Vakti zamanında(haziran 2013) az yakıp çok kaçan pratik bir otomatik araba ararken colt amt'yi gördüm. Araştırdım ettim derken istanbuldan bi tane yeni kasa 5kapı 2009 colt amt denk geldi ve BRC lpg vardı bakım zamanı gelmişti ve bakımlarını yaptırıp sıkıntısız binebileceğimi söyledi. Sıkıntısı da olmayınca satın aldım. 61bin km'de alıp 118bin km'ye kadar eylül 2016 tarihine kadar sorunsuz bir şekilde kullandım. Rutin bakımları dışında masraf açmadı. Biraz durum iyi olunca 1.8 euro civiclere geçmeyi düşündüm ancak kardeşimin işe git gel için arabaya ihtiyacı olunca 5kapı coltu ona verdim. civic planını başka bir bahara diyerek evde 2. bir arabanın varlığı ile açılmamak adına bildiğim araba olan colt bakayım dedim.
Bu sefer daha keyifli olması için beyaz veya kırmızı renk manuel arıyordum. düşük km ve benzinli şart idi... Bir türlü istediğim temizlikte düzgün fiyatta bulamadığım için en son amt olan yarı otomatiklerine de bakmaya karar verdim. Derken kağıt üzerinde temiz düşük km bir cz3(3kapı coltların kasa kodudur) ancak ilan fotoğraflarında ufak tefek sürtmeleri olan ve kaydı olmadığı halde piyasaya göre nispeten uygun olunca 3gün içinde istanbulda aracı baktırıp ardından aracı aldım.
Satın aldığımda 50600km civarında idi ve ıvır zıvır masrafı vardı. DIY kıvamında toparlayabileceğim ve aracın tutarına ekleyince hala piyasa göre bi nebze uygun kalacağını görünce çok da dert etmedim başlarda.
Aldığım gün istanbulda:
Arka tampondaki kedi gözü yoktu, aküsü bitikti, sağ far kırık, sağ ayna camı kesme, sol ayna kapağı kırık, ön silecekler bitik, polen filtresi tıkalı, sürücü kemer bağlantısı oynuyordu, yerine takıldı hepsi yapıldı/yenilendi, arka park sensörünü değiştirdim(park sensörü beynini arka tampon içine koyan istanbuldaki elektrikçi bozuntusu umarım kulakların çınlıyordur), sol arka stop dış camı ile iç kasası arasında açılma vardı, yağmurda su alıyordu(arka park sensörünü yapan elektrikçinin işi) süper yapıştırıcı ile orası kapattım, su almıyor artık. ön tampon boyandı ve gündüz ledi takıldı, bujileri biraz eski gibiydi iridyum orijinal taktım, memlekette ustama tekrar bi baktırırken benzin deposunun sızdırdığını gördük çıkma baktım ancak kargosu o bu derken sinir oldum tamir etmenin yollarını aradım, sun-fix diye almanların güzel bir yama macununu buldum depoyu söküp bölgeyi güzelce temizledikten sonra yamadım uzunca bir süredir sızdırma yok güzel iş çıkarmışım , titreme sorunu için rot-balansa gittim 2tane lastiğin elips olduğunu ve balans tutmadığını değiştirmem gerektiğini söylediler. Ben de 4ünü michelin ps3 ile değiştirdim. sağ tarafında ufak tefek çizikler var, ilerleyen zamanlarda boyasız göçük düzeltme ve gereken yerlerde kaporta onarımı/boya yapılacak. Onun dışında bir sıkıntısı kalmadı. Uğraştığım ama aklıma gelmeyen bi nokta olabilir ama hatırlamıyorum.
Eski sahibi kadın olunca niye kadından araba alınmazmış onu anladım. Gerçek anlamda aracın yüzeysel masraflarını arttırmış ve ciddi anlamda beni uğraştırdı. Bunlar coltun kronik sorunları değil tamamen eski sahibinin yaratmış olduğu masraflar.
Bütün bunları bir kenara bırakıp düzgün bir insan tarafından kullanılmış coltun nasıl bi şey olduğunu aktarmaya çalışayım. Neden bu kadar çok coltu sevdiğimi ve bırakmak yerine 2.sini aldığımı elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım.
Araçta 1.3lt mivec atmosferik benzinli motora getrag üretimi 6ileri tek kavrama yarı otomatik şanzıman eşlik ediyor. Şanzımanın spor kullanıma uygun vites geçiş hızı olmasa da üstüne çıkıp tepinseniz bile her daim çalışmaya devam eden bir yapısı var. Vites geçiş süreleri haricinde oldukça güzel bir ikili ve çok keyifli kullanım sağlıyor. Tek kavramalı birçok araç kullandım veya bindim ancak amt kadar düzgünü yok. Gerçek anlamda tek kavramada olabileceği en iyisi bu... Sizi debriyajdan kurtarıyor, auto modunda konforlu denilebilecek kadar iyi vites atıyor ve manuel ekonomisi/performansı sağlıyor.
İzmir - Karaburun'a giden yol.
Smart forfour ile ortak üretim olan ve genel olarak japon mühendisliğinin konuştuğu kimi yerde mercedes/smart imzalarının olduğu bir araç. Şasinin kaynak yöntemleri gibi özel teknik alanlarda mercedesle ortak çalışarak ortaya çıkardıkları rijit, sert, hafif bir monokok şasiye(Mitsubishi Z platformu - RISE) sahip olan araç sadece 945kg. İç hacimin güzel olması adına tavanı da yüksek olunca bu rijit, sert ve hafif kasaya bir de sert bir yürüyen ekleyip yol tutuşunu iyileştirmeye çalışmışlar. Konforu olumsuz etkilemiş doğal olarak. Ancak bütün bunlar sürüşü çok keyifli, bu yüksekliğe rağmen virajlara korkmadan dalabildiğiniz bir araba olmasını sağlamış. Üstüne bir de mivec motorun devirlenmeye istekli canlı yapısı devreye girince insanın sürekli arabayı kullanası geliyor. Öyleki bir zamanlar colt kullanmış ama bagajı ailesine yetmediği için satmış birçok kişi coltu özlemekte, imkanı olan en kısa zamanda dönmektedir.
Geçen kış izmir'e kar yağdığında.
945kg'lik arabaya 1.3 95hp'lik stoktan headers'lı mivec motor çok güzel yürütmekle birlikte sakin kullanımda oldukça da ekonomik. Performans tipi lastiklere rağmen ekim 2016- mart 2016 6aylık yakıt ortalaması:
Trip: 5750km
ort hız: 40km/h
ort. tüketim: 6.4lt/100km
Fabrika verisi ise 5.9lt/100km
Ara ara da gazlamalar oldu tabi. 1.5 manuel lancerı olan arkadaş gidişini merak ettiğinden bi gece otoban boşken bastık ve lanceri 2-3boy da olsa yedi Sonra kız arkadaşı araba alacağı zaman ona da colt aldı ve ara ara kız arkadaşının coltunu sürüyor Diğeri ile çok canlar üzmüş biri olarak yerli yersiz coltlara kafa tutmamanız gerektiğini belirtmeliyim.
Kıvrak yapısı, yarı otomatik oluşu ve yakıtının sakin kullanımda günümüz benzinlileri ile aynı oluşu sebebiyle şehiriçi kullanımında oldukça mutlu ediyor. Uzun yolda 90-100 gibi normal sayılır yol sesi olsa da yüksek hızlarda, 120dan sonra, yalıtımın rakiplerine göre biraz zayıf oluşu etkiliyor. Bazen yalıtımı biraz daha iyi olsaydı diyor insan. Kimileri sert süspansiyonlarını sevmiyor ancak oldukça sportif bir hava katıyor. stok hali ile bile oldukça tadmin edici yol tutuşu sağlıyor.
Öyle bir arabadır ki gel beni sürsene ehehe diye şımarıktır. Direksiyonun başına geçince insan farklı bir dünyadaymışcasına keyif alır. Sanki kaputun altında 1.3 değil de 1.6 motor varmışcasına gidişi keyiflidir, belki michelin ps3 lastiklerden belki de japonların yürüyeni abartılı bir şekilde sert yapmalarından virajları da o keyifle alır insan. Petrolhead ruhunuz varsa bu aracın keyfini rahatça görebiliyorsunuz.
Parklara led ampül ve gündüz ledi uygulamam:
B sınıfı rakiplerine göre tutulmadığı için düşük km temiz genç bir modelini daha uygun fiyatlı bulabildiğiniz, bilmeyenin çok yakar, parçası bulunmaz, klima üretmiyor mu yav o marka dediği keyifli bir araçtır. Donanımı da hala günümüz araçlarını yorar, hız sabitlemeden soğutmalı torpidoya, ebd'li abs ve panik fren uyarılı frenden 4airbag'e kadar günümüzdeki araçlardan farksızdır.
Tek ciddi kronik sorunu debriyaj motorudur. Diğeri 131bin km oldu hala bir sıkıntısı yok benimki daha düşük km'de bir şey demek için erken ancak bozulması durumunda 1000tl'ye alıp değiştirilebiliyor ve tek maliyetli kronik sorunu bu. Onun dışında bozulan veya sürekli sıkıntı çıkaran bir araba değil. Bazı parçaları serviste diğer b sınıfı araçlarına göre pahalı olabiliyor ancak sürekli ihtiyacınız olan fren balatası, diski, rot başı, filtreleri gibi sarf malzemeleri normal fiyatta ve internette çok rahat bulabiliyorsunuz. Sanayide de var, diğer colt için arka amortisör lazım oldu, kimi seride çıkan kyb japon üretim amortisörünü buldum tanesi 140a aldım. Farı, aynası gibi parçalar biraz tuzlu. 600-700tl gibi fiyatları var. yerli üretim veya çok tutulan yan sanayisi kolay bulunan b sınıfı araçlar kadar uygun fiyatlı yedek parçaları yok. Kasko ile kullandığım için açıkçası yedekparça fiyatları çok da önemsemiyorum. Cebimden almam gerekirse de alırım; şu zamana kadar cebimden bi tek far almam gerekti onu da yedekparçacı birinden sıfır 500e buldum. Ama piyasada öyle bir algı var ki parçası çok pahalı deniliyor. İnsanımız bozuk plak gibi çok yakıyormuş, parçası pahalı bulamazsın, piyasası yok gibi boş cümleler kuruyor can sıkıyor. Parçaları sakin bir mercedes fiyatındaymış gibi söylenmesi garip. Sanki c sınıfı bir modelin 1500-2000tl lik aynasından farından bahsediyormuşcasına pahalı gözüyle bakılıyor... Kullanıma bağlı değişmesi gereken sarf malzemelerine normal fiyatlardan ulaşabiliyorsam benim için sıkıntı yoktur...
Yürüyeni serttir, yalıtımı b sınııfı diğer araçlardan biraz geri kalıyor ama çok değil. Onun dışında çekişi iyi, yakıtı az, iç alanı boyutlarından beklenmeyecek bir şekilde geniştir. Önde 1.90 biri rahatça sıkılmadan sürebilir ve arkasına da 1.80 biri oturup rahat edebilir. Arkası oldukça geniştir. Aracıma binenlerin ilk şaşırdığı şey bu oluyor Aracın fanatiğinden ziyade keyfini süren biri olarak elimden geldiğince yazmaya çalıştım. Kötü veya olumsuz yönlerini belirttim. Fanboy olmamaya çalıştım.
Öte yandan 4yıldır colt kullanıyorum, insanın bir doyumsuzluğu vardır ya colt gibi olup daha güçlü ve keyifli ne olabilir derken MiTo QV ile karşılaştım ve Rahmi beyin konusunu görünce iyice heves ettim. Direksiyon kutusu ve multiair ünite arızaları düşündürse de Jeremy Clarkson'un da dediği gibi bir alfa sahibi olmadan petrolhead olunmaz bi de o duyguyu atmak isterim. Şu aralar yurtdışında olduğum için dönünce cz3'ü satıp mito QV mi alırım yoksa colta eibach pro kit yay alıp piste mi dalarım zaman gösterecek
Bu sefer daha keyifli olması için beyaz veya kırmızı renk manuel arıyordum. düşük km ve benzinli şart idi... Bir türlü istediğim temizlikte düzgün fiyatta bulamadığım için en son amt olan yarı otomatiklerine de bakmaya karar verdim. Derken kağıt üzerinde temiz düşük km bir cz3(3kapı coltların kasa kodudur) ancak ilan fotoğraflarında ufak tefek sürtmeleri olan ve kaydı olmadığı halde piyasaya göre nispeten uygun olunca 3gün içinde istanbulda aracı baktırıp ardından aracı aldım.
Satın aldığımda 50600km civarında idi ve ıvır zıvır masrafı vardı. DIY kıvamında toparlayabileceğim ve aracın tutarına ekleyince hala piyasa göre bi nebze uygun kalacağını görünce çok da dert etmedim başlarda.
Aldığım gün istanbulda:
Arka tampondaki kedi gözü yoktu, aküsü bitikti, sağ far kırık, sağ ayna camı kesme, sol ayna kapağı kırık, ön silecekler bitik, polen filtresi tıkalı, sürücü kemer bağlantısı oynuyordu, yerine takıldı hepsi yapıldı/yenilendi, arka park sensörünü değiştirdim(park sensörü beynini arka tampon içine koyan istanbuldaki elektrikçi bozuntusu umarım kulakların çınlıyordur), sol arka stop dış camı ile iç kasası arasında açılma vardı, yağmurda su alıyordu(arka park sensörünü yapan elektrikçinin işi) süper yapıştırıcı ile orası kapattım, su almıyor artık. ön tampon boyandı ve gündüz ledi takıldı, bujileri biraz eski gibiydi iridyum orijinal taktım, memlekette ustama tekrar bi baktırırken benzin deposunun sızdırdığını gördük çıkma baktım ancak kargosu o bu derken sinir oldum tamir etmenin yollarını aradım, sun-fix diye almanların güzel bir yama macununu buldum depoyu söküp bölgeyi güzelce temizledikten sonra yamadım uzunca bir süredir sızdırma yok güzel iş çıkarmışım , titreme sorunu için rot-balansa gittim 2tane lastiğin elips olduğunu ve balans tutmadığını değiştirmem gerektiğini söylediler. Ben de 4ünü michelin ps3 ile değiştirdim. sağ tarafında ufak tefek çizikler var, ilerleyen zamanlarda boyasız göçük düzeltme ve gereken yerlerde kaporta onarımı/boya yapılacak. Onun dışında bir sıkıntısı kalmadı. Uğraştığım ama aklıma gelmeyen bi nokta olabilir ama hatırlamıyorum.
Eski sahibi kadın olunca niye kadından araba alınmazmış onu anladım. Gerçek anlamda aracın yüzeysel masraflarını arttırmış ve ciddi anlamda beni uğraştırdı. Bunlar coltun kronik sorunları değil tamamen eski sahibinin yaratmış olduğu masraflar.
Bütün bunları bir kenara bırakıp düzgün bir insan tarafından kullanılmış coltun nasıl bi şey olduğunu aktarmaya çalışayım. Neden bu kadar çok coltu sevdiğimi ve bırakmak yerine 2.sini aldığımı elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım.
Araçta 1.3lt mivec atmosferik benzinli motora getrag üretimi 6ileri tek kavrama yarı otomatik şanzıman eşlik ediyor. Şanzımanın spor kullanıma uygun vites geçiş hızı olmasa da üstüne çıkıp tepinseniz bile her daim çalışmaya devam eden bir yapısı var. Vites geçiş süreleri haricinde oldukça güzel bir ikili ve çok keyifli kullanım sağlıyor. Tek kavramalı birçok araç kullandım veya bindim ancak amt kadar düzgünü yok. Gerçek anlamda tek kavramada olabileceği en iyisi bu... Sizi debriyajdan kurtarıyor, auto modunda konforlu denilebilecek kadar iyi vites atıyor ve manuel ekonomisi/performansı sağlıyor.
İzmir - Karaburun'a giden yol.
Smart forfour ile ortak üretim olan ve genel olarak japon mühendisliğinin konuştuğu kimi yerde mercedes/smart imzalarının olduğu bir araç. Şasinin kaynak yöntemleri gibi özel teknik alanlarda mercedesle ortak çalışarak ortaya çıkardıkları rijit, sert, hafif bir monokok şasiye(Mitsubishi Z platformu - RISE) sahip olan araç sadece 945kg. İç hacimin güzel olması adına tavanı da yüksek olunca bu rijit, sert ve hafif kasaya bir de sert bir yürüyen ekleyip yol tutuşunu iyileştirmeye çalışmışlar. Konforu olumsuz etkilemiş doğal olarak. Ancak bütün bunlar sürüşü çok keyifli, bu yüksekliğe rağmen virajlara korkmadan dalabildiğiniz bir araba olmasını sağlamış. Üstüne bir de mivec motorun devirlenmeye istekli canlı yapısı devreye girince insanın sürekli arabayı kullanası geliyor. Öyleki bir zamanlar colt kullanmış ama bagajı ailesine yetmediği için satmış birçok kişi coltu özlemekte, imkanı olan en kısa zamanda dönmektedir.
Geçen kış izmir'e kar yağdığında.
945kg'lik arabaya 1.3 95hp'lik stoktan headers'lı mivec motor çok güzel yürütmekle birlikte sakin kullanımda oldukça da ekonomik. Performans tipi lastiklere rağmen ekim 2016- mart 2016 6aylık yakıt ortalaması:
Trip: 5750km
ort hız: 40km/h
ort. tüketim: 6.4lt/100km
Fabrika verisi ise 5.9lt/100km
Ara ara da gazlamalar oldu tabi. 1.5 manuel lancerı olan arkadaş gidişini merak ettiğinden bi gece otoban boşken bastık ve lanceri 2-3boy da olsa yedi Sonra kız arkadaşı araba alacağı zaman ona da colt aldı ve ara ara kız arkadaşının coltunu sürüyor Diğeri ile çok canlar üzmüş biri olarak yerli yersiz coltlara kafa tutmamanız gerektiğini belirtmeliyim.
Kıvrak yapısı, yarı otomatik oluşu ve yakıtının sakin kullanımda günümüz benzinlileri ile aynı oluşu sebebiyle şehiriçi kullanımında oldukça mutlu ediyor. Uzun yolda 90-100 gibi normal sayılır yol sesi olsa da yüksek hızlarda, 120dan sonra, yalıtımın rakiplerine göre biraz zayıf oluşu etkiliyor. Bazen yalıtımı biraz daha iyi olsaydı diyor insan. Kimileri sert süspansiyonlarını sevmiyor ancak oldukça sportif bir hava katıyor. stok hali ile bile oldukça tadmin edici yol tutuşu sağlıyor.
Öyle bir arabadır ki gel beni sürsene ehehe diye şımarıktır. Direksiyonun başına geçince insan farklı bir dünyadaymışcasına keyif alır. Sanki kaputun altında 1.3 değil de 1.6 motor varmışcasına gidişi keyiflidir, belki michelin ps3 lastiklerden belki de japonların yürüyeni abartılı bir şekilde sert yapmalarından virajları da o keyifle alır insan. Petrolhead ruhunuz varsa bu aracın keyfini rahatça görebiliyorsunuz.
Parklara led ampül ve gündüz ledi uygulamam:
B sınıfı rakiplerine göre tutulmadığı için düşük km temiz genç bir modelini daha uygun fiyatlı bulabildiğiniz, bilmeyenin çok yakar, parçası bulunmaz, klima üretmiyor mu yav o marka dediği keyifli bir araçtır. Donanımı da hala günümüz araçlarını yorar, hız sabitlemeden soğutmalı torpidoya, ebd'li abs ve panik fren uyarılı frenden 4airbag'e kadar günümüzdeki araçlardan farksızdır.
Tek ciddi kronik sorunu debriyaj motorudur. Diğeri 131bin km oldu hala bir sıkıntısı yok benimki daha düşük km'de bir şey demek için erken ancak bozulması durumunda 1000tl'ye alıp değiştirilebiliyor ve tek maliyetli kronik sorunu bu. Onun dışında bozulan veya sürekli sıkıntı çıkaran bir araba değil. Bazı parçaları serviste diğer b sınıfı araçlarına göre pahalı olabiliyor ancak sürekli ihtiyacınız olan fren balatası, diski, rot başı, filtreleri gibi sarf malzemeleri normal fiyatta ve internette çok rahat bulabiliyorsunuz. Sanayide de var, diğer colt için arka amortisör lazım oldu, kimi seride çıkan kyb japon üretim amortisörünü buldum tanesi 140a aldım. Farı, aynası gibi parçalar biraz tuzlu. 600-700tl gibi fiyatları var. yerli üretim veya çok tutulan yan sanayisi kolay bulunan b sınıfı araçlar kadar uygun fiyatlı yedek parçaları yok. Kasko ile kullandığım için açıkçası yedekparça fiyatları çok da önemsemiyorum. Cebimden almam gerekirse de alırım; şu zamana kadar cebimden bi tek far almam gerekti onu da yedekparçacı birinden sıfır 500e buldum. Ama piyasada öyle bir algı var ki parçası çok pahalı deniliyor. İnsanımız bozuk plak gibi çok yakıyormuş, parçası pahalı bulamazsın, piyasası yok gibi boş cümleler kuruyor can sıkıyor. Parçaları sakin bir mercedes fiyatındaymış gibi söylenmesi garip. Sanki c sınıfı bir modelin 1500-2000tl lik aynasından farından bahsediyormuşcasına pahalı gözüyle bakılıyor... Kullanıma bağlı değişmesi gereken sarf malzemelerine normal fiyatlardan ulaşabiliyorsam benim için sıkıntı yoktur...
Yürüyeni serttir, yalıtımı b sınııfı diğer araçlardan biraz geri kalıyor ama çok değil. Onun dışında çekişi iyi, yakıtı az, iç alanı boyutlarından beklenmeyecek bir şekilde geniştir. Önde 1.90 biri rahatça sıkılmadan sürebilir ve arkasına da 1.80 biri oturup rahat edebilir. Arkası oldukça geniştir. Aracıma binenlerin ilk şaşırdığı şey bu oluyor Aracın fanatiğinden ziyade keyfini süren biri olarak elimden geldiğince yazmaya çalıştım. Kötü veya olumsuz yönlerini belirttim. Fanboy olmamaya çalıştım.
Öte yandan 4yıldır colt kullanıyorum, insanın bir doyumsuzluğu vardır ya colt gibi olup daha güçlü ve keyifli ne olabilir derken MiTo QV ile karşılaştım ve Rahmi beyin konusunu görünce iyice heves ettim. Direksiyon kutusu ve multiair ünite arızaları düşündürse de Jeremy Clarkson'un da dediği gibi bir alfa sahibi olmadan petrolhead olunmaz bi de o duyguyu atmak isterim. Şu aralar yurtdışında olduğum için dönünce cz3'ü satıp mito QV mi alırım yoksa colta eibach pro kit yay alıp piste mi dalarım zaman gösterecek