Emektarlara saygı kuşağını yaklaşık 5 senedir sahibi olduğum ve bir kaç aya ayrılmayı planladığım Accent ERA aracım için açmış bulunmaktayım.
Aracım 148.000 km'de hiç lpg takılmamış olarak Kırıkkale 112'de çalışan bir arkadaştan alındı ve 3.sahibi oldum. Birinci sahibi de bir hanımefendiymiş araç Ankara Neziroğlu Hyundai bayinden alınmış. Bakım formlarına kadar elimde durmakta. 2009 üretimi olup 2010 model geçen aracımın her sahibi ortalama 5 sene bu aracı kullanmış. Anladım ki önceki sahipleri de benim hissettiklerimi hissetmiş.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, bu aracı neden seviyorum.
Forumlarda konuşurken de 10 yaşın üstündeki bir araçla çoluk-çocuk, sıcak-soğuk, kar-buz-fırtına, toz-toprak fark etmeden beni yolda bırakmayacağını bilerek yola çıkmak çok güzel bir duygu demiştik. Bir kere emektar yoldaş yolda bırakmaz. Bir arkadaş da yazmıştı, kalleş değildir, her türlü seni idare eder diye
İç hacmi tatminkardır. Malzemeler taş gibidir, kalite algısı düşük olsa da, 15 senenin sonunda iç kabinde solan bir yazı veya ayrışan ayrılan bir parça bulamazsınız. Saklama alanları bol boldur, torpido fena değil, vites önünde küçük bir kartlık, direksiyon solunda iki göz, 4 kapıda da bulunan 0,5'lik suları da koyabileceğiniz kapı gözleri vardır. Ön koltukların arkalarında gözler mevcut, el freni yanında iki tane bardaklık, vites kolu önünde taşınabilir bir küllük oturtulan alan vardır. Koltuk süngerleri rahattır, baş mesafesi 1.80-82 civarına yeter. Aynı şahış öne oturunca arka diz mesafesi kısıtlanır.
Expo pakette 6 hoparlör var ve ses sistemi ve kalitesi beklediğinizden genelde daha iyidir. radyo alıcısı zayıftır.
Bagaj 390 lt, symbol ya da dönemindeki rakibi albea-linea gibi değil ancak yine de oldukça kullanışlı ve aydınlatmalıdır.
Motor seçenekler, 1.4 ve 1.6 atmosferik benzinli, 1.5 CRDI olarak satışa sunulmuş zamanında. Paketleri ve donanımları oldukça karışık.
Aracın tek hava yastıklıdan 6 hava yastıklıya, ABS'li ve ABS'siz, arka frenleri diskli ve kampanalı olan, ESP'li olan veya ESP'li olmayan, dijital klima sunroof vs olan veya sis lambası olmayan, 14 jant veya 15 inç alaşım jantlı modelleri bile mevcut.
2006 ve 2012 yılları arasında Türkiye'de satışta olan ERA'nın en dolu versiyonları (dolulukları seneler içinde değişmekle beraber) Select, Style, Style Sport ve Expo serisidir.
Benim aracım Expo platinyum olarak geçen paket. Neler var; komik ama bazı ERA'larda tek satır gelen yol bilgisayarı bu araçta 3 satır , dijital klima, ön ve arka kol dayama, gözlüklük, ön ve arka aydınlatma, sürücü ve yolcu hava yastığı, 4 cam otomatiği, elektrikli aynalar, yükseklik ayarlı direksiyon, deri direksiyon simidi, deri vites topuzu, ABS, sis farları, gövde rengi kapı kulpları Bu aracın bu saydığım özellikten fazla olanları olanları da mevcut tamamen firma işi bomboş ( az da olsa klimasız, sis farsız modelleri, manuel kumandalı ayna ayarlaması olan modeller) modeller de mevcut. 2006-2007 arası Kore üretimi, 2007 sonrası Türkiye üretimi. Beni aracım Türkiye üretimi olup ağırlıklı olarak Ukrayna ve Türki cumhuriyetlere satılan model (expo).
Araçta sanırım xd2 Elantralar'da da kullanılan atmosferik 1.6 litre 6000 rpm'de 112 ps ve 4500 rpm'de 146 nm tork sunan bir makine mevcut. Çelik döküm bir blok üstten çift egzantrikli ve vanoslu bir motor. LPG ile kusursuz uyum sağlayan bu motorun en güzel yanlarından biri lpg kaynaklı sübap problemi yaşamamanız. Gaz teline sahip bu motor oldukça canlı tepkiler vermekte, devir çevirmeyi sevmekte.
Benim aracımdaki şanzıman Mitsubishi ve Hyundai'nin ortak çalışması sonucu ortaya çıkan ve Hyundai üretimi olan 4 ileri tam otomatik bir tork konvertörlü şanzıman. Bu şanzıman da oldukça sağlam olmasıyla bilinir ve diğer dönemi 4 ileri şanzımanlarına göre daha uzun bir 4.vitese sahiptir. Vites geçişleri dönem şanzımanları gibi yavaştır ancak çok sarsıntılı değildir. Benimkinin yaşına gelenlerde özellikle d'den r'ye geçişlerde kavrama biraz daha yavaş çalışıyor geçişi biraz beklemeniz gerekiyor. Bir de bu şanzımanda kitapçıkta bile yazan bir doğal kusur var o da uzun yolda başınıza geliyor. Kıavauzda yaşan şey şu, uzun rampalarda aracınızın over drive modunu kapatın. Böylelikle araç 4.vitese geçiş yapmayacak siz de uzun rampalarda yükünüze göre yaşayacağınız olası vites düşüşlerinde sarsıntı yaşamayacaksınız. Başıma ilk uzun yola çıktığımda geldi ve baya korkuttu ancak bunun doğal bir tepki olduğunu sonradan öğrendim. Olan şu eğer uzun düzlüklerden sonra uzun rampalara tırmanıyor ve 4.viteste seyrediyorsanız, rampada araç 3 yerine bazen 2'ye çekmeye çalışıyor, bu kafa karışıklığı sırasında bir vuruntu meydana geliyor bazen (her zaman değil). Ama rampaya 3.viteste girerseniz veya od kapalı girerseniz bu sorunu hiç yaşamıyorsunuz.
Çok pratik-kedi gibi bir araçtır. Yokuşlarda kesinlikle düşmez. Ankara'da oturanlar bilirler kepekli rampasını iş gereği haftada 3 kez çıkıyordum, hız kontrol alanından sonra sol şerit benim Arka süspansiyonları aşırı esnektir ve aşırı yaylanır. O yüzden ERA'cılar ben de dahil daha kalın dilimli tempra yayı taktırıyoruz ve arka tutuş %30 gibi ciddi bir artış sağlarken konfor da değişmiyor.
Ön takımı zayıf derler ancak ben kazaya kadar hiç ön takım ihtiyacı hissetmedim.
İç malzemeler serttir ama ömürlüktür, sarkma bozulma olmaz. Trim sesi Allahın emri ona yapacak bir şey yok. Koltuk iskeleti gıcırdar, arka fren kampanaları dolar ve ses yapar.
Çoğunlukla itici sesi vardır (yağlı iticiler bu hale çabuk geliyor ama hayati bir sorun yaratmıyor), ben de şahsen 3 senedir itici sesi ile biniyorum bir sorun yaşamadım. Tecrübeli ustalar yaşamazsın da dediler. Yakıt tüketimi dur kalk trafik yoğunluğuna göre ciddi değişiyor. Şehirler arası seyahatte 6,2-6,5 civarı tüketimi oluyor, tempolu sürüşte. Aracı ilk aldığım zamanlar şehir içi 80-8,5 lt bandında gezerken, artık artan Ankara trafiğinde yazın bile 9,2-9,5 altını bile zor görüyorum. geçen gün paylaştım kışın bu rakam 10-11 lt civarına çıkıyor. LPG şart yani. Ben alınca prins technomax taktırmıştım. O zamana kadar benzinle binilmişti araca. Şu zamana kadar hiçbir sorun yaşamadım. %40-45 civarında tasarruf sağlıyor. Bu araçların subap, piston, sekman, blok yapısı aşırı sağlam. İyi bakımla çok uzun süreler iş görüyor. Benim aracımda silindir kapak contasında ufak bir kaçak vardı. O zaman içlere de bakıldı hala pırıl pırıldı. Kapakta da ince torna sonrası takım contayla sahalara geri döndük.
Paslananına pek rastlamadım.
Neyini sevmem derseniz
1- Frenler, çok boşluklu ve çok zayıf
2- Direksiyon hissiyatı. Yol tutuş düz yolda çok kötü değil, ama virajlarda kafadan kesinlikle kayıyor ve direksiyon (2009 ve öncesi hidrolik, 2010 ve sonrası elektrik destekli) aşırı hissiz. Uzun zaman kullanınca agresif kullandığınızda bile tepkilerine alışıyorsunuz ama bunun dışında alışma gerektirir.
3- Orijinal farları. Bu aracın farları orijinal lümeninde inanılmaz kötü. Kandil ışığı gibi önünüzü zor görürsünüz.
4- Camların buhar yapması. Bu araçta muhtemelen tasarımdan dolayı başa çıkamadığınız bir durum. Buğu çözme için bir çok Hyundai'de olduğu gibi klima ile devreye giren bir mekanizma var, bu çözüm sağlıyor ama bazen o bile yetersiz geliyor.
Bunun dışında aracın sınıfına göre oldukça tercih edilebilir niteliklere sahip olduğunu söyleyebilirim.
Yani güvenlikle ilgili bazı feragatlar sonrası araç fiyatına göre son derece alınabilir, sürdürülebilir bir araçtır. Alan da kısa süre sonra satmıyor bu sebeple.
Aracım 148.000 km'de hiç lpg takılmamış olarak Kırıkkale 112'de çalışan bir arkadaştan alındı ve 3.sahibi oldum. Birinci sahibi de bir hanımefendiymiş araç Ankara Neziroğlu Hyundai bayinden alınmış. Bakım formlarına kadar elimde durmakta. 2009 üretimi olup 2010 model geçen aracımın her sahibi ortalama 5 sene bu aracı kullanmış. Anladım ki önceki sahipleri de benim hissettiklerimi hissetmiş.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, bu aracı neden seviyorum.
Forumlarda konuşurken de 10 yaşın üstündeki bir araçla çoluk-çocuk, sıcak-soğuk, kar-buz-fırtına, toz-toprak fark etmeden beni yolda bırakmayacağını bilerek yola çıkmak çok güzel bir duygu demiştik. Bir kere emektar yoldaş yolda bırakmaz. Bir arkadaş da yazmıştı, kalleş değildir, her türlü seni idare eder diye
İç hacmi tatminkardır. Malzemeler taş gibidir, kalite algısı düşük olsa da, 15 senenin sonunda iç kabinde solan bir yazı veya ayrışan ayrılan bir parça bulamazsınız. Saklama alanları bol boldur, torpido fena değil, vites önünde küçük bir kartlık, direksiyon solunda iki göz, 4 kapıda da bulunan 0,5'lik suları da koyabileceğiniz kapı gözleri vardır. Ön koltukların arkalarında gözler mevcut, el freni yanında iki tane bardaklık, vites kolu önünde taşınabilir bir küllük oturtulan alan vardır. Koltuk süngerleri rahattır, baş mesafesi 1.80-82 civarına yeter. Aynı şahış öne oturunca arka diz mesafesi kısıtlanır.
Expo pakette 6 hoparlör var ve ses sistemi ve kalitesi beklediğinizden genelde daha iyidir. radyo alıcısı zayıftır.
Bagaj 390 lt, symbol ya da dönemindeki rakibi albea-linea gibi değil ancak yine de oldukça kullanışlı ve aydınlatmalıdır.
Motor seçenekler, 1.4 ve 1.6 atmosferik benzinli, 1.5 CRDI olarak satışa sunulmuş zamanında. Paketleri ve donanımları oldukça karışık.
Aracın tek hava yastıklıdan 6 hava yastıklıya, ABS'li ve ABS'siz, arka frenleri diskli ve kampanalı olan, ESP'li olan veya ESP'li olmayan, dijital klima sunroof vs olan veya sis lambası olmayan, 14 jant veya 15 inç alaşım jantlı modelleri bile mevcut.
2006 ve 2012 yılları arasında Türkiye'de satışta olan ERA'nın en dolu versiyonları (dolulukları seneler içinde değişmekle beraber) Select, Style, Style Sport ve Expo serisidir.
Benim aracım Expo platinyum olarak geçen paket. Neler var; komik ama bazı ERA'larda tek satır gelen yol bilgisayarı bu araçta 3 satır , dijital klima, ön ve arka kol dayama, gözlüklük, ön ve arka aydınlatma, sürücü ve yolcu hava yastığı, 4 cam otomatiği, elektrikli aynalar, yükseklik ayarlı direksiyon, deri direksiyon simidi, deri vites topuzu, ABS, sis farları, gövde rengi kapı kulpları Bu aracın bu saydığım özellikten fazla olanları olanları da mevcut tamamen firma işi bomboş ( az da olsa klimasız, sis farsız modelleri, manuel kumandalı ayna ayarlaması olan modeller) modeller de mevcut. 2006-2007 arası Kore üretimi, 2007 sonrası Türkiye üretimi. Beni aracım Türkiye üretimi olup ağırlıklı olarak Ukrayna ve Türki cumhuriyetlere satılan model (expo).
Araçta sanırım xd2 Elantralar'da da kullanılan atmosferik 1.6 litre 6000 rpm'de 112 ps ve 4500 rpm'de 146 nm tork sunan bir makine mevcut. Çelik döküm bir blok üstten çift egzantrikli ve vanoslu bir motor. LPG ile kusursuz uyum sağlayan bu motorun en güzel yanlarından biri lpg kaynaklı sübap problemi yaşamamanız. Gaz teline sahip bu motor oldukça canlı tepkiler vermekte, devir çevirmeyi sevmekte.
Benim aracımdaki şanzıman Mitsubishi ve Hyundai'nin ortak çalışması sonucu ortaya çıkan ve Hyundai üretimi olan 4 ileri tam otomatik bir tork konvertörlü şanzıman. Bu şanzıman da oldukça sağlam olmasıyla bilinir ve diğer dönemi 4 ileri şanzımanlarına göre daha uzun bir 4.vitese sahiptir. Vites geçişleri dönem şanzımanları gibi yavaştır ancak çok sarsıntılı değildir. Benimkinin yaşına gelenlerde özellikle d'den r'ye geçişlerde kavrama biraz daha yavaş çalışıyor geçişi biraz beklemeniz gerekiyor. Bir de bu şanzımanda kitapçıkta bile yazan bir doğal kusur var o da uzun yolda başınıza geliyor. Kıavauzda yaşan şey şu, uzun rampalarda aracınızın over drive modunu kapatın. Böylelikle araç 4.vitese geçiş yapmayacak siz de uzun rampalarda yükünüze göre yaşayacağınız olası vites düşüşlerinde sarsıntı yaşamayacaksınız. Başıma ilk uzun yola çıktığımda geldi ve baya korkuttu ancak bunun doğal bir tepki olduğunu sonradan öğrendim. Olan şu eğer uzun düzlüklerden sonra uzun rampalara tırmanıyor ve 4.viteste seyrediyorsanız, rampada araç 3 yerine bazen 2'ye çekmeye çalışıyor, bu kafa karışıklığı sırasında bir vuruntu meydana geliyor bazen (her zaman değil). Ama rampaya 3.viteste girerseniz veya od kapalı girerseniz bu sorunu hiç yaşamıyorsunuz.
Çok pratik-kedi gibi bir araçtır. Yokuşlarda kesinlikle düşmez. Ankara'da oturanlar bilirler kepekli rampasını iş gereği haftada 3 kez çıkıyordum, hız kontrol alanından sonra sol şerit benim Arka süspansiyonları aşırı esnektir ve aşırı yaylanır. O yüzden ERA'cılar ben de dahil daha kalın dilimli tempra yayı taktırıyoruz ve arka tutuş %30 gibi ciddi bir artış sağlarken konfor da değişmiyor.
Ön takımı zayıf derler ancak ben kazaya kadar hiç ön takım ihtiyacı hissetmedim.
İç malzemeler serttir ama ömürlüktür, sarkma bozulma olmaz. Trim sesi Allahın emri ona yapacak bir şey yok. Koltuk iskeleti gıcırdar, arka fren kampanaları dolar ve ses yapar.
Çoğunlukla itici sesi vardır (yağlı iticiler bu hale çabuk geliyor ama hayati bir sorun yaratmıyor), ben de şahsen 3 senedir itici sesi ile biniyorum bir sorun yaşamadım. Tecrübeli ustalar yaşamazsın da dediler. Yakıt tüketimi dur kalk trafik yoğunluğuna göre ciddi değişiyor. Şehirler arası seyahatte 6,2-6,5 civarı tüketimi oluyor, tempolu sürüşte. Aracı ilk aldığım zamanlar şehir içi 80-8,5 lt bandında gezerken, artık artan Ankara trafiğinde yazın bile 9,2-9,5 altını bile zor görüyorum. geçen gün paylaştım kışın bu rakam 10-11 lt civarına çıkıyor. LPG şart yani. Ben alınca prins technomax taktırmıştım. O zamana kadar benzinle binilmişti araca. Şu zamana kadar hiçbir sorun yaşamadım. %40-45 civarında tasarruf sağlıyor. Bu araçların subap, piston, sekman, blok yapısı aşırı sağlam. İyi bakımla çok uzun süreler iş görüyor. Benim aracımda silindir kapak contasında ufak bir kaçak vardı. O zaman içlere de bakıldı hala pırıl pırıldı. Kapakta da ince torna sonrası takım contayla sahalara geri döndük.
Paslananına pek rastlamadım.
Neyini sevmem derseniz
1- Frenler, çok boşluklu ve çok zayıf
2- Direksiyon hissiyatı. Yol tutuş düz yolda çok kötü değil, ama virajlarda kafadan kesinlikle kayıyor ve direksiyon (2009 ve öncesi hidrolik, 2010 ve sonrası elektrik destekli) aşırı hissiz. Uzun zaman kullanınca agresif kullandığınızda bile tepkilerine alışıyorsunuz ama bunun dışında alışma gerektirir.
3- Orijinal farları. Bu aracın farları orijinal lümeninde inanılmaz kötü. Kandil ışığı gibi önünüzü zor görürsünüz.
4- Camların buhar yapması. Bu araçta muhtemelen tasarımdan dolayı başa çıkamadığınız bir durum. Buğu çözme için bir çok Hyundai'de olduğu gibi klima ile devreye giren bir mekanizma var, bu çözüm sağlıyor ama bazen o bile yetersiz geliyor.
Bunun dışında aracın sınıfına göre oldukça tercih edilebilir niteliklere sahip olduğunu söyleyebilirim.
Yani güvenlikle ilgili bazı feragatlar sonrası araç fiyatına göre son derece alınabilir, sürdürülebilir bir araçtır. Alan da kısa süre sonra satmıyor bu sebeple.
Son düzenleme: