Selamlar arkadaşlar, abiler, dostlar.
Tanışmadıklarımız için ; Bendeniz Sümer Cem DOĞU. Ankara'da yaşıyorum. 31 yaşındayım. DBY Detailing isimli, Türkiye'nin en büyük detay kompleksinde sosyal mecra ve halkla ilişkiler sorumlusu olarak çalışıyorum. Forumlarla uzun zamandır haşır neşir oluyoruz. TechTurkey, DetailTurkey, DetailForum, GrandePuntoTR, TRCitroen (kapandı), Otopark forum gibi çokça forumda Doğu Garaj ismiyle konular açtık, buluşmalar tertip ettik. İkiz kardeşim Cenk ve ben, arabalar ve detailing konusunda çokça emek verdik diyebilirim. Fakat tabii ki çalışma hayatının verdiği tempo, bizi bu işlerden biraz daha uzaklaştırıp, kafayı hayat telaşesine daha fazla yoruyor malesef.
Araçlara ilgi tabii ki çocukluktan başladı. Dede yadigarı, 1974 model bir Peugeot 404 içine doğduk diyebilirim. Akabinde 1992 model bir BMW 5.20 sahibi oldu ailemiz. O araçla da güzel zamanlar geçirdik. Sonrasında da hep babamın çalıştığı şirket araçları ile uğraşarak ergenliği tamamladık. Üniversite çağına geldiğimizde de Citroen C2 1.4 HDI SX sahibi olduk. 2014 yılından beridir bizde ve hala kullanıyor, hala uğraşıyoruz. Kerata kızımız C2 de, en çok takip edilen C2 konularından oldu bu zamana kadar.
İkiz kardeşim Cenk, görece uzak bir mesafede çalışmaya başlayınca, tek araç ikimiz için problem olmaya başladı. Ben aynı zamanda 2004 model bir BMW F650 GS TwinSpark motosiklet kullanıcısıyım. Kış aylarında kullanmak pek meşakkatli geldi. Her ne kadar ekipmanım tam olsa da, iş çıkışı bütün ekipmanı giy, üstünü değiş, bin, soğukta sür, katil sürücülerle birlikte usturuplu motosiklet kullanmaya çalış vesair derken. Motosiklet hobimi haftasonu hobisine çevirmeye karar verdim ve araç arayışım başladı.
2024 ocak ayında araçlara bakmaya başladım. Listemde Grande Punto vardı, geçmişte de kullanmıştık. Lakin kronikleşen problemleri gözümde büyüyordu. Tipi hoşuma gitse de, benim bütçemdeki araçlar pek bir elden geçirilmişti, tatsız modifikasyonlar vardı. Ben bilhassa tek kapı araç bakıyordum. GrandePunto'nun tek kapıları hoş, ama ele ayağa düşmüş vaziyettelerdi. Bir tanesini inceleyip, sahip profilinden de soğuyunca, vazgeçtim.
Bir süre Peugeot 406 baktım. Donanımı beni çok cezbetti. Ama sonrasında çok dede arabası kaldığını fark ettim. Çevremden de çokça eleştirdiler zaten. Yıllar yılı Citroen&Peugeot ustam Vatan Mekanik Cemal Usta da "Uzak dur" deyince, bundan da vazgeçtim. Bilhassa o dönemde deprem bölgesinden hasarlı alınıp toparlanan çokça Peugeot 406 buldum, bu da soğumamdaki bir diğer sebepti.
2014 senesinde C2'yi satın alırken 147'lere bakmıştık ve pek beğenmiştik. Listemizin ilk 2 sırasındaydı zaten bu araçlar. Bu sebeple tekrar değerlendirmeye aldım. İlanlarda gezerken Cevdet'le karşılaştım. Sanıyorum baktığım gün ilana konulmuştu. Fotoğrafları son derece güzeldi, gayet iyi bakılmış bir otomobildi. Eski sahibi ile kısa bir telefon görüşmesinden sonra, iş çıkışı akşam saatlerinde aracın başındaydım. Cevdet'i ilk görüşüm ekteki gibidir

Biz 2014 senesinde C2'yi de hiç baktırmadan aldık. Sadece ustamız üstünkörü bir inceledi. O günden beridir de kerata kızımız C2, bizi hiç üzmedi. Cevdet 147'yi de ne bir ekspere soktum, ne bir ustaya gösterdim. Kendim inceledim. Zaten forumlardan, YouTube videolarından kronik olabilecek sorunlarını incelemiştim, bunlar kolay tespitli sorunlardı.
Ben aldığım sürede varyatöründe bir sorun yoktu. Külbütör kapak contasındaki ufak sızıntısını görmüştüm egzoz korumasında. Kaput altındaki hiçbir sticker'ı oynanmamıştı. Kılıç sacları, şase uçları yerindeydi. Yedek su deposu orijinaldi. En basitinden, kaput altı izolatörü, egzoz manifold koruma sacı ve ön cam altı keçeleri ilk günki gibiydi. Araç 4-5 ay evvel komple boyanmıştı, pasta ve polisaj işleri bana kalmıştı
Eski sahibi Deniz aracı güzel yerlere götürmüş bakım için, ilgilenmiş. Ondan önceki sahibinde, İzmir'de motor aksamı komple rektefiye edilmiş. Ben aldığımda LPG ayarları yeni yapılmıştı. Elindeki yedek parçaları da araç ile birlikte vereceğini iletmişti; tuşlu direksiyon, yedek kadran, sağlam bir güneşlik ve araca takılmamış olan "1.6 TSpark" yazısı. Ertesi gün aracı satın aldım.
Aldığım günün akşamı da aracı yıkama alanına aldım. Güzelce temizledim ve eksiklerimi listeledim. Bu eksikleri ve modifikasyonları, önem sırasına göre uygulamaya başladım.

Satın aldığımın ertesi günü aracın kaputunu açtığımda yedek su deposunun içinin çok kirli olduğunu fark ettim. Yağ-su kontrolü yaptığımda bir eksik yoktu araçta. İş yerimizin yan komşusu HaDa Otomotiv (Esasen bir BMW servisi, fakat sağolsun yardımcı oluyorlar ufak tefekler için), yedek su deposunu söktü. İçini talaşlı su ve kireç temizleyiciler kullanarak temizledik. Kırmızı antifrizin tortusu sebebiyle olduğuna kanaat getirdik ve bütün suyu boşaltmaya karar verdik. Aracı alırken külbütör kapak contasının sızdırdığını görmüştüm. Fakat durum sandığımdan daha da kötüymüş. Bujilerin üst kısmı olduğu gibi yağ içinde kalmış. Ayrıca bujiler orijinal takılmamış. İlerleyen döneme sarkıtmak üzere, külbütör kapak contasını değiştirmek üzere siparişi verdik. Parça gelene kadar da eski sıvı conta kalıntılarını temizleyip, külbütör kapağının kırıklarını onarmaya başladık. Bu işi yapan firma Ankara'da önerilen bir firma malesef. Ben kendilerine bir daha uğramayacağıma o gün karar verdim diyebilirim. Külbütör kapak contasının civatası kırılmış, yarısı üst kapakta kalmış, arkadaş sıvı conta kullanarak izole etmeye çalışmış. Gereksiz bir telaşe yaratmış kendine. Bu alanlar güzelce onarıldı, conta değişti ve sızıntı bir daha hiç olmadı
1 hafta sonrasında tavan döşemesinin anten hizasınca ıslandığını fark ettim. 4-5 ay önce kaporta-boya işini yapan arkadaşlar anteni silikon ile yapıştırmışlar. Halbuki iç kısımda contası ve civatası olması gerekiyordu. Şaşmaz'da bir fiat parçacısından aynı soket tipi, aynı conta tipine sahip olan bir tane tedarik ettik ve değiştirdik. Problem çözüldü.
Alır almaz periyodik bakımını yapmak istedim. Zira benden önce her ne kadar iyi bir kişi baksa da aracına, götürdüğü işletmeden soğumuştum ve işkillenmiştim. Gönlüm rahat olmalıydı
Basit periyodik bakım malzemelerini internetten tedarik ettim. Filtre setini Bosch olarak tercih ettim. Yağ olarak, Liqui Moly 10w40 kullandık. Mos2 katkısı sebebiyle "Yağ tüketen" otomobillerin en sevdiği yağ modellerinden biri olduğunu öğrendim. Rengi pek enteresan, sanırsınız kullanılmış yağ. Fakat gerçekten öncesi-sonrası hissedilir bir fark yaratıyor. Bu uygulama görece basit bir iş olduğu için, kerata kızımız c2'nin yegane ustası Vatan Mekanik Cemal Usta'dan destek aldım. Yağ pek eksilmiş çıkmadı. Fakat filtreleri pek kötü haldeydi 


Alfa romeo nakışlı paspaslar sipariş ettim aldıktan sonra. Üzerindeki kesme kauçuk paspasları çöpe atarken "BOM" diye ses çıktığına yemin edebilirim.

Akabinde boya yüzeyindeki ufak tefek çiziklere lokal müdahaleler yaparak günü kurtarayım istedim. Rupes HLR15 Orbital polisaj makinesi, UFS Hybrid Polisaj pedi, Nanolex Ultra Cut Polish ağır aşındırıcı pasta ile tek aşamada sonuç alabildim. Araç müsait bir vakitte boya koruma uygulamalarından geçeceği için pek dert etmedim açıkçası.

Aracı satın aldığımda sağ kapı camı çalışmıyordu. Motoru arızalanmıştı, bilerek almıştım. Daha önce C2'nin camlarını ve kapı kilit motorlarını elden geçiren, Ankara'da tek geçtiğim "Kalender Oto Kilit" yolu görünmüştü. Hızlı bir operasyon ile, kapı krikosu tamamen sökülüp dağıtıldı, temizlendi ve yeni bir motor ile tekrar toplandı. Cam krikosunu tedarik etmekten daha uygun rakamlara bu yolla sıfırlamış olduk.
Kerata kızımız C2'de koyu renkli cam filmleri kullandık. Örneğin Clif Designs Lover serisi, ya da LLumar ATR15 gibi farklı versiyonları zaman zaman denedik. Bu aracın klasik-modern karışımı görselini, koyu bir cam filmiyle baltalamak istemedim o zamanlar. Fakat ısı kesme işi de kafamı kurcalıyordu. Depoyu kurcalarken LLumar PP60 bulduk. Çok hafif reflektif özellikleri var, oldukça açık renkli. Şu aralar değiştirmeyi düşünüyorum açıkçası. Belki biraz daha koyu renkli birşeyler olabilir. Zaman gösterecek


Her 147'nin kapısı, farklı zamanlarda, ansızın TAAAAK TUUUUUKKK etmiştir. Orijinaller pek pahalı. En azından aracı aldığım zamanki bütçeme uymamış olacak ki, Emin marka, Fiat Linea uyumlu kapı gergilerini tedarik edip araca uyguladım. Aracın üzerinden çıkanlara kıyas ile daha kaliteli olduklarını gördüm. Plastik korumaları vesair hoşuma gitti açıkçası. O zamandan bu zamana da herhangi bir arızaları yok, ses yok. Memnunum.

Aracın içinde epeyce cebelleştim 8 ay kadar. Orijinal ana ünite son derece kalitesi ses verip, hiçbir teknolojiye sahip değildi. Eski sahipleri tarafından Bluetooth modül eklenmişti fakat ses son derece parazitli ve kalitesiz geliyordu. Kerata kızımız C2'de navigasyon, carplay, direksiyon tuşu vesair derken. Gerçekten günlük kullanım için önemli olduğuna kanaat getirdim. Bu sebeple araca Double-Din montajı yaptım. Direksiyon tuşlarını da bağlayabildim. Örnek bir görseli aşağıdaki görsel bloğuna ekliyorum, görseldeki o sokette;
Siyah-Mor olan kablo şase. Multimedya'nın şase kablosuna, yani GND etiketli kabloya takılıyor.
Yeşil-Sarı kablo KEY1
Pembe olan kablo ise KEY2 kablosuna bağlanıyor.
Multimedya ekranında tuş öğrenme fonksiyonu varsa, bu yöntem %80 ihtimalle çalışıyor. 2GB ram'li ve eski çipsetli ünitelerde çalışmadığı oluyor. Fakat yüksek Ram'li güncel modellerde çok güzel bir özellik. Severek kullanıyorum.
Ayrıca aracın tavan lambası yetersizliğinden hep şikayetçi oldum. İç aksamda LED meraklısı biri değilimdir. Gün ışığı ve halojen'in yumuşak ışığı her zaman hoşuma gitmiştir. Ön 2 koltuk ayak hizasında, kapı açıldığında gün ışığı şeklinde yanan modül ledler taktım. Ayrıca aracın kontağı açıldığında yanacak şekilde, amber renkli fakat çok düşük yanabilecek modül ledler de ekledim. Amber lambaların parlaklığını en kısığa getirebilmek için direnç kullanacaktım, fakat ısındıkları için endişelendim. Bu sebeple led modülleri tedarik ettim ve tek kumanda ile iki tarafın da parlaklığını yönetebiliyorum. Fotoğrafların ardına bir YouTube videosu ekledim kullanımını göstermek için. Hoşuma gitti, fakat gösterge lambalarına uygun bir led ile ilerleyen zamanlarda değiştirebilirim, kırmızı loş bir ışık yakmasını istiyorum.
YouTube Videosu :

Aracın kornasından hiç memnun değildim. Zira yolcu tarafı ön davlumbaz içinde, sürekli su alan bir alanda ve sesi çok az çıkıyordu. Aracı lifte aldıktan sonra sağ davlumbazı açtım ve kornanın yerini tespit ettim. Eski kornayı ve ayaklarını söktüm. Kablolarını, kendi kabloları kesitinde yanmaz kablolar ile uzatarak kaput içine kadar uzattım. Açıkta kalan kabloları izolatörler kullanarak kapattım. Kaputu açınca yolcu tarafına denk gelen farın üzerinde müsait bulduğum ve civata takabileceğim bir deliğe, kendi montaj ayağımı yaptım. Mengenede çekiçledim ve büktüm. SEGER markasına ait, esasen VAG grubunda kullanılan tonda kornalardan edindim ve montajı gerçekleştirdim. Aradaki fark devasa oldu. Buna ait bir YouTube videosu da çektim.
YouTube Videosu :

Ankara trafiğinin deprem sonrasında çokça artışına binaen, aşırı kurulum gerektirmeyecek, basit bir kayıt cihazı aradım. 70mai tercih ettim. Hem ekransız, son derece basit. Hem de park modu aktif edilebilen bir kamera tipi. Bunun için ayrı bir kablo kiti satın alıp, sigorta tablasından gerekli bağlantıları yapmanız gerekiyor. Kontak açılınca enerji gelen 1 sigorta, sürekli sabit 12V veren 1 sigorta ve iyi bir şase bağlantısına ihtiyacınız var. Akabinde direklerden kabloları geçirip, kamerayı konumlandırıp, kurulumu telefondan yapıyorsunuz. Ben bağlantılar için Fuse Tap denen aparatları kullandım. Bu aparatlar aynı zamanda kontak açılınca, loş şekilde yanan modül ledlerime de harici bir kaynak sağladı, aracın orijinal tesisatına ek yapmak zorunda kalmadım.

Ocak 2025'e geldiğimizde, uzun süredir kafamı kurcalayan ağır bakım işini de gündeme koydum. Aldığımdan beridir içimde kalmıştı. Aşağıdaki listeye sadık kalarak bütün gerekenleri, Plus Garaj bünyesinde gerçekleştirdik.
Reklam ya da işbirliği değildir. Plus Garaj'ı tavsiye ederim. Yeni açılmış bir işletme olmalarına karşın gayet güzel hizmet alıyorsunuz. Yeni olunca "Acemi" yaftası yapıştırılır ancak Mahsun usta nokta atışı problem çözebilecek bilgiye sahip. Hem 1.6, hem 2.0 hem de Boxer motorlara bakım yapabiliyorlar. Öncelikli işleri Alfa'lar üzerine, ancak her marka model araç için periyodik hizmet sunabiliyorlar. Fiyat noktası tartışılabilir, benim önceliğim başımın ağrımaması ve garantili şekilde işlemlerin yapılmasıydı. Hem yedek parça, hem de işçilik garantisini alabildiğim için Plus Garaj'ı tercih ettim. Öneririm.
Bu bakımdan 2 hafta kadar sonra bir pazar günü seyir halindeyken motor arıza lambası yandı ve araç kendini 3.000 devire kadar çekti. Kendini korumaya aldı ve 3.000 deviri geçmemek için son derece kararlıydı. Ekranda "Motor Control System Faulty" şeklinde bir ibare çıktı. Yaptığım araştırmalar ve Whatsapp grubundaki arkadaşların yönlendirmesiyle sorunun "Egzantrik Mili Faz Sensörü" olduğuna kanaat getirdik. Malesef bu parça triger kayışının altında olduğu için, aracın tekrar senteye alınması, triger kayışının ve kasnağının sökülmesi gerekliydi. Kısa süre içerisinde tekrar Plus Garaj'ın misafiri oldum. Problemi parçayı değiştirerek çözdük.
Yalnız, genel uyarı. MK1, MK2 ve Alfa'nın diğer modelleri ile, bizim aracımızdaki faz sensörü arasında ufak tefek farklar mevcut. Bu sebeple evrensel bir parça değil. Aracınızın şase numarası ile birlikte almayı ihmal etmeyin. Biz 1999 model 156'ya olan bir parçayı denedik ve sonuç alamadık malesef. Neyse ki Ankara'da orijinal bir tane sıfır parça buldum ve taktık. Sorun aynı gün içerisinde çözülmüş oldu.
Bu konu ile alakalı bir YouTube videosu da çektim :
Geldik günümze, konunun açılış tarihi itibari ile devam edeceğim.
Plus Garaj'da Cevdet'in arızasını giderirken, aracın eski sahibi ile karşılaştım ve muhabbet sohbet ettik. "Senden farlara birşeyler yapmanı beklerdim, sağlık olsun" dediği için, bugün bu haldeyiz.....
Cevap son derece basit; Bi-LED mercekler arızalandığı takdirde farları tekrar açmanız, camları tekrar ayırmanız gerekiyor. Ayrıca Bi-LED merceklerin kasaları iri, soğutma elemanları çok büyük. Bu sebeple far içerisinde daha fazla kesme-biçme yapmanız gerekiyor ve ben bunu istemiyorum. H1 Bi-Xenon merceklerini daha önce çok kullandım, en az 4 arabaya hobi olarak uyguladım. Hella tipi merceği de motosikletime uygulamıştım. O süreçte yaşadığım gerginlik ve uygulamanın dezavantajlarına hakimim. Bu sebeple en kolay fakat en efektif yöntem olan H1 tipi merceklere yöneldim.
Şu anda sis lambası ampulünün takıldığı alana ne yapmak istediğimle alakalı karar verme aşamasındayım. İçerisine sarı renkli, sisli havalarda kullanmak üzere bir led ampul alabilirim. Ya da amber renkli bir ampul oturtup, amerikan park modülü mantığında da kullanabilirim. Kararsızım. Ürünleri tedarik ettiğim için ve acil bir durum olmadığı için, video da çekmeyi planlyorum YouTube'a koymak üzere. Akşamdan akşama yapa yapa ilerlerim artık. Aldığım parçalar aşağıda

Sabır ile okuyan forum üyelerine teşekkür ederim. Konuyu olabildiğince güncel tutacağım. Görselleri forum düzenini bozmamak adına küçük boyutlu olarak yükledim lakin, tıklayarak büyük hallerine erişebilirsiniz.
Herkese iyi sürüşler
Tanışmadıklarımız için ; Bendeniz Sümer Cem DOĞU. Ankara'da yaşıyorum. 31 yaşındayım. DBY Detailing isimli, Türkiye'nin en büyük detay kompleksinde sosyal mecra ve halkla ilişkiler sorumlusu olarak çalışıyorum. Forumlarla uzun zamandır haşır neşir oluyoruz. TechTurkey, DetailTurkey, DetailForum, GrandePuntoTR, TRCitroen (kapandı), Otopark forum gibi çokça forumda Doğu Garaj ismiyle konular açtık, buluşmalar tertip ettik. İkiz kardeşim Cenk ve ben, arabalar ve detailing konusunda çokça emek verdik diyebilirim. Fakat tabii ki çalışma hayatının verdiği tempo, bizi bu işlerden biraz daha uzaklaştırıp, kafayı hayat telaşesine daha fazla yoruyor malesef.
Araçlara ilgi tabii ki çocukluktan başladı. Dede yadigarı, 1974 model bir Peugeot 404 içine doğduk diyebilirim. Akabinde 1992 model bir BMW 5.20 sahibi oldu ailemiz. O araçla da güzel zamanlar geçirdik. Sonrasında da hep babamın çalıştığı şirket araçları ile uğraşarak ergenliği tamamladık. Üniversite çağına geldiğimizde de Citroen C2 1.4 HDI SX sahibi olduk. 2014 yılından beridir bizde ve hala kullanıyor, hala uğraşıyoruz. Kerata kızımız C2 de, en çok takip edilen C2 konularından oldu bu zamana kadar.
İkiz kardeşim Cenk, görece uzak bir mesafede çalışmaya başlayınca, tek araç ikimiz için problem olmaya başladı. Ben aynı zamanda 2004 model bir BMW F650 GS TwinSpark motosiklet kullanıcısıyım. Kış aylarında kullanmak pek meşakkatli geldi. Her ne kadar ekipmanım tam olsa da, iş çıkışı bütün ekipmanı giy, üstünü değiş, bin, soğukta sür, katil sürücülerle birlikte usturuplu motosiklet kullanmaya çalış vesair derken. Motosiklet hobimi haftasonu hobisine çevirmeye karar verdim ve araç arayışım başladı.
2024 ocak ayında araçlara bakmaya başladım. Listemde Grande Punto vardı, geçmişte de kullanmıştık. Lakin kronikleşen problemleri gözümde büyüyordu. Tipi hoşuma gitse de, benim bütçemdeki araçlar pek bir elden geçirilmişti, tatsız modifikasyonlar vardı. Ben bilhassa tek kapı araç bakıyordum. GrandePunto'nun tek kapıları hoş, ama ele ayağa düşmüş vaziyettelerdi. Bir tanesini inceleyip, sahip profilinden de soğuyunca, vazgeçtim.
Bir süre Peugeot 406 baktım. Donanımı beni çok cezbetti. Ama sonrasında çok dede arabası kaldığını fark ettim. Çevremden de çokça eleştirdiler zaten. Yıllar yılı Citroen&Peugeot ustam Vatan Mekanik Cemal Usta da "Uzak dur" deyince, bundan da vazgeçtim. Bilhassa o dönemde deprem bölgesinden hasarlı alınıp toparlanan çokça Peugeot 406 buldum, bu da soğumamdaki bir diğer sebepti.
2014 senesinde C2'yi satın alırken 147'lere bakmıştık ve pek beğenmiştik. Listemizin ilk 2 sırasındaydı zaten bu araçlar. Bu sebeple tekrar değerlendirmeye aldım. İlanlarda gezerken Cevdet'le karşılaştım. Sanıyorum baktığım gün ilana konulmuştu. Fotoğrafları son derece güzeldi, gayet iyi bakılmış bir otomobildi. Eski sahibi ile kısa bir telefon görüşmesinden sonra, iş çıkışı akşam saatlerinde aracın başındaydım. Cevdet'i ilk görüşüm ekteki gibidir


Biz 2014 senesinde C2'yi de hiç baktırmadan aldık. Sadece ustamız üstünkörü bir inceledi. O günden beridir de kerata kızımız C2, bizi hiç üzmedi. Cevdet 147'yi de ne bir ekspere soktum, ne bir ustaya gösterdim. Kendim inceledim. Zaten forumlardan, YouTube videolarından kronik olabilecek sorunlarını incelemiştim, bunlar kolay tespitli sorunlardı.
Ben aldığım sürede varyatöründe bir sorun yoktu. Külbütör kapak contasındaki ufak sızıntısını görmüştüm egzoz korumasında. Kaput altındaki hiçbir sticker'ı oynanmamıştı. Kılıç sacları, şase uçları yerindeydi. Yedek su deposu orijinaldi. En basitinden, kaput altı izolatörü, egzoz manifold koruma sacı ve ön cam altı keçeleri ilk günki gibiydi. Araç 4-5 ay evvel komple boyanmıştı, pasta ve polisaj işleri bana kalmıştı

Eski sahibi Deniz aracı güzel yerlere götürmüş bakım için, ilgilenmiş. Ondan önceki sahibinde, İzmir'de motor aksamı komple rektefiye edilmiş. Ben aldığımda LPG ayarları yeni yapılmıştı. Elindeki yedek parçaları da araç ile birlikte vereceğini iletmişti; tuşlu direksiyon, yedek kadran, sağlam bir güneşlik ve araca takılmamış olan "1.6 TSpark" yazısı. Ertesi gün aracı satın aldım.
Aldığım günün akşamı da aracı yıkama alanına aldım. Güzelce temizledim ve eksiklerimi listeledim. Bu eksikleri ve modifikasyonları, önem sırasına göre uygulamaya başladım.







Satın aldığımın ertesi günü aracın kaputunu açtığımda yedek su deposunun içinin çok kirli olduğunu fark ettim. Yağ-su kontrolü yaptığımda bir eksik yoktu araçta. İş yerimizin yan komşusu HaDa Otomotiv (Esasen bir BMW servisi, fakat sağolsun yardımcı oluyorlar ufak tefekler için), yedek su deposunu söktü. İçini talaşlı su ve kireç temizleyiciler kullanarak temizledik. Kırmızı antifrizin tortusu sebebiyle olduğuna kanaat getirdik ve bütün suyu boşaltmaya karar verdik. Aracı alırken külbütör kapak contasının sızdırdığını görmüştüm. Fakat durum sandığımdan daha da kötüymüş. Bujilerin üst kısmı olduğu gibi yağ içinde kalmış. Ayrıca bujiler orijinal takılmamış. İlerleyen döneme sarkıtmak üzere, külbütör kapak contasını değiştirmek üzere siparişi verdik. Parça gelene kadar da eski sıvı conta kalıntılarını temizleyip, külbütör kapağının kırıklarını onarmaya başladık. Bu işi yapan firma Ankara'da önerilen bir firma malesef. Ben kendilerine bir daha uğramayacağıma o gün karar verdim diyebilirim. Külbütör kapak contasının civatası kırılmış, yarısı üst kapakta kalmış, arkadaş sıvı conta kullanarak izole etmeye çalışmış. Gereksiz bir telaşe yaratmış kendine. Bu alanlar güzelce onarıldı, conta değişti ve sızıntı bir daha hiç olmadı

1 hafta sonrasında tavan döşemesinin anten hizasınca ıslandığını fark ettim. 4-5 ay önce kaporta-boya işini yapan arkadaşlar anteni silikon ile yapıştırmışlar. Halbuki iç kısımda contası ve civatası olması gerekiyordu. Şaşmaz'da bir fiat parçacısından aynı soket tipi, aynı conta tipine sahip olan bir tane tedarik ettik ve değiştirdik. Problem çözüldü.
Alır almaz periyodik bakımını yapmak istedim. Zira benden önce her ne kadar iyi bir kişi baksa da aracına, götürdüğü işletmeden soğumuştum ve işkillenmiştim. Gönlüm rahat olmalıydı








Alfa romeo nakışlı paspaslar sipariş ettim aldıktan sonra. Üzerindeki kesme kauçuk paspasları çöpe atarken "BOM" diye ses çıktığına yemin edebilirim.

Akabinde boya yüzeyindeki ufak tefek çiziklere lokal müdahaleler yaparak günü kurtarayım istedim. Rupes HLR15 Orbital polisaj makinesi, UFS Hybrid Polisaj pedi, Nanolex Ultra Cut Polish ağır aşındırıcı pasta ile tek aşamada sonuç alabildim. Araç müsait bir vakitte boya koruma uygulamalarından geçeceği için pek dert etmedim açıkçası.



Aracı satın aldığımda sağ kapı camı çalışmıyordu. Motoru arızalanmıştı, bilerek almıştım. Daha önce C2'nin camlarını ve kapı kilit motorlarını elden geçiren, Ankara'da tek geçtiğim "Kalender Oto Kilit" yolu görünmüştü. Hızlı bir operasyon ile, kapı krikosu tamamen sökülüp dağıtıldı, temizlendi ve yeni bir motor ile tekrar toplandı. Cam krikosunu tedarik etmekten daha uygun rakamlara bu yolla sıfırlamış olduk.
Kerata kızımız C2'de koyu renkli cam filmleri kullandık. Örneğin Clif Designs Lover serisi, ya da LLumar ATR15 gibi farklı versiyonları zaman zaman denedik. Bu aracın klasik-modern karışımı görselini, koyu bir cam filmiyle baltalamak istemedim o zamanlar. Fakat ısı kesme işi de kafamı kurcalıyordu. Depoyu kurcalarken LLumar PP60 bulduk. Çok hafif reflektif özellikleri var, oldukça açık renkli. Şu aralar değiştirmeyi düşünüyorum açıkçası. Belki biraz daha koyu renkli birşeyler olabilir. Zaman gösterecek







Her 147'nin kapısı, farklı zamanlarda, ansızın TAAAAK TUUUUUKKK etmiştir. Orijinaller pek pahalı. En azından aracı aldığım zamanki bütçeme uymamış olacak ki, Emin marka, Fiat Linea uyumlu kapı gergilerini tedarik edip araca uyguladım. Aracın üzerinden çıkanlara kıyas ile daha kaliteli olduklarını gördüm. Plastik korumaları vesair hoşuma gitti açıkçası. O zamandan bu zamana da herhangi bir arızaları yok, ses yok. Memnunum.

Aracın içinde epeyce cebelleştim 8 ay kadar. Orijinal ana ünite son derece kalitesi ses verip, hiçbir teknolojiye sahip değildi. Eski sahipleri tarafından Bluetooth modül eklenmişti fakat ses son derece parazitli ve kalitesiz geliyordu. Kerata kızımız C2'de navigasyon, carplay, direksiyon tuşu vesair derken. Gerçekten günlük kullanım için önemli olduğuna kanaat getirdim. Bu sebeple araca Double-Din montajı yaptım. Direksiyon tuşlarını da bağlayabildim. Örnek bir görseli aşağıdaki görsel bloğuna ekliyorum, görseldeki o sokette;
Siyah-Mor olan kablo şase. Multimedya'nın şase kablosuna, yani GND etiketli kabloya takılıyor.
Yeşil-Sarı kablo KEY1
Pembe olan kablo ise KEY2 kablosuna bağlanıyor.
Multimedya ekranında tuş öğrenme fonksiyonu varsa, bu yöntem %80 ihtimalle çalışıyor. 2GB ram'li ve eski çipsetli ünitelerde çalışmadığı oluyor. Fakat yüksek Ram'li güncel modellerde çok güzel bir özellik. Severek kullanıyorum.
Ayrıca aracın tavan lambası yetersizliğinden hep şikayetçi oldum. İç aksamda LED meraklısı biri değilimdir. Gün ışığı ve halojen'in yumuşak ışığı her zaman hoşuma gitmiştir. Ön 2 koltuk ayak hizasında, kapı açıldığında gün ışığı şeklinde yanan modül ledler taktım. Ayrıca aracın kontağı açıldığında yanacak şekilde, amber renkli fakat çok düşük yanabilecek modül ledler de ekledim. Amber lambaların parlaklığını en kısığa getirebilmek için direnç kullanacaktım, fakat ısındıkları için endişelendim. Bu sebeple led modülleri tedarik ettim ve tek kumanda ile iki tarafın da parlaklığını yönetebiliyorum. Fotoğrafların ardına bir YouTube videosu ekledim kullanımını göstermek için. Hoşuma gitti, fakat gösterge lambalarına uygun bir led ile ilerleyen zamanlarda değiştirebilirim, kırmızı loş bir ışık yakmasını istiyorum.
YouTube Videosu :



Aracın kornasından hiç memnun değildim. Zira yolcu tarafı ön davlumbaz içinde, sürekli su alan bir alanda ve sesi çok az çıkıyordu. Aracı lifte aldıktan sonra sağ davlumbazı açtım ve kornanın yerini tespit ettim. Eski kornayı ve ayaklarını söktüm. Kablolarını, kendi kabloları kesitinde yanmaz kablolar ile uzatarak kaput içine kadar uzattım. Açıkta kalan kabloları izolatörler kullanarak kapattım. Kaputu açınca yolcu tarafına denk gelen farın üzerinde müsait bulduğum ve civata takabileceğim bir deliğe, kendi montaj ayağımı yaptım. Mengenede çekiçledim ve büktüm. SEGER markasına ait, esasen VAG grubunda kullanılan tonda kornalardan edindim ve montajı gerçekleştirdim. Aradaki fark devasa oldu. Buna ait bir YouTube videosu da çektim.
YouTube Videosu :

Ankara trafiğinin deprem sonrasında çokça artışına binaen, aşırı kurulum gerektirmeyecek, basit bir kayıt cihazı aradım. 70mai tercih ettim. Hem ekransız, son derece basit. Hem de park modu aktif edilebilen bir kamera tipi. Bunun için ayrı bir kablo kiti satın alıp, sigorta tablasından gerekli bağlantıları yapmanız gerekiyor. Kontak açılınca enerji gelen 1 sigorta, sürekli sabit 12V veren 1 sigorta ve iyi bir şase bağlantısına ihtiyacınız var. Akabinde direklerden kabloları geçirip, kamerayı konumlandırıp, kurulumu telefondan yapıyorsunuz. Ben bağlantılar için Fuse Tap denen aparatları kullandım. Bu aparatlar aynı zamanda kontak açılınca, loş şekilde yanan modül ledlerime de harici bir kaynak sağladı, aracın orijinal tesisatına ek yapmak zorunda kalmadım.

Ocak 2025'e geldiğimizde, uzun süredir kafamı kurcalayan ağır bakım işini de gündeme koydum. Aldığımdan beridir içimde kalmıştı. Aşağıdaki listeye sadık kalarak bütün gerekenleri, Plus Garaj bünyesinde gerçekleştirdik.
- Varyatör : Sabah çalıştırmalardaki dizel vuruntu sesi giderek artmıştı. Aldığım günden beridir bu günün geleceğini iyi biliyordum. Sökülen parçayı inceledik ve varyatör dış haznesinin çok aşındığını fark ettik. İç tamir takımını değiştirsek dahi, bu aşınmanın sebep olacağı boşluk, kısa sürede tekrar parçaları bozacaktı. Plus Garaj'ın elinde 2-3 takım çıkma, dış çeperi iyi durumda, iç tamir takımı yeni değişmiş varyatör vardı. Bunlardan birini araca taktık.
- Kayışlar, Gergiler, Termostat ve Soğutma Sıvısı : Triger ve V kayışı hakkında hiçbir fikrim yoktu, ne zaman değişti, ne ile değişti... Bu sebeple Triger kayışı, gergileri, alternatör kayışı, bilyaları, termostat değişti. Aracın antifriz sıvısı da yenilendi.
- Vites Kolu Tamiri : Vites kolum epey laçkaydı. Ben aldığımdan beridir var olan, eski sahibinin de "bunu yaptırmak lazım" diyerek bilgi verdiği bir sorundu. Ben alışmıştım kendisine, konforsuz gelmiyordu. Vites çanağı söküldü ve vites kolunun takıldığı bölümdeki plastik burç yenilendi. Halat tekrar ayarlandı. Dünya varmış dendi. Öncesi-Sonrası en belirgin onarım bu olabilir gerçekten. Sürüş hissiyatı değişiyor, aracı sürmek son derece kolaylaşıyor.
- Buji : Orijinal Ricambi parçaları tedarik ettik ve taktık. En maliyetli parça tedariği sanırım buydu. Fakat ateşlemenin rahatladığını, motorun daha titreşimsiz çalıştığını hissedebiliyorum. Bobinleri kontrol ettik, gayet iyi ve temiz durumdalar, neyse ki
- Külbütör Kapak Contası : 2024 şubatta değişmişti, ancak ucuz bir parça, tekrar sıkmaya gelebilecek gibi gelmedi bana açıkçası. Bu sebeple külbütör kapak contasını da tekrar değiştirdik.
- Egzoz Boğaz Contası : Aracın onarımları sırasında çay içerken, manifold ile tek egzoz borusunun birleştiği kısımda bir kararma tespit ettik. Birleşimi ayırdığımızda arada herhangi bir conta olmadığını, sadece egzoz pastası sürülerek montaj yapıldığını fark ettik. Saydık, sövdük ve contacıdan güzel bir ara conta yaptırdık. Aracın sesi değişti gerçekten. Kabin içine egzoz sesi geliyormuş, fark etmemişim.
- Periyodik Bakım : Yine yağ olarak Liqui Moly Mos2 Leichtlauf 10W40 kullandık. Yağ filtresi, polen filtresi, hava filtresi değiştirildi. Giderken gelen fren cikleme sesi sebebiyle arka el freni ayarımın bozulduğunu düşünüyordum, haklıymışım. El freni ayarı tekrar yapıldı.
- Muhtelif Su Kaçağı : Araç liftteyken, yağ filtresinin takılı olduğu ve yağ soğutucuya giren borudan ığıl ığıl antifriz aktığını keşfetmiştim. Bu meğer bir ara boruymuş. O boru söküldü, akabinde kaynağa gönderildi ve geri geldiğinde üzeri boyandı. Muhtemelen egzoza değerek çatladı. Az sızdırıyordu ancak, çözülmüş oldu.
- Ufak Tefek Onarımlar : Termostatın sabitleme vidalarından biri ve külbütör kapağının ortasına denk gelen bir vidanın kırıldığını tespit ettik, vidaların yarısı içeride, yarısı elimizde kaldı. Tornacı maharetiyle söküldüler ve dişleri tekrar açıldı. Yeni vidalar ile takıldılar.
Reklam ya da işbirliği değildir. Plus Garaj'ı tavsiye ederim. Yeni açılmış bir işletme olmalarına karşın gayet güzel hizmet alıyorsunuz. Yeni olunca "Acemi" yaftası yapıştırılır ancak Mahsun usta nokta atışı problem çözebilecek bilgiye sahip. Hem 1.6, hem 2.0 hem de Boxer motorlara bakım yapabiliyorlar. Öncelikli işleri Alfa'lar üzerine, ancak her marka model araç için periyodik hizmet sunabiliyorlar. Fiyat noktası tartışılabilir, benim önceliğim başımın ağrımaması ve garantili şekilde işlemlerin yapılmasıydı. Hem yedek parça, hem de işçilik garantisini alabildiğim için Plus Garaj'ı tercih ettim. Öneririm.
Bu bakımdan 2 hafta kadar sonra bir pazar günü seyir halindeyken motor arıza lambası yandı ve araç kendini 3.000 devire kadar çekti. Kendini korumaya aldı ve 3.000 deviri geçmemek için son derece kararlıydı. Ekranda "Motor Control System Faulty" şeklinde bir ibare çıktı. Yaptığım araştırmalar ve Whatsapp grubundaki arkadaşların yönlendirmesiyle sorunun "Egzantrik Mili Faz Sensörü" olduğuna kanaat getirdik. Malesef bu parça triger kayışının altında olduğu için, aracın tekrar senteye alınması, triger kayışının ve kasnağının sökülmesi gerekliydi. Kısa süre içerisinde tekrar Plus Garaj'ın misafiri oldum. Problemi parçayı değiştirerek çözdük.
Yalnız, genel uyarı. MK1, MK2 ve Alfa'nın diğer modelleri ile, bizim aracımızdaki faz sensörü arasında ufak tefek farklar mevcut. Bu sebeple evrensel bir parça değil. Aracınızın şase numarası ile birlikte almayı ihmal etmeyin. Biz 1999 model 156'ya olan bir parçayı denedik ve sonuç alamadık malesef. Neyse ki Ankara'da orijinal bir tane sıfır parça buldum ve taktık. Sorun aynı gün içerisinde çözülmüş oldu.
Bu konu ile alakalı bir YouTube videosu da çektim :
Geldik günümze, konunun açılış tarihi itibari ile devam edeceğim.
Plus Garaj'da Cevdet'in arızasını giderirken, aracın eski sahibi ile karşılaştım ve muhabbet sohbet ettik. "Senden farlara birşeyler yapmanı beklerdim, sağlık olsun" dediği için, bugün bu haldeyiz.....
- Araştırmalarım sonucu DEPO marka far kullanan herkesin genel olarak çok memnun olduğunu gördüm. Siyah tabanlı olanını sipariş ettim.
- Malesef DEPO farlar far motoru olmadan geliyor. Facebook gruplarında araştırdım ve satan bir arkadaş buldum. Golf 4, Transit, Ford Courier gibi araçlarda da aynı motor tipi olduğunu keşfettim. Sıfır kondisyonunda, testleri yapılmış 2 adet far motorunu da tedarik ettim.
- Kerata kızımız C2'de de kullandığımız, 2,5 inch, H1 tipi Bi-Xenon merceklerinden temin ettim. Özellikle krom istedim.
- Bi-Xenon merceklerine özel olarak üretilen, C2'de 5 senedir tık demeden çalışan FEMEX marka, 360 derece H1'leri temin ettim. Piyasada bu merceklere giren bütün ledler arasında en iyisi gerçekten FEMEX. Merceğin içine tıpkı XENON lambalar gibi dağıtıyor ışığı. Fakat çok daha uzun ömürlü, titreşimsiz ve issiz. Bu sebeple çok daha sağlıklı kullanım sağlıyor.
- Bi-Xenon mercekleri hem kısa, hem de uzun vazifesini görüyor, ufuk çizgisini netleştiriyor. Ancak bizim araçta uzun-kısa ampuller ayrı. Selektör olayını bir üst seviyeye taşımak maksadıyla, H7 ampul takılan uzun lamba alanına GLANZ marka bir led daha tedarik ettim.
- Park lambaları ve aracın plaka lambaları için, T10 tipi, Canbus devreli, yine GLANZ marka led tedarik ettim.
- Farlarla alakalı tadilatlar sırasında, aracın tamponu sökülecek ve yere alınacak. Halihazırda çatlak olan sinyallerimi değiştirmenin vakti gelmişti. TYC marka, siyah tabanlı sinyalleri de tedarik ettim.
Cevap son derece basit; Bi-LED mercekler arızalandığı takdirde farları tekrar açmanız, camları tekrar ayırmanız gerekiyor. Ayrıca Bi-LED merceklerin kasaları iri, soğutma elemanları çok büyük. Bu sebeple far içerisinde daha fazla kesme-biçme yapmanız gerekiyor ve ben bunu istemiyorum. H1 Bi-Xenon merceklerini daha önce çok kullandım, en az 4 arabaya hobi olarak uyguladım. Hella tipi merceği de motosikletime uygulamıştım. O süreçte yaşadığım gerginlik ve uygulamanın dezavantajlarına hakimim. Bu sebeple en kolay fakat en efektif yöntem olan H1 tipi merceklere yöneldim.
Şu anda sis lambası ampulünün takıldığı alana ne yapmak istediğimle alakalı karar verme aşamasındayım. İçerisine sarı renkli, sisli havalarda kullanmak üzere bir led ampul alabilirim. Ya da amber renkli bir ampul oturtup, amerikan park modülü mantığında da kullanabilirim. Kararsızım. Ürünleri tedarik ettiğim için ve acil bir durum olmadığı için, video da çekmeyi planlyorum YouTube'a koymak üzere. Akşamdan akşama yapa yapa ilerlerim artık. Aldığım parçalar aşağıda









Sabır ile okuyan forum üyelerine teşekkür ederim. Konuyu olabildiğince güncel tutacağım. Görselleri forum düzenini bozmamak adına küçük boyutlu olarak yükledim lakin, tıklayarak büyük hallerine erişebilirsiniz.
Herkese iyi sürüşler

Son düzenleme: