Eylül ayındaki Paris Otomobil Fuarı’nda Akio Toyoda bizzat Toyota’nın yeni Dünya Ralli Şampiyonası projesiyle birlikte Yaris WRC’nin tanıtımını yaptığında Japonların aslında bu işi ne kadar ciddiye aldığı gün gibi ortaya çıkmıştı. Bu ciddiyetle belli ki Toyoda, markasına daha sportif ve gençlere hitap eden bir imaj kazandırmak için ralli sporunun çok iyi bir yol olduğuna ikna olmuş. Toyoda’nın ikna olduğu tek şey bu değil elbette, Japonların daha da büyük planları var.
Her şeyden önce Microsoft’un desteğini arkasına alan bir WRC takımının neler yapabileceği ortada. Bu yazılım devi firmanın Toyota’ya sağlayacağı ivme şüphesiz muazzam olacak. Söylediklerine göre Yaris WRC, Microsoft’un sensörleriyle donatılacak. Bu sensörlerle birlikte ralli etaplarının çözülmesi ciddi manada kolaylaşacak ve belki de ilerleyen yıllarda bir ralli otomobilinin nasıl hızlı bir gelişim geçirebildiğini görüp hepimiz şok olacağız. Bu gelişmeler tabi ki sırf Gazoo Toyota Racing ralli takımına yaramayacak. Burada edinilen gelişme, bilgi ve tecrübeler Toyota’nın müşterilerine pazarladığı otomobillerine de aktarılacak. Zaten kilit nokta da bu: “otomobil sporunda bul, otomobil pazarında sat.” Öyle görünüyor ki Toyota’nın yeni modelleri için bundan böyle en iyi test parkurları ralli etapları olacak.
Volkswagen ise yaklaşık altı yıl önce bu işten gerçekten anlayan Martin Winterkorn ve Ulrich Hackenberg öncülüğünde rallide güzel işler yapmaya girişmişti. Dünya Ralli Şampiyonası’na girdiklerinden beri işler aslında onlar için çok iyi gitti ve Volkswagen Motorsport’un getirdiği ses herkesin malumu bir konuya dönüştü. Ancak 2015 yazında göreve gelen yeni patronlar bu konuya o kadar soğuktu ki, emisyon skandalı bir anlamda onlara ralli işine nokta koymak için tertemiz bir bahane verdi. Volkswagen için ralliyle geçen bu kadar sene illa ki son derece verimli oldu. Ama yine de koşulları değerlendirdiğimizde Toyota bu işten daha çok ekmek çıkaracak gibi.
Öncelikle Volkswagen’in bu yolda arkasında Microsoft gibi bir teknoloji devi değil meşrubat devi Red Bull vardı. İkinci paragrafta bahsettiğim gibi Toyota’nın Microsoft’tan elde edeceği teknolojik kazanımlar çok büyük olacak, buna değinmediğimiz birçok nokta da dahil şüphesiz. Peki, Volkswagen bu anlamda partnerinden ne kazandı? Hiçbir şey.
Öte taraftan işin bir de pazarlama kısmı var. 2017 yılıyla birlikte Microsoft’un Toyota’yla işbirliği X-Box’tan tutun bütün internet etkinliklerinde görülebilecek. Japonların bu avantajını bir anlamda yerini aldıkları Volkswagen’le kıyaslarsak yine bir fark ortaya çıkıyor. Tamam, Red Bull belki çok popüler ve Polo R WRC’nin üstünde gerçekten şık duruyor. Ayrıca kuşkusuz Volkswagen’e reklam ve pazarlama anlamında Red Bull çok şey sundu. Ancak tartışmaya açık olmakla birlikte, Microsoft’un Toyota’ya bu anlamda vereceklerinin yanında Red Bull’unkiler ne kadar kalacak?
Volkswagen gibi bir devin sahneden inip Toyota gibi bir devin arkasında muazzam destekle sahneye çıktığı şu günlerde aslında iki marka için bariz bir durum değerlendirmesi şansı doğuyor. Almanlar başarıdan başarıya koşan ve teknoloji üreten (üretmeye bahane üreten) ralli departmanını müşteri odaklı bir direkt kar kuruluşuna dönüştürüyor. Japonlar ise bu teknoloji üretme arenasına sapasağlam desteğiyle gümbür gümbür giriyor. Bundan sonraki süreçte iki markanın yakalayacağı seyir nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. Ancak bir şeylerin değişeceği kesin.
Son olarak, Toyota’nın arkasındaki Fin pilotları da göz ardı etmemek gerek
Juho Hanninen’in Yaris WRC testi
Bu yazıyı ana sayfa portalımızdan okumak için tıklayınız..
Her şeyden önce Microsoft’un desteğini arkasına alan bir WRC takımının neler yapabileceği ortada. Bu yazılım devi firmanın Toyota’ya sağlayacağı ivme şüphesiz muazzam olacak. Söylediklerine göre Yaris WRC, Microsoft’un sensörleriyle donatılacak. Bu sensörlerle birlikte ralli etaplarının çözülmesi ciddi manada kolaylaşacak ve belki de ilerleyen yıllarda bir ralli otomobilinin nasıl hızlı bir gelişim geçirebildiğini görüp hepimiz şok olacağız. Bu gelişmeler tabi ki sırf Gazoo Toyota Racing ralli takımına yaramayacak. Burada edinilen gelişme, bilgi ve tecrübeler Toyota’nın müşterilerine pazarladığı otomobillerine de aktarılacak. Zaten kilit nokta da bu: “otomobil sporunda bul, otomobil pazarında sat.” Öyle görünüyor ki Toyota’nın yeni modelleri için bundan böyle en iyi test parkurları ralli etapları olacak.
Volkswagen ise yaklaşık altı yıl önce bu işten gerçekten anlayan Martin Winterkorn ve Ulrich Hackenberg öncülüğünde rallide güzel işler yapmaya girişmişti. Dünya Ralli Şampiyonası’na girdiklerinden beri işler aslında onlar için çok iyi gitti ve Volkswagen Motorsport’un getirdiği ses herkesin malumu bir konuya dönüştü. Ancak 2015 yazında göreve gelen yeni patronlar bu konuya o kadar soğuktu ki, emisyon skandalı bir anlamda onlara ralli işine nokta koymak için tertemiz bir bahane verdi. Volkswagen için ralliyle geçen bu kadar sene illa ki son derece verimli oldu. Ama yine de koşulları değerlendirdiğimizde Toyota bu işten daha çok ekmek çıkaracak gibi.
Öncelikle Volkswagen’in bu yolda arkasında Microsoft gibi bir teknoloji devi değil meşrubat devi Red Bull vardı. İkinci paragrafta bahsettiğim gibi Toyota’nın Microsoft’tan elde edeceği teknolojik kazanımlar çok büyük olacak, buna değinmediğimiz birçok nokta da dahil şüphesiz. Peki, Volkswagen bu anlamda partnerinden ne kazandı? Hiçbir şey.
Öte taraftan işin bir de pazarlama kısmı var. 2017 yılıyla birlikte Microsoft’un Toyota’yla işbirliği X-Box’tan tutun bütün internet etkinliklerinde görülebilecek. Japonların bu avantajını bir anlamda yerini aldıkları Volkswagen’le kıyaslarsak yine bir fark ortaya çıkıyor. Tamam, Red Bull belki çok popüler ve Polo R WRC’nin üstünde gerçekten şık duruyor. Ayrıca kuşkusuz Volkswagen’e reklam ve pazarlama anlamında Red Bull çok şey sundu. Ancak tartışmaya açık olmakla birlikte, Microsoft’un Toyota’ya bu anlamda vereceklerinin yanında Red Bull’unkiler ne kadar kalacak?
Volkswagen gibi bir devin sahneden inip Toyota gibi bir devin arkasında muazzam destekle sahneye çıktığı şu günlerde aslında iki marka için bariz bir durum değerlendirmesi şansı doğuyor. Almanlar başarıdan başarıya koşan ve teknoloji üreten (üretmeye bahane üreten) ralli departmanını müşteri odaklı bir direkt kar kuruluşuna dönüştürüyor. Japonlar ise bu teknoloji üretme arenasına sapasağlam desteğiyle gümbür gümbür giriyor. Bundan sonraki süreçte iki markanın yakalayacağı seyir nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. Ancak bir şeylerin değişeceği kesin.
Son olarak, Toyota’nın arkasındaki Fin pilotları da göz ardı etmemek gerek
Juho Hanninen’in Yaris WRC testi
Bu yazıyı ana sayfa portalımızdan okumak için tıklayınız..