Araç: Fiat

Modeli: 500x Cross Plus 1.6 Multijet (DCT)
Yılı: 2018
KM'si: 50000

Artıları:
+
Tasarım
+ Yol tutuş ve şasi tepkileri
+ Efektif sürüş modları
+ Sağlam hissettiren motor, şanzıman ve yürüyen
+ Çok değişken sürüş pozisyonu
+ Güvenlik

Eksileri:
-
Kararsız şanzıman tepkileri
- Her yıl daha geri giden donanım listesi
- Paddleshift nedeniyle ses sistemi kumandalarının kullanımının zorlaşması
- Standart sentetik deri döşemenin narinliği
- Vasat arka diz ve baş mesafesi
- Bagajda vasat malzeme kalitesi
- Küçük ve gündüz okunması zor multimedya ekranı

Araç Hakkında:

500x Türkiye'de ilk satışa sunulduğu zamanlarda Cross Plus donanımının manuel şanzımanını test etme imkanım olmuştu. Son kullandığım araç ise ibretlik bir uzun dönem izlenimi sağlıyan DCT şanzımanlı versiyon. Çünkü inanılmaz hor kullanıldığı her detayda belli. Aracın km’sini x4 desek yeridir. İncelememe ilk testimden aklımda kalanlarla başlayıp bu araçtakilerle birleştireceğim.


İşçilik ve malzeme kalitesiyle başlayayım. Araç büyük ölçüde sert plastikten oluşuyor ama bu tasarımsal bir tercih. Sert plastik bölgeler ucuz Uzakdoğu araçları gibi değil, çok daha tok ve kaliteli. Geçmişte sunulan alt donanımlarda gövde rengi orta konsol vardı ve bence çok şıktı. Cross ve Cross Plus donanımda ise mat gri zımpara gibi bir dokuya sahip orta konsol var, şahsen gövde rengi retro tasarımı tercih ederim.

Torpido gözlerinin içleri çıplak plastik, kapaklarının açılma hissi fena değil. Orta konsolun aşağısına inildiğinde klima kumandaları Alfa Romeo Giulietta ile bire bir aynı ve premium kalitesinde.

Orta konsol ise biraz tartışmaya açık. Fırçalanmış alüminyum görünümlü plastik orta konsol var. Ama ön konsoldaki gibi kaliteli hissettiren bir kaplama değil, sanki sürekli el kol orada dursa yıllar içerisinde o alüminyum renk hafifçe silinip altından çıplak beyaz plastik çıkacakmış gibi hissettiriyor. Öyle pürüzsüz ucuz bir plastik hissi var. Orta konsoldaki çevirmeli sürüş modu seçici (Fiat Mood Selector) ve park freni butonları da yeterli kalitede.
Ekli dosyayı görüntüle 21339 Ekli dosyayı görüntüle 21340

Araçta ön kol dayama var. Kapağı çok aşırı dayanıklı hissettirmiyor ve ters harekette kolayca ele alınabilir gibi geliyor ama insan gibi kullanılırsa yıllarca sorun yaşatacağını düşünmüyorum.

Kapı kolları gayet kaliteli. Cam açma butonları ve ayna kumandaları Alman kalitesinde değil ama kalitesiz de hissettirmiyor. Kapılarda aşağılara doğru iyice çıplak plastiğe geçiliyor ve araç birazcık “ben Fiat’ım” demeye başlıyor. Kapı cepleri ortalama genişlikte ve ortalama plastik kalitesinde, ekstra bir şeyi yok.

Opsiyonel deri döşemesi standart döşemelere göre çok daha dayanıklı ve kaliteli. Hem koltuklar, hem kapı içleri, hem de kol dayama deri kaplanıyor. Standart sunulan sentetik deri & kumaş döşemesi de çok şık ama özellikle deri kısımları kulaklıklardaki suni deriyi andırıyor. Eldeki koldaki bir takı veya çanta tokası gibi bir şeyin sürtmesiyle kolayca yırtılacak gibi hissettiriyor.

Direksiyon simidinin derisi ilk test aracında çok kaliteli hissettiriyordu, uzun zaman götürür dedirtmişti. Üzerindeki tuşlar ise benim için biraz soru işaretiydi. Son kullandığım hoşaf araçta direksiyon simidi beni haklı çıkardı. Herhangi bir soyulma vb. deformasyon yoktu, sadece hiç temizlenmediği için parlamış. Tuşlar ise beni mahçup etti, ilk günkü kondisyonunu koruyor.

Bagajı açtığımızda vasat malzeme kalitesi göz tırmalamaya başlıyor. Pandizot çok ince. İpleri, uçlarındaki tokalar ile dayanıksız bir kancaya takılıyor. Bagajın zemini de çok kaliteli değil. Dikkatli yerleştirilmezse Sağı solu kıvrık durabiliyor. Bagaj duvarlarının halı kaplama olmasına bile şükrediyor insan o derece. Kalite hissi konusunda iç mekanı gördükten sonra bagaj hayal kırıklığı oluyor.


Donanım olarak ilk bindiğim Cross Plus bayağı bayağı doluydu. Bindiğim aracın tek eksiği Beats Audio opsiyonuydu. Ona biraz hayıflanmıştım. Bi-xenon farlar çok başarılıydı. Kör nokta uyarı sistemi, çift bölge otm. klima, soğutmalı üst torpido, anahtarsız giriş ve çalıştırma, opsiyonel 7” multimedya ekranı (+Android Auto ve Apple CarPlay desteği) gibi bir sürü güzel özellik var. Aracın büyük ekranla alınmasını tavsiye ederim. Çünkü ekran kullanım deneyimi Egea’lardaki gibi değil. Ekran sürücüye biraz daha uzak ve cam eğimi nedeniyle Egea’dakinden daha fazla direkt güneş ışığına maruz kalıyor; bu durum görüş zorluğu yaşatabiliyor. Özellikle güneşli havada geri görüş kamerasını kullanırken işkence çektim. Otonom sürüş destek sistemleri ise en üst pakette bile opsiyon paketi olarak satın alınabiliyor. Bu konuda ilk çıkan Egea Lounge Plus modelleri bile 500x’in önündeydi. Bu kısmı biraz can sıkıcı.

Bu arada 500x’in -muhtemelen Fiat Türkiye’nin- dikkat çeken bir fiyaskosu var. Aracın donanımları her yıl biraz daha kırpılıyor. İlk çıktığı zaman opsiyonel olarak bol hoparlörlü ve subwoofer’lı Beats Audio ses sistemi opsiyonu alınabiliyordu. Artık öyle bir seçenek yok. Eskiden sadece baz donanım Pop’ta Fiat Mood Selector (sürüş modları) yoktu. Showroom’daki 2018 son seri Cross donanıma baktığımda onda da Mood Selector’ın kaldırıldığını gördüm. Daha büyük bomba ise şu: Bu araçta torpido soğutma bile kaldırılmış. Yahu torpido soğutmadan ne istediniz :D Soğutma için altyapı duruyor, hava menfezi yerine sabit kapalı kapak var o kadar. Bu gidişle 3 sene sonra hala satılıyor olursa 500x’te klima bile bulamayabiliriz.

Araçta ergonomi sorunu yok. Bilardo topu gibi büyük vites topuzu ilk dakikalarda alışkanlık gerektirse de sorun yaratmıyordu ve vites geçişleri çok rahattı. İç mekanda arka yaşam alanı biraz klostrofobikti. Test ettiğim ikinci araçta farklı olarak DCT vardı. Vites topuzu konusu kapanıyor. =) Ama DCT ile ergonomi sorunu da geliyor. Fiat’larda direksiyon simidindeki kolların arkalarına multimedya kumanda butonları yerleştirilmiş durumda. DCT ile gelen vites değiştirme kulakçıkları, ergonomik olarak çok güzel konumlandırılmış ama bu konumlandırma esnasında multimedya kumandaları unutulmuş. Sağlıklı bir sürüş için multimedya tuşlarını sizin de unutmanızda fayda var =) Çünkü alenen parmakları araya sıkıştırıp kullanmak gerekiyor. Birkaç kez kanal değiştireyim derken yanlışlıkla vites değiştirdim.

Arka yaşam alanının klostrofobi sorunu, ikinci araçtaki opsiyonel Skydome açılabilir cam tavanla çözülüyor. Ön yaşam alanı ise çok çok geniş ve ferah. İki aracı kullandığım dönemde bende 30 kg fark vardı, ikisinde de önde çok rahat ettim. Ön koltuklar çok rahat ve yan destekleri gayet yeterli.

Bagaj hacmi tamir kitiyle 350 lt olarak belirtiliyor. Benim gördüğüm araçta stepne vardı. Çevresinde de stepne havuzundan taşan kısmı için bagaj zemin halısını destekleyecek, köpük malzemeden yapılmış, hafif organizer tadında, içinde trafik setini koyabilecek yer de olan güzel bir bölüm var. Bagaj halısından itibaren tahminimce 300 lt kadar kullanılabilir alan kalıyordur. Yükleme eşiği yok gibi. Bagaj zemini stepne nedeniyle yükseğe konumlandırıldığı için koltuklar katlandığında oluşturduğu basamak da ortadan kalkıyor. Yaklaşık olarak C-HR kadar bir alan ve kullanışlılık sunuyor, hacmen B-SUV seviyesinde

Ön konsolda çift torpido var. Alttaki standart bildiğimiz torpido, üstteki ise renkli bölümde yukarı doğru açılan bir torpido. Bu torpidonun soğutma özelliği de var. Orta konsolda bardaklıklar var ve yeterli genişlikte. Kol dayamanın içindeki göz küçük sayılır, fazla bir şey sığdırılmaz. Kapı içi cepler yeterli genişlikte, ne eksik ne fazla. Su şişesi koyacak yerleri de var.


Sürüş pozisyonu çok iyi. Hatta her türlü beklentiye göre iyi diyebilirim. Çünkü direksiyon ve sürücü koltuğunun her noktada aşırı geniş bir ayar aralığı var. Bel destek ayarı, belinize tekme de atabiliyor, bomboş da bırakabiliyor. Koltuk yükseklik ayarı en alttayken standart bir C sınıfı gibi olurken, en yukarıda 4x4 pick-up’ların sürüş pozisyonu yakalanabiliyor. Pedalların açısı da her ayara uygun, konumları rahat ve gerektiğinde sportif bir sürüşe de uygun.

Direksiyon simidinin çapı ideal. Kalınlığını bazı sürücüler yadırgayabilir ama bence ideal. Göstergelerde devir ve hız analog, hararet ve yakıt orta ekranda dijital olarak gösteriliyor. Göstergenin ortasındaki ekran, sürüş modlarına göre değişkenlik gösteriyor. Özellikle sport modunda g-meter ve traction modunda tork dağılımı gibi detaylar insanı keyiflendiriyor. =)


İlk aracı yağmurlu havada test etmiştim. Yol tutuşunu aslında bu ilk testte layığıyla deneyimledim.

Aracın süspansiyon sistemi, 500 serisindeki diğer araçların çok çok ilerisinde. O yüzden sürüş kalitesini ve konfor/yol tutuş dengesini 500 ve 500L modelleri ile karşılaştırmamak gerekiyor. Ülkemizde yaygın olan -benim de test ettiğim- 4x2 versiyonlarında önde ve arkada bildiğimiz MacPherson tipi bağımsız süspansiyon kullanılırken, 4x4 versiyonlarının arka süspansiyonda işler daha da ilginçleşiyor. Lotus markasının da mucidi olan Colin Chapman’ın zamanının Lotus yarış araçları için tasarladığı bir sistem olan Chapman Strut çok kollu bağımsız süspansiyon var. Bildiğim kadarıyla temel farkı şu: Arka kulelerden aşağı inen tekerleği taşıyıcı çubuklar, yayların uzunluğundan çok daha uzun. Bu sayede tekerlekler mümkün oldukça dışta kalarak geniş bir çalışma aralığı ve daha yüksek denge sağlıyor. Dahası da olabilir, bilemiyorum. Ülkemizde pek 4x4’ünü göremeyeceğimiz için biraz gereksiz bilgi gibi duruyor ama güzel detay olduğu için paylaşmak istedim.
Chapman Strut:
Ekli dosyayı görüntüle 21337

Aracın kısa ve uzun manevralarda yana yatması, ebatlarından ve sınıfından beklenmeyecek seviyede az. Gövde yattığı zaman da geriye toplarken hiçbir salınım yapmadan kendini direk topluyor. Sürüşte bu konuda standart bir binek arabadan farklı hissettirmiyor. Limitleri gerçekten çok yüksek ve bağımsız süspansiyonun ekmeğini yiyerek bozuk zeminlerden etkilenmiyor. Ama yol tutuşunu bu kadar övdüğüm 500x, geyik testlerinde vasat sonuçlar alıyor. Bunun sebebini sürücüye inisiyatif hakkı veren esp sistemine bağlıyorum. Benzer durum yeni Corolla’da da var. =)

Direksiyon çok hisli değil, klasik elektrikli direksiyon. Ama sertliği güzel ayarlanmış ve sport moduyla daha da sertleştirilebiliyor. Aracın yönlendirmelere tepkileri çok net. İtalyan DNA’sını alabiliyorsunuz.

Cross ve Cross Plus donanımlarındaki sürüş modları Sport-Auto-Traction olarak adlandırılıyor. Daha önce satışta olan Popstar donanımında ise Traction modunun yerinde All Weather isimli bir sürüş modu vardı. Fonksiyonları ve setup’ları farklı mıdır yoksa sadece ürün çeşitlendirme amaçlı isim değişikliği midir bilemem.

Sürüş modları aracın karakterine direk etki ediyor. Direksiyon sertliği ve gaz tepkisi değişiyor. Aynı zamanda esp müdahaleleri de çok fark ediyor. Sağanak yağmurda sıra sıra sürüş modlarını denerken aracı sport modda unutup sert bir virajda refüje patlamanın eşiğine geldim fakat kayma işi çok uzadığında son anda esp devreye girip el freni -evet, el freni- çekti ve öne müdahale etmeden aracın arkasını sert şekilde getirip toparlanmasını sağladı. O anda ihtiyacı olan şey buydu ve direk olarak bunu yaptı. ESP, altyapısı zayıf çoğu araba gibi erken müdahaleyle ani yavaşlatıp tehlikeyi peşinen önleme yoluna gitmiyor, özellikle sport modda büyük ölçüde sürücüye inisiyatif veriyor. Araç kontrolsüz önden kaymaya başlarsa o zaman gerektiği kadar müdahalede bulunuyor. Auto modu, aracı günlük kullanımda kullanmamız gereken mod. Optimum direksiyon sertliği ve gaz tepkisi sunuyor. Bu arada direksiyonda diğer Fiat modellerinin aksine ekstra bir City modu yok. Şehir içi manevralarda direksiyon otomatik olarak o yumuşaklığa geliyor. Traction modunu çok fazla deneyimleyemedim ama hissettiğim tek şey şu: Gaz tepkisini bariz şekilde yavaşlatıyor. Özellikle ilk harekette motorun anormal yüksek olan torkunu lastiklere çok çok yavaş şekilde iletiyor.


Süspansiyonun yol tutuş başarıları, konfor tarafına kısmen darbe indiriyor. Şehir içi ara sokaklardaki yol bozukluklarında ve kasislerde araba biraz sert kalıyor. Bunda 18” jantların da olumsuz etkisi var. Ama şöyle bir olumlu tarafı var: Aracın öndeki yolcularıyla arkadaki yolcuları, darbe hissi konusunda eşit seviyedeler. Öndekiler sefa sürerken arkadakiler cefa çekmiyor.


İç mekanda rahatsız edici gürültü olarak sadece ilk çalıştırmada soğuk dizel motorun kamyon gibi önlenemez sesini söyleyebiliriz. Motor ısındıktan sonra rahatsız edici seviyelere çıkan bir süspansiyon, lastik, yol, rüzgar veya motor sesi yok. Yalnız ikinci araçta bariz bir kaza durumu yaşanmış ve sol kapıların döşemeleri sökülüp takılmış. Muhtemelen işçilik de yerlerde. Sol iki kapı da deli gibi trim sesi yapıyordu. Kol dayama da hafif ses yapmaya başlamıştı. Bitik lastiklere ve hasarlı sağ dikiz aynasına rağmen saydıklarım dışında başka rahatsız edici ses yapan bir şey yoktu.


Motor 1.6 Multijet II dizel ünite. 120hp güç ve 320Nm tork üretiyor. Zamanında daha güçsüz haliyle Linea’larda ve şu anda Egea’larda bu motor fazla geldiğini hissettiriyor fakat 500x için ideal olmuş. Ne eksik, ne fazla. 0-100 değeri 10.5 sn. Ortalama tüketim fabrika verilerine göre manuel şanzımanda 4.1 lt/100km, dct şanzımanda ise 4.3 lt/100km. Ortalama İstanbul kullanımında ikisi için de 6.5 – 7 arası yakar diyebilirim.

Manuel ve dct şanzımanı da deneme fırsatım oldu. Manuel şanzımanın vites geçişleri rahat, vites yolları ne uzun ne kısa ama net. Vitesin konumu çok iyi, uzakta veya yakında kalmıyor.

DCT’nin ise ise övülecek ve yerilecek yönleri var. Öncelikle övgüye değer taraflarını belirteyim. Vitesler yeterince hızlı ve konforlu şekilde geçiyor. Ayrıca kuru kavrama olmasına rağmen aşırı sağlam hissettiriyor. Perişan edilmiş yüksek km’li test aracında bile en ufak bir titreme veya zayıflık yoktu. Dik bayırlardaki dur kalk trafikte bile sorun yaşatmadı. Hatta bir ara yarım kavrama gibi yokuşta bir süre sabit tuttum, düz viteste duman tüttürecek bu hareket dct’de hiçbir sıkıntı yarattırmadı. Gerçekten sağlam =) Vites kolundan manuel değişimlerde geriye çekerek vites büyütüyor, ileri iterek küçültüyor. Bu da olması gerektiği şekilde. Performansa ve tüketime olumlu veya olumsuz bir etkisi yok. Olumsuz tarafları da çok. Bir kere şanzıman kararsız. Evet, çoğu zaman istediğim viteste olmadı. Çok düşük devirlerde kalıp motoru öldürdüğü zamanlar oldu. Kulakçıklardan anlık müdahaleler yapmak zorunda kaldım ve bu müdahalelerden kaynaklı gereksiz sarsıntılar yaşattı. Bunun dışında tork konvertörlü şanzımanlar gibi düzde freni bırakmadan ileri atılmaya çalışıyor. Bazıları için keyifli gibi hissettirebilir ama aynı işlemi bayırlarda yapmayıp işi 3sn’liğine yokuş kalkış desteğine bırakınca bu hareketleri samimiyetsiz oluyor :D. Ayrıca park manevralarında da hem ileri hem de geri atılma eğilimi var. Park manevrası esnasında kritik noktalarda yavaş yavaş hareket etmeye izin vermiyor, bu durum çok tedirgin edici. Özetle, şanzıman kesinlikle içgüdüsel değil.

Frenlerin dozlaması ve performansı gayet iyi. Platform kardeşi Jeep Renegade gibi panik frende arkası havalanmıyor. Bu da önemli bir artı =)


Bakım aralıkları 20.000 km / 1 yıl olarak belirtilmiş. 20.000 km, özellikle dizel motor için bana fazla geldi. Bakım maliyetlerini tam hatırlamıyorum ama zamanında ortalama bir C sınıfı araç fiyatlarındaydı. Uzun dönem kullanımının simülasyonunu gözlemlediğim test aracına bakarak söylüyorum: En kötü halinde bile süspansiyon, ön düzen, direksiyon sistemi, fren sistemi, motor ve şanzıman taş gibi hissettiriyordu. En ufak bir boşluk, eskiyip gevşeme hissi, zayıflık yoktu. İç trimlerde de sök tak yapıldığı belli olan yerler dışında sıkıntı yoktu. Tek başına Fiat’ın marka imajını yukarı taşıyabilecek bir araç. Ayrıca IIHS testlerinde TSP+ almış bayağı güvenli bir araç.


Ben bu aracı ilk kullandığımda hastası olmuştum. Yıllar sonra tekrar bayiye gidip baktığımda ise, özellikle 0 km satılan araçtan ötürü soğudum diyebilirim. Bu kadar bariz şekilde donanımdan kısılması hoş değil. Bu nedenle 500x’i 0 km değil ama 2. el olarak kesinlikle öneririm.
Ekli dosyayı görüntüle 21338

Edit: Sorulara göre unuttuklarım varsa yazıyorum
 
Abi eline koluna sağlık :D Gerçekten uzun zamandır hiç böyle uzun, dolu dolu bir test yazısı okumamıştık iyi geldi.

Bu arada unutanın kalbi kurusun :D
images
 
1,6 mjet gibi haşin ve çağdışı bir motora dct gibi kararsız bir çift kavrama tercihiyle direk alınası araba çemberinden çıkan bir araba oluyor.Keşke o kadar çalışılmış altyapıya ; motor-şanzımanda da spesifik bir çalışma yapsalarmış yazık..

Eline sağlık galeriye gidip test etmeden 500x hakkında fikir sahibi olunabilecek bir yazı
İki sorum olacak downshiftlere cevabı nasıl oluyor? İstendiğinde 4 den 2 ye çekebiliyor mu?
Bagaj hacmi ve kullanışlılığı nedir?
 
Son düzenleme:
1,6 mjet gibi haşin ve çağdışı bir motora dct gibi kararsız bir çift kavrama tercihiyle direk alınası araba çemberinden çıkan bir araba oluyor.Keşke o kadar çalışılmış altyapıya ; motor-şanzımanda da spesifik bir çalışma yapsalarmış yazık..

Eline sağlık galeriye gidip test etmeden 500x hakkında fikir sahibi olunabilecek bir yazı
Bir sorum olacak downshiftlere cevabı nasıl oluyor? İstendiğinde 4 den 2 ye çekebiliyor mu?
Önce bir sorsana 4'e kadar çıkabildin mi diye :D Çok pis kilit trafiğe kaldım, sıyrılamadık. Ama diğer viteslerde öldürdüğü zamanlar oldu. Acımasız downshift'ler denediğimde devir 4000'lere kadar zıplamıştı. O konuda çok da tedirgin değil. Bana bişey olmaz kafasında :) Muhtemelen devir çok düşerse kickdown'da 4'ten 2'ye sana sormadan kendisi bile alır. Tam gazlamalık şanzıman, insan gibi kullanımı hak etmiyor, huzursuz ediyor :D
 
Önce bir sorsana 4'e kadar çıkabildin mi diye :D Çok pis kilit trafiğe kaldım, sıyrılamadık. Ama diğer viteslerde öldürdüğü zamanlar oldu. Acımasız downshift'ler denediğimde devir 4000'lere kadar zıplamıştı. O konuda çok da tedirgin değil. Bana bişey olmaz kafasında :) Muhtemelen devir çok düşerse kickdown'da 4'ten 2'ye sana sormadan kendisi bile alır. Tam gazlamalık şanzıman, insan gibi kullanımı hak etmiyor, huzursuz ediyor :D
Testin genel olarak malzeme kalitesi minvalinde olmasından trafiğe kaldığını anlamalıydım:D
 
  • Haha
Tepkiler: bt
Testin genel olarak malzeme kalitesi minvalinde olmasından trafiğe kaldığını anlamalıydım:D
Yine 4. viteste virajda zorlayıp, zorlarken 3'e atmak gibi arabaları aşırı huzursuz edici hareketler denedim ama hoşaf halinde bile sıfır kondisyonda kullandığım araçtan farkı yoktu. Araba yana yatmadan kaynaklı kayma yaşamıyor, doğrulunca hiç salınım yaşamıyor. Virajlarda sinir bozucu şekilde keyifli :)

Edit: Bagaj hacmi de sormuşsun. o konuda biraz düzenleme yapayım yazıya.
 
Son düzenleme:
@bt eline koluna sağlık. Aynı motor-şanzıman ikilisine sahip Egea'ya sahibiz ancak almadan önce 500x'e de bakmıştık baya beğensekte arka yaşam alanı yetersizliğinden dolayı vazgeçmiştik. DCT şanzıman sakin kullanıma dediğiniz gibi hiç gelmiyor, pata küte kullanınca çok daha rahat ettiğini hissettiriyor. Bakım ücretine gelince aynı motor-şanzıman kombinasyonundaki Egea'nın 8-9 ay önce 1000 lira civarına bakımı yapılıyordu.
 
  • Beğeni
Tepkiler: bt
Ellerinize sağlık yazı çok güzel olmuş.

Şanzıman yanlış bilmiyorsam Alfa Romeo Giuletta Qv,4C gibi spor arabalarda kullanılan şanzımanlarla aynı ve tork dayanımı 380-400 civarında piyasanın en sağlam kuru çift kavraması olarak geçiyor. Eğer bir şey olursa Fiat ta tamir maliyeti 10000 tl yi buluyormuş.
 
  • Beğeni
Tepkiler: bt