Ford Focus 4.5 Ecoblue 8AT

Yaklaşık bir yıl kadar önce bayiden sıfır km olarak babam için satın aldığımız 2024 model Titanium Still paket Focus hakkında uzun zamandır yazmayı istiyordum. Bugüne nasipmiş. Aracı metalik renk ve kış paket ile gelen ön koltuk ısıtmaları + rezistanslı ön cam ile satın aldık. Yine bu donanım seviyesinde özellikle tercih ettiğimiz bir diğer konu 205/60/16 ebadındaki tekerleklerdi. Dikkatimi çeken diğer özellikleriyle birlikte belli başlıklar altında aracı size tanıtacağım. Yeri geldiğinde bu aracı babamın eski aracı olan 2008 model 1.9 dci Laguna 2 ile de kıyaslayarak daha anlaşılabilir veriler sunmaya çalışacağım.

IMG-20251116-WA0009.jpg

WhatsApp Görsel 2025-11-16 saat 23.40.11_6b23c0af.jpg


Motor :

115 beygir ve 250 nm tork sunuyor. 8 mm egzantrik zinciri ve 50 nm kısılmış tork verisi ile önceki problemlerden arındırılmış bir motor. Bazı mecralarda bu motorun performansı hakkında bazı kötü yorumlara denk gelmişliğim oldu. Bu yoruma katılmadığımı en başından belirtmeliyim. Aracın 100 km/h altında gayet akıcı, tepkili, canlı ve tatmin edici bir yapısı var. Motorun güç limitini hissedebilmeniz için ise otoban hızlarına çıkmanız şart. Yaklaşık 150 km/h gibi hızlardan sonra motor tepkisinin doğal olarak artık yavaş yavaş kaybolduğunu belirtmem gerekir. Bu da kağıt üstündeki teknik verilere bakıldığında dizel bir motor için gayet tutarlı bir hissiyat olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte 8 ileri oranla birlikte aracın şimdiye kadar hiçbir yokuşta hızını kaybettiğine şahit olmadım, tam aksine hızlanabiliyorsunuz.

IMG-20251116-WA0014.jpg


Rejenerasyon meselesi:

Bu mesele biraz ilginç. Araç hassas çalışan bir dpf sistemine sahip. Aracın rejenerasyon uygulama sıklığı ile kullanım alışkanlığınız arasında çok sıkı bir ilişki var. Araç babanım tatlı agresif kullanım tarzı ile hiçbir zaman rejenerasyona girme ihtiyacı durmuyor. Fakat aracı ben kullandığım takdirde daha sakin ve sabit hızla kullanım yapmam sebebiyle genelde aracı rejenerasyona sokuyorum. Bu durumu fark etmemin üzerine aracı spor modda kullanmaya başladım. Böylelikle araç her zaman 1 vites aşağıda kalıyor ve daha yüksek devirlerde çalışıyor. Geçtiğimiz yaz ise yaklaşık 20 dk gibi bir şehir içi piyasa yapma hızlarında gezintinin üzerine ilk kez aracın ekranına dpf aşırı doldu ikazı getirdim. Sonrasında gereğini yaparak problemi çözdük.😁 Bu arada aracın kullanım kitapçığında dpf'nin dolmasını önlemek adına uzun süre rölantide çalıştırılmamasına dair bir uyarı bile mevcut.

Sürüş modları:

Eco modu şimdiye kadar neredeyse hiç kullanma ihtiyacı duymadık. Normal mod günlük kullanım için gayet uygun. Usulca hızlandığınız takdirde 1.250 - 1750 motor devirleri arasında aracı hızlandırıyorsunuz. Spor moda aldığınızda ise aracın gaz pedalı tepkisi çok farklı bir noktaya geliyor. Normal modda aracı hızlandırmak için önce bir vites düşürmesi gerekiyor. Ancak spor moddayken araç anlık olarak ok gibi öne atılıyor. Bir kere çok hafif bir gaz tepkisi ile patinaja düştüğüm dahi olmuştu.

Yakıt tüketimi:

Araç babamın nispeten agresif sürüş tarzına rağmen şehir içi- dışı karışık 5.5 litre bandında yakıt tüketim verisi sunabiliyor. Uzun yolda bunu 4.5 litre bandına kolaylıkla düşürebiliyorsunuz. Eğer iyice kasarsanız 4 litreyi de görebilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim 5.5 litre karma kullanım verisi benzer şartlar altında ve yine babamın sürüş alışkanlıkları ile Laguna 2 de 7.5 litre bandında seyrediyordu. Bu veri, karşılaştırma yapabilmeniz açısından faydalı olacaktır düşüncesindeyim.

Şanzıman:

Şanzımanın oranları ve vites değişim hızı gayet başarılı. 8. viteste 2000 dd 130 km/h ve 2500 dd 160 km/h hızla seyretmenize olanak sağlıyor. Tork konvertörlü bir şanzıman olmasına rağmen çift kavrama hızında ve keskinliğinde çalışıyor. İlk gaz tepkilerini ve vites geçişlerini başarılı buluyorum. Ancak çoğu kişinin de söylediği gibi şanzıman kimi zaman 2-3 3-4 arasında ve gaz pedalına hafif bastığınız esnada kararsızlık-sarsıntı yapabiliyor. Ancak genel olarak kullanım keyfini baltalayan herhangi bir durumun olmadığını söylemeliyim. Yaklaşık 150 bin kilometre bandına yaklaştığında bu şanzıman ile devir dalgalanması, kaçırma gibi konvertör kaynaklı problem yaşayanlar olabiliyor. Ben bunu Ford'un bu şanzımanın yağ değişimi için bir periyodik bakım aralığı öngörmemiş olmasına bağlıyorum. Bu tarz problemler yaşayanlar ise bazı durumlarda yağ değişimi ile problemin üstesinden gelebiliyorlar. Ben problem yaşayan araçların kilometrelerini gözlemleyerek 80.000 ila 100.000 kilometre aralığında bu aracın şanzıman yağı değiştirildiği takdirde problem yaşatmayacak bir şanzıman olduğu kanaatindeyim.

Direksiyon ve yol tutuş:

Yalıtım ile birlikte Focusun en başarılı olduğu konu burası zaten sanıyorum ki. Tekrar tekrar bahsetmeye gerek olmadığını düşündüğümden çok kısa geçeceğim. Direksiyonun netliği ve ağırlığı tek kelime ile harika. Direksiyonun eli dolduran etli yapısı, derisi ve yumuşak süngeri, sürekli muhatap olduğunuz bir bölge olduğundan aracın kaliteli hissiyatını olumlu yönde etkiliyor. Virajlarda ise suspansiyon ayarı ile birlikte aracın dengesi hiçbir şekilde kolay kolay bozulmuyor. Raylar üzerindeymiş gibi güvende hissediyorsunuz. Ancak daha yukarılara çıkmak isterseniz nispeten yüksek sürüş pozisyonu beni aracın tutuş limitlerini keşfetme noktasında hafif tereddütte bırakıyor diyebilirim. Aşağıda ise geçtiğimiz kış aniden bastıran yoğun kar yağışı ve tipide, çoğu tır ve suv tarzı aracın yolda kaldığı sakaltutan geçidini yazlık lastiklerle uzun süre 35-40 km/h ile aştığımız günlerden bir fotoğraf mevcut. Tipi nedeniyle bu hızlarda aracın arkasının savrulması ve 65-70 km/h gibi bir hızda sol ön tekerin kar birikintisine saplanması sonucu direksiyon kontraları ile toplam 2 muhtemel kazayı önlemiştim.

IMG-20251116-WA0013.jpg

IMG-20251116-WA0010.jpg

İç mekan:

Araç iç hacim olarak gayet geniş. Bu konuda rahat ettiriyor. Ancak Koltuk minderlerinin sert olması kaynaklı uzun yol kullanımlarında biraz yavan hissettiriyor. Daha rahat minderler ile ve daha yumuşak süspansiyonlar ile bu araç çok rahat d segmentine oynardı diye düşünüyorum. Kapı gözlerinin halı kaplı olması da başka bir olumlu özellik. Bunun haricinde iç mekanda değinilecek artı veya eksi bir nokta aklıma gelmiyor.

IMG-20251116-WA0012.jpg


Yalıtım:

Dört tekerlek davlumbazı, aracın altı tamamen keçe ile kaplı. Ön çamurluk ile direklerin birleşim noktasında poşet içi yalıtım malzemesi ve yine gövdeye yapıştırılmış yalıtım malzemeleri mevcut. Araç şimdiye kadar kullandığım en sessiz ve huzurlu hissettiren araç oldu. Belli bir hızdan sonra yavaş yavaş teker sesi ve yan cam bölgelerinden içeri sızan hafif rüzgar sesleri gelmeye başlasa da 140 km/h seviyesine kadar kabini rahatsız etmeyecek şekilde huzurlu ve rahat seyahat edebiliyorsunuz. Yine bu özellikler sayesinde aracın içinde hızınızın pek farkında olamıyorsunuz. Hissettiğiniz ile gerçek hızınız arasında aşağı yukarı 20 km/h gibi bir fark oluyor. Yalnız bu özellik bize pek fazla yaramadı. Araç babamın elinde tehlikeli bir hal almaya başladı. Viraj girişlerinde bazen hızını kestiremeyebiliyor. Araç virajlarla yine çok rahat başa çıkabiliyor orası ayrı bir konu😂 Dizel motor tınısını ise ayağınız gazda iken az çok içeriden duyabiliyorsunuz. Aşağıda aracın hızı hissettirmeyişi ile çekilmiş bir eds görüntüsü mevcut😁

IMG-20251116-WA0007.jpg


Konfor:

Aracın bizim beklentilerimize karşı zayıf karnı ise bence burası. Düşük hızlarda engebeli yol geçişlerinde aracın ütüleme hissiyatı 60 yanaklı lastiklere rağmen nispeten zayıf. Sanki araç şöyle 300 kilo kadar daha ağır olsaymış gerekli esnemeyi sağlayacakmış gibi davranıyor. Keza aracı önünden iki elinizle yere bastırmaya çalışırsanız aracın neredeyse sadece lastikleri üzerinde esnediğini siz de görebiliyorsunuz. Ancak virajdaki raylar üzerinde gidiyormuş hissiyatını da bunun verdiğinin farkındayım. Daha yüksek hızlardaki ve derin yol bozukluklarındaki süspansiyon çalışma başarısı ise daha güzel. Daha doğrusu süspansiyonlar o zaman çalışmaya başlıyorlar gibi😁 Bu arada aracın bu hafif sertliği sadece kabin sarsıntısı olarak size yansıyor. Araçtan süspansiyon çalışma sesine dair hiçbir dönüş almıyorsunuz. İnanılmaz tok hissettiriyor ve bu en çok hoşuma giden bir diğer özellik.

Ek olarak:

Ön park sensörleri, aracın tamponun sürteceği çok alçak nesneleri dahi algılayacak şekilde konumlandırılmış. Böylelikle kaldırım gibi yerlere yanaşırken içiniz rahat ediyor ve problem yaşamıyorsunuz. Aşağıda böyle bir duruma örnek olarak çekilmiş bir fotoğraf mevcut.

IMG-20251116-WA0011.jpg


Tasarım olarak aracın yüksek kapı çizgisi ile birlikte içeride de dışarıda da standart sedanlardan daha yüksek bir yapısı var. Bununla birlikte makyaj sonrası aracın hatlarını genel olarak çok beğeniyorum. Ön- arka led grubu, kaslı arka çamurluklar, amerikanvari ağır duruş hoşuma gidiyor.

Bir başka konu aracın uzun ve kısa hüzmeleri de seviyorum. Xenon sistemlerdeki gibi anlık yükseklik ayarı yapmıyor tabiki ama aydınlatma performansı çok başarılı. Gece yolculuklarını keyifli ve güvenli hale getiriyor. Eğer isterseniz yazılım ile uzun far asistanını açma imkanınız da mevcut. Ancak biz bu işe girişmedik.

IMG-20251116-WA0008.jpg


Sevmediğim yönler & problemler :

Araç sanki termostatı açık kalmış gibi çok geç ısınmaya başlıyor ve çalışma sıcaklığına ulaşması çok zaman alıyor. Fabrika çıkışı termostat arızalı olabilir mi diye düşünmüyor değilim. Diğer araçlarda da durum aynı ise sık dpf rejenerasyonunun bir numaralı şüphelisi bu mesele olsa gerek.

Start stop sistemini genelde kapalı tutuyoruz. Motor sağlığı için zararlı bir özellik olduğunu düşünüyorum. Açtığımda ise ayağımı frenden çekip motor çalıştığı anda araç bir vurma hareketi sergiliyor. Yine bizim araca ait bir durum olup olmadığını bilmiyorum. Ancak düzenli olarak kullanıldığı takdirde uzun dönemde ya şanzımana, ya motor takozlarına ya da akslara zarar vermemesi mümkün değil gibi görünüyor.

Ekranın adroid auto bağlantısının kesilmesi konusu genel bir şikayet. Bunu ara sıra ben de yaşamaya başladım. Çok can sıkmıyor ama bir yazılım güncellemesi ihtiyacı var gibi görünüyor.

Aracın yerden yüksekliğinin bir nebze daha iyi olmasını isterdim. Özellikle orta noktalarda aracın altındaki keçeler yere daha fazla yakın. Aslında araç Corolla kadar esnemediğinden dolayı o kadar çok problem yaşatmıyor, güncel kasa Civicten de daha yüksek gibi görünüyor. Ancak kışın yoldaki pek de büyük olmayan kar topaklarına dahi altı sürttüğü için hafif tedirgin hissettirmiyor değil.

IMG-20251116-WA0015.jpg


Okuduğunuz için teşekkür ederim. Aklıma gelen başka hususlar olursa yine ekleme yaparım. Görüşmek üzere.
 
Son düzenleme:
okuduğumdan yola çıkarak mk4.5 mondeoyu focus'a çevirmişler gibi yorumluyorum. Hızını hissettirmemesi, fark etmeden yüksek hızda viraja girmek, süspansiyonun düşük hızlarda gergin kalması ama uzun yolda 150-160la köprü-viyadük geçişlerini sürüşü bozmadan rahat sönümlemesi vs.

bağımsız süspansiyon olsaydı düşük hızlardaki sarsılma bir nebze azalırdı, benzer durumu astrada yaşıyorum (yük varken daha konforlu gibi).

tork - güç grafiği şöyle;
1000046139.jpg


önceki nesil 300 torklu motorun max tork bandı biraz daha genişti, 1800de başlayıp 2700 devire kadar sabit veriyordu. 250 torklu olanlar ise çok kısa süre bu torku veriyor. 150 km/hden sonra cansızlığın nedeni bu biraz.
 
  • Beğeni
Tepkiler: mete25
Rehber niteliğinde bir yazı olmuş söylentilere ön yargısı olan kişiler içinde markaya sempati duyanlar tarafındanda son derece betimleyici ayrıntılar içermekte teşekkürler.
 
  • Beğeni
Tepkiler: mete25
okuduğumdan yola çıkarak mk4.5 mondeoyu focus'a çevirmişler gibi yorumluyorum. Hızını hissettirmemesi, fark etmeden yüksek hızda viraja girmek, süspansiyonun düşük hızlarda gergin kalması ama uzun yolda 150-160la köprü-viyadük geçişlerini sürüşü bozmadan rahat sönümlemesi vs.

bağımsız süspansiyon olsaydı düşük hızlardaki sarsılma bir nebze azalırdı, benzer durumu astrada yaşıyorum (yük varken daha konforlu gibi).

tork - güç grafiği şöyle;
Ekli dosyayı görüntüle 52681

önceki nesil 300 torklu motorun max tork bandı biraz daha genişti, 1800de başlayıp 2700 devire kadar sabit veriyordu. 250 torklu olanlar ise çok kısa süre bu torku veriyor. 150 km/hden sonra cansızlığın nedeni bu biraz.

Söyledikleriniz ile anlaşılan birebir aynı karakterde araçlar. Özellikle aracın tok yapısı ve yüksek hızlardaki güzel sönümleme ile viyadük geçişleri çok tatlı bir şekilde geçiliyor. Kendi yazıma ek olarak aracın yüksek hızlardaki yanal rüzgara dirayeti de güzel bir seviyede.

Şimdiye kadar hep ön koltukta yolculuk ettiğim için düşük hızlardaki süspansiyon gerginliğini daha çok ön tarafta hissediyorum. Ama muhakkak wagon versiyondaki tam bağımsız arka süspansiyonlar ile bu durum daha iyi bir seviyededir. Deneme fırsatı bulmak isterdim.

Grafik paylaşımı için teşekkür ederim. beygir-tork grafiği okumak hobilerim arasında diyebilirim😂 Aslında araç performans talebi halinde hızla doğru vitesi seçip akıtabiliyor ancak söylediğiniz gibi tork bandını biraz daha yukarılara taşıyıp beygir ile birlikte gelse yüksek hızlarda da motordan daha canlı bir tepki alınabilirmiş sanıyorum.

Yine de aracın hızı, hızlanmayı hissettirmemesine, dışarıdan yalıtılmış olma özelliğine rağmen 120 hp ve 300 nm tork değerine sahip Laguna sonrasında ne babama ne bana yetersiz hissettirmedi. Orada yumuşak süspansiyon yapısı gereği ve daha belirgin tork patlamaları ile araba çok net kafa kaldırıyordu. Burada öyle bir durum yok ama araç 8 ileri oranla birlikte kendini akıtarak sizi kısa süre içerisinde yüksek hızlara çıkarmış oluyor.
 
Rehber niteliğinde bir yazı olmuş söylentilere ön yargısı olan kişiler içinde markaya sempati duyanlar tarafındanda son derece betimleyici ayrıntılar içermekte teşekkürler.
Beğenmenize sevindim. Olabildiğince objektif bir şekilde sürüş hissiyatlarını aktarmaya çalışıyorum :)
 
Hayırlı olsun güle güle kullanın hocam.

Mk3,5 Focus'un da düşük hız sönümlemesini sevmezdim. Aynı çukurdan 30-40'la geçmekle 80-100 ile geçmek aynı hissettirmiyordu. O yüzden ben mk3,5'un şehir içinde bozuk yollardaki konforunu pek tatmin edici bulmazdım. Ford grubu genel olarak binek otomobillerinde böyle bir kuruluma sahip. Bunu bir tek mk5 mondeo bozuyor. Onun düşük hızdaki konforu üst düzeydir. Gerçi amerikan temelli bir üretime sahip olması da etken.
 
  • Beğeni
Tepkiler: mete25
Aracınız hayırlı olsun, yazı için de elinize sağlık. Yaklaşık 25 sene önce babam bir Focus MK1 almıştı. 90bin km'de motor indirdi ama hala iyi hatırlarım. O zamanın Focus'u daha konfor tarafındaydı. Malzemeler ve konfor çok iyiydi. O zamanın premium olmayan araçlarına göre onlara yakın düzeyde fazlasıyla iyi bir yalıtım vardı. Sonrasında sportif sürüşe odaklandılar malum olduğu üzere. Bir süre de şirkette Focus 3.5 Estate kullandım. Onda bambaşka bir marka kullanıyor gibi hissetmiştim. Sürüşün yanında yalıtımın hala iyi noktada olduğunu duymak sevindirici. Keşke multimedya ve malzeme kalitesi de artsa. Son 10 yıldır falan multimedyası donmayan, arada sorun çıkartmayan hiçbir araç ne duydum ne gördüm. O nedenle çok takılmayın ama sürekli aynı hatayı veriyorsa da can sıkıcı olacaktır. Bir kere Focus 3.5 ile bir uzun yolu 5 saat kadar ekransız gitmek zorunda kalmışlığım olmuştu. İnsan sinir olabiliyor :D

Son olarak umarım bir daha karda kışta yazlık lastiklerle seyahat etmek zorunda kalmazsınız. Hem kendinize hem diğer araçlara büyük tehlike. Emniyet kemeri gibi elzem bir güvenlik ekipmanı doğru lastik. Bu konunun çok daha ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.

Bir ekleme de model araca yapacağım. Görünce daha önce sahip olduğum araçların birer böyle modelini mi alsam diye düşündüm. Çok güzel bir anı köşesi olabilir. Tamiya'nın modeli bayağı güzelmiş. Bu konuyu bir düşüneceğim. Bir de araçların aynı rengini bulursam şahane olur.
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: mete25
Aracınız hayırlı olsun, yazı için de elinize sağlık. Yaklaşık 25 sene önce babam bir Focus MK1 almıştı. 90bin km'de motor indirdi ama hala iyi hatırlarım. O zamanın Focus'u daha konfor tarafındaydı. Malzemeler ve konfor çok iyiydi. O zamanın premium olmayan araçlarına göre onlara yakın düzeyde fazlasıyla iyi bir yalıtım vardı. Sonrasında sportif sürüşe odaklandılar malum olduğu üzere. Bir süre de şirkette Focus 3.5 Estate kullandım. Onda bambaşka bir marka kullanıyor gibi hissetmiştim. Sürüşün yanında yalıtımın hala iyi noktada olduğunu duymak sevindirici. Keşke multimedya ve malzeme kalitesi de artsa. Son 10 yıldır falan multimedyası donmayan, arada sorun çıkartmayan hiçbir araç ne duydum ne gördüm. O nedenle çok takılmayın ama sürekli aynı hatayı veriyorsa da can sıkıcı olacaktır. Bir kere Focus 3.5 ile bir uzun yolu 5 saat kadar ekransız gitmek zorunda kalmışlığım olmuştu. İnsan sinir olabiliyor :D

Son olarak umarım bir daha karda kışta yazlık lastiklerle seyahat etmek zorunda kalmazsınız. Hem kendinize hem diğer araçlara büyük tehlike. Emniyet kemeri gibi elzem bir güvenlik ekipmanı doğru lastik. Bu konunun çok daha ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.

Bir ekleme de model araca yapacağım. Görünce daha önce sahip olduğum araçların birer böyle modelini mi alsam diye düşündüm. Çok güzel bir anı köşesi olabilir. Tamiya'nın modeli bayağı güzelmiş. Bu konuyu bir düşüneceğim. Bir de araçların aynı rengini bulursam şahane olur.
Bizim daha önceden hiç ford tecrübemiz olmamıştı. Dahası pek ısındığım ve sevdiğim bir marka da değildi. Ancak 4. Jenerasyon piyasaya sürüldüğünden beri dikkatimi çekiyordu. Babamın beklentilerine cevap verebilecek kapasitede ve alışması basit olacağını düşündüğümden kendisini buraya yönlendirdim. Son dönemeçte megane'a test sürüşü yaparak bir şans vermesini birkaç kez söylesem de, ilk piyasaya sürülüşünden beri Talisman ın tasarım öglerini taklit ediyor oluşu fikrinden dolayı oraya yanaşmadı. Başta Laguna sonrasında kabin sallantısını fazla yadırgamış olsa da zamanla alıştı ve sevdi. Bazen yerden yüksekliği daha iyi bir araç ihtiyacı hissetsek de anladığım kadarıyla şuan için aracı değiştirmeye niyeti yok :)

Biz aracı yanılmıyorsam 2025 Ocak ayı gibi teslim aldık. Evin diğer araçları da mevcut olduğu için alır almaz aracı kışlık lastiklere geçirmek istemedik. Kış boyunca aracı kapalı garajda koruduk. Kış yolculuğu ise Nisan ayının ortasında uzun bir yolculuğun ortasında beklenmedik bir şekilde bastıran tipi sebebiyle mecbur kaldık. Nisan'ın ortalarında böylr bir hava koşulu hiç olası değildi. Öyle ki dağ tırmanışı öncesi polis çevirmesi ile yolda kalan araçların olduğu ve devam edilmesini önermediklerine dair uyarıda dahi bulunuldu. Gerçekten de biraz ileride yol kenarında birçok tır ve kış lastiğine sahip suv/binek araç olduğu yerden hareket edemiyordu. Biz ise hızımızı koruyarak ve sanıyorum çekiş aksındaki ağırlık yükü, taze hamurlu lastik ve 205 taban üçlüsünün yardımıyla zorlu şartlara rağmen ilerleyebildik. Lastikler fabrika çıkışı gelen goodyear efficientgrip modeliydi bu arada. Lastiğin tutuşundan yaz koşullarında da oldukça memnun kaldık. Kışlık lastik konusunda herkesin daha dikkatli davranması gerektiğini yine de sizin vesilenizle buradan hatırlatmış olalım tabiki. Aşağıdaki fotoğraf yine bu yolculuktan.

Screenshot_2025-11-17-18-22-52-004_com.miui.videoplayer.jpg


Koyduğum görsel yapay zeka görseli. Ufak bir prompt metni ile bu görseli oluşturtabiliyorsunuz. Sizin için başlığınızdaki ilk fotoğrafı kullanarak bir görsel hazırladım. Hoşunuza gidecektir umarım :)
Gemini_Generated_Image_p4rymjp4rymjp4ry.png
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: mcb ve Onatygt
Hayırlı olsun güle güle kullanın hocam.

Mk3,5 Focus'un da düşük hız sönümlemesini sevmezdim. Aynı çukurdan 30-40'la geçmekle 80-100 ile geçmek aynı hissettirmiyordu. O yüzden ben mk3,5'un şehir içinde bozuk yollardaki konforunu pek tatmin edici bulmazdım. Ford grubu genel olarak binek otomobillerinde böyle bir kuruluma sahip. Bunu bir tek mk5 mondeo bozuyor. Onun düşük hızdaki konforu üst düzeydir. Gerçi amerikan temelli bir üretime sahip olması da etken.
Hocam çok teşekkür ederim.
Sizin de söylediğiniz gibi tatmin edici değil, aracın diğer konulardaki başarısının yanında göze batıyor diyebilirim en azından.

Aracı alırken devasa boyutlara sahip bir araç olmasını istemiyorduk. Zaten sıfır araca da yönelmiş olduğumuzdan o dönem bayilerde de mevcut olmayan Mondeo'yu hiç düşünmedik. O dönemde sıfır kilometre Focus Sw getirmeyi de bırakmıştı Ford. Seçenek olarak Active Hatchback ve Sedan mevcuttu. Ben yerden yüksekliği ve daha kompakt boyutları sebebiyle active hb modeli ya da ikinci ele yönelip active sw modeli önersem de Sedan modeli bagaj ihtiyacı ve sıfır araç tercihi ile babamın seçimi olmuş oldu :)
 
Hocam çok teşekkür ederim.
Sizin de söylediğiniz gibi tatmin edici değil, aracın diğer konulardaki başarısının yanında göze batıyor diyebilirim en azından.

Aracı alırken devasa boyutlara sahip bir araç olmasını istemiyorduk. Zaten sıfır araca da yönelmiş olduğumuzdan o dönem bayilerde de mevcut olmayan Mondeo'yu hiç düşünmedik. O dönemde sıfır kilometre Focus Sw getirmeyi de bırakmıştı Ford. Seçenek olarak Active Hatchback ve Sedan mevcuttu. Ben yerden yüksekliği ve daha kompakt boyutları sebebiyle active hb modeli ya da ikinci ele yönelip active sw modeli önersem de Sedan modeli bagaj ihtiyacı ve sıfır araç tercihi ile babamın seçimi olmuş oldu :)
Active HB kasanın da süspansiyon çalışması farklı değil. Bildiğim kadarıyla bir tek st-line modelleri darbe emişi konusunda farklılık gösteriyor ama onlar da aile kullanımı için fazla sert. SW versiyon active veya normal kasa tiplerinde oldukça iyi olsa da neticede sıfır sıfırdır. O yüzden mantıklı seçim yapmışsınız.
 
  • Beğeni
Tepkiler: mete25
Öncelikle hayırlı olsun, kaza bela yaşamayın. Focus serisi Focus 2 ve 4 olarak benim de ilgimi çekti. Bir ara sıfır araç alınma ihtimali doğduğundan ilanlara göz atıp sonra iş hayal lduşundan vazgeçilen bi model olmuştu. Araba almayı düşünen kişi dizeli kısa mesafe araç kullanmak istediğinden Focus'un bu kombinasyonunu olası listeden elemişti sizin dediklerinize göre mantıklı bi seçim olmuş. Şahsen benim Focus'ta en merak ettiğim bu kombinasyonu siz tercih etmişsiniz, memnun kalmanız beni de memnun etti (merakımın doğru olduğunu düşünmemi sağladı diyelim 😁).




Bizim daha önceden hiç ford tecrübemiz olmamıştı. Dahası pek ısındığım ve sevdiğim bir marka da değildi. Ancak 4. Jenerasyon piyasaya sürüldüğünden beri dikkatimi çekiyordu. Babamın beklentilerine cevap verebilecek kapasitede ve alışması basit olacağını düşündüğümden kendisini buraya yönlendirdim. Son dönemeçte megane'a test sürüşü yaparak bir şans vermesini birkaç kez söylesem de, ilk piyasaya sürülüşünden beri Talisman ın tasarım öglerini taklit ediyor oluşu fikrinden dolayı oraya yanaşmadı. Başta Laguna sonrasında kabin sallantısını fazla yadırgamış olsa da zamanla alıştı ve sevdi. Bazen yerden yüksekliği daha iyi bir araç ihtiyacı hissetsek de anladığım kadarıyla şuan için aracı değiştirmeye niyeti yok :)

Biz aracı yanılmıyorsam 2025 Ocak ayı gibi teslim aldık. Evin diğer araçları da mevcut olduğu için alır almaz aracı kışlık lastiklere geçirmek istemedik. Kış boyunca aracı kapalı garajda koruduk. Kış yolculuğu ise Nisan ayının ortasında uzun bir yolculuğun ortasında beklenmedik bir şekilde bastıran tipi sebebiyle mecbur kaldık. Nisan'ın ortalarında böylr bir hava koşulu hiç olası değildi. Öyle ki dağ tırmanışı öncesi polis çevirmesi ile yolda kalan araçların olduğu ve devam edilmesini önermediklerine dair uyarıda dahi bulunuldu. Gerçekten de biraz ileride yol kenarında birçok tır ve kış lastiğine sahip suv/binek araç olduğu yerden hareket edemiyordu. Biz ise hızımızı koruyarak ve sanıyorum çekiş aksındaki ağırlık yükü, taze hamurlu lastik ve 205 taban üçlüsünün yardımıyla zorlu şartlara rağmen ilerleyebildik. Lastikler fabrika çıkışı gelen goodyear efficientgrip modeliydi bu arada. Lastiğin tutuşundan yaz koşullarında da oldukça memnun kaldık. Kışlık lastik konusunda herkesin daha dikkatli davranması gerektiğini yine de sizin vesilenizle buradan hatırlatmış olalım tabiki. Aşağıdaki fotoğraf yine bu yolculuktan.

Ekli dosyayı görüntüle 52685

Koyduğum görsel yapay zeka görseli. Ufak bir prompt metni ile bu görseli oluşturtabiliyorsunuz. Sizin için başlığınızdaki ilk fotoğrafı kullanarak bir görsel hazırladım. Hoşunuza gidecektir umarım :)
Ekli dosyayı görüntüle 52683


Sakaltutan Geçiti'ni aktif olarak kullanan ve o olay günü olmasa da Mart ayındaki yağışta oradan otobüsle zor bela geçmiş birisi olarak bence araçtan çok şoför iş yapıyor demeliyim. Benzer bir kar senaryosunda ben de W212 E350CDI 4matic ile 245/265 taban Pirelli P Zero lastiklerle yakalanmıştım ve aynı sizin dediğiniz gibi kalmadan giden nadir kişilerdendim. Kar performansıyla ünlü lastikleri kullanam nice kişi bilgisizlik ve beceriksizliklerinden ötürü ya aracı kaydırıp kalmıştı ya da ESP müdahalesi ile yavaşlayıp durup oldupu yerde patinaj çekip duruyordu. Ben genellikle böyle yollarda özellikle VAG grubu araçlarda ilk iş olarak ESC sistemini komple kapatıyorum (açık unuttuğum birkaç sefer acı deneyimle sonuçlanmaya yaklaştığından artık ilk işim o oluyor).Zannediyorum ki erhangi bir VAG aracı olsaydı ESC tamamrn kapatılmadan gitmezdi muhtemelen. Kaldı ki o yolda bence kalmakta biraz beceriksizlikten dolayı (kimsenin şoförlüğüne lafın yok ama Ahmediye Geçiti'nde bi TCS OFF düğmesine basılmasığından geçen Mart ayında 2 saat mahsur kaldım otobüste). Biraz statik ve kinetik sürtünme ve momentum bilen birisi bence bunu sürüşüne yansıtırsa kolay kolay sıkıntı yaşamaz.
 
Bizim daha önceden hiç ford tecrübemiz olmamıştı. Dahası pek ısındığım ve sevdiğim bir marka da değildi. Ancak 4. Jenerasyon piyasaya sürüldüğünden beri dikkatimi çekiyordu. Babamın beklentilerine cevap verebilecek kapasitede ve alışması basit olacağını düşündüğümden kendisini buraya yönlendirdim. Son dönemeçte megane'a test sürüşü yaparak bir şans vermesini birkaç kez söylesem de, ilk piyasaya sürülüşünden beri Talisman ın tasarım öglerini taklit ediyor oluşu fikrinden dolayı oraya yanaşmadı. Başta Laguna sonrasında kabin sallantısını fazla yadırgamış olsa da zamanla alıştı ve sevdi. Bazen yerden yüksekliği daha iyi bir araç ihtiyacı hissetsek de anladığım kadarıyla şuan için aracı değiştirmeye niyeti yok :)

Biz aracı yanılmıyorsam 2025 Ocak ayı gibi teslim aldık. Evin diğer araçları da mevcut olduğu için alır almaz aracı kışlık lastiklere geçirmek istemedik. Kış boyunca aracı kapalı garajda koruduk. Kış yolculuğu ise Nisan ayının ortasında uzun bir yolculuğun ortasında beklenmedik bir şekilde bastıran tipi sebebiyle mecbur kaldık. Nisan'ın ortalarında böylr bir hava koşulu hiç olası değildi. Öyle ki dağ tırmanışı öncesi polis çevirmesi ile yolda kalan araçların olduğu ve devam edilmesini önermediklerine dair uyarıda dahi bulunuldu. Gerçekten de biraz ileride yol kenarında birçok tır ve kış lastiğine sahip suv/binek araç olduğu yerden hareket edemiyordu. Biz ise hızımızı koruyarak ve sanıyorum çekiş aksındaki ağırlık yükü, taze hamurlu lastik ve 205 taban üçlüsünün yardımıyla zorlu şartlara rağmen ilerleyebildik. Lastikler fabrika çıkışı gelen goodyear efficientgrip modeliydi bu arada. Lastiğin tutuşundan yaz koşullarında da oldukça memnun kaldık. Kışlık lastik konusunda herkesin daha dikkatli davranması gerektiğini yine de sizin vesilenizle buradan hatırlatmış olalım tabiki. Aşağıdaki fotoğraf yine bu yolculuktan.

Ekli dosyayı görüntüle 52685

Koyduğum görsel yapay zeka görseli. Ufak bir prompt metni ile bu görseli oluşturtabiliyorsunuz. Sizin için başlığınızdaki ilk fotoğrafı kullanarak bir görsel hazırladım. Hoşunuza gidecektir umarım :)
Ekli dosyayı görüntüle 52683
Ben de bir an hayran kalmıştım ne güzel modelmiş diye 😬 firmalar araba alırken keşke böyle birer modelini hediye olarak verse, ne güzel olurdu diye de düşündüm 🤩 Porsche ve Mercedes model araçlarını satıyor aslında ama artık çoğu modeli yok. Çok güzel olmuş benim aracın modeli de elinize sağlık 👍🏻

Nisan ayında böyle kar Alplerde olmuyor, şanssızlığınız olmuş. İklim değişikliği sebebiyle artık saçma zamanlarda saçma havalar olabiliyor. Bu nedenle Almanya artık yazlık kışlık lastik dönemlerine ek olarak kar ya da çok soğuk dönemlerde kışlık lastik kullanmayı zorunlu kıldı her araca. Çok görüyorum Türkiye’de kışlık takmayıp sonra trafiği tehlikeyi sokanları o nedenle belirtme ihtiyacı hissettim. Focus’la Beytepe yokuşunda karda kalmışlığım da var kışlık lastiğe rağmen bu arada 😬GoodYear ile çok tecrübem olmadığı için bir şey diyemiyorum ama siz memnunsanız çok iyi.

Renault bence artık daha şehir içi arabası. Çok iyi A ve B segment araçlar yapıyorlar ama C ve üzerinde pek heyecan verici görmüyorum. Eskiden Safrane gibi bir efsaneyi yapan firma artık daha farklı kulvarda. O sebeple bence Megane’a göre iyi bir tercih Focus. SUV ya da daha doğrusu Crossover’lar ise şehir içinde daha kullanışlı kesinlikle ama uzun yolda tam tersi daha konforsuz, daha güven vermeyen, daha fazla yakan araçlar. Şehir içinde daha çok km yapan aileler için iyi, diğer kullanımlar için daha kötü bir seçim. Sizin kullanımızdan anladığım kadarıyla çok ihtiyacınız yok gibi. Ayrıca babanız belli ki hızlı araç kullanmayı seviyor. SUV’ler daha konfor odaklı. Dolayısıyla pek keyif vermezdi.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Onatygt