Coupe ve Cabrio E’ler kimi zaman farklı harf kombinasyonlarıyla isimlendirildiler, kimi zaman dönemlerinin C-Serisi üzerine inşa edildiler. 5. jenerasyona geldiğimizde ise otomobiller artık tıpkı 90’ların başındaki C/A124’ler gibi diğer E’lerle aynı mimariye sahipler. Büyüyen boyutlarıyla yeni Coupe ve Cabrio, Mercedes-Benz tarafından “gerçek birer 4 kişilik Grand Tourer” olarak tanımlanıyorlar.
E-Serisi ailesi, Coupe ve Cabrio’nun da katılımıyla, ülkemizde artık tüm fertleriyle satışta. Coupe’yi 2-litre dizel ya da benzinli motorla, 9G-TRONIC 9-ileri şanzımanla ve dizel seçerseniz 4MATIC dört tekerlekten çekiş opsiyonuyla satın alabiliyorsunuz. Cabrio’da ise 2-litrelik benzinli motor ve 9G-TRONIC tek seçeneğiniz. İki model de sadece AMG donanımıyla geliyor.
Mercedes-Benz Türkiye’nin davetiyle, E300 AMG Coupe ve Cabrio’yu İstanbul’dan Lüleburgaz’a kadar kullandık.
2. sayfa: İç mekan, konfor ve sürüş, motor ve şanzıman
İç mekan
Coupe’nin direksiyonuna geçtiğinizde, 12.3 inçlik iki dev ekran size bakıyor. Ekranların çözünürlük ve grafikleri yorum yapmaya yer bırakmayacak kadar iyi. Fakat multimedya tarafının kullanışlılık konusunda biraz ince ayara ihtiyacı var: Varmak istediğiniz yere giderken menülerin alt kırılımlarında zaman zaman kaybolabiliyorsunuz. Gösterge paneli görevini üstlenen sol tarafı ise, 3 farklı tema ile kullanabiliyorsunuz ve daha az işleve sahip olduğu için burada gezinmek daha kolay.
İçerideki kalite algısı ve materyal zenginliğinden şikayet etmek neredeyse imkansız.
Cabrio test otomobilimizde ise bu opsiyon bulunmuyordu. Standart gösterge paneline baktığınızda Apple Watch’ınızdan tweet okumayı bırakıp kronograflı bir Tag Heuer takmış gibi oluyorsunuz. Analog göstergeler hem daha kolay anlaşılıyor, hem de şık, kullanışlı ve okunaklılar. Fakat sağ taraftaki ekranın tek iyi tarafı grafikleri ve çözünürlüğü. Konsol büyük versiyon için tasarlanmış da, bu ekran buraya sonradan takılmış ve otomobile ait değilmiş gibi görünüyor.
Torpido kapağı ve kapı döşemelerinin alt kısımları, Sedan’ın aksine yumuşak malzemeyle kaplanmamış. Bu iki nokta hariç içerideki materyal zenginliği ve kalite algısından şikayet etmek neredeyse imkansız. Dekoratif kaplamalar, ahşap seçtiyseniz gerçek ahşap, alüminyum seçtiyseniz gerçek alüminyum. Burmester imzalı ses sistemi ise hem metal hoparlör kapaklarıyla göz zevkinizi, hem de çıkardığı tınılarla kulağınızı okşuyor.
Sedan’da değiştiremediğiniz piyano siyahı bölüm, Coupe ve Cabrio’da farklı kaplama seçeneklerine sahip. Bu basit trim değişikliği görsel olarak otomobilin içerisini birkaç adım ileriye götürse de ergonomi konusunda burası hala aynı: Touchpad, alttaki düğmelerin üzerine sarkıyor ve aslında çok kullanışlı olan tekerleğe hükmetmeyi bir hayli zorlaştırıyor.
Orta bölümdeki basit trim değişikliği, otomobilin içerisini görsel anlamda birkaç adım ileriye götürüyor.
AMG donanımıyla standart gelen ön koltuklar normalden daha derin yan desteklere sahip ve elektrikli olarak istediğiniz her yöne ayarlanabiliyorlar. Manuel ayarlanan direksiyonla birlikte yakaladığınız sürüş pozisyonuysa nokta atışı.
Dekoratif kaplamalar, ahşap seçtiyseniz gerçek ahşap, alüminyum seçtiyseniz gerçek alüminyum.
İki otomobil de arka yaşam alanı ve bagaj konusunda, ikişer kapı eksikleri olmasına rağmen cömertler. Arka tarafa iniş-biniş hala bir miktar “esneklik” gerektirse de, bu tarz otomobillerden alışkın olduğumuz klostrofobik ortam bu otomobillerde yok. Arka koltuklara geçtiğinizde iki otomobil de yeterli diz mesafesi sunarken, saçlarınız tavan döşemesine kimi zaman değebiliyor.
Konfor ve sürüş
Otomobillerin içerisindeki lüks hissiyat, durağan haldeyken diğer Almanlarla aradaki sınırı net bir şekilde çiziyor.
Pürüzsüz asfaltta iki otomobil de konforlu bir şekilde süzülüyor.
Hareket halindeyken, eğer pürüzsüz bir otoyoldaysanız ikili konforlu bir şekilde süzülüyorlar. Fakat şehir içi yollardaysanız ve Burmester’in sesi kısıksa, yoldaki pürüzlerin hem fiziksel hem de işitsel olarak kabine yansıdığını fark ediyorsunuz. Bozuk zeminlerde çelik yaylara sahip standart süspansiyon dar bir aralıkta çalışıyor, kimi zaman da çalışmaktan tamamen vazgeçiyor. AMG donanımla gelen 19 inçlik jantlar ve run-flat lastiklerin de karşılaştıkları darbeleri emmeye pek niyetleri olmuyor. Belki bunun çözümü, opsiyon listesinden havalı süspansiyonu seçmek olabilir.
Konforun bozguna uğramasında süspansiyondan başka sebepler de var: Rüzgar ve trim sesleri. Cabrio 120, Coupe de 130 km/s civarlarında rüzgar sesi almaya başlıyor. İki otomobilde de konsolun üst tarafından ve Cabrio’da tavan mekanizmasından trim sesleri geliyor.
Coupe, doğal olarak Cabrio’ya nazaran daha rijit hissettiriyor, fakat ikisi de sportif sürüşlerden ziyade sakin sakin yol alırken daha mutlular.
Süspansiyon sistemi, sert mizacına rağmen virajlarda sizi teşvik edecek bir davranış da sergilemiyor. Hızlı virajlarda iki otomobil de yatıyor, geziniyor, yüzüyor ve stabil bir karakter sergileyemiyorlar. Direksiyon sistemi net çalışsa da, otomobilin yön değişimlerine verdiği tepkiler gecikmeli. Coupe, doğal olarak Cabrio’ya nazaran daha rijit hissettiriyor, fakat ikisi de sportif sürüşlerden ziyade sakin sakin yol alırken daha mutlular.
Motor ve şanzıman
Mercedes’in “300” isimlendirmesi bu vakte kadar büyük hacimli V6’lara işaret ederdi, ama bu sefer karşımızda 2.0 litrelik bir 4 silindirli var. E300 AMG’nin 245 HP güç ve 370 Nm tork değerleri etkileyici; fakat daha büyük bir motor, Mercedes-Benz logolu bir Grand Tourer’ın kaputunun altında daha “doğru” olabilirdi.
Küçük hacmine rağmen motor, 1,6 tonluk ağırlıkla zorlanmadan baş ediyor.
Küçük hacmine rağmen motor, 1,6 tonluk ağırlıkla zorlanmadan baş ediyor ve otomobili durağan halden 100 km/s’ye 6,6 saniyede çıkarabiliyor. Şehir içi koşullarda 100 km’de 10,5 litrenin altında yakıt tüketmek pek mümkün olmuyor, uzun yoldaysa yeterince sabırlı olursanız 7 litre seviyelerine inebiliyorsunuz.
9-ileri şanzıman ise tork konvertörlü ünitelerin geldiği en iyi noktalardan biri. Geçişleri pürüzsüz ve her koşulda doğru vitesi seçiyor. Manuel kullanımda da, nadir istisnalar dışında, her komutunuza doğru cevabı veriyor. Şanzıman performanslı olduğu kadar otomobilin sakin karakterine de fazlasıyla uyumlu: Hissetmeden vardığınız 9. viteste, 2 bin devirde 140 km/s ile yol alabiliyorsunuz.
3. Sayfa: Sonuç
Sonuç
Yeni E-Serisi Coupe, benzinli motoruyla 423 bin TL’den başlıyor. Dizel isterseniz 436, dizele 4MATIC’i eklediğinizdeyse 487 bin TL’lik rakamlar sizi bekliyor. Cabrio’nun ise tek versiyonu var ve başlangıç fiyatı 460 bin TL.
Bu rakamlar, 2 litrelik dizel ya da benzinli Alman rakiplerinden ortalama 15 bin TL kadar fazla. Fakat iki kapılı E’ler, çoğu noktada diğerlerinden daha “fazla” bir otomobil hissiyatı uyandırıyor.
E-Serisi’nin uğradığı mekanik ve teknolojik değişim; kimi noktalarda otomobili zamanın ötesine götürürken, Mercedes-Benz’in yıllardır temsil ettiği bazı kilit noktalarda da eskiyi özletiyor. Bu durum Coupe ve Cabrio ikilisi için de geçerli.
1 arasında 27
Dekoratif kaplamalar, ahşap seçtiyseniz gerçek ahşap, alüminyum seçtiyseniz gerçek alüminyum
Read the whole post here.
E-Serisi ailesi, Coupe ve Cabrio’nun da katılımıyla, ülkemizde artık tüm fertleriyle satışta. Coupe’yi 2-litre dizel ya da benzinli motorla, 9G-TRONIC 9-ileri şanzımanla ve dizel seçerseniz 4MATIC dört tekerlekten çekiş opsiyonuyla satın alabiliyorsunuz. Cabrio’da ise 2-litrelik benzinli motor ve 9G-TRONIC tek seçeneğiniz. İki model de sadece AMG donanımıyla geliyor.
Mercedes-Benz Türkiye’nin davetiyle, E300 AMG Coupe ve Cabrio’yu İstanbul’dan Lüleburgaz’a kadar kullandık.
2. sayfa: İç mekan, konfor ve sürüş, motor ve şanzıman
İç mekan
Coupe’nin direksiyonuna geçtiğinizde, 12.3 inçlik iki dev ekran size bakıyor. Ekranların çözünürlük ve grafikleri yorum yapmaya yer bırakmayacak kadar iyi. Fakat multimedya tarafının kullanışlılık konusunda biraz ince ayara ihtiyacı var: Varmak istediğiniz yere giderken menülerin alt kırılımlarında zaman zaman kaybolabiliyorsunuz. Gösterge paneli görevini üstlenen sol tarafı ise, 3 farklı tema ile kullanabiliyorsunuz ve daha az işleve sahip olduğu için burada gezinmek daha kolay.
İçerideki kalite algısı ve materyal zenginliğinden şikayet etmek neredeyse imkansız.
Cabrio test otomobilimizde ise bu opsiyon bulunmuyordu. Standart gösterge paneline baktığınızda Apple Watch’ınızdan tweet okumayı bırakıp kronograflı bir Tag Heuer takmış gibi oluyorsunuz. Analog göstergeler hem daha kolay anlaşılıyor, hem de şık, kullanışlı ve okunaklılar. Fakat sağ taraftaki ekranın tek iyi tarafı grafikleri ve çözünürlüğü. Konsol büyük versiyon için tasarlanmış da, bu ekran buraya sonradan takılmış ve otomobile ait değilmiş gibi görünüyor.
Torpido kapağı ve kapı döşemelerinin alt kısımları, Sedan’ın aksine yumuşak malzemeyle kaplanmamış. Bu iki nokta hariç içerideki materyal zenginliği ve kalite algısından şikayet etmek neredeyse imkansız. Dekoratif kaplamalar, ahşap seçtiyseniz gerçek ahşap, alüminyum seçtiyseniz gerçek alüminyum. Burmester imzalı ses sistemi ise hem metal hoparlör kapaklarıyla göz zevkinizi, hem de çıkardığı tınılarla kulağınızı okşuyor.
Sedan’da değiştiremediğiniz piyano siyahı bölüm, Coupe ve Cabrio’da farklı kaplama seçeneklerine sahip. Bu basit trim değişikliği görsel olarak otomobilin içerisini birkaç adım ileriye götürse de ergonomi konusunda burası hala aynı: Touchpad, alttaki düğmelerin üzerine sarkıyor ve aslında çok kullanışlı olan tekerleğe hükmetmeyi bir hayli zorlaştırıyor.
Orta bölümdeki basit trim değişikliği, otomobilin içerisini görsel anlamda birkaç adım ileriye götürüyor.
AMG donanımıyla standart gelen ön koltuklar normalden daha derin yan desteklere sahip ve elektrikli olarak istediğiniz her yöne ayarlanabiliyorlar. Manuel ayarlanan direksiyonla birlikte yakaladığınız sürüş pozisyonuysa nokta atışı.
Dekoratif kaplamalar, ahşap seçtiyseniz gerçek ahşap, alüminyum seçtiyseniz gerçek alüminyum.
İki otomobil de arka yaşam alanı ve bagaj konusunda, ikişer kapı eksikleri olmasına rağmen cömertler. Arka tarafa iniş-biniş hala bir miktar “esneklik” gerektirse de, bu tarz otomobillerden alışkın olduğumuz klostrofobik ortam bu otomobillerde yok. Arka koltuklara geçtiğinizde iki otomobil de yeterli diz mesafesi sunarken, saçlarınız tavan döşemesine kimi zaman değebiliyor.
Konfor ve sürüş
Otomobillerin içerisindeki lüks hissiyat, durağan haldeyken diğer Almanlarla aradaki sınırı net bir şekilde çiziyor.
Pürüzsüz asfaltta iki otomobil de konforlu bir şekilde süzülüyor.
Hareket halindeyken, eğer pürüzsüz bir otoyoldaysanız ikili konforlu bir şekilde süzülüyorlar. Fakat şehir içi yollardaysanız ve Burmester’in sesi kısıksa, yoldaki pürüzlerin hem fiziksel hem de işitsel olarak kabine yansıdığını fark ediyorsunuz. Bozuk zeminlerde çelik yaylara sahip standart süspansiyon dar bir aralıkta çalışıyor, kimi zaman da çalışmaktan tamamen vazgeçiyor. AMG donanımla gelen 19 inçlik jantlar ve run-flat lastiklerin de karşılaştıkları darbeleri emmeye pek niyetleri olmuyor. Belki bunun çözümü, opsiyon listesinden havalı süspansiyonu seçmek olabilir.
Konforun bozguna uğramasında süspansiyondan başka sebepler de var: Rüzgar ve trim sesleri. Cabrio 120, Coupe de 130 km/s civarlarında rüzgar sesi almaya başlıyor. İki otomobilde de konsolun üst tarafından ve Cabrio’da tavan mekanizmasından trim sesleri geliyor.
Coupe, doğal olarak Cabrio’ya nazaran daha rijit hissettiriyor, fakat ikisi de sportif sürüşlerden ziyade sakin sakin yol alırken daha mutlular.
Süspansiyon sistemi, sert mizacına rağmen virajlarda sizi teşvik edecek bir davranış da sergilemiyor. Hızlı virajlarda iki otomobil de yatıyor, geziniyor, yüzüyor ve stabil bir karakter sergileyemiyorlar. Direksiyon sistemi net çalışsa da, otomobilin yön değişimlerine verdiği tepkiler gecikmeli. Coupe, doğal olarak Cabrio’ya nazaran daha rijit hissettiriyor, fakat ikisi de sportif sürüşlerden ziyade sakin sakin yol alırken daha mutlular.
Motor ve şanzıman
Mercedes’in “300” isimlendirmesi bu vakte kadar büyük hacimli V6’lara işaret ederdi, ama bu sefer karşımızda 2.0 litrelik bir 4 silindirli var. E300 AMG’nin 245 HP güç ve 370 Nm tork değerleri etkileyici; fakat daha büyük bir motor, Mercedes-Benz logolu bir Grand Tourer’ın kaputunun altında daha “doğru” olabilirdi.
Küçük hacmine rağmen motor, 1,6 tonluk ağırlıkla zorlanmadan baş ediyor.
Küçük hacmine rağmen motor, 1,6 tonluk ağırlıkla zorlanmadan baş ediyor ve otomobili durağan halden 100 km/s’ye 6,6 saniyede çıkarabiliyor. Şehir içi koşullarda 100 km’de 10,5 litrenin altında yakıt tüketmek pek mümkün olmuyor, uzun yoldaysa yeterince sabırlı olursanız 7 litre seviyelerine inebiliyorsunuz.
9-ileri şanzıman ise tork konvertörlü ünitelerin geldiği en iyi noktalardan biri. Geçişleri pürüzsüz ve her koşulda doğru vitesi seçiyor. Manuel kullanımda da, nadir istisnalar dışında, her komutunuza doğru cevabı veriyor. Şanzıman performanslı olduğu kadar otomobilin sakin karakterine de fazlasıyla uyumlu: Hissetmeden vardığınız 9. viteste, 2 bin devirde 140 km/s ile yol alabiliyorsunuz.
3. Sayfa: Sonuç
Sonuç
Yeni E-Serisi Coupe, benzinli motoruyla 423 bin TL’den başlıyor. Dizel isterseniz 436, dizele 4MATIC’i eklediğinizdeyse 487 bin TL’lik rakamlar sizi bekliyor. Cabrio’nun ise tek versiyonu var ve başlangıç fiyatı 460 bin TL.
Bu rakamlar, 2 litrelik dizel ya da benzinli Alman rakiplerinden ortalama 15 bin TL kadar fazla. Fakat iki kapılı E’ler, çoğu noktada diğerlerinden daha “fazla” bir otomobil hissiyatı uyandırıyor.
E-Serisi’nin uğradığı mekanik ve teknolojik değişim; kimi noktalarda otomobili zamanın ötesine götürürken, Mercedes-Benz’in yıllardır temsil ettiği bazı kilit noktalarda da eskiyi özletiyor. Bu durum Coupe ve Cabrio ikilisi için de geçerli.
1 arasında 27
Dekoratif kaplamalar, ahşap seçtiyseniz gerçek ahşap, alüminyum seçtiyseniz gerçek alüminyum
Read the whole post here.
Son düzenleme: