'lar giriyordu. Faz I Megane'ları makyajla çözülen sorunları duyduktan sonra direkt eledim, bayi ziyaretlerimiz sırasında da o kadar para veriyoruz, biraz donanım olsun düşüncesinde olaraktan Corolla'ya yoğunlaşmıştık, zira bizim açımızdan performanstan ziyade Donanım önemliydi. Gün geldi çattı, test sürüşlerine çıktık. Evet 1.3 tCe motor çok güçlü ama arabanın yol tutuşu ve konfor hissi beni pek memnun etmedi, rahat hissedemedim. Bu noktada Corolla bariz şekilde bağımsız süspansiyonu ile hem daha konforluydu, hem daha iyi tutuş hissi veriyordu.
Kararımız %90 Corolla lehineydi. Arabayı bayi müdürüyle artık tanışıklıktan öte bir ilişkimiz olduğundan 3 4 kez farklı rotalarda test ettikten sonra Atmosferik de olsa motorun en azından bizim beklentilerimizi ( şehir içinde A'dan B'ye performans fazla gerekmeden seyahat) karşılayacağını düşünerekten Corolla aramaya başladık, tabii ki temmuz ortalarında bu kararı verdiğimiz için bayilerde araç bulmak imkansızdı, nitekim en az 8 9 bayiyle iletişime geçtim ama araç bulamadım. O dönemde sıfır fiyatına en yakın sıfır ikinci ellere bakıyorken bir araçta karar kıldık. En son arabayı bir inceleyelim, içimize sinen sinmeyen neyi var diyerekten bayiye gittik. Zira hâlâ daha arka yaşam alanıyla ilgili soru işaretlerimiz vardı çünkü yeri geldiğinde 5 yetişkin binilecekti. Bayiye gittik, arabayı kullanma niyetimiz en fazla 1 yıl olacağı ve bu sürede arabanın genelde 2 ya da 3 kişi kullanılacağını düşünerekten aile fertlerinin hepsinin de onayı alınarak karar vermiş olduk. O sırada son kez şansımı denemek adına Bayi Müdürü'ne kurduğum "Abi boşa düşen, ya da stokta araba denk gelirse beni ararsan sevinirim" cümlemin hemen üstüne telefonu çaldı ve o ay 60 bin lira zam yiyen Corolla'dan vazgeçen bir müşterinin arabası boşa düşmüş oldu. Şansıma boşa düşen araba, tam istediğim renk kombinine ve donanıma sahipti, hatta bayiye girerken arabayı yanına park ettiğim ve ne güzel duruyor şu duruş dediğim arabanın ta kendisiydi.
Bizim için büyük sürpriz olmuştu, arabayı 2 günlüğüne opsiyonladık zira Caddy için bu süreçte kapora almış, satışını yapacaktık. Nitekim Caddy'nin satışını yaptık, içimiz burulmadı desem yalan olur. 10 yıl, sayısız anı, arabacılık namına ilklerle dolu bir arabaydı benim için. Kaldı ki hâlâ daha zaman zaman onu anar, anılarımı yâd ederim :/ Her neyse, maddi durumları ve satış işlemlerini de hallettikten sonra, şaşırtıcı şekilde üzerine kuruş para ödemeden, liste fiyatından bir Corolla almış olduk. Bu bizim için bir artıydı, tabii ki bayiden çıkarır çıkarmaz rahat duramadım ve Camlara Llumar film ve fiyatlar sağolsun zoraki alabildiğimiz arabalanın boyasını korumak adına Seramik Uygulamasını hallettirdim. Ve ilk karelerimiz.
Tabii ki bir anda 10 yaş gençleştirmenin ve binek bir araca geçmenin hissi muazzamdı, özellikle sakin kullanımda CVT şanzımanın sağladığı o pürüzsüz sürüş hissi, sessiz ve kolay kullanımla birlikte yakıt tüketiminin de Atmosferik benzinli bir araca göre çok az olması, yüzümüzü güldürüyordu. Tabii ki Almandan Japona geçmenin bazı farklılıkları var, japonların kendilerine has bazı huyları var. Mesela CVT gibi. Neyse ki bu motorla birlikte gelen 10 ileri sonradan oranlandırılmış CVT diğerleri gibi kalkıştaki esneklikler, gazlamalardaki isteksizlikler gibi şeylere pek sahip değildi zira kalkış için ayrı bir dişli ile o kalkıştaki ölülük alınmış, sportif kullanımda ise eğer kick down yapmıyorsanız geçiş hissi verilmişti ki pek de dip gaz yapmayı sevmeyen biri olarak performanslı kullanımdaki hisler benim için yeterliydi. Beni en çok etkileyen şey ise yol tutuşuydu, arabanın kafa dirayeti mükemmeldi, 50 60 ile girilecek virajlara 80 90 hatta bazen abartıp 100 ile girdiğimde dahi esp sadece tatlı tatlı gelen arkayı kontrol altında tutmak için minicik bir kaç müdahale ediyordu ve siz hissetmiyordunuz bile. Sanıyorum bugüne kadar üretilen en iyi konfor/yol tutuş oranına sahip Corolla kasası bu diyebilirim. Beklenmeyecek kadar dinamik bir şaseye sahipti. Gündelik kullanımda ise yakıt olarak yoğun trafikte dahi 7-7.5 litreleri geçmeyen, açık trafikte sakin kullanımda ise 4'lü değerleri rahatlıkla görebildiğiniz atmosferik motordan beklenmeyecek kadar esnekliğe sahip bir yakıt tüketimi vardı. Uzun yolda ise 140-160 bandında seyrettiğim bir Bursa- Bolu seyahatini 4.9 lt/100 km ile tamamladım ki bunda Bolu dağı tırmanışı da var.
Genel anlamda Corolla beklentilerimizin oldukça üstünde çıkmıştı, bir konu hariç. Ocak ayında 5 yetişkin, günübirlik ve trafiğin en yoğun olduğu saatlerde olmak üzere Bursa İstanbul seyahati yapmaya kalktığımız gün, arkada oturanların düzgün sığamadıkları için duyduğu rahatsızlık üzerine arabayı değiştirme sinyalleri yanmaya başladı... Bu sinyaller üzerine piyasada yaptığımız araştırmalar, deneyimler yeni istekler, bize oluşan yeni bütçe dahilindeki C-SUV'lardan birini alsak da arkada benzer omuz mesafesi sunacağını gösteriyordu. Bizim istediğimiz omuz mesafesini sunabilen C-SUV segmentindeki çok az seçenek ve D-SUV'lar direkt bütçe dışı kalıyordu. Evdekiler de yine sıfır bir araç istedikleri ve hâlâ daha eski Caddy'i unutamadığımız için rota ister istemez o tarafa kayıyordu. Tüm dezavantajlarını bildiğimiz ve alıştığımız için her şeyine razıydık ama motorun 2.0 olması ve vergisi yüksek söylemleri gözümüzü korkutuyordu ki bir akşam fiyat listesine bakarken vergisinin 6 aylık taksidinin 2.558 TL olduğunu gördüm. Bu rakam şu an kullandığımız Corolla'dan sadece 200 TL fazlaydı ve bu kabul edilebilir bir fazlalıktı bize göre. Tek soru işaretimiz de ortadan kalkınca, Caddy aramaya koyulduk. Tabii o sırada Ford-VW ortaklığı sonucunda VW tarafından üretilen Yeni Connect'de TR pazarına giriş yapmıştı. Hal böyle olunca ikisine de şansımı denemek adına bayilere gidiyordum ancak Caddy bulmak imkansız gibi bir şeydi. Ümitsiz bir şekilde Ford'a gittiğim bir gün, Ocak ayında sadece 1 adet sipariş açıldığını, şubat sonunda sipariş açıldığını ve cüzi bir miktar kapora ile birlikte kendi istediğimiz renk ve donanıma sahip bir aracı sipariş edebildiğimizi öğrendim ve Şubat ayında açılacak sipariş için bayinin bizi bilgilendirmesini söyledim. Tabii bu 1 aylık süreçte bayinin yollarını bayağı aşındırdım ve nitekim 24 şubat günü Active Paketli, Esmer Gümüş renginde Connect'in siparişini verdik.
Her şey plan dahilinde ilerliyordu, yine bayiden ve yine liste fiyatına araç bulabilmiş olmak da işin tuzu biberi olmuştu. Ta ki 28 Şubat günü bayiye gidip de sipariş ekranında üretim tarihi olarak Mayıs ayını görene kadar. Bize söylenen şey, aracın mart ayında üretilip en geç mayıs başında teslim edileceği idi. Anlık bir kulak ısınması ile bayiden çıktım, eve gidene kadar ufak bir beyin fırtınası ile yürüttüğüm tahmin bana aracın gelmesinin Temmuz'u bulacağını hatta aksama olursa Ağustosu bile bulabileceğini söylüyordu. Nitekim öyle de oldu ama bu konuyu ilerleyen kısımlarda daha iyi anlayacaksınız
Eve geldim, evdekilerle bir beyin fırtınası daha yaparak o zamana kadar Corolla'nın artan km'si ile ( bunu konuştuğumuzda 12.000 km'deydi ve bu kmyi sadece 6 ayda yapmıştı) değer artışındaki yavaşlama ve sıfır araçlara her ay istisnasız gelen zamlara karşı Corolla'nın üzerine yaklaşık 150 bin lira koyacağımızı öngörerek, o rakamı şimdiden koyup istemeye istemeye de olsa sıfır ikinci el furyasına maruz kalarak bir Caddy almamızın doğru olacağına kanaat getirdik. İyi ki de öyle yapmışız.
Her neyse, Corolla'yı ilana koyduk, fiyatını da piyasada yazılan rakamlardan yaklaşık 15 20 bin lira daha aşağısına yazdım ki üzerindeki ekstralar zaten o kadar ediyordu.
Şu güzel duruşuna kıyamasam da maalesef ayrılmak için gemileri yakmıştık. Neyse ki sevindirici tarafı, amcam da o sırada aracını satmış ve bu tarz bir araç arıyordu. Bingo! Aracı amcama biraz daha akraba indirimi ile sattık ve araç aile içinde kalmış oldu, en azından bir süreliğine Tabii ki bu süreçte tarihler mart ayının ortasına kadar geldi. Şubat sonundan beri yaklaşık 15 günde 200'e yakın Caddy ilanına bakmış, 20 25 alternatif araba belirlemiştim. Bu 15 günde 20 25 tane arabanın 10 tanesi satıldı, yaklaşık 10 tanesi fiyat yükseltti ve alternatif sayımız 4 5' e düştü. Her şeyin netleştiği bir pazar akşamı ise Bu arkadaş, piyasadaki 0 km araçların arasında en uygun araçlardan biri olarak ilana girdi. O dönemde bu fiyata 2000 3000 km'lerdeki Caddy'ler vardı. Hiç kaçırmak istemedik ve arayıp sadece kendi aracımızın satışı ve maddiyat durumlarının salı günü tamamlanacağını, çarşamba gününe kadar bizi bekleyip bekleyemeceğini sorduk ve aracı aldığımız Yusuf Abi, gerçek bir ticaret insanı olarak, miktarını bizim belirleyeceğimiz bir miktar kaporayı şirket hesabına gönderirsek aracı ilandan kaldıracağını ve bekleyebileceğini söyledi. Nitekim öyle de oldu. Gerçekten beklemediğimiz kadar rahat ve iyi bir ticaret olmuştu. İlan fotoğraflarından birkaç tanesini ekleyelim
Tek problem, aracın Samsun'da olması ve mesafenin uzak olmasıydı ama fiyatın piyasaya göre 30 40 bin lira uygunluğu ( Çarşamba günü arabayı aldığımızda bu rakam 70 80 bin olmuştu) ve aracın sadece "40" km'de olması bu mesafeye katlanmaya değer bir durumdu. Evet liste fiyatına alamamıştık ama o günkü koşullarda ilanlardaki araçlara göre uygun olmuştu. Gün geldi çattı, Çarşamba günü Samsun Çarşamba'dan BaBA'yı aramıza katarak yola koyulduk. İlk görüş
10 saat süren 900 km'lik yolun sonunda BaBA in da house
Bu mesaj çok uzun oldu biliyorum, buraya kadar okuduysanız, helal olsun 1 seneyi özetlemek uzun sürüyor maalesef Sürecin devamını ikinci mesajda göreceğiz, onu da kaleme alıyorum hemen
Geçtiğimiz yıl 29 Temmuz'da 10 yıllık yol arkadaşımız Caddy ile artık yaşının ilerlemesi, masrafların yavaş yavaş kendini göstermeye başlaması ve piyasadaki araçların 50 50 artarken 10 yaşında bir ticarinin 3 5 artması nedeniyle vedalaşma yoluna gittik. Tabii bu yola giderken tek kriterimiz tekrar sıfır araç almaktı çünkü niyetimiz yine uzun süre etliye sütlüye karışmadan araç kullanmaktı. O dönemdeki ekonomik koşullarımız, piyasadaki araç bulunamama mevzuları vs nedeniyle hedeflediğimiz araçlara ulaşamadığımız için, çok döndük dolaştık ve ufak bir plan ile, kış dönemi arabayı sadece babam işe git gel için kullandığından hem araba küçülsün en azından kış dönemini atlatırken piyasadan kopmayalım, önümüzdeki yaz girişi kafamızdaki arabaya hem gücümüz yetecek kadar birikim yapar, hem de bunlar değer kaybetmez diye düşünerekten Megane ve Corolla ikilisine yöneldik.
Tabii ki o dönemde yine bayilerden araç bulunamadığını bilsem de şansımızı denemek adına bayileri gezip araçlara baktık, o dönemde bizim koşullarımızda radarımıza 0 1.3 tCe Joy Comfort Megane, 0 1.5 Dream MDS Corolla ve 2020 Faz I 25 30 binde kiralama çıkması Icon Megane'lar giriyordu. Faz I Megane'ları makyajla çözülen sorunları duyduktan sonra direkt eledim, bayi ziyaretlerimiz sırasında da o kadar para veriyoruz, biraz donanım olsun düşüncesinde olaraktan Corolla'ya yoğunlaşmıştık, zira bizim açımızdan performanstan ziyade Donanım önemliydi. Gün geldi çattı, test sürüşlerine çıktık. Evet 1.3 tCe motor çok güçlü ama arabanın yol tutuşu ve konfor hissi beni pek memnun etmedi, rahat hissedemedim. Bu noktada Corolla bariz şekilde bağımsız süspansiyonu ile hem daha konforluydu, hem daha iyi tutuş hissi veriyordu.
Kararımız %90 Corolla lehineydi. Arabayı bayi müdürüyle artık tanışıklıktan öte bir ilişkimiz olduğundan 3 4 kez farklı rotalarda test ettikten sonra Atmosferik de olsa motorun en azından bizim beklentilerimizi ( şehir içinde A'dan B'ye performans fazla gerekmeden seyahat) karşılayacağını düşünerekten Corolla aramaya başladık, tabii ki temmuz ortalarında bu kararı verdiğimiz için bayilerde araç bulmak imkansızdı, nitekim en az 8 9 bayiyle iletişime geçtim ama araç bulamadım. O dönemde sıfır fiyatına en yakın sıfır ikinci ellere bakıyorken bir araçta karar kıldık. En son arabayı bir inceleyelim, içimize sinen sinmeyen neyi var diyerekten bayiye gittik. Zira hâlâ daha arka yaşam alanıyla ilgili soru işaretlerimiz vardı çünkü yeri geldiğinde 5 yetişkin binilecekti. Bayiye gittik, arabayı kullanma niyetimiz en fazla 1 yıl olacağı ve bu sürede arabanın genelde 2 ya da 3 kişi kullanılacağını düşünerekten aile fertlerinin hepsinin de onayı alınarak karar vermiş olduk. O sırada son kez şansımı denemek adına Bayi Müdürü'ne kurduğum "Abi boşa düşen, ya da stokta araba denk gelirse beni ararsan sevinirim" cümlemin hemen üstüne telefonu çaldı ve o ay 60 bin lira zam yiyen Corolla'dan vazgeçen bir müşterinin arabası boşa düşmüş oldu. Şansıma boşa düşen araba, tam istediğim renk kombinine ve donanıma sahipti, hatta bayiye girerken arabayı yanına park ettiğim ve ne güzel duruyor şu duruş dediğim arabanın ta kendisiydi.
Bizim için büyük sürpriz olmuştu, arabayı 2 günlüğüne opsiyonladık zira Caddy için bu süreçte kapora almış, satışını yapacaktık. Nitekim Caddy'nin satışını yaptık, içimiz burulmadı desem yalan olur. 10 yıl, sayısız anı, arabacılık namına ilklerle dolu bir arabaydı benim için. Kaldı ki hâlâ daha zaman zaman onu anar, anılarımı yâd ederim :/ Her neyse, maddi durumları ve satış işlemlerini de hallettikten sonra, şaşırtıcı şekilde üzerine kuruş para ödemeden, liste fiyatından bir Corolla almış olduk. Bu bizim için bir artıydı, tabii ki bayiden çıkarır çıkarmaz rahat duramadım ve Camlara Llumar film ve fiyatlar sağolsun zoraki alabildiğimiz arabalanın boyasını korumak adına Seramik Uygulamasını hallettirdim. Ve ilk karelerimiz.
Tabii ki bir anda 10 yaş gençleştirmenin ve binek bir araca geçmenin hissi muazzamdı, özellikle sakin kullanımda CVT şanzımanın sağladığı o pürüzsüz sürüş hissi, sessiz ve kolay kullanımla birlikte yakıt tüketiminin de Atmosferik benzinli bir araca göre çok az olması, yüzümüzü güldürüyordu. Tabii ki Almandan Japona geçmenin bazı farklılıkları var, japonların kendilerine has bazı huyları var. Mesela CVT gibi. Neyse ki bu motorla birlikte gelen 10 ileri sonradan oranlandırılmış CVT diğerleri gibi kalkıştaki esneklikler, gazlamalardaki isteksizlikler gibi şeylere pek sahip değildi zira kalkış için ayrı bir dişli ile o kalkıştaki ölülük alınmış, sportif kullanımda ise eğer kick down yapmıyorsanız geçiş hissi verilmişti ki pek de dip gaz yapmayı sevmeyen biri olarak performanslı kullanımdaki hisler benim için yeterliydi. Beni en çok etkileyen şey ise yol tutuşuydu, arabanın kafa dirayeti mükemmeldi, 50 60 ile girilecek virajlara 80 90 hatta bazen abartıp 100 ile girdiğimde dahi esp sadece tatlı tatlı gelen arkayı kontrol altında tutmak için minicik bir kaç müdahale ediyordu ve siz hissetmiyordunuz bile. Sanıyorum bugüne kadar üretilen en iyi konfor/yol tutuş oranına sahip Corolla kasası bu diyebilirim. Beklenmeyecek kadar dinamik bir şaseye sahipti. Gündelik kullanımda ise yakıt olarak yoğun trafikte dahi 7-7.5 litreleri geçmeyen, açık trafikte sakin kullanımda ise 4'lü değerleri rahatlıkla görebildiğiniz atmosferik motordan beklenmeyecek kadar esnekliğe sahip bir yakıt tüketimi vardı. Uzun yolda ise 140-160 bandında seyrettiğim bir Bursa- Bolu seyahatini 4.9 lt/100 km ile tamamladım ki bunda Bolu dağı tırmanışı da var.
Genel anlamda Corolla beklentilerimizin oldukça üstünde çıkmıştı, bir konu hariç. Ocak ayında 5 yetişkin, günübirlik ve trafiğin en yoğun olduğu saatlerde olmak üzere Bursa İstanbul seyahati yapmaya kalktığımız gün, arkada oturanların düzgün sığamadıkları için duyduğu rahatsızlık üzerine arabayı değiştirme sinyalleri yanmaya başladı... Bu sinyaller üzerine piyasada yaptığımız araştırmalar, deneyimler yeni istekler, bize oluşan yeni bütçe dahilindeki C-SUV'lardan birini alsak da arkada benzer omuz mesafesi sunacağını gösteriyordu. Bizim istediğimiz omuz mesafesini sunabilen C-SUV segmentindeki çok az seçenek ve D-SUV'lar direkt bütçe dışı kalıyordu. Evdekiler de yine sıfır bir araç istedikleri ve hâlâ daha eski Caddy'i unutamadığımız için rota ister istemez o tarafa kayıyordu. Tüm dezavantajlarını bildiğimiz ve alıştığımız için her şeyine razıydık ama motorun 2.0 olması ve vergisi yüksek söylemleri gözümüzü korkutuyordu ki bir akşam fiyat listesine bakarken vergisinin 6 aylık taksidinin 2.558 TL olduğunu gördüm. Bu rakam şu an kullandığımız Corolla'dan sadece 200 TL fazlaydı ve bu kabul edilebilir bir fazlalıktı bize göre. Tek soru işaretimiz de ortadan kalkınca, Caddy aramaya koyulduk. Tabii o sırada Ford-VW ortaklığı sonucunda VW tarafından üretilen Yeni Connect'de TR pazarına giriş yapmıştı. Hal böyle olunca ikisine de şansımı denemek adına bayilere gidiyordum ancak Caddy bulmak imkansız gibi bir şeydi. Ümitsiz bir şekilde Ford'a gittiğim bir gün, Ocak ayında sadece 1 adet sipariş açıldığını, şubat sonunda sipariş açıldığını ve cüzi bir miktar kapora ile birlikte kendi istediğimiz renk ve donanıma sahip bir aracı sipariş edebildiğimizi öğrendim ve Şubat ayında açılacak sipariş için bayinin bizi bilgilendirmesini söyledim. Tabii bu 1 aylık süreçte bayinin yollarını bayağı aşındırdım ve nitekim 24 şubat günü Active Paketli, Esmer Gümüş renginde Connect'in siparişini verdik.
Her şey plan dahilinde ilerliyordu, yine bayiden ve yine liste fiyatına araç bulabilmiş olmak da işin tuzu biberi olmuştu. Ta ki 28 Şubat günü bayiye gidip de sipariş ekranında üretim tarihi olarak Mayıs ayını görene kadar. Bize söylenen şey, aracın mart ayında üretilip en geç mayıs başında teslim edileceği idi. Anlık bir kulak ısınması ile bayiden çıktım, eve gidene kadar ufak bir beyin fırtınası ile yürüttüğüm tahmin bana aracın gelmesinin Temmuz'u bulacağını hatta aksama olursa Ağustosu bile bulabileceğini söylüyordu. Nitekim öyle de oldu ama bu konuyu ilerleyen kısımlarda daha iyi anlayacaksınız
Eve geldim, evdekilerle bir beyin fırtınası daha yaparak o zamana kadar Corolla'nın artan km'si ile ( bunu konuştuğumuzda 12.000 km'deydi ve bu kmyi sadece 6 ayda yapmıştı) değer artışındaki yavaşlama ve sıfır araçlara her ay istisnasız gelen zamlara karşı Corolla'nın üzerine yaklaşık 150 bin lira koyacağımızı öngörerek, o rakamı şimdiden koyup istemeye istemeye de olsa sıfır ikinci el furyasına maruz kalarak bir Caddy almamızın doğru olacağına kanaat getirdik. İyi ki de öyle yapmışız.
Her neyse, Corolla'yı ilana koyduk, fiyatını da piyasada yazılan rakamlardan yaklaşık 15 20 bin lira daha aşağısına yazdım ki üzerindeki ekstralar zaten o kadar ediyordu.
Şu güzel duruşuna kıyamasam da maalesef ayrılmak için gemileri yakmıştık. Neyse ki sevindirici tarafı, amcam da o sırada aracını satmış ve bu tarz bir araç arıyordu. Bingo! Aracı amcama biraz daha akraba indirimi ile sattık ve araç aile içinde kalmış oldu, en azından bir süreliğine Tabii ki bu süreçte tarihler mart ayının ortasına kadar geldi. Şubat sonundan beri yaklaşık 15 günde 200'e yakın Caddy ilanına bakmış, 20 25 alternatif araba belirlemiştim. Bu 15 günde 20 25 tane arabanın 10 tanesi satıldı, yaklaşık 10 tanesi fiyat yükseltti ve alternatif sayımız 4 5' e düştü. Her şeyin netleştiği bir pazar akşamı ise Bu arkadaş, piyasadaki 0 km araçların arasında en uygun araçlardan biri olarak ilana girdi. O dönemde bu fiyata 2000 3000 km'lerdeki Caddy'ler vardı. Hiç kaçırmak istemedik ve arayıp sadece kendi aracımızın satışı ve maddiyat durumlarının salı günü tamamlanacağını, çarşamba gününe kadar bizi bekleyip bekleyemeceğini sorduk ve aracı aldığımız Yusuf Abi, gerçek bir ticaret insanı olarak, miktarını bizim belirleyeceğimiz bir miktar kaporayı şirket hesabına gönderirsek aracı ilandan kaldıracağını ve bekleyebileceğini söyledi. Nitekim öyle de oldu. Gerçekten beklemediğimiz kadar rahat ve iyi bir ticaret olmuştu. İlan fotoğraflarından birkaç tanesini ekleyelim
Tek problem, aracın Samsun'da olması ve mesafenin uzak olmasıydı ama fiyatın piyasaya göre 30 40 bin lira uygunluğu ( Çarşamba günü arabayı aldığımızda bu rakam 70 80 bin olmuştu) ve aracın sadece "40" km'de olması bu mesafeye katlanmaya değer bir durumdu. Evet liste fiyatına alamamıştık ama o günkü koşullarda ilanlardaki araçlara göre uygun olmuştu. Gün geldi çattı, Çarşamba günü Samsun Çarşamba'dan BaBA'yı aramıza katarak yola koyulduk. İlk görüş
10 saat süren 900 km'lik yolun sonunda BaBA in da house
Bu mesaj çok uzun oldu biliyorum, buraya kadar okuduysanız, helal olsun 1 seneyi özetlemek uzun sürüyor maalesef Sürecin devamını ikinci mesajda göreceğiz, onu da kaleme alıyorum hemen
Son düzenleme: