Köşe Yazıları

Ruh çağırma




Neden böyle oluyor? Sonuçta hepsi demirden, plastikten, lastikten, camdan oluşan nesneler değiller mi? Hepsinin amacı sağdan sola götürmek değil mi? Ne fark olabilir ki?

E demek ki değilmiş!

Bu aletlerin de bir ruhu var!

Motoru güçlü olur, izolasyonu iyi olur, malzemesi kaliteli olur. Ama bunlar o arabayı özel yapmaya yetmiyor. Olsa olsa iyi bir araba yapmaya yetiyor. Üretiliş biçimi ve amacı aracın karakterinin ve ruhunun temelini oluşturuyor.

Bir otomobili özel yapan şeyler sürücüyle iletişim kuruyor olması. Mekanik aletler olsalar da onlara nasıl davrandığımız, o aksamlar üzerinde farklı etkiler yaratıyor. Aynı marka-model olan iki otomobil arasında farklar olduğuna defalarca şahit oldum. Bu farkların oluşmasında kullanım şekli fazlaca önem taşıyor. Minimal düzeyde fabrika çıkışı farklar da gözlenebiliyor.

Ancak her arabada bu bağ oluşamıyor. Şahsen teste gelen arabaları epey kullandığım için onlarla bile bir ilişki yaşıyorum. Bazılarını hemen seviyorum, bazılarından “elektrik” alamıyorum. Ne eksik kalıyor da o bağ kurulamıyor?

İlk etkileşim kapıyı açıp sürücü koltuğuna oturunca başlıyor. Malum her birinin sürüş pozisyonu farklı. Sevgili adayıyla çıkılan ilk yemek etkisi resmen! Vites yolları da çok karakteristik bir özellik. Kimi araba kemikli, yuvaya oturduğunu tak diye belli eden yapıda. Hatta motor, şanzıman o kadar çıplak ki vites topuzunu tuttuğunuzda egzantrik milinin her turunu vites topuzunda hissedebiliyorsunuz adeta. Kimisi de sadece ileri geri, çapraz ittirilen bir çubuktan fazlası değil. Pedalların sertlikleri, dozlamaları, pozisyonları da karakteristik olabiliyor.

Direksiyon kutusu bir başka. Sürücüyle otmobilin iletişim kurduğu en temel unsur demek mümkün buna. Direksiyon sistemi araca yön vermekten çok daha fazla yeteneğe sahip olmalı. Otomobilin yaşadığı durumları sürücüsüne çok net şekilde aktarmalı. Ve her zaman doğru sertlikte olmalı ki sürücü doğru hamleyi yapabilsin gereken durumlarda.

Motor da direksiyondan geri kalır değil. Aynı otomobil farklı motorlarının biriyle şahane iken diğeriyle rezalet hale gelebiliyor. Burda güçlü-güçsüz’den ziyade motor karakteristiği farkından bahsediyorum. Güç karşılaştırması adil değil çünkü. Sürücüsüne göre değişen en belirgin nokta motor. Nasıl kullanıldığına bağlı olarak çok farklı sonuçlar oluşuyor. İşte bunlar otomobilin bize göre özelleştiğinin somut örnekleri.

Bunca unsur bir araya gelince her otomobilin farklı bir tarzı ve haliyle yaşayan bir yapısı oluşuyor. İşte bunların toplamı da o otomobilin ruhunu oluşturuyor. Bunun içinde üretim sürecinde aşkla, sevgiyle, zevkle harcanmış emek gerekli diye düşünüyorum. Kimi otomobilde karakteristik unsur miktarı az oluyor. Bu detayları fark edebilecek yetide sürücüler o otomobillerden pek zevk alamıyor.

Ara sıra arabamı öpüyorum. Özellikle gazladıktan sonra. Çünkü beni yarı yolda bırakmadı. Yol tutuşu benim yüzümü kara çıkartmadı. Zorlayınca kırılmadı, bozulmadı. Ben de onu öperek teşekkür ediyorum, ödüllendiriyorum. Abuk subuk arızalar çıkarınca da küfür ediyorum, tekmelediğim de oldu… Tüm bu ihtiraslı aşk hayatımız, onlarla aramızda bir bağ kurulmasına sebep oluyor. Marş basmaya zorlarken kaçımız “hadi be!” demedik? Kaçımız roll, drag yaparken “yürü be!” demedik? Ben hepsini diyorum. Olumlu etkilerini de görüyorum!

Yani bazı otomobiller ‘özel’dir. Tutkuyla geçen üretim aşaması sonucunda sıradanlıktan kurtularak özel bir yer edinir. Sürücüsü ona nasıl davranırsa ona göre şekillenir, uyum sağlar. Bunlar hep o otomobili kişiye özel hale getirmeye başlar. Onları daha dikkatli, daha titiz, daha eleştirel inceleminizi tavsiye ederim. Böyle davrandıkça kusur bulma beceriniz gelişecek ve bu özel makineleri daha iyi tanıyacaksınız. Bütün otomobillerin karakterli ve özgün bir ruha sahip olması dileğiyle. 🙂

Arda Alpaslan

Hacettepe Üniversitesi'nde fizik mühendisliği okuyordum. Şu an ise Gazi Üniversitesi'nde Eknomi okuyorum. Otomobiller, motor sporları ve motosikletlerle ilgili sevgi, bilgi, kültür ve pratiğim, 8 yaşımda çıktığım karting pistleriyle başladı. Otopark ailesine katılarak da otomotiv ve basın dünyasına ilk adımımı attım. Farklı düşünerek, en güzel işleri beraber yapmak adına!

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu