Rodaj konusu bir çok kişi için hala bir muamma ve görüş ayrılığı içermektedir. Zamanında benim de bildiklerim doğrultusunda düşüncelerim tam olarak aşağıdaki gibiydi;
Rodaj mevzusunda motor için önemli olan pistonların içindeki segmanların ilk aşınmayı düzenli olarak yapması mevzusudur. Silindir içinin ilk aşınması otomobilin performansını arttırıcı bir unsurdur. Üreticiler ilk 1-1500 km değişken devirlerle aracı fazla zorlamadan kullanın diyor çünkü sürekli düşük devir kullanırsan silindirin alt kısımları ilk aşınmayı yapar, üst kısımları ise aşınmaz. Aynı şekilde sürekli devirli kullanırsan alt kısımlar aşınmaz, üst kısımlar aşınır. Bu duruma göre de alt devirlerde yüksek performans üst devirlerde düşük, üst devirlerde yüksek performans alt devirlerde düşük şeklinde farklılık oluşur. Değişken devirlerde kullanım ise pistonların içindeki ilk aşınmayı düzenli hale getirir. Böylece hem düşük hem yüksek devirde optimum performansı alırsın. Bu mevzu kısa dönemde direkt bir etki göstermez. Ama araç uzun ömürlü olsun istiyorsanız uzun vadede işinize yarayacaktır.
Yapmış olduğum bu yorum, teknik anlamda içten yanmalı bir motor için geçerli olan görüşlerden. Fakat burada benim de yanılmış olduğum husus; ilk aşınma için gerekli olan bu kullanımın fabrikada üretilen her motor için teker teker yapılmayacağı yönündeydi. Bu noktada, rodajla ilgili tartışmaları en azından somut verilere dayandırarak sonlandıracağını düşündüğüm bilgileri burada paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Kısaca rodaj ile ilgili somut bilginin kaynağını paylaşmam gerekirse;
Rheinmetall Automotive.. Uluslararası otomobil üreticileriyle birlikte çalışan, dünyanın en büyük 100 otomobil endüstrisi tedarikçisi arasında bulunan, bir çok motor bileşeniyle birlikte piston üretiminde de yer alan firmalardan biri.
Gerekli olan içeriği aşağıya bırakmadan evvel motor rodajı sorusuyla ilgili verdikleri cevap; yeni motorlarda rodaja gerek olmadığı yönündedir.
PDF dosyasından bulup okumaya üşenenler için yeni motorlar için yazılan kısım aşağıdadır;
Motor rodajı, hareket eden bütün ünitelerin birbirlerine alışması süreci olarak tanımlanır. Bu tanım temel olarak doğrudur ve özellikle piston segmanları için önemlidir. Piston segmanları, yerine getirmeleri gereken fonksiyonları nedeniyle çok daha yüksek bir yük altındadır, sadece içinde hareket ettikleri yüzeye alışmak zorunda olmayıp aynı zamanda bu bölümde sızdırmazlık işlevini mükemmel şekilde yerine getirmek zorundadırlar. Bu nedenle piston segmanları talimatlara uygun şekilde iyi bir alıştırma sürecinden geçmelidir. Basınçlı yağ ile beslenen bütün üniteler, alışma evresinde piston segmanları kadar yüksek bir yüklenme altında kalmaz.
Rektifiye işleminden geçmiş motorların işletmeye alınması ve alıştırma süreci hakkında müşteriler ve teknik elemanlar daima farklı görüşlere sahiptirler. Bir yandan 500 ile 1500 km arasında bir alıştırma mesafesine gerek olduğu savunulurken, diğer yandan alıştırma süresinin gerekli olmadığı görüşü hakimdir. Alıştırma süresine gerek olmadığı görüşünü savunanlar, özel bir motor rodajını öngörmeyen motor üreticilerinin bilgilerini de temel alır. Her iki görüş de doğrudur ve haklı yönleri vardır. Burada yapılması gereken tek ayrım, yeni motorlar ile rektifiye işleminden geçmiş motorları ayrı olarak ele almaktır.
Yeni Motorların Rodajı
Günümüzdeki fabrika çıkışlı yeni motorlar en modern üretim yöntemleri uygulanarak üretilir. Daha önceden genellikle motorda bir alışma süresinin geçirilmesi ile sağlanan uyum, ünitelere yönelik özel üretim süreçleriyle uygun özellikte kaydırma ortaklarının üretilmesi sayesinde artık önceden de elde edilebilmektedir. Bu üretim çok özel üretim süreçleri ile gerçekleştirilir (örneğin silindir hareket yüzeyleri), ayrıca diğer kaydırma ortakları da çok hassas bir işlemeyle üretilir. Burada temel olarak, işleme süreçlerinde oluşan ince çapakların ve yüzey pürüzlerinin düzleştirme işlemleri ile ortadan kaldırılması söz konusudur. Eskiden bu işlemi alışma süresinde birbirlerine alışması gereken parçalar üstleniyordu. Fakat bu süreç ciddi bir malzeme kaybı yaşanmadan gerçekleşmiyordu. Örneğin piston segmanları ilk işletim saatlerinde, aşınma stoklarının önemli bir bölümünü bu yolda tüketiyorlardı. Her bir miligram emisyon çıkışının önemli olduğu günümüzde, motorların daha ilk çalışmaya başladığı saatten itibaren teknik özelliklerinde tanımlanmış olan yakıt tüketimi ve egzoz gazı emisyonlarını yerine getirmeleri gerekmektedir.
Kaymalı yüzeylerin sürtünme ve ortalamanın üzerinde gerçekleşen bir aşınma ile birbirlerine alıştığı motor rodajı süreci günümüz modern motor üretiminde akla bile gelmemektedir.
Bunun dışında son tüketiciler 25 yıl öncesinde optimal motor ömrü olarak kabul edilen motor kullanım ömrünün birkaç katını talep etmektedirler. Günümüz otomotiv sektöründe müşterinin sipariş ettiği yeni bir otomobil, üretim bandını terk ettikten sonra müşteriye teslim edilinceye kadar sayısız lojistik merkezleri ve nakliye süreçlerinden geçmekte ve bu süreçlerde motor daima kısaca çalıştırılıp daha işletme sıcaklığına erişmeden hemen tekrar kapatılmaktadır. Böyle bir organizasyon ağında motor 150 kez soğuk çalıştırılıp daha işletme sıcaklığına erişmeden kapatılmayı sorunsuzca kaldırabilmelidir. Örneğin otomobiller gemi ile başka ülkelere ve kıtalara gönderilir. Eğer günümüzde halen motorun alıştırma süresi geçerli olsaydı motor bu şartlar altında çok kötü bir başlangıç yapmış olurdu.
Yeni motorlarda alıştırma safhasına gerek duyulmamasına diğer bir gerekçe olarak, günümüz trafik yoğunluğu nedeniyle araçların neredeyse performans sınırlarına hiç ulaşmayacak şekilde kullanılmak zorunda kalması olarak gösterilebilir. Günümüzde hız sınırı olmayan otoyollarda dahi uzun süre azami hız ile seyretmek veya motorun anma performansına erişmek mümkün olamamaktadır. Eskiden 30 kW motor gücüne sahip bir aracı olan ve günümüze oranla nispeten düşük azami hız yapabilen bir aracın sürücüsü, normal şehirler arası yollarda uzun süre aracını tam gaz ile sürebiliyordu.
Kaynak : https://cdn2.ms-motorservice.com/fi...alı-Motorlar-İçin-Piston-Segmanları_53076.pdf
Rodaj mevzusunda motor için önemli olan pistonların içindeki segmanların ilk aşınmayı düzenli olarak yapması mevzusudur. Silindir içinin ilk aşınması otomobilin performansını arttırıcı bir unsurdur. Üreticiler ilk 1-1500 km değişken devirlerle aracı fazla zorlamadan kullanın diyor çünkü sürekli düşük devir kullanırsan silindirin alt kısımları ilk aşınmayı yapar, üst kısımları ise aşınmaz. Aynı şekilde sürekli devirli kullanırsan alt kısımlar aşınmaz, üst kısımlar aşınır. Bu duruma göre de alt devirlerde yüksek performans üst devirlerde düşük, üst devirlerde yüksek performans alt devirlerde düşük şeklinde farklılık oluşur. Değişken devirlerde kullanım ise pistonların içindeki ilk aşınmayı düzenli hale getirir. Böylece hem düşük hem yüksek devirde optimum performansı alırsın. Bu mevzu kısa dönemde direkt bir etki göstermez. Ama araç uzun ömürlü olsun istiyorsanız uzun vadede işinize yarayacaktır.
Yapmış olduğum bu yorum, teknik anlamda içten yanmalı bir motor için geçerli olan görüşlerden. Fakat burada benim de yanılmış olduğum husus; ilk aşınma için gerekli olan bu kullanımın fabrikada üretilen her motor için teker teker yapılmayacağı yönündeydi. Bu noktada, rodajla ilgili tartışmaları en azından somut verilere dayandırarak sonlandıracağını düşündüğüm bilgileri burada paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Kısaca rodaj ile ilgili somut bilginin kaynağını paylaşmam gerekirse;
Rheinmetall Automotive.. Uluslararası otomobil üreticileriyle birlikte çalışan, dünyanın en büyük 100 otomobil endüstrisi tedarikçisi arasında bulunan, bir çok motor bileşeniyle birlikte piston üretiminde de yer alan firmalardan biri.
Gerekli olan içeriği aşağıya bırakmadan evvel motor rodajı sorusuyla ilgili verdikleri cevap; yeni motorlarda rodaja gerek olmadığı yönündedir.
PDF dosyasından bulup okumaya üşenenler için yeni motorlar için yazılan kısım aşağıdadır;
Motor rodajı, hareket eden bütün ünitelerin birbirlerine alışması süreci olarak tanımlanır. Bu tanım temel olarak doğrudur ve özellikle piston segmanları için önemlidir. Piston segmanları, yerine getirmeleri gereken fonksiyonları nedeniyle çok daha yüksek bir yük altındadır, sadece içinde hareket ettikleri yüzeye alışmak zorunda olmayıp aynı zamanda bu bölümde sızdırmazlık işlevini mükemmel şekilde yerine getirmek zorundadırlar. Bu nedenle piston segmanları talimatlara uygun şekilde iyi bir alıştırma sürecinden geçmelidir. Basınçlı yağ ile beslenen bütün üniteler, alışma evresinde piston segmanları kadar yüksek bir yüklenme altında kalmaz.
Rektifiye işleminden geçmiş motorların işletmeye alınması ve alıştırma süreci hakkında müşteriler ve teknik elemanlar daima farklı görüşlere sahiptirler. Bir yandan 500 ile 1500 km arasında bir alıştırma mesafesine gerek olduğu savunulurken, diğer yandan alıştırma süresinin gerekli olmadığı görüşü hakimdir. Alıştırma süresine gerek olmadığı görüşünü savunanlar, özel bir motor rodajını öngörmeyen motor üreticilerinin bilgilerini de temel alır. Her iki görüş de doğrudur ve haklı yönleri vardır. Burada yapılması gereken tek ayrım, yeni motorlar ile rektifiye işleminden geçmiş motorları ayrı olarak ele almaktır.
Yeni Motorların Rodajı
Günümüzdeki fabrika çıkışlı yeni motorlar en modern üretim yöntemleri uygulanarak üretilir. Daha önceden genellikle motorda bir alışma süresinin geçirilmesi ile sağlanan uyum, ünitelere yönelik özel üretim süreçleriyle uygun özellikte kaydırma ortaklarının üretilmesi sayesinde artık önceden de elde edilebilmektedir. Bu üretim çok özel üretim süreçleri ile gerçekleştirilir (örneğin silindir hareket yüzeyleri), ayrıca diğer kaydırma ortakları da çok hassas bir işlemeyle üretilir. Burada temel olarak, işleme süreçlerinde oluşan ince çapakların ve yüzey pürüzlerinin düzleştirme işlemleri ile ortadan kaldırılması söz konusudur. Eskiden bu işlemi alışma süresinde birbirlerine alışması gereken parçalar üstleniyordu. Fakat bu süreç ciddi bir malzeme kaybı yaşanmadan gerçekleşmiyordu. Örneğin piston segmanları ilk işletim saatlerinde, aşınma stoklarının önemli bir bölümünü bu yolda tüketiyorlardı. Her bir miligram emisyon çıkışının önemli olduğu günümüzde, motorların daha ilk çalışmaya başladığı saatten itibaren teknik özelliklerinde tanımlanmış olan yakıt tüketimi ve egzoz gazı emisyonlarını yerine getirmeleri gerekmektedir.
Kaymalı yüzeylerin sürtünme ve ortalamanın üzerinde gerçekleşen bir aşınma ile birbirlerine alıştığı motor rodajı süreci günümüz modern motor üretiminde akla bile gelmemektedir.
Bunun dışında son tüketiciler 25 yıl öncesinde optimal motor ömrü olarak kabul edilen motor kullanım ömrünün birkaç katını talep etmektedirler. Günümüz otomotiv sektöründe müşterinin sipariş ettiği yeni bir otomobil, üretim bandını terk ettikten sonra müşteriye teslim edilinceye kadar sayısız lojistik merkezleri ve nakliye süreçlerinden geçmekte ve bu süreçlerde motor daima kısaca çalıştırılıp daha işletme sıcaklığına erişmeden hemen tekrar kapatılmaktadır. Böyle bir organizasyon ağında motor 150 kez soğuk çalıştırılıp daha işletme sıcaklığına erişmeden kapatılmayı sorunsuzca kaldırabilmelidir. Örneğin otomobiller gemi ile başka ülkelere ve kıtalara gönderilir. Eğer günümüzde halen motorun alıştırma süresi geçerli olsaydı motor bu şartlar altında çok kötü bir başlangıç yapmış olurdu.
Yeni motorlarda alıştırma safhasına gerek duyulmamasına diğer bir gerekçe olarak, günümüz trafik yoğunluğu nedeniyle araçların neredeyse performans sınırlarına hiç ulaşmayacak şekilde kullanılmak zorunda kalması olarak gösterilebilir. Günümüzde hız sınırı olmayan otoyollarda dahi uzun süre azami hız ile seyretmek veya motorun anma performansına erişmek mümkün olamamaktadır. Eskiden 30 kW motor gücüne sahip bir aracı olan ve günümüze oranla nispeten düşük azami hız yapabilen bir aracın sürücüsü, normal şehirler arası yollarda uzun süre aracını tam gaz ile sürebiliyordu.
Kaynak : https://cdn2.ms-motorservice.com/fi...alı-Motorlar-İçin-Piston-Segmanları_53076.pdf