AÇIK 120-140 Bin Aralığında Otomatik Sedan Önerisi

mertkahveci

Mert Kahveci
Taklacı Güvercin
10
28
Marka
Volkswagen
Herkese selamlar,

Öncelikle hayırlısıyla bir araç almak ve uzun bir süre kullanmak istiyoruz. 4 kişilik aile aracımız olacak ve otomatik vites istiyoruz. Bütçemiz 130.000-140.000 arası fakat +5 bin zorlama yapabilirim.

Uzun zamandır araştırıyoruz fakat bilgimiz ve araştırmalar yetmediği için bilen birilerine sormak, tecrübeli birilerinden tavsiye almak en doğrusu olur diye düşündük. Bu konuda önerilerinize güveniyorum.

Öncelikle bagajın ortalama ve üstü olması önemli, sorunsuz ve maksimum 250 bin km civarlarında bir araç arıyoruz.

Şu ana kadar en çok içime sinen araç 2012 model Jetta Comfortline oldu, fakat akabinde 2009 Passat veya Honda Civic sevdik. Fakat nedir, ne değildir tam bilemiyoruz açıkçası. Birkaç ilan linki de bırakacağım aşağıya zaten, fikirlerinizi bekliyor olacağım.

Son olarak, örneğin jetta için dizel motor mu benzinli motor mu daha mantıklı olur? Yılda maksimum 10 bin km yaparız.

Bunun dışında araç önerilerinizi de bekliyorum.





Şimdiden emeğiniz için çok teşekkürler
 
Toyota Corolla 1.4D motorlu olsun
Mitsubishi Lancer
Skoda Octavia (bagajı gerçekten geniş)
Mazda 6
Kia Cerato
Bence sedan a anternetif olarak B SUV beya sw vagon da da kaliteli arabalar vardır onlarda bakmanızı tavsiye ederim
 
Toyota Corolla 1.4D motorlu olsun
Mitsubishi Lancer
Skoda Octavia (bagajı gerçekten geniş)
Mazda 6
Kia Cerato
Bence sedan a anternetif olarak B SUV beya sw vagon da da kaliteli arabalar vardır onlarda bakmanızı tavsiye ederim
Öncelikle çok teşekkür ederim, Octavia ve Mazda 6 güzel seçenekler olabilir. Octavia'nın ağır hasar kayıtlıları var 140 bin bandında, daha düzgün halini bulamadım açıkçası.
 
Hocam şimdiden ne alacaksanız alın sizin için en iyisi olur ve kazasız belasız kullanırsınız umarım. İlk olarak fiyat patlamalarının evvelinde bu fiyat bantlarında (o zamanlar 55 - 75 bine tekabül ediyordu) birkaç araç kullanmıştık ve şu anda da bu fiyatlarda bir araç kullanıyoruz. Size onları anlatayım dilerseniz ancak bir miktar uzun olacak şimdiden affınıza sığınıyor, Ferdi Tayfur açıyor ve anlatmaya başlıyorum :)

1. 2007 Renault Grand Scenic 2 1.5 dci Privilege (face lift modeli) ile başlayayım. Grand Scenic araçlar her zaman geniş iç hacim ve mümkün olan en fazla görüş açılarını size sunmak için yapılmıştır. Privilege en üst donanım paketidir. Araçta kart ile çalıştırma (mühim olmasa da benim çok hoşuma giden bir olay ve ayrıca yurt dışında keyless go ile gelen araçlar çok fazla. Bizde sadece altyapıyı hazırlamışlar, anten ve anahtar yapılması gerekiyor.), otomatik park freni, hız sabitleme, otomatik dijital klima, lastik basınç sensörü, full dijital kadranlar (makyaj sonrası kronik ekran problemleri çözüldü), cam tavan ve bir sunroof, soğutmalı torpido ve kol dayama, 4 koltuk ayrı ayarlanma, irili ufaklı 12 13 tane göz, bagajda gömülü iki adet koltuk gibi sürüsüne bereket özellik var. Araç bir nevi SUV havalı MPV bir araç. Yol tutuşu ortalama bir araç. Yani sınırları zorlanacak bir araç değil tabi ki iri bir araç olduğu için. Motor performansı ise 1.5 dci 100hp 240Nm (?) ile ortalama bir seviyede. Otomatik olanları tork konvertörlü tam otomatik 5 ileri (?) ve öyle çok sorunlu bir şanzıman değil diye biliyorum (bizdeki 6 ileri manuel idi). Araçta yer problemi yok. İçi gayet geniş ve aşırı ferah. Çok fazla kronik sorunu olan bir araç değil. Yani "Çok elektronikli Fransız arızadan sürülmez" imajını yıkan bir araç. Tabi ki bu aracı kullanacak olursanız kesinlikle yetkili Renault servisi veya yetkin bir Renault ustasından başkasına göstermemeniz gerekiyor zira bir tanıdığın Megane 2 aracının cam düğmesini açmaya basınca cam tamamen kalkıyor kapatmaya basınca da tamamen açılıyordu mesela. Özetleyecek olursak gayet geniş iç hacimli , yaşına göre oldukça donanımlı, Euro Ncap testlerinden 5 yıldız almış, ferah ve ideal performansta bir araç arıyorsanız ve biraz da ucuza getirelim derseniz Grand Scenic 2 (2007 makyaj sonrası) tavsiye edeceğim bir araç. Biz kullandık 7 8 ay kadar ve Grand Scenic 3 almak için sattık o aracı. Aracın benim hatırladığım en büyük handikapları; birinci olarak aracın iri olması sebebiyle manevra ve park yeri sıkıntıları çıkartmasıydı. İkincisiyse çok modern bir dizel motor olmaması sebebiyle biraz dikkatli kullanmak gerekmesiydi. Diğer ufak tefek şeyleri inanın aklıma gelmiyor.

2. 2012 Hyundai Elantra 1.6 D-CVVT Style paket (bu da face lift modeli) ile devam edeyim. Elantranın bizdeki modeli baz paketti ancak baz olmasına rağmen abs, esr ve esp standarttı. 4 cam otomatik, klima, direksiyondan medya kontrolü, aux ve usb gibi artıları vardı. Bir de unutmadan 16 inchlik standart çelik jantları da vardı. O kasa Elantra benim şahsen favorimdir tüm Elantra'lar içerisinde çünkü araç bana çok yakışıklı gelir hala. Elantra'nın yol tutuşu ortalama üzeridir ama izlediğim bir videoda aracın biraz zorlayınca arkayı dağıttığı söyleniyordu ancak siz ailenizle bineceğiniz için bu detay sizi pek bağlamayacaktır diye tahmin ediyorum. Elantra içeriye biraz lastik sesi alsa da konforlu, geniş ve rahat bir araçtır. Benim boyum 1.96 ve o aracın arka koltuğunda kafam yukarı değse de diz sıkıntısı çekmeden oturabiliyordum :) Elantralar çok sorun çıkarmaz, 6 ileri vites ve D-CVVT sağolsun gayet az yakar, isterseniz lpg dönüşümüne tam uyumludur, araçta standart ses sistemi bayağı iyidir, lastik ses yalıtımı çok iyi olmasa da ses sistemi bu açığı kapatır. Elantra da Euro Ncap testlerinde 5 yıldızlıların kervanındandır. Özellikle 2012'nin ilk Elantralarının benim şahsi favorilerim olmasının sebebi de o araçların hala 1.6 132hp atmosferik motor ile geliyor olmalarıdır. Elantraların otomatik şanzımanları hakkında detaylı bilgim yok açıkçası. Yanlış bilmiyorsam benzinli modellerde CVT şanzıman, dizellerde ise çift kavramalı 6 ileri bir şanzıman vardı. Elantrayı da özetleyecek olursak; en boşu bile bayağı donanımlı, pek sıkıntısı olmayan, konforlu, epey performanslı, içi ve bagajı C segmentinin ortalamalarının üzerinde ve çok yakışıklı bir araçtır Elantra. Ayrıca yaşına ve sınıfına göre de en uygun araçlardan birisidir. Parça sıkıntısı veya pahalı parçalar gibi sıkıntılar çekmezsiniz bu araçlarda. Aracın en olumsuz yönü ise çok eğimli ve kalın olan A sütununun bazen görüşü kapatması ve içine aldığı lastik sesi. Diğer sıkıntıları aklıma gelmiyor. Biz bu aracı Grand Scenic 3 bulamayınca araçsız kalmayalım ve aracı bulunca hemen satalım diye almıştık ve en favori araçlarımızdan birisi olmuştu ummadığımız bir şekilde.

3. 2010 Renault Fluence 1.5 dci Privilege (bu face lift değil işte, 105 beygirlik Euro IV model bu) şimdi bahsedeceğim araç. Renault Fluence, o dönemki Renault Meganeler sedan olarak üretilmeyince bazı ülkelerde Renault'un sedan Megane niyetine ürettiği araçlardır. Bu makyaj öncesi modellerde de Privilege en dolu modeldir. Hız sabitleme, çift yönlü otomatik dijital klima, otomatik kararan dikiz aynası, katlanabilen yan aynalar, bluetoooth media kiti, keyless go, süper kilitleme, mercekli otomatik yükseklik ayarlı orijinal xenon farlar, 4 cam tam otomatik, sunroof, arka için hava mazgalları, soğutmalı torpido gibi birçok donanımı bünyesinde barındıran dopdolu bir araçtır Fluence. Renault'un konfora verdiği önemi anlıyor insan Fluence sürerken. Kendilerinde eğer dizel alırsanız EDC çift kavramalı 6 ileri otomatik; eğer benzinli modelini alırsanız CVT şanzıman sunuluyor sizlere. Aracın içi yine C segmentinin biraz üzerinde bir genişlik vaat ediyor. Bagajı da gayet yeterli (biz damacanaları yükleyip su getirirdik evimize ve bayağı 6 7 damacana falan belki de daha fazlasını alırdı yani). Aracın Euro Ncap testleri 4 yıldız ancak gayet donanımlı bir araç güvenlik anlamında da. Renault araçların dolu modelleri zaten konforlu oluyor, bu araç da bir miktar motor sesi haricinde içeriye çok ses vermiyor. Ayrıca Privilege donanım paketi sağolsun aracın malzeme kalitesi de gayet iyiydi. Çok fazla sert parça yoktu araçta ve öyle trim sesi falan da yoktu araç 130 binde falan olmasına rağmen. O kontağı cebinizden çıkarmadan araca binip çalıştırma olayına ve araçtan inip biraz uzaklaşınca kapıyı kilitlerken çıkardığı o ikonik Renault biplemesine çokça hayran kalmıştım açıkçası :) Fluence'nin kaputunun altındaki 1.5 dci 105 hp ve 240 Nm motoru gayet atik bir motor. İstatistiklere bakınca çok matah bir şey gibi görünmese de direksiyonun başına geçince bayağı etkiliyor insanı. Zaten uzun yollarda Fluence'lerin neler yapabildiğine şahit olmuşsunuzdur. BMW Merecedesten çok kaprisi oluyor Fluence şoförlerinin :) (Bu bir şakadır lütfen alınmayın). Özetle atik bir araç yani. Aracı özetlemek gerekirse Renault Fluence parça sıkıntısı veya can sıkıcı kronikleri olmayan, fazlaca donanımlı, fazlaca atik, konforlu içi ve bagajı beklenti üzerinde geniş, az da yakan bir araç (tabi ki en dolu paketleri öyle, orta ve boş paketleri çok methetmezler). Babam Grand Scenic 3 bulunca Elantrayı satmıştı ancak Scenic ilandan kalktığı ve bayram geldiği için Fleunce almış ve bayağı memnun kalmıştık.

4. 2010 Renault Grand Scenic III 1.5 dci Privilege (bu da face lift değil şanzıman motor Fluence ile aynı) Renault Grand Scenic 3 gerçekten çok geniş bir hayran kitlesi olan bir araç. Ancak bu aracı çok anlatmayacağım çünkü bu araca benzer iki aracı bayağı anlattım. Renaul Scenic araçlar esasında Megane Scenic oldukları için Megane (bu örnekte Fluence de dahil) ile fazlaca ortak noktaları var. Bu aracın Fluence'ye ek olarak viraj takipli, otomatik yükseklik ayarlı xenon mercekli farları, devasa bir iç hacmi, irice bir bagajı, gelişmiş bir park sensörü, cam tavanı ve navigasyonu var. Hani BMW'ler Mercedesler Audiler marşa basınca geceleri farlarınıönce aşağıya indirir sonra çaprazdan geri kaldırırlar ya sanki far değil de ışık saçan gözleri varmış gibi, onların aynısı Grand Scenic 3'te de var işte. Grand Scenic 3 de Fluence gibi 6 ileri EDC şanzıman ile geliyor. Konforu bir C-Max olmasa da gayet yüksek. Zaten direksiyonuna geçince araç sizde güzel hisler uyandırıyor. Cam tavanın ve devasa camlarının da etkisiyle camdan bir küre kullanıyor gibi hissediyorsunuz. Her yerden ışık girebildiği için araç çok ama çok ferah hissettiriyor. Bu araçta da tıpkı bir önceki jenerasyonunda olduğu gibi 5 koltuk da ayrı ayrı ayarlanabiliyor. İç hacmi ve bagajı zaten fazlasıyla geniş. Bu araçta da saklı açık irili ufaklı 13 tane saklama gözü var. Torpidosu ve kol dayaması ise soğutmalı. Soğutmalı deyince içine koyduğunuz ılık şişeyi buz gibi yapmıyor. Soğuk koyduğunuz şişeyi klima açık olduğu sürece ısıtmıyor. Bu araçta da arka ısıtma mazgalları var (B sütunu üzerinde) ve otomatik klimasında arkayı da serinletebileceğiniz özel bir mod var. Birazdan anlatacağım araçtan sonraki en favorim aracım olur kendileri bu arada. Tam bir aile ve uzun yol aracı. Boyutu sıkıntı değil derseniz şehir içinde de hiç yorup üzmüyor kendileri. Tüketim değerleri 1.5 litre dizel bir motorun standartlarında. Scenic fan clublarında bazı ağabeylerimiz epey düşük rakamlar alabiliyorlar bu araçtan. Grand Scenic 3'te de parça sıkıntısı veya can sıkıcı kronik problemler bulunmuyor benim bildiğim. Özetle; Renault Grand Scenic 3 ismindeki "Scenic" yanı "Manzaralı" anlamının hakkını verecek kalitede bol görüş açılı, yüksek konforlu, ortalama bir performansa sahip, içi ve bagajı yayla gibi diyebileceğimiz harika bir araç. Bu araca dair aklımda olumsuz bir şey yok benim. Bunu da borç kapatmak için satmıştık.

5. 2007 Honda Civic FD6 1.6 i-VTEC Premium (bu da facelift değil ama efsane kasa). Honda Civic'lerin çoğu kullanıcıya göre medarı iftiharı, Honda Civic FD6. Aslında çok matah bir araç değil gibi görünüyor. Çok donanımlı değil ama boş da değil (en boşlarında bile tüm güvenlik donanımları standart VSA hariç ve ek olarak hepsinde otomatik dijital klima var). Yol tutuşu ve konforu sınıfının en üst noktası olmasa da üstlerde. İçinin genişliği beni şaşırttı açıkçası. Belirttiğim gibi 1.96 boyum ve arka koltukta 300 - 400 kilometre rahat rahat yol gidince şaşırdım epey. Bagajı standartların epey altında ama. Bir de normal tank tüp takınca iyice küçülüyor bagaj. 4 teker disk ve arkalarda bağımsız süspansiyon olması ise güzel avantajlar. FD6'ların en meşhur olduğu iki üç noktadan birisi araçlarda kronik olmaması ve aracın tabiri caizse taş gibi olması. Yani kolay kolay arıza yapan bir araç değil kesinlikle. Parça problemi de yok aracın. Meşhur oldukları bir diğer nokta ise fazlasıyla dayanıklı otomatik şanzımanları. Ben bu aracın manuelinin hastasıyım ama ben sportiflik hastasıyım aynı zamanda. 4 ileri tork konvertörlü tam otomatik şanzıman manuele göre epey ağır kalıyor ama Premium, Elegance ve sadece 1.8'lere özel olan Exclusive paketlerde gelen direksiyondan değişen vitesin (F1 şanzıman diyorlar) keyfi de bir başkadır be :) Dediğim gibi ben manuellerini daha çok beğeniyorum. Yine FD6'yı meşhur eden bir diğer nokta ise araca her türlü aksesuar ve modifikasyonun gitmesi. Ben dibine kadar orijinalciyim babam gibi ve bu yüzden bizde cam filminden başka bir aksesuar yok ama öyle bir hevesiniz varsa çok yakışıyor araca modifikasyonlar. Gelelim benim bu araca hasta olmama sebep olan kısıma; motoruna :) 1.6 akıllı VTEC 125 hp 152 Nm motoruna :) eski VTEC motorlar 5500 devirden sonra subapları açıyor ve ortaya bambaşka bir araç çıkıyordu. Bunlarda ise ne zaman köklerseniz o zaman VTEC devreye giriyor. Bir önceki jenerasyona göre yarım saniye falan daha geç 100'e ulaşsa da maksimum hızı daha fazla bu aracın. Akıllı da olsa şöyle bir karakteristiği var aracın; 3500 devirden sonra araç gaza bayağı tepkili bir hale geliyor. Mesela burada bir Elmadağ Rampası vardır meşhur. Yeni araba alan aracı bir vurur o rampaya bakalım 5 ile çıkacak mı diye. Bu araç çıkıyor :) Orada 120 ile çıkarken önüme bir araç çıktığında 70'e kadar falan düşüp vitesi 3'e çekmiştim ve öndeki aracın arkasına düşmüştüm (yanlış anlamayın selektör yapıp öndeki aracı sıkıştırmayı hiç sevmem sadece mesafemi koyar aracın çekilmesini beklerim) ve o süreçte ne zaman gaza bassam araç o zaman beni koltuğa yapıştırıp canavar gibi hzılanıyordu. Başka bir kıstas vereyim, araç ful dolu yolcu, yük falan, klima 25 derece otomatik açık bir şekilde Kahramanmaraş Göksun Rampalarını 130 140 tırmanıyordu. Velhasılı kelam aracın çok acayip bir motoru var. Ben hayranı geçtim hasta oldum resmen :) Tabi ki ben aracı icabında 4500 - 6500 devir sularında da kullanıyorum bakımına da götürüyorum. Babam çok çok daha sakin kullanmasına rağmen o da performansını çok beğeniyor. Son olarak şunu da belirteyim araç orijinal çift çıkışlı egzozları ile kullanmama rağmen çıkarttığı sesle beni mest ediyor. Motor sesi gerçekten çok güzel :) Bu aracı da özetleyeyim; performansı, sürüşü, konforu, yol tutuşu, iç hacmi, direksiyonu, ön gövdesi, doşemeleri, dış görünüşü, sorunsuzluğu, parçaları, lpg uyumu aracın artıları. Aracın eksileri ise; çok ufak da olsa ortada olan kronikleri (subap ayarı istiyor sık sık, motor kulağı da genelde sıkıntı, direksiyon kutusu arıza yapmasa da ses çıkarıyor, arka süspansiyon sert kasis veya çukurlarda vurma sesi yapıyor ama hasar arıza olmuyor, bazı araçlarda nadir de olsa abs arızası yapabiliyor ama çok nadir), dar bagajı, ben öyle düşünmesem de içeri lastik sesi alması, donanımının göreceli zayıf olması yani az olması, fiyatının çok şişirme olması ve bazı bölgelerindeki malzeme kalitesinin düşük olması (bayağı takır tukur sert plastik). Bunlar benim aklıma gelenler. Sorularınız olursa seve seve cevaplayabilirim.

Bitirmeden önce sorunuzu da bildiğim kadar cevaplayayım; Jetta'nın dizel motoru daha makul diye biliyorum çünkü benzinli olanları FSI motor ve bu motoru bizim vatandaşımız tam çözemediği için arızalı çıkma ihtimali var. Ayrıca LPG gibi bir düşünceniz varsa sadece sıvı destekli LPG montajı yapılabiliyor diye biliyorum ve o da epey pahalıya geliyor. Bu yüzden ben şahsen meşhur Volkswagen TDI'larını tavsiye ederim. Bu benim naçizane düşüncem tabi ki.

Sonuna kadar okuduysanız teşekkür ederim. Umarım sizlere bir faydası dokunur. Biraz uzun oldu kusuruma bakmayın lütfen :) Ne alırsanız alın umarım sizin için en iyisi ve en hayırlısı olur. Bu araçların hepsi de bizim bizzat kullandığımız araçlardı. Bir sorunuz olursa seve seve cevaplarım. Sürç-i lisan ettiysek affoluna :)
 
Hocam şimdiden ne alacaksanız alın sizin için en iyisi olur ve kazasız belasız kullanırsınız umarım. İlk olarak fiyat patlamalarının evvelinde bu fiyat bantlarında (o zamanlar 55 - 75 bine tekabül ediyordu) birkaç araç kullanmıştık ve şu anda da bu fiyatlarda bir araç kullanıyoruz. Size onları anlatayım dilerseniz ancak bir miktar uzun olacak şimdiden affınıza sığınıyor, Ferdi Tayfur açıyor ve anlatmaya başlıyorum :)

1. 2007 Renault Grand Scenic 2 1.5 dci Privilege (face lift modeli) ile başlayayım. Grand Scenic araçlar her zaman geniş iç hacim ve mümkün olan en fazla görüş açılarını size sunmak için yapılmıştır. Privilege en üst donanım paketidir. Araçta kart ile çalıştırma (mühim olmasa da benim çok hoşuma giden bir olay ve ayrıca yurt dışında keyless go ile gelen araçlar çok fazla. Bizde sadece altyapıyı hazırlamışlar, anten ve anahtar yapılması gerekiyor.), otomatik park freni, hız sabitleme, otomatik dijital klima, lastik basınç sensörü, full dijital kadranlar (makyaj sonrası kronik ekran problemleri çözüldü), cam tavan ve bir sunroof, soğutmalı torpido ve kol dayama, 4 koltuk ayrı ayarlanma, irili ufaklı 12 13 tane göz, bagajda gömülü iki adet koltuk gibi sürüsüne bereket özellik var. Araç bir nevi SUV havalı MPV bir araç. Yol tutuşu ortalama bir araç. Yani sınırları zorlanacak bir araç değil tabi ki iri bir araç olduğu için. Motor performansı ise 1.5 dci 100hp 240Nm (?) ile ortalama bir seviyede. Otomatik olanları tork konvertörlü tam otomatik 5 ileri (?) ve öyle çok sorunlu bir şanzıman değil diye biliyorum (bizdeki 6 ileri manuel idi). Araçta yer problemi yok. İçi gayet geniş ve aşırı ferah. Çok fazla kronik sorunu olan bir araç değil. Yani "Çok elektronikli Fransız arızadan sürülmez" imajını yıkan bir araç. Tabi ki bu aracı kullanacak olursanız kesinlikle yetkili Renault servisi veya yetkin bir Renault ustasından başkasına göstermemeniz gerekiyor zira bir tanıdığın Megane 2 aracının cam düğmesini açmaya basınca cam tamamen kalkıyor kapatmaya basınca da tamamen açılıyordu mesela. Özetleyecek olursak gayet geniş iç hacimli , yaşına göre oldukça donanımlı, Euro Ncap testlerinden 5 yıldız almış, ferah ve ideal performansta bir araç arıyorsanız ve biraz da ucuza getirelim derseniz Grand Scenic 2 (2007 makyaj sonrası) tavsiye edeceğim bir araç. Biz kullandık 7 8 ay kadar ve Grand Scenic 3 almak için sattık o aracı. Aracın benim hatırladığım en büyük handikapları; birinci olarak aracın iri olması sebebiyle manevra ve park yeri sıkıntıları çıkartmasıydı. İkincisiyse çok modern bir dizel motor olmaması sebebiyle biraz dikkatli kullanmak gerekmesiydi. Diğer ufak tefek şeyleri inanın aklıma gelmiyor.

2. 2012 Hyundai Elantra 1.6 D-CVVT Style paket (bu da face lift modeli) ile devam edeyim. Elantranın bizdeki modeli baz paketti ancak baz olmasına rağmen abs, esr ve esp standarttı. 4 cam otomatik, klima, direksiyondan medya kontrolü, aux ve usb gibi artıları vardı. Bir de unutmadan 16 inchlik standart çelik jantları da vardı. O kasa Elantra benim şahsen favorimdir tüm Elantra'lar içerisinde çünkü araç bana çok yakışıklı gelir hala. Elantra'nın yol tutuşu ortalama üzeridir ama izlediğim bir videoda aracın biraz zorlayınca arkayı dağıttığı söyleniyordu ancak siz ailenizle bineceğiniz için bu detay sizi pek bağlamayacaktır diye tahmin ediyorum. Elantra içeriye biraz lastik sesi alsa da konforlu, geniş ve rahat bir araçtır. Benim boyum 1.96 ve o aracın arka koltuğunda kafam yukarı değse de diz sıkıntısı çekmeden oturabiliyordum :) Elantralar çok sorun çıkarmaz, 6 ileri vites ve D-CVVT sağolsun gayet az yakar, isterseniz lpg dönüşümüne tam uyumludur, araçta standart ses sistemi bayağı iyidir, lastik ses yalıtımı çok iyi olmasa da ses sistemi bu açığı kapatır. Elantra da Euro Ncap testlerinde 5 yıldızlıların kervanındandır. Özellikle 2012'nin ilk Elantralarının benim şahsi favorilerim olmasının sebebi de o araçların hala 1.6 132hp atmosferik motor ile geliyor olmalarıdır. Elantraların otomatik şanzımanları hakkında detaylı bilgim yok açıkçası. Yanlış bilmiyorsam benzinli modellerde CVT şanzıman, dizellerde ise çift kavramalı 6 ileri bir şanzıman vardı. Elantrayı da özetleyecek olursak; en boşu bile bayağı donanımlı, pek sıkıntısı olmayan, konforlu, epey performanslı, içi ve bagajı C segmentinin ortalamalarının üzerinde ve çok yakışıklı bir araçtır Elantra. Ayrıca yaşına ve sınıfına göre de en uygun araçlardan birisidir. Parça sıkıntısı veya pahalı parçalar gibi sıkıntılar çekmezsiniz bu araçlarda. Aracın en olumsuz yönü ise çok eğimli ve kalın olan A sütununun bazen görüşü kapatması ve içine aldığı lastik sesi. Diğer sıkıntıları aklıma gelmiyor. Biz bu aracı Grand Scenic 3 bulamayınca araçsız kalmayalım ve aracı bulunca hemen satalım diye almıştık ve en favori araçlarımızdan birisi olmuştu ummadığımız bir şekilde.

3. 2010 Renault Fluence 1.5 dci Privilege (bu face lift değil işte, 105 beygirlik Euro IV model bu) şimdi bahsedeceğim araç. Renault Fluence, o dönemki Renault Meganeler sedan olarak üretilmeyince bazı ülkelerde Renault'un sedan Megane niyetine ürettiği araçlardır. Bu makyaj öncesi modellerde de Privilege en dolu modeldir. Hız sabitleme, çift yönlü otomatik dijital klima, otomatik kararan dikiz aynası, katlanabilen yan aynalar, bluetoooth media kiti, keyless go, süper kilitleme, mercekli otomatik yükseklik ayarlı orijinal xenon farlar, 4 cam tam otomatik, sunroof, arka için hava mazgalları, soğutmalı torpido gibi birçok donanımı bünyesinde barındıran dopdolu bir araçtır Fluence. Renault'un konfora verdiği önemi anlıyor insan Fluence sürerken. Kendilerinde eğer dizel alırsanız EDC çift kavramalı 6 ileri otomatik; eğer benzinli modelini alırsanız CVT şanzıman sunuluyor sizlere. Aracın içi yine C segmentinin biraz üzerinde bir genişlik vaat ediyor. Bagajı da gayet yeterli (biz damacanaları yükleyip su getirirdik evimize ve bayağı 6 7 damacana falan belki de daha fazlasını alırdı yani). Aracın Euro Ncap testleri 4 yıldız ancak gayet donanımlı bir araç güvenlik anlamında da. Renault araçların dolu modelleri zaten konforlu oluyor, bu araç da bir miktar motor sesi haricinde içeriye çok ses vermiyor. Ayrıca Privilege donanım paketi sağolsun aracın malzeme kalitesi de gayet iyiydi. Çok fazla sert parça yoktu araçta ve öyle trim sesi falan da yoktu araç 130 binde falan olmasına rağmen. O kontağı cebinizden çıkarmadan araca binip çalıştırma olayına ve araçtan inip biraz uzaklaşınca kapıyı kilitlerken çıkardığı o ikonik Renault biplemesine çokça hayran kalmıştım açıkçası :) Fluence'nin kaputunun altındaki 1.5 dci 105 hp ve 240 Nm motoru gayet atik bir motor. İstatistiklere bakınca çok matah bir şey gibi görünmese de direksiyonun başına geçince bayağı etkiliyor insanı. Zaten uzun yollarda Fluence'lerin neler yapabildiğine şahit olmuşsunuzdur. BMW Merecedesten çok kaprisi oluyor Fluence şoförlerinin :) (Bu bir şakadır lütfen alınmayın). Özetle atik bir araç yani. Aracı özetlemek gerekirse Renault Fluence parça sıkıntısı veya can sıkıcı kronikleri olmayan, fazlaca donanımlı, fazlaca atik, konforlu içi ve bagajı beklenti üzerinde geniş, az da yakan bir araç (tabi ki en dolu paketleri öyle, orta ve boş paketleri çok methetmezler). Babam Grand Scenic 3 bulunca Elantrayı satmıştı ancak Scenic ilandan kalktığı ve bayram geldiği için Fleunce almış ve bayağı memnun kalmıştık.

4. 2010 Renault Grand Scenic III 1.5 dci Privilege (bu da face lift değil şanzıman motor Fluence ile aynı) Renault Grand Scenic 3 gerçekten çok geniş bir hayran kitlesi olan bir araç. Ancak bu aracı çok anlatmayacağım çünkü bu araca benzer iki aracı bayağı anlattım. Renaul Scenic araçlar esasında Megane Scenic oldukları için Megane (bu örnekte Fluence de dahil) ile fazlaca ortak noktaları var. Bu aracın Fluence'ye ek olarak viraj takipli, otomatik yükseklik ayarlı xenon mercekli farları, devasa bir iç hacmi, irice bir bagajı, gelişmiş bir park sensörü, cam tavanı ve navigasyonu var. Hani BMW'ler Mercedesler Audiler marşa basınca geceleri farlarınıönce aşağıya indirir sonra çaprazdan geri kaldırırlar ya sanki far değil de ışık saçan gözleri varmış gibi, onların aynısı Grand Scenic 3'te de var işte. Grand Scenic 3 de Fluence gibi 6 ileri EDC şanzıman ile geliyor. Konforu bir C-Max olmasa da gayet yüksek. Zaten direksiyonuna geçince araç sizde güzel hisler uyandırıyor. Cam tavanın ve devasa camlarının da etkisiyle camdan bir küre kullanıyor gibi hissediyorsunuz. Her yerden ışık girebildiği için araç çok ama çok ferah hissettiriyor. Bu araçta da tıpkı bir önceki jenerasyonunda olduğu gibi 5 koltuk da ayrı ayrı ayarlanabiliyor. İç hacmi ve bagajı zaten fazlasıyla geniş. Bu araçta da saklı açık irili ufaklı 13 tane saklama gözü var. Torpidosu ve kol dayaması ise soğutmalı. Soğutmalı deyince içine koyduğunuz ılık şişeyi buz gibi yapmıyor. Soğuk koyduğunuz şişeyi klima açık olduğu sürece ısıtmıyor. Bu araçta da arka ısıtma mazgalları var (B sütunu üzerinde) ve otomatik klimasında arkayı da serinletebileceğiniz özel bir mod var. Birazdan anlatacağım araçtan sonraki en favorim aracım olur kendileri bu arada. Tam bir aile ve uzun yol aracı. Boyutu sıkıntı değil derseniz şehir içinde de hiç yorup üzmüyor kendileri. Tüketim değerleri 1.5 litre dizel bir motorun standartlarında. Scenic fan clublarında bazı ağabeylerimiz epey düşük rakamlar alabiliyorlar bu araçtan. Grand Scenic 3'te de parça sıkıntısı veya can sıkıcı kronik problemler bulunmuyor benim bildiğim. Özetle; Renault Grand Scenic 3 ismindeki "Scenic" yanı "Manzaralı" anlamının hakkını verecek kalitede bol görüş açılı, yüksek konforlu, ortalama bir performansa sahip, içi ve bagajı yayla gibi diyebileceğimiz harika bir araç. Bu araca dair aklımda olumsuz bir şey yok benim. Bunu da borç kapatmak için satmıştık.

5. 2007 Honda Civic FD6 1.6 i-VTEC Premium (bu da facelift değil ama efsane kasa). Honda Civic'lerin çoğu kullanıcıya göre medarı iftiharı, Honda Civic FD6. Aslında çok matah bir araç değil gibi görünüyor. Çok donanımlı değil ama boş da değil (en boşlarında bile tüm güvenlik donanımları standart VSA hariç ve ek olarak hepsinde otomatik dijital klima var). Yol tutuşu ve konforu sınıfının en üst noktası olmasa da üstlerde. İçinin genişliği beni şaşırttı açıkçası. Belirttiğim gibi 1.96 boyum ve arka koltukta 300 - 400 kilometre rahat rahat yol gidince şaşırdım epey. Bagajı standartların epey altında ama. Bir de normal tank tüp takınca iyice küçülüyor bagaj. 4 teker disk ve arkalarda bağımsız süspansiyon olması ise güzel avantajlar. FD6'ların en meşhur olduğu iki üç noktadan birisi araçlarda kronik olmaması ve aracın tabiri caizse taş gibi olması. Yani kolay kolay arıza yapan bir araç değil kesinlikle. Parça problemi de yok aracın. Meşhur oldukları bir diğer nokta ise fazlasıyla dayanıklı otomatik şanzımanları. Ben bu aracın manuelinin hastasıyım ama ben sportiflik hastasıyım aynı zamanda. 4 ileri tork konvertörlü tam otomatik şanzıman manuele göre epey ağır kalıyor ama Premium, Elegance ve sadece 1.8'lere özel olan Exclusive paketlerde gelen direksiyondan değişen vitesin (F1 şanzıman diyorlar) keyfi de bir başkadır be :) Dediğim gibi ben manuellerini daha çok beğeniyorum. Yine FD6'yı meşhur eden bir diğer nokta ise araca her türlü aksesuar ve modifikasyonun gitmesi. Ben dibine kadar orijinalciyim babam gibi ve bu yüzden bizde cam filminden başka bir aksesuar yok ama öyle bir hevesiniz varsa çok yakışıyor araca modifikasyonlar. Gelelim benim bu araca hasta olmama sebep olan kısıma; motoruna :) 1.6 akıllı VTEC 125 hp 152 Nm motoruna :) eski VTEC motorlar 5500 devirden sonra subapları açıyor ve ortaya bambaşka bir araç çıkıyordu. Bunlarda ise ne zaman köklerseniz o zaman VTEC devreye giriyor. Bir önceki jenerasyona göre yarım saniye falan daha geç 100'e ulaşsa da maksimum hızı daha fazla bu aracın. Akıllı da olsa şöyle bir karakteristiği var aracın; 3500 devirden sonra araç gaza bayağı tepkili bir hale geliyor. Mesela burada bir Elmadağ Rampası vardır meşhur. Yeni araba alan aracı bir vurur o rampaya bakalım 5 ile çıkacak mı diye. Bu araç çıkıyor :) Orada 120 ile çıkarken önüme bir araç çıktığında 70'e kadar falan düşüp vitesi 3'e çekmiştim ve öndeki aracın arkasına düşmüştüm (yanlış anlamayın selektör yapıp öndeki aracı sıkıştırmayı hiç sevmem sadece mesafemi koyar aracın çekilmesini beklerim) ve o süreçte ne zaman gaza bassam araç o zaman beni koltuğa yapıştırıp canavar gibi hzılanıyordu. Başka bir kıstas vereyim, araç ful dolu yolcu, yük falan, klima 25 derece otomatik açık bir şekilde Kahramanmaraş Göksun Rampalarını 130 140 tırmanıyordu. Velhasılı kelam aracın çok acayip bir motoru var. Ben hayranı geçtim hasta oldum resmen :) Tabi ki ben aracı icabında 4500 - 6500 devir sularında da kullanıyorum bakımına da götürüyorum. Babam çok çok daha sakin kullanmasına rağmen o da performansını çok beğeniyor. Son olarak şunu da belirteyim araç orijinal çift çıkışlı egzozları ile kullanmama rağmen çıkarttığı sesle beni mest ediyor. Motor sesi gerçekten çok güzel :) Bu aracı da özetleyeyim; performansı, sürüşü, konforu, yol tutuşu, iç hacmi, direksiyonu, ön gövdesi, doşemeleri, dış görünüşü, sorunsuzluğu, parçaları, lpg uyumu aracın artıları. Aracın eksileri ise; çok ufak da olsa ortada olan kronikleri (subap ayarı istiyor sık sık, motor kulağı da genelde sıkıntı, direksiyon kutusu arıza yapmasa da ses çıkarıyor, arka süspansiyon sert kasis veya çukurlarda vurma sesi yapıyor ama hasar arıza olmuyor, bazı araçlarda nadir de olsa abs arızası yapabiliyor ama çok nadir), dar bagajı, ben öyle düşünmesem de içeri lastik sesi alması, donanımının göreceli zayıf olması yani az olması, fiyatının çok şişirme olması ve bazı bölgelerindeki malzeme kalitesinin düşük olması (bayağı takır tukur sert plastik). Bunlar benim aklıma gelenler. Sorularınız olursa seve seve cevaplayabilirim.

Bitirmeden önce sorunuzu da bildiğim kadar cevaplayayım; Jetta'nın dizel motoru daha makul diye biliyorum çünkü benzinli olanları FSI motor ve bu motoru bizim vatandaşımız tam çözemediği için arızalı çıkma ihtimali var. Ayrıca LPG gibi bir düşünceniz varsa sadece sıvı destekli LPG montajı yapılabiliyor diye biliyorum ve o da epey pahalıya geliyor. Bu yüzden ben şahsen meşhur Volkswagen TDI'larını tavsiye ederim. Bu benim naçizane düşüncem tabi ki.

Sonuna kadar okuduysanız teşekkür ederim. Umarım sizlere bir faydası dokunur. Biraz uzun oldu kusuruma bakmayın lütfen :) Ne alırsanız alın umarım sizin için en iyisi ve en hayırlısı olur. Bu araçların hepsi de bizim bizzat kullandığımız araçlardı. Bir sorunuz olursa seve seve cevaplarım. Sürç-i lisan ettiysek affoluna :)
Fd6 yol tutus ve frenler kanser ya :D
 
Ben de broadway kullanıyorum şu anda ve değiştirme planım var. 100 civarı da bütçem var ve aylık 1000 km civarı yol yapıyorum. Arabamdan yakıt olarak memnunum fakat eski araba olmasından dolayı sürekli orası burası bozuluyor. Dizel araba düşünüyorum fakat baktığım beğendiğim arabalar 200 km üstü, istediğim kasanın alt modeli, ağır hasar kayıtlı gibi içime sinmeyen özellikleri oluyor. Aynı modellerde benzinliye baktığımda ise km, hasar durumu ve yaş olarak istediğim kriterleri yakalayabiliyorum. Benzin mi dizel mi sorusuna cevap arayan biri olarak hem kendime cevap vereyim, hem de size cevap vereyim. Ben de ilk zamanlar 130 bin lira bandında dizel otomatik bakıyordum fakat bütçemi zorlamamak adına 100 bin liraya düşürdüm bütçeyi. Hadi dedim otomatikten vazgeçeyim dizel manuel olsun diyorum ama dediğim gibi içime sinen araba yok. Bu sebeple düşük km yapacağımdan dolayı benzinli bakmaya başladım. Hem dizel muadillerine göre daha temiz arabalar bulunabiliyor, hem de atmosferikse lpg de dizelle aynı yakıt tüketimi tutturulabiliyor. Bu sebeple, bütçenizin de kısıtlı olması ve benden bile az kilometre yapacağınızı söylemenizden dolayı size benzinli araç öneriyorum. Atmosferikse lpg de önerebilirim fakat lpg konusunda yeterli bilgiye sahip değilim. Araştırmanızı öneririm. Ayrıca kendime de benzinli araç öneriyorum.