Türkiye 'de otomobil sporlarının geldiği en içler acısı hali görmek için son derece iyi bir organizasyon. Organizasyonun bizzat içinde olan biri olarak söyleyebileceğim en temel cümle bu.
Karalamak istediğim üç beş şey var bu konularla ilgili, gerçekten son derece doluyum. Yakında kişisel blogumu tekrar yayına almak ve hem oradan, hem buradan bir içimi dökmek istiyorum.
Şuan için söylemek istediğim tek şey, Bir gün bu sporun tam olarak içinde olunca, 60 yaşına kadar "sadece paramla" o direksiyonun başında kalmayacağım. Gerektiği yerde bu işe gonul vermiş gençlere imkan sağlayıp, kendim sadece takım patronluğu yapacağım. Kendime sözümdür.
Koca koca firmalar, holdingler... Sadece komikler...
----
Yarışa dönecek olursak, Halim Ateş havada durdu. Şahitleri var. Daha antrenman turunda, izlemeye gelenler için yaptığı şov harikaydı, Jumptan sonra fenada bir iniş yapmadı keske belini incitmeseydi kendisine bir kerede buradan geçmiş olsun diyeyim. (Petlas köprüsünden bu denli bir atlayış daha önce görmemiştim.)
Gürkal Menderes'te 140 bg'lik Saxo VTS ile final yarışında cok iyi bir heyecan yaşattı. Peşine taktığı Control 2'ye 4 tur geçit vermedi. Sonra yaşadığı arizayla onun kadar kahrolduk bizde. Bir kere daha gördük ki önemli olan arabayı hızlı kullanabilmek. Hızlı arabayı kullanmak değil. Bin bir itirazla bir alt kategoride yarışmayla olmuyor bu işler. Bir Saxo gelir, seni çılgına çevirir, 5 defa spin attırır hırstan.
Bahadır Sevinç bu yılda şanssızdı. Gecen sene Corsa C GSi ile bize yaşattığı heyecanı bu sene Palio Super 1600 ile yaşatacak diye bekledik ama yine yarış içinde şanzımandan gelen cayırtıyı duyunca eyvah dedik, nitekim sonrasında da dusuk tempoyla sadece yarışı tamamladı.
Ne kadar dolu olsakta eldekilerle yetinip takip ediyoruz bu sporu
(Mobilden yazdığımdan, ilgili yazım yanlışları için affınıza sığınıyorum.)