Ford Kuga’nın ikinci jenerasyonu, bu sene ortalarında uğradığı makyajla markanın Amerikan tasarım detaylarına kavuştu. Ön aydınlatma grubu, ızgarası, stopları ve orta konsolu güncellenen otomobil, 1.5 litrelik dizel motoru, Powershift çift debriyajlı şanzımanı ve Titanium kostümüyle birkaç gün misafirimiz oldu.
İç mekan
Makyajla sunulan en işe yarar değişiklik otomobilin orta konsolunda. Eski model, özellikle Sony ses sistemi opsiyonuyla tam anlamıyla bir düğme kargaşasına sahipti. Makyajlı Kuga’da, SYNC 3’ün 8 inçlik ekranı ve hemen altındaki birkaç fiziksel düğmeden oluşan bu bölüm artık daha düzenli ve ergonomik.
İçerideki diğer bir değişiklik, Focus’tan gelen direksiyon simidi. Yumuşacık deriyle kaplı simidin üzerindeki düğmeler biraz kalabalık görünüyor, ancak mantıklı yerleştirilmiş ve kullanması basit. Direksiyonun arkasında vites değiştirmeye yarayan kulakçıklar bulunuyor, ancak vites kolu manuel kullanıma izin vermiyor.
İç mekanda makyajın getirdiği en işe yarar değişiklik, yeniden tasarlanan orta konsol.
İç mekandaki kalite algısı diğer orta segment Ford’larla aynı. İlk bakışta her şey olması gerektiği gibi, fakat detaylara indiğinizde beklentinizi karşılayamayan noktalar bulunuyor. Kimi bölümlerde kullanılan ucuz plastikler ve özensiz üretim kalitesi, otomobili bazı Alman rakiplerinin gerisine düşürüyor.
Kullanışlılık ve hacim konusunda içeride hiçbir problem yok: Elektronik park freni sayesinde orta konsolda fazladan eşya gözlerine yer açılmış ve hem önde hem arkada bol bol diz, baş ve omuz mesafesi sunuluyor. Arka koltukların sırtlıkları ayarlanabiliyor ve bagaj bir aile için fazlasıyla yeterli. Büyük bagajın tek eksi yönü, yükleme eşiğinin biraz yüksekte kalması.
Titanium paketi fiyatına göre zengin bir donanım sunuyor; kullandığımız Kuga kendi kendine park edebiliyor, multimedya sistemi sesli komutlarınızı algılıyor ve otomobilin hız sabitleyicisi adaptif. Yeri gelmişken, adaptif hız sabitleme sistemi 30 km/s’den itibaren çalışabiliyor, dolayısıyla otoyol koşulları dışında pek işlevsel değil. Ayrıca sistem, öndeki otomobil yavaşladığında biraz fazla “telaşlanıyor” ve sert fren yapıyor.
Otomobilin yüksek sürüş pozisyonu, pedalların pek derinde olmaması sebebiyle biraz garip. Bacaklarınız rahatken direksiyon uzak kalıyor, direksiyona yaklaşınca da bacaklarınız çok katlanıyor. Deri koltuklar ise konforlu ve yeterli desteği sunuyor, ayrıca test otomobilimizin sürücü koltuğu elektrikli ayarlanabiliyor.
Konfor ve sürüş
Kuga, yolda da aynı içeride olduğu gibi tipik bir Ford. Fakat iç mekanın aksine, bu O’nu diğerlerinin bir adım ötesine taşıyor.
Otomobilin süspansiyonu, kimi premium SUV’lerin dahi yakalayamadığı bir kalite ve dengeye sahip. 19 inçlik jantları ve düşük profilli lastiklerine rağmen, test otomobilimiz hemen hemen tüm İstanbul çukurlarıyla kolaylıkla başa çıktı.
19 inçlik jantlar ve ince profilli lastiklere rağmen Kuga, bozuk zeminlerle rahatlıkla başa çıkıyor.
Kuga’nın yüksek yapısı, doğal olarak Ford’u süspansiyonları sıkı ayarlamaya itmiş. Bu seçim, kendini sadece otoyol koşullarındaki sık dalgalanmalarda gösteriyor. Otomobil zaman zaman dalgalanmaları size yansıtıyor, fakat süspansiyon zıplamaları kısa kesiyor ve çok geçmeden iradesine yeniden kavuşuyor.
Uzun yol konforunu baltalayan tek unsur, yol ve hava koşullarına göre rüzgar ve tekerlek seslerinin içeriye erken yansıması. Kimi zaman 100 km/s’nin biraz üstünde bu sesler duyulabilir hale geliyor.
Elektrikli direksiyon sistemiyse modern Ford’lardan alıştığımız gibi hızlı, keskin ve “dolgun” hissettiriyor. Tempolu virajlarda Kuga, dengeli şasisinin meziyetlerini konuşturmaya devam ediyor. Otomobil virajlarda yatıyor, fakat bu beklenmedik bir biçimde gerçekleşmiyor ve tutuşu asla sekteye uğratmıyor. Kuga’nın virajlardaki soğukkanlılığı, 1.7 tonluk ağırlığı şaşırtıcı bir şekilde maskeliyor. Süspansiyon sistemi konfor odaklı, fakat buna rağmen otomobilin yol tutuşu etkileyici.
Motor ve şanzıman
Konuğumuz olan Kuga, 1.5-litre dizel motoru ve 6 oranlı çift debriyajlı şanzımanıyla ülkemiz koşulları için en mantıklı kombinasyona sahip.
120 HP gücü ve 300 Nm torkuyla motor, kağıt üzerinde ve daha küçük Ford’ların kaputunun altında başarılı bir ünite. Fakat Kuga’nın ağırlığıyla karşılaşınca biraz bocalıyor: Otomobilin 0’dan 100’e hızlanması 12.4 saniye. Şehir içi koşullarda ve düşük süratlerde motor sizi yarı yolda bırakmıyor, ancak otoyol koşullarında ve rampalarda Kuga hep ağırkanlı bir biçimde ilerliyor.
Motorun düşük süratlerdeki başarısı tamamen Powershift’in eseri. Altı oranı da akıllıca dağıtılan çift kavramalı ünite, doğru zamanda doğru viteste olmayı becererek bir noktaya kadar motorun ağırlıkla mücadelesini kolaylaştırıyor.
Powershift’in çabaları sonucunda Kuga, en delidolu İstanbul trafiğinde 8 litrenin biraz üzerinde yakıyor. Açık bir trafikte 7 litre, uzun yolda da sakin davranarak 5.5 litre civarına inmek mümkün.
Sonuç
Makyajlı Kuga, 1.5 Ecoboost motoru ve Style donanımıyla 125 bin TL’den başlıyor. Test otomobilimiz ise TDCi motoru, Powershift şanzımanı, Titanium donanımı ve 19” jant paketiyle 155 bin TL’ye mal oluyor.
Kuga’nın bu motorla pek atik olamaması dışında yanlış yaptığı bir şey yok. Otomobil hafif off-road koşullarıyla, bozuk asfaltla, virajlarla ve ailevi görevlerle kolaylıkla başa çıkıyor. Makyajla hizaya gelen iç mekan ergonomisi, iyileşen -ama hala en iyisi olmayan- multimedya sistemi ve hem konforlu hem dengeli sürüşü, otomobili tercih etmek için gayet ikna edici sebepler.
+ Konfor
+ İç hacim
– 1.5 TDCi’ın performansı
1 arasında 8
19 inçlik jantlar ve ince profilli lastiklere rağmen Kuga, bozuk zeminlerle rahatlıkla başa çıkıyor.
İç mekanda makyajın getirdiği en işe yarar değişiklik, yeniden tasarlanan orta konsol.
Read the whole post here.
İç mekan
Makyajla sunulan en işe yarar değişiklik otomobilin orta konsolunda. Eski model, özellikle Sony ses sistemi opsiyonuyla tam anlamıyla bir düğme kargaşasına sahipti. Makyajlı Kuga’da, SYNC 3’ün 8 inçlik ekranı ve hemen altındaki birkaç fiziksel düğmeden oluşan bu bölüm artık daha düzenli ve ergonomik.
İçerideki diğer bir değişiklik, Focus’tan gelen direksiyon simidi. Yumuşacık deriyle kaplı simidin üzerindeki düğmeler biraz kalabalık görünüyor, ancak mantıklı yerleştirilmiş ve kullanması basit. Direksiyonun arkasında vites değiştirmeye yarayan kulakçıklar bulunuyor, ancak vites kolu manuel kullanıma izin vermiyor.
İç mekanda makyajın getirdiği en işe yarar değişiklik, yeniden tasarlanan orta konsol.
İç mekandaki kalite algısı diğer orta segment Ford’larla aynı. İlk bakışta her şey olması gerektiği gibi, fakat detaylara indiğinizde beklentinizi karşılayamayan noktalar bulunuyor. Kimi bölümlerde kullanılan ucuz plastikler ve özensiz üretim kalitesi, otomobili bazı Alman rakiplerinin gerisine düşürüyor.
Kullanışlılık ve hacim konusunda içeride hiçbir problem yok: Elektronik park freni sayesinde orta konsolda fazladan eşya gözlerine yer açılmış ve hem önde hem arkada bol bol diz, baş ve omuz mesafesi sunuluyor. Arka koltukların sırtlıkları ayarlanabiliyor ve bagaj bir aile için fazlasıyla yeterli. Büyük bagajın tek eksi yönü, yükleme eşiğinin biraz yüksekte kalması.
Titanium paketi fiyatına göre zengin bir donanım sunuyor; kullandığımız Kuga kendi kendine park edebiliyor, multimedya sistemi sesli komutlarınızı algılıyor ve otomobilin hız sabitleyicisi adaptif. Yeri gelmişken, adaptif hız sabitleme sistemi 30 km/s’den itibaren çalışabiliyor, dolayısıyla otoyol koşulları dışında pek işlevsel değil. Ayrıca sistem, öndeki otomobil yavaşladığında biraz fazla “telaşlanıyor” ve sert fren yapıyor.
Otomobilin yüksek sürüş pozisyonu, pedalların pek derinde olmaması sebebiyle biraz garip. Bacaklarınız rahatken direksiyon uzak kalıyor, direksiyona yaklaşınca da bacaklarınız çok katlanıyor. Deri koltuklar ise konforlu ve yeterli desteği sunuyor, ayrıca test otomobilimizin sürücü koltuğu elektrikli ayarlanabiliyor.
Konfor ve sürüş
Kuga, yolda da aynı içeride olduğu gibi tipik bir Ford. Fakat iç mekanın aksine, bu O’nu diğerlerinin bir adım ötesine taşıyor.
Otomobilin süspansiyonu, kimi premium SUV’lerin dahi yakalayamadığı bir kalite ve dengeye sahip. 19 inçlik jantları ve düşük profilli lastiklerine rağmen, test otomobilimiz hemen hemen tüm İstanbul çukurlarıyla kolaylıkla başa çıktı.
19 inçlik jantlar ve ince profilli lastiklere rağmen Kuga, bozuk zeminlerle rahatlıkla başa çıkıyor.
Kuga’nın yüksek yapısı, doğal olarak Ford’u süspansiyonları sıkı ayarlamaya itmiş. Bu seçim, kendini sadece otoyol koşullarındaki sık dalgalanmalarda gösteriyor. Otomobil zaman zaman dalgalanmaları size yansıtıyor, fakat süspansiyon zıplamaları kısa kesiyor ve çok geçmeden iradesine yeniden kavuşuyor.
Uzun yol konforunu baltalayan tek unsur, yol ve hava koşullarına göre rüzgar ve tekerlek seslerinin içeriye erken yansıması. Kimi zaman 100 km/s’nin biraz üstünde bu sesler duyulabilir hale geliyor.
Elektrikli direksiyon sistemiyse modern Ford’lardan alıştığımız gibi hızlı, keskin ve “dolgun” hissettiriyor. Tempolu virajlarda Kuga, dengeli şasisinin meziyetlerini konuşturmaya devam ediyor. Otomobil virajlarda yatıyor, fakat bu beklenmedik bir biçimde gerçekleşmiyor ve tutuşu asla sekteye uğratmıyor. Kuga’nın virajlardaki soğukkanlılığı, 1.7 tonluk ağırlığı şaşırtıcı bir şekilde maskeliyor. Süspansiyon sistemi konfor odaklı, fakat buna rağmen otomobilin yol tutuşu etkileyici.
Motor ve şanzıman
Konuğumuz olan Kuga, 1.5-litre dizel motoru ve 6 oranlı çift debriyajlı şanzımanıyla ülkemiz koşulları için en mantıklı kombinasyona sahip.
120 HP gücü ve 300 Nm torkuyla motor, kağıt üzerinde ve daha küçük Ford’ların kaputunun altında başarılı bir ünite. Fakat Kuga’nın ağırlığıyla karşılaşınca biraz bocalıyor: Otomobilin 0’dan 100’e hızlanması 12.4 saniye. Şehir içi koşullarda ve düşük süratlerde motor sizi yarı yolda bırakmıyor, ancak otoyol koşullarında ve rampalarda Kuga hep ağırkanlı bir biçimde ilerliyor.
Motorun düşük süratlerdeki başarısı tamamen Powershift’in eseri. Altı oranı da akıllıca dağıtılan çift kavramalı ünite, doğru zamanda doğru viteste olmayı becererek bir noktaya kadar motorun ağırlıkla mücadelesini kolaylaştırıyor.
Powershift’in çabaları sonucunda Kuga, en delidolu İstanbul trafiğinde 8 litrenin biraz üzerinde yakıyor. Açık bir trafikte 7 litre, uzun yolda da sakin davranarak 5.5 litre civarına inmek mümkün.
Sonuç
Makyajlı Kuga, 1.5 Ecoboost motoru ve Style donanımıyla 125 bin TL’den başlıyor. Test otomobilimiz ise TDCi motoru, Powershift şanzımanı, Titanium donanımı ve 19” jant paketiyle 155 bin TL’ye mal oluyor.
Kuga’nın bu motorla pek atik olamaması dışında yanlış yaptığı bir şey yok. Otomobil hafif off-road koşullarıyla, bozuk asfaltla, virajlarla ve ailevi görevlerle kolaylıkla başa çıkıyor. Makyajla hizaya gelen iç mekan ergonomisi, iyileşen -ama hala en iyisi olmayan- multimedya sistemi ve hem konforlu hem dengeli sürüşü, otomobili tercih etmek için gayet ikna edici sebepler.
- Motor: 1499 cc, TDCi turboşarjlı dizel
- Güç: 120 HP @ 3600 d/d
- Tork: 300 Nm @ 1500-2000 d/d
- Şanzıman: 6-ileri Powershift çift debriyajlı otomatik
- 0-100 km/s: 12,4 sn
- Son hız: 171 km/s
- Yakıt tüketimi: Ortalama 8 litre/100 km
- Ağırlık: 1605 kg
+ Konfor
+ İç hacim
– 1.5 TDCi’ın performansı
1 arasında 8
19 inçlik jantlar ve ince profilli lastiklere rağmen Kuga, bozuk zeminlerle rahatlıkla başa çıkıyor.
İç mekanda makyajın getirdiği en işe yarar değişiklik, yeniden tasarlanan orta konsol.
Read the whole post here.
Son düzenleme: