Köşe Yazıları

Günlüğü 400 TL’ye i30 kiralamak: Bir testin anatomisi




Aylar süren çabanın sonucunda Toyota’dan Auris koparmayı başardığımız için mutluyduk. Hem sitedeki Japon otomobili eksikliğinden, hem de düzenli test aracı alabileceğimiz yeni bir markaya duyduğumuz ihtiyaçtan ötürü, bu bizim için önemliydi. Zira VW Grubu, Mercedes ve Mazda haricinde araba temin edebildiğimiz başka firma yoktu.

Auris’in gelişine yaklaşık 1 hafta kala, bu başarıyı bir karşılaştırmayla taçlandırmaya karar verdim. O sıralar Hyundai i30 testi talepleri yoğunlaşmış, benim de aklımdan bir tane kiralama fikri daha sık geçer olmuştu. Hatta evimin dibindeki rent-a-car şirketinin önünden her geçişimde arabayı görüyor, kendimi zor tutuyordum. Maamafih, iki günlük bir kiralama macerasının maliyeti malumdu ve harcamalarıma bir de bunu eklemek istemiyor, sabırla Hyundai Assan’dan test aracı bekliyordum.

Ancak bu karşılaştırma, kaçırılmayacak bir fırsattı ve cebimden çıkana değecekti. Kararı alırken yanımda Arda ve Murat da vardı, derhal sözünü ettiğim rent-a-car’a yöneldiler.

Ne var ki, Auris’in geleceği günlerde araba rezerve edilmişti. Canım sıkılmıştı; ama halen i30 kiralayan tonla başka firma vardı. Olaya Sinan da dâhil oldu ve harıl harıl her birini aramaya başladık.

Ama bulamıyorduk. Aylardan Haziran’dı ve hepsi rezerve edilmişti. Derken…

 

Test aracı kiralamak

 

Mecidiyeköy’de bir yerde yakaladık.

1 gün bize yeterliydi; planımız Auris’in geldiği ilk gün yani Çarşamba, sabahtan akşama kadar onunla vakit geçirip fotoğraflarını çekmek, sonraki günse devreye i30’u sokup ona yoğunlaşmak ve nihayet Perşembe gecesi arka arkaya videolarını çekmekti.

Fakat firma iki günden az kiralamayı kabul etmiyordu. Günlüğüne de 150 lira istiyordu. Pahalıydı, ama başka çaremiz de yoktu. Bu karşılaştırma bize toplam 300 TL artı mazota mal olacak gibi görünüyordu. Teste birkaç gün kala rezervasyonumuzu yaptırdık.

Çarşamba sabahı Arda Auris’i almaya giderken, ben de i30’a gittim. Yer tarifi için firma yetkilisini aradım, gayet kibar biçimde izah etti. Zaten epey merkeziydi.

Büroya girdim. Tam önceden konuştuğumuz saatte orada olmama rağmen 1 saate yakın önceki müşterinin arabayı getirmesini ve kontrolünü bekledim. Zamanım kısıtlıydı; derhal arabayı alıp fotoğraflarını çekmeli ve Auris’le karşı karşıya getirmeliydim. Bu arada biraz sohbet ettik.

Hayatımda ilk (ve muhtemelen son) kez araba kiraladığım için bariz bir kaideyi gözden kaçırmıştım: kredi kartı. Prensip olarak asla kredi kartı kullanmadım, ancak firmaya gitmeden evvel bu tür bir aksiliğe karşı 300 TL kiraya ek olarak bankamatikten 500 TL daha çekmiştim.

Görevli, bana kredi kartının bir gereksinim olduğunu ve normalde 900 TL provizyon çekildiğini söyledi. Ben de yanımda toplam 800 lira olduğunu, zaten tüm bilgilerimi vereceğimi, sorun çıkmayacağını söyledim. Karşısındaki ortağıyla bakıştılar, sonunda razı oldular.

İşin komiği, bu diyalogdan biraz sonra, arabanın gelmesini beklerken aramızda şöyle bir konuşma geçti. Yeni Mercedes C’yi sormuştum; eğer i30’dan memnun kalırsam ardından aynı yerden bir de C kiralamak geçiyordu aklımdan, zira birkaç aydır Mercedes’le aramız nanemollaydı. Filolarında C ya da başka bir lüks sınıf araba olmadığını, çünkü birkaç ay evvel benim gibi kredi kartı olmayan birinin A3 kiralayıp Suriye’ye kaçırmaya kalkıştığından bahsetti! Hadise sabaha karşı vuku bulduğu için, arabadaki vericinin gönderdiği sinyallere vaktinde uyanamadıklarını, ancak neyse ki aracın sınıra takıldığını ve sonunda geri aldıklarını anlattı. Bu olaydan sonra da lüks sınıf işine girmediklerini söyledi.

Kasko anlaşması da dâhil olmak üzere gerekli evrakları imzaladım, ama araba hala gelmemişti. GPS’ten takip ettikleri kadarıyla birkaç dakika içinde varacaktı. Kalkıp ofisin penceresine gittim ve dışarıyı seyre daldım. Gerçekten de 2 dk. sonra araba geldi.

Bundan sonrası Charlie Chaplin’in sessiz filmleri gibiydi. Önceki müşteri, son derece geniş bir yere geri geri park ederken arkasındaki Insignia’ya vurdu. Sonra biraz öne ilerleyip arabadan indi. 20’lerinin sonlarında, bıçkın bir delikanlıydı. i30’un arkasına geçip etraftaki esnafla beraber o da darbeye göz attı. Ama bu oldukça kısa sürdü, görünürde pek bir şey yok gibiydi.

1-2 dk. sonra kiralama şirketinin araçları kontrolden sorumlu diğer yetkilisi, müşterinin yanına geldi. Az evvelki olayı görmemişti. Müşteri de, yukarıdan izlediğim kadarıyla bundan söz etmedi zira ilk etapta arabanın arkasına bakmadılar.

Sonraki dakikalar, firma görevlisinin elindeki kâğıda bakıp notlarını ve arabanın sağını solunu kontrol etmesi, ardından müşteriye sorular sorması, delikanlının da hararetli jestlerle elini kolunu sallayarak bunları yanıtlamasıyla geçti. Bulunduğum yerden birbirlerini önceden tanıyor gibi gözüküyorlardı; sanki çocuk buradan sık sık araba kiralıyor ya da görevlinin yakın arkadaşı gibiydi. Zaten nihayetinde tokalaşıp öpüşerek oradan ayrıldı.

Böylece aşağı, i30’un yanına indim.

Araba çok kirliydi ve irili ufaklı vuruklarla kaplıydı. İçi de fotoğraflarından göreceğiniz üzere fazlasıyla yıpranmıştı. Görevli arkadaş bana gövdedeki darbeleri ve içerideki kusurları tek tek göstererek hasar tespit kâğıdına not aldı. Çok da üzerinde durmadım; hem acelem vardı hem de, zaten arabayı aldığım gibi bırakırsam, sorun olmayacağını düşünüyordum. İçine atlayıp evin yolunu tuttum.

 

Sıradan bir gün

 

Ertesi gün benim için herhangi bir Perşembe olarak başladı. Yani sabah 9 civarı yataktan kalktım, önce bilgisayarımın başına geçip mail’leri, yorumları ve girilen haberleri kontrol ettim. Ardından kahvaltı edip, evvelsi gün Arda’ya çektirdiğim fotoğraflara göz attım.

Normalde tüm fotoğrafları ben çekiyorum, ancak önceki günü çok yoğun geçmişti ve karnımı doyurmaya bile zor vakit bulmuştum. i30’u gene ben çekmiştim de, Auris’i Arda’ya teslim edip yemek için daireme çıkmıştım.

Arda’nın bu konuda pratiği olmadığı için, tahmin ettiğim gibi fotoğraflar felaketti. Perşembe kahvaltıdan sonra otoparka inip baştan hepsini kendim çektim, arabanın sağını solunu inceledim. Ardından hafta içi her gün olduğu gibi, ders vermek için evden çıktım.

Otomobili de tanımak için erken çıkmıştım, biraz dolaştım. Sonra ilki Sarıyer, diğeri Maslak’ta olmak üzere ikişer saatten toplam dört saat ders anlatıp Fenerbahçe’deki evime döndüm. 22:30’du.

Herhangi biri için bu neredeyse günün sonu anlamına gelirken, benim için henüz yeni başlıyordu. Perşembe’leri halı saha maçım vardı; o gün de evime 10 dk. mesafedeki tesislere gidip oyunumu oynadım. Çıktığımda Arda ve Muhip, i30 ve Auris’le sahanın önünde beni bekliyordu. Sinan’ınsa taşınma işi vardı ve henüz müsait değildi. 00:30’du.

Gecenin devamını az çok biliyorsunuz: Auris testinin sonlarına doğru Sinan da aramızda katıldı, çekime başladıktan yaklaşık bir buçuk saat sonra ondan inip i30’a geçtik. Onda da bir buçuk saate yakın zaman geçirdik, bu sırada kameraların yedek pilleri de bitti, çekimin sonunu ancak cep telefonlarımızla getirebildik. Eve döndüğümde saat sabaha karşı 4’e yaklaşıyordu. Bitkin ama mutluydum, hakiki bir otomobil karşılaştırması çekmiştik.

 

Ben neler yapmışım böyle?

 

Ertesi gün, öğleden sonra i30’u teslim etmek için Meciyeköy’e geri gittim. Telefon açıp geldiğimi bildirdim. Kontrolör arkadaş inip beni karşıladı ve arabayı incelemeye koyuldu.

Uzun tetkikler sonunda, bana sağ marşpiyenin önünde bir yeri gösterdi. Parçayı boydan boya kaplayan vuruklardan sonuncusunu, ön sağ tekerleğe en yakın ve en alttakini işaret etti: “Abi ordan göremezsin, eğilmen lazım.” Hakikaten de iyice başımı eğdiğimde, orada bir darbe vardı. Ama bunun bana mal edilmek üzere olduğu aklımın ucundan bile geçmiyordu zira; 1) o denli kirli bir arabada, aynı parça üstündeki onca vuruk arasına gerçekten yeni biri, hem de o kadar ölü bir noktada, eklense bile bunu fark etmek neredeyse imkansızdı ve, 2) o darbenin bana ait olmadığından adım gibi emindim.

“Abi bunla çok sık karşılaşıyoruz, mantarlara ya da kaldırıma falan müşteriler burayı vuruyor.” Cevap vermeme kalmadan “…ama içerden hiçbir şey anlamazsın, hissedilmiyor” diye tamamladı.

İstisnalar hariç test araçları evimin ya da öğrencilerimin kapalı otoparkları dışında başka yere park edilmez. Dışarı çıktığımız vakit devamlı onları süreriz ve hep hareket halindeyizdir. Bu da genelde gece geç vakitlerde olur. Yani alışveriş vb. gündelik işlerde kullanma, sokak aralarında daracık yerlere bırakma ya da kaldırıma çıkma gibi durumlar pek olmaz.

Benim aklımdan bunlar geçerken, görevli bu kez sağ yan aynayı gösterdi. Aynanın dış tarafında, sinyal lambasının camı hafif çatlamıştı. Marşpiye gibi ayna da irili ufaklı çizik ve darbelerle doluydu. Ancak arkadaş bu kez onların arasından bana en uç noktada, gene altta kalan yaklaşık 1,5 cm’lik bir çatlağı gösterdi.

“Abi bunu bir yere çarpmış olabilir misin? Başka bir arabaya falan sürttün herhalde…”

Hoppala. İki günlük test esnasında, i30 beklentimin ötesine geçerken, artık şuurumu nasıl kaybettiysem… Ciddi ciddi hafızamı zorladım; ancak hep trafiksiz saat ve yollarda kullandığım için, o ayna başka bir objeye yaklaşmamıştı bile.

Yetkili sonunda arabanın içine geçip kontrollerini tamamladı ve elindeki kâğıda bu iki hasarı not etti. Halen darbelerle ilgili sorular sormayı sürdürüyordu, “şu olabilir mi” yahut “bunu yapmış olabilir misin” gibi. Üslubu arkadaşçaydı, ondan durumu ciddiye almamayı sürdürüyordum.

Ardından yukarı, ofise çıktım.

 

Ders vakti

 

Beni, ilk ziyaretimde görmediğim biri karşıladı. İçeri buyur etti, içecek ikram etti. Çok yorgundum ve bir an önce arabayı teslim edip, depozitomu geri alıp evime dönmek istiyordum. Yemek yemem lazımdı çünkü akşam bir başka derse yetişecektim.

Benim aklımdan bunlar geçerken o, aşağıdaki kontrolörle telefonda görüştü; “Marşpiye? Hmm… Sinyal lambası da? Tamam…”

Bundan sonraki 10-15 dakikayı sanırım ömrüm boyunca unutmayacağım. Beyefendi, aşağıdaki görevlinin “tespit ettiklerini” bana tekrarladı ve bunların bedelinin benden alınacağını söyledi. “Nasıl yani” dedim. “Bayağı” dedi, “arabayı vurmuşsun”. “Arabanın kaskosu yok mu” dedim. “Kaskonun bozulması bana en aşağı bin lira masraf” dedi, “ödeyeceksen kaskoya yaptıralım”. “E peki” dedim, “ne kadar alacaksınız benden?” “Valla marşpiye 150-200’e boyanır, sinyal de nerden baksan 100-150 bir şeydir” dedi. “E peki” dedim, “marşpiyenin üstünde en az 4-5 vuruk daha var, yaptırınca onlar da tamir olacak, onların parasını niye ben ödüyorum?” “O seni ilgilendirmez” dedi. Bu sırada ortağı da ofise geldi ve karşı masaya oturdu.

Etraf pis kokmaya başlamıştı. Elim telefona gitti, fikir danışmak için Murat’ı aradım. Karşımdakinin de duyması için görüşmeyi hoparlöre aldım. Murat kibarca kasko ve kurumsallık üstüne diyalog kurmaya çabalarken, firmadaki sorumlu sesini iyice yükseltmeye ve seviyeyi iyice alçaltmaya başladı. Karşı masadaki ortağı “niye konuşuyosun ki, ben olsam dinlemem bile” diyerek araya girdi. Telefon görüşmesi, karşımdakinin “tamam darbeleri kaskodan yaptırıcaz, bana rayiç bedelini ödeyeceksiniz” diye diretmesi ve ardından benim Murat’a “iş boyayla başladı, şimdi bin liraya çıktı, herhalde birazdan evimin tapusunu isteyecekler” dememle son buldu.

Ortam fena halde gerilmişti. Adam kasko paramı istiyorum diyor, başka da bir şey demiyordu. Ben içerideki 500 liramı geri almak bir yana, artık bari bir-iki yüzünü kurtarabilmenin peşindeydim. Geri vitese taktım, “tamam” dedim, “hasarın bedeli neyse alın, gerisini verin gideyim”. Tam bu anda, gözlerimin içine bakarak “o arkadaşın şerefsiz, sen de şerefsizsin” dedi.

Onların çöplüğündeydim, elim kolu bağlı vaziyetteydi. Ortalık artık leş gibi kokuyordu ve kafamın üstünde akbabalar turlamaya çoktan başlamıştı.

Sadece “teessüf ederim” diyebildim.

Kaostan beslenen adamı bu söz şaşırtmış gibiydi. O da “hayır ben ederim” dedi. Yani korku filmi bir anda kara komediye geçiş yaptı. Bu esnada içeri girdiğini fak etmediğim, firmadakilerin ahbabı bir dayı karşı masanın önündeki sandalyeye oturmuştu ve araya girdi. Ortamı yumuşatma amaçlı, “aranızda anlaşın” minvalinde birkaç kelam etti. Patron “tamam kardeşim, sen git ben seni ararım” dedi. Ayağa kalktım, elini sıktım, “telefonunuzu bekliyorum, kolay gelsin” dedim ve çıktım.

Bu olayın üstünden yaklaşık 3 ay geçti ve elbette arayan soran olmadı. Ben de midemdeki yumruyu sindiremediğim için aramadım. İşin aslı şu ki, yediğim hakaretler ve çaresizliğimin bıraktığı manevi izler yanında, kaybettiğim 500 lira bir hiçti.

Haksız olma ihtimalimi saklı tutarak durumu şöyle yorumluyorum: O kiralık araçlar kasten öyle vuruklar içinde ve kirli tutuluyor ki, teslim aşamasında tüm darbeler not düşülürken, benim gibi dikkatsiz müşteriler bazı detayları gözden kaçırsın. Ardından müşteri aracı geri getirdiğinde, başta not düşülmeyen o detaylar ona yıkılıyor. Masraflar kaskodan değil, müşteriden alınan provizyondan çekiliyor. Elbette hasar tamir edilmiyor, ve ön ödeme safhasında imzalanan tüm sözleşmeler de bu prosedüre uygun hazırlanıyor. Böylece, toplanan tüm bu paralara rağmen filodaki araçlar, vuruklar içinde gezmeye devam ediyor.

Neticede, 800 TL’ye iki gün Hyundai i30 kiralayarak, hayatımın vahim derslerinden birini daha almış bulundum.

Detaylandırdığım bu 2-3 günü çok da istisnai sanmayın. Yaz ayları hariç hemen her günüm bu tempoda geçiyor ve çoğu test aracıyla bir badire atlatıyoruz. Ancak bunlar genelde çok daha sempatik nitelikte oluyor ve ne kadar yorsa da, bana yaşlandığımı değil yaşadığımı hissettiriyor. Dışarıdan bakınca belki de dünyanın en güzel işini yapıyoruz, ancak videolarda izledikleriniz buzdağının yalnızca görünen kısmı.

Tüm bu yaşananlara ve şimdiden on binlerce lira içerde olmama rağmen, size hep hayalini kurduğum hayatı sürdüğümü söyleyebilirim. Yaptığım seçimlerden en ufak bir pişmanlık duymuyorum.

Sevgiler,

And

And

1984'te doğdum, 1998'de direksiyona oturdum ve 2008'den bu yana onları test ediyorum. Saint Benoît ve Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendisliğinden mezun olup auto motor & sport'ta sigortasız çalışmayı seçtim. O sıralar Modifiyem.com'a içerik sağladım, ardından e-motoring'in test editörlüğünü yaptım. Prokart'ta yarıştım, Nürburgring ve Monza gibi pistlere (ve pistlerden) çıktım. Kullandığım tüm otomobillerden ayrı keyif aldım ve arkadaşlarımla beraber amacımız, aynı keyfi şimdi size yaşatmak.

İlgili Makaleler

68 Yorum

  1. firmanın adını da yazsaydın keşke de okuyan duyan kim varsa bidaha önünden bile geçmeseydi. ben de araba kiralama konusunda çok sıkıntılı dönemler yaşamıştım zamanında. şu an sadece büyük firmalardan kiralıyorum. ve gerçekten aradaki güven ve kalite farkını çok rahat anlayabiliyosunuz. belki biraz daha pahalıya geliyo ama içiniz rahat biniyosunuz arabaya.

  2. And Bey, geçmiş olsun.
    Yaşadıklarınızı üzüntüyle okudum. Sanırım hepimizin merdiven altı kiralama yapan bu şirketlerle bir-iki kötü deneyimi olmuş. Bu nedenle biz sadece kurumsal firmalarla çalışıyoruz. Mecbur kaldığımızda ise aşırı titiz davranmak zorunda kalıyoruz.

    1-Yıkanmamış araba teslim almamaya
    2-Teslim almaya ve vermeye deneyimli iki kişi gitmeye
    3-Teslim alırken üşenmeyip aracın içini, dışını ve kilometresini 20-30 kare detaylı fotoğraflamaya
    4-Anlaşılan meblağda provizyon geçirdikleri kredi kartını suiistimale imkan vermemek için kiralama süresince mail order ve Internet alışverişine kapatmaya (ve senede iki kez kayıp bildirimi yapıp kredi kartı numaralarını değiştirmeye)
    5-Ve en önemlisi, her ne sebeple olursa olsun gözümüzün tutmadığı, karanlık tiplerle ticaret yapmamaya çalışıyoruz.

    Bunlara rağmen bizden haksız yere para talep edenlere ise asla hakkımızı yedirmiyor, kabadayılıklarına pabuç bırakmıyoruz. Bu şehir bizim. Akıl her zaman kaba güce karşı galip gelir.

  3. And Hocam. Adres ve isim verseniz seviniriz. Bakalım pislik nasıl yapılıyor görürler. Şerefsiz insanlar, bunlar kanı bozuk oluyor genelde. Şeceresini araştırsan mutlaka bir yerde acayiplik vardır.

    Yine de sen canını sıkma. Ne demişler alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Haram para burnundan fitil fitil gelir zaten.

  4. Adamlar resmen kolay para kazanmanın yolunu bulmuşlar. Hırsızlığın, haracın alasını yapıyorlar hem de hiç çekinmeden, utanmadan. Sizden sonra başka insanlara da aynı tavırla yaklaşacakları aşikar. Düpedüz arsızlık bu yaptıkları.

    Açıkçası ben kaskodan bile araba almaya korkuyorum, aracı verirken gayet medeni ve kibarlar fakat teslim etmeye gidildiğinde kılıcı hazır ellerinde bekliyorlar resmen.

    Şirket araçları hariç araba kiralamak bana göre de değil.

    Bunun dışında, yaptığınız iş gerçekten hem çok zor, hem de üstünde ciddi emek harcanan bir iş. Şansınızın açık olmasını dilerim..

  5. Keşke bilen birileriyle, ve de güvenilir bir yerden kiralasaydın, önceki testlerde kiralama muhabbeti geçiyordu ama herhalde kiralama şirketlerinin bu tarz çakallıklarından haberdarsın diye kimse de uyarma gereği duymadı sanırım.

    yukarıdaki yorumlarda birkaç arkadaş firma ismi yazsaydın keşke demiş, ama maalesef piyasada oto kiralama yapan şirketlerin neredeyse yüzde doksanı bu şekilde iş yapıyor, hele bir de seni toy görürlerse vay haline.

    büyük geçmiş olsun, allah beterinden saklasın, iyi tarafından bakmak gerekirse de bundan sonrası için daha kötü bir tecrübe yaşamamak adına faydalı olabilecek bir tecrübe olmuş.

    tekrardan geçmiş olsun.

  6. Geçmiş Olsun.
    Kiralama şirketlerinin çoğu pislik maalesef. 0 gelen aracın lastiklerini satıp çıkma kabak lastik takanlar mı dersin,pertten araç toplamak mı dersin firmasına göre değişiyor ama böyleleri çok…

  7. Öncelikle geçmiş olsun…Biz bunun “kurumsal”ını İtalya’da Venedik havalimanında yaşadık. Locauto’dan bize “alın gidin” rahatlığında verilen arabayı teslim ederken altına yatmalar, etrafında defalarca dolanmalar, suç isnat etmeler falan. Teslim edene “verirken hiç sallamadın, alırken yaptığına bak!” dedim adam yüzyüzce “ilk defa mı araba kiralıyorsun, alırken bakman lazımdı, bakmadıysan senin sorunun!” cevabını verdi. En kurumsalı dahil araç kiralarken üstündeki çiziğe göçüğe iyi bakın, hepsini işaretletin, hele ki öyle sokak arası yerlerden sakın araç kiralamayın sonra böyle 3. sınıf mafya tiplerle uğraşırsınız…

  8. Bu forma üye arkadaşlar kendi arabalarını test için verebilir…
    Bir daha böyle bir tatsızlık yaşanmaz umarım… Siz fanusun içinde mi yaşıyorsunuz… Hiç bu araç kiralamanın iç yüzünü size anlatmadılar mı, hatta senet bile imzalatıp binlerce lira bile alıyorlar.
    Artık yaşanan yaşanmış umarım ders alınmıştır.
    Test yapmak istenilen araçları siteden duyurun, bizlerde varsa bizlerinde katılacağı bir testle çekim yapılabilinir …
    Benim düşüncem, sizler ne dersiniz..

  9. arabayı birine kıralamadan bulabılsem 500 tllık hasar verırdım acısını cıkarırdım. bızım akradaslar ufakj bır kaza yapmıslardı. servıste yatar parasını aldılar. ondan sebep kıralama sırketı onemlı.

  10. Testlerin ne zorluklarla yapıldığını görmüş olduk. Geçmiş olsun. İnşallah bir daha rent a car cıların eline düşmezsiniz.
    Emeğinize çabanıza sağlık inşallah böyle sıkıntılar olmaz tekrar.
    Tekrar geçmiş olsun.

  11. Bende böyle bir o.ç denk gelmştim hayatımda ilk defa kiralayacaktım, bakmadan almıştım güvenip işimde aceleydi puntoysu günlüğü 250 ye gelmişti bana bir daha tövbe Allah düşürmesin,Öbür dünyada bakalım neler olacak.

  12. Uzun zamandır takip ediyorum ama bu yazınızın üzerine yorum yapabilmek için apar topar üye oldum. Öncelikle geçmiş olsun. Bir fikir vermek isterim.

    Web sitenizin uygun bir yerine bir sayfa yapsanız, o sayfada kendi arabasını test amaçlı size verebilecek üyeler arabalarının marka/model/sene/km vs bilgilerini girse?
    Veya tam tersi olarak, siz de aradığınız aracı yazarsınız ve o araca sahip üyelerin dikkatini çekersiniz.

    Ne tür sorumluluklar getirir düşünmek lazım tabi; kaza durumu, art niyetli kişiler vs. Kişiler arası imzalı sözleşme kullanılabilir ya da biraz polyannacılık yaparsak karşılıklı güvenle halledebilirsiniz.

    Bunun bir üst aşaması cüzi miktarda para karşılığı da yapılabilir. Üzerinde düşünmenizi tavsiye ederim.

    Iyi çalışmalar.

    1. Arkadaşlar çok üzüldüm. İşim gereği her hafta 3 gün İzmir ve Antalya’da araç kiraliyorum ve iki firma dışında diğerlerine uzak duruyorum.

      Garenta ve Central.

      Bu iki firma kurumsallığı maksimum yaşatan sorunsuz yerler.

      Merdiven altı firmalardan uzak durmak lazım, And’ın da dediği gibi araç kiralamadan değil, provizyondan para kazanan tefeciler onlar.

      Geçen hafta İzmir Central’den 2 gün golf kiralamamın ardından Antalya’ya uçtum ve gerçekten merak ettiğim i30 umu Garenta’dan günlük 99 TL ye 3 gün kiraladım. Beklentimin çok üzerinde keyif aldım diyebilirim.

      Bir sonraki kiralama fikrinde konuşalım, maddi ve fiili yardım etmek isterim.

  13. Kendi başıma gelmiş gibi feci derecede sinirlendim.
    Merdiven altı rent a carcılara lanet olsun. Adamlar işin kolayını bulmuşlar.
    Allahtan kurumsal büyük firmalar var.

    Diğer arkadaşların da dediği gibi testlerde bu gibi durumların onune geçmek adına buradaki arkadaşlar kendi araçlarını vermeli.

    uygun bir rent a car olarak ta arackiralama.drd.com.tr tavsiye ederim.

    fiyatlar uygun ve cok güvenilir kurumsal.

  14. abi abi bak sen bana imkan vermıosun dayımın cocukları cınayetten yenı cıktılar bak onlara etek gıydırmezsem namuzsuz serefsız evladıyım bak abı onların kulaklarının dıbıne ıneceksın cat cat ıkı tane sıkıcaksın patates sıcarlar patates benım dayımın cocukları varya mermıye kafa atıolar kafa

  15. Şöyle yapsaydınız, böyle yapsaydınızı geçip bağış yapmak lazım arkadaşlar. Kendim içinde söylüyorum, elimizden geldiğince destek olalım. Geçmiş olsun And abi sıkma canını..

  16. Okuduğumda kendim yaşamış kadar sinirlendim. İyi ki tutmuşsun kendini ben geçirirdim orda bir tane …

    İçimde kaldı valla şeytan diyo git ölesiye döv bu kendini ”mafya” sanan karaktersizleri

  17. Gerçekten, olay olarak kötü olumsuz ama hayat tecrübesi olarak ders alınması gereken bir tecrübe… Böyle bir konuda insanları uyardığınız için teşekkürler.

    Bazen iyi niyetli insanlar böyle sıkıntılarla karşılaşabilir ama bunlar hayatın kısa ve küçük virajları, siz zaten bu virajlarda kolay kontrolü sağlayan insanlarsınız o yüzden iyi niyetinizi ve çalışma azminizi hiç kaybetmemenizi dilerim.

    İyiler her zaman kazanır eninde sonunda…

  18. Bu elemanların, dükkanının önünden her geçen otopark.com üyesi bir kere tükürse, onlar bu tükürük selinde boğulurlardı :))

    Ama neyse ki otopark.com üyesi arkadaşlar bu kadar düzeysiz değilller 🙂

  19. Bu elemanların, dükkanının önünden her geçen otopark.com üyesi bir kere tükürse, onlar bu tükürük selinde boğulurlardı :))

    Ama neyse ki otopark.com üyesi arkadaşlar bu kadar düzeysiz değilller 🙂

  20. kendime yapılmış gibi sinirlendim yemin ederim. bi zamanlarda boş senet imzalatırlardı. ben senedin arkasına kiralayacağım arabanın plakasını yazıp boş imzaladığımı ve bu aracın muhtemel hasarına binayen imzaladığımı not düşünce benzer olaylar yaşanmıştı. (And kadar sakin olamamıştım)
    adını lütfen verin en azından bizde düşmeyelim bu adamların eline . sosyal medya falan ne gerekiyorsa üzerimize düşen yapalım.
    Ben test için araçlarımı seve seve veririm.. böyle bir uygulama yapsak güzel olmaz mı? benim gibi çok arkadaş olduğundan eminim.

  21. Benzer şey benimde başıma gelmişti. Konusu geçen heryerde insanları uyardığım gibi burada da uyarmak istiyorum. Tabi benim durum biraz daha kötüydü çünkü farkında olmadan boş senet imzalamıştım. Yani adam üstüne 200 milyarda doldursa ödemek zorunda kalıyordum. Buna güvenerek fazladan paramı kaptılar. Öyle asarım keserim ile olmuyor maalesef ellerinde boş senet olunca. Dövsen ne olacak kullanası yoksa bile kullanır o boş senedi inadına. Taktik aynı alırken görmediğin bir hasarı sana yıkıyorlar. Bana yıktıkları hasar tavanda 2 küçük göçüktü. Arabanın her yerine bakmıştım ama tavana bakmamıştım. Zaten pekte belli olmayan bir şey dikkatli bakmadıkça. Gelelim boş senedi nasıl kakalıyorlar konusuna. Akıllı başlı kimse boş senet imzalamaz. En azından arabanın değeri yazılır ama boş imzalanmaz. Adamlar kiralama sözleşmesinin altına boş seneti ekliyorlar sen sözleşme imzalıyorum sanıp en alta imzayı atıyorsun. Sonra sözleşme ile senedi makas ile ayırıyorlar. Yazıları dikkatli okumadığım için bu tuzağa düşmüştüm. 400-500 TL güvence parası bırakmak falan küçük kalıyor bunun yanında. Benden 500 TL istemişlerdi. Vermem dediğimde elimizdeki senedi kullanırız diye tehdit edildim. Ne senedi dedim gösterdiler 4 kişi. Tabi bana vermeden. O anda başladım artık pazarlığa çaresizce. Sizin ne yaptığınız ortada dedim, ne kurtarsak kardır diyorsunuz dedim. 500 vermem, verirsemde hem helal etmem hemde seneti aldıktan sonra burası ile uğraşırım dedim açıkça. Ya da 200 TL daha vereyim bu konu kapansın falan derken 200 ile kurtardım. Tabi bu tartışma yarım saat sürdü ben kısaca anlattım. Neyse geçmiş olsun size.

  22. And işine ve sana saygım sonsuz böyle insanlar yüzünden bizi takipçilerinden öte sizi seven insanları yanlız bırakmayın 4 gözle sizi takip ediyorum ve çok başarılı buluyorum başarılarınızın devamını diliyorum:)

  23. geçmiş olsun.. böyle tipler ne yazık ki her sektörde mevcut.. keşke şerefsiz dediğinde ”sen kime şerefsiz diyosun” deseydin ama yine doğru olanı yapıp beyefendiliğini koruyup cevap vermemişsin.. o üstüne çöktüğü 500 tlde bir yerinden çıkar senin cebine girer merak etme :))

  24. cok gecmis AND bey keske soyleseydiniz ben i30 umu verirdim seve seve ici bej olurdu kol dayamasi ve torpido amartisoru olurdu benzinli manuelde yapmis olurduk uzuldum gercekten. Ben de araba kiralamistim 3-4 kere ama uluslararasi firmalardi Allah korumus

  25. Aradığınız arkadaşınızın yerinde olsam şöyle derdim:

    “Biz hatrı sayılır ve günden güne artan takipçileri olan aktüel bir otomobil sitesi adına kiraladık bu arabayı. Eğer bu tarz bir muamele ile karşılaşmasaydık, belli bir seviyede kullanılmış arabaların nasıl davrandığı ve piyasada karşılaştırma amaçlı ilgili test araçlarını bulamadığımızda yapacağımız testlerde uzun süreli ve ciddi bir müşteri adayıydık sizin için. Yaptığınız aslında orta vadede kendinize kötülük. Ayrıca etik olarak takipçilerimize de benzer sorunlar yaşatmamanız adına kiralama şirketinizle yaşadığımız ve yaşayacağımız sorunları firma adınızla birlikte paylaşmak zorunda olduğumuzu bilin. Bunun ışığında işi zora koşmak veya koşmamak konusundaki davranış ve tutumlarınız kararı size aittir.”

    Ve lütfen bu kiralama şirketinin adını yazın ki aynı şehir eşkiyalarıyla daha az kişi muhatap olsun.

  26. And bey öncelikle çok geçmiş olsun.
    Bence firmanın adını burda belirtmeyin. Direk açık hedef haline gelirsiniz. Burda nitelikli bir dolandırıcılık ve tehdit söz konusu. Yani bu şahıslar paralarını bu şekilde kazanıyorlar. Kim bilir başkalarına ne yapıldı oda meçhul? Adres bilgilerini mail yoluyla emniyete bildirmenizi rica ederim. (ihbar kısmı emniyetin sitesinde mevcut). Türk polisimiz sivil olarak gidip gerekli takibi yapıp, gerekli düzenlemeyi yapacaktır.

    Saygılarımla,
    Kazasız, belasız çalışmalar,

  27. yuh dışında bir şey söyleyemiyorum.

    tüm dünyada bu tür işler için standartlar ve meslek kuruşları var. şikayet edilirlerse işlerinden oluyorlar. bizde ise mafya anasını satiim

  28. merdiven altı kiralamacılardan günlük 50 liraya q7 kiralayacağıma kurumsal bi firmadan günlüğü 200 tl ye hava yastığı abs si olmayan getz kiralarım. O derece nefret ediyorum bu tarz adamlardan. 4 sene önce 200 tl mi almışlardı sesimi çıkaramadım. Önümde pitbull vardı 😀

  29. Kağıthane’de oturuyorum mecidiyeköy piyasasınıda çok iyi bilirim. Kesin gülbağ tarafından bir yerlerden kiraladınız veya meydan taraflarından hepsi aynı bunların tırnak ucu kadar yerler için provizyon yakmanın peşindeler haysiyetsizler. Tüm otopark okurlarına sesleniyorum araç kiralamak istiyorsanız YOYO’yu rahat rahat tercih edebilirsiniz( sanki yoyo nun elemanıymış gibi oldum reklamda yapmıyorum aman yanlış anlaşılmasın 🙂 ). Avm otoparklarında duruyor araçları yoyo kartıyla gidip aracı çalıştırıyosunuz ve teslim ederken kimse bakmıyor. Bu rahat rahat aracı vuralım anlamına gelmiyor tabi, fakat ufak tefek vuruklar içinde elin dolandırıcılarıyla uğraşmıyoruz.

  30. Daha önce 3-4 kez otomobil kiraladım ve her seferinde yukarıda anlattığınız şeyler ne zaman başıma gelicek diye tedirgin bi şekilde araç teslimine gittim. Allahtan başıma bişey gelmedi. Ne olursa olsun araç kiralarken kurumsal şirketlerden kiralamanın faydalı oldugunu düşünüyorum, hiç değilse böyle mafya vâri insanlarla muhatap olmuyorsunuz ve haksız yere suçlanmıyorsunuz. Neredeyse aylık kiralama bedeline tekabül eden bi ücrete 2 gün otomobil kiralamışlar.
    Başınıza gelenler için gerçekten üzüldüm, geçmiş olsun..

  31. Kırıkkale’ den bir oto kiralama maceramda, benzer sorunlar yaşandığını bildiğim için gayet temkinli ve seçiciydim. En azından hızlı ve aceleci bir alışveriş yapmak istemiyordum. Bitki toplamak için çıkacağımız yolculuğumuzda Hocam’a eşlik edecektim. Araç kiralama ve kullanımı benim sorumluluğumda olacaktı ve başarılı bir biçimde bu işin yapılması gerekiyordu.
    Lakin ne kadar dikkat edilirse edilsin firma sahiplerinin, müşterisine bakış açısı durumun en kilit noktasını oluşturuyordu ve sürekli bu durumu nasıl sezebilirimin derdindeydim.
    Arazi ve bagaj durumunu düşünerek Fiat doblo ilk tercihim olmuştu fakat firmanın yetkilisi yapacağımız yolu dikkate alarak yağ yakma sorununu dile getirmiş ve kafamda soru işaretleri oluşturmuştu. Başta çok önemsemesem de yazın çıkacağımız uzun yol, köy yolları ve patikaları göz önünde bulundurarak 1500 km’ nin üzerinde yol yapacaktık. başka bir araç talep ettim. Ellerinde başka doblo yoktu ve 1,3 multijet lineayı önerdiler. Kararım değişmişti. Aracı alıp firma yetkililerinin yanında aracın fotoğraflarını çekmeye başladım. Tüm aksamlarını kontrol etmeye başladım. Bunları yaparken içimde bir huzursuzluk vardı. Ayıp mı oluyor acaba diye düşünüyordum ki kiraladığım şirketin sahibi bunu gayet hoş karşılamıştı. Bir test sürüşü yapmak istediğimi söyledim. Kabul ettiler. Kısa bir süre içinde yolculuk esnasında bize lazım olacak çakmaklıktan enerji alamadığımı fark ettim. Bu aracı almış olsaydım harita ve rotaların kaydedildiği i pad, yolculuk esnasında şarj konusunda sıkıntı yaratacaktı ve işimizi zora sokacaktı. Firmaya gidip durumdan bahsettim. Onlarda kullanmadıkları için bu problemin gözlerinden kaçtığını söyleyerek hemen diğer aracı kontrol ederek aracı taktim ettiler. Aracın o gün için işlerine yaramayacağı ve bir gün sonra çıkılacak yol için bize zahmet olmasın diye aracı o gün alabileceğimizi ve bunu fiyata yansıtmayacaklarını söyleyerek bizi uğurladılar.
    Gayet memnun bir şekilde araziden yüzümüzün akıyla çıkmıştık. Teslim etme aşamasında ise tedirginliğim hat safhadaydı. Bir çay içip yolculuğumuzu sordular ve kısa bir sohbet ettik. Firmanın güler yüzlü hizmetine karşılık arabayı iç dış yıkatmış ve yolculuğumuzun izleri olan tozdan çamurdan arındırmıştım. Aracı bu kadar temiz getirdiğimi gördüklerinde çok mutlu oldular. Tüm işlemleri sorunsuz bir şekilde halletmenin mutluluğu ile eve dönmüş oldum. Tüm kağıt kürek işleri sorunsuz ve hızlı bir şekilde halledilmişti.
    Buda ilk deneyimim olmuş oldu ve memnuniyetim tavan yaptı. Çok uzun olmakla beraber paylaşmak istedim. Ayrıca And’ ın bu durum karşısında bile seçimlerinden pişman olmaması bence en önemli derstir. Tutkunu olduğu işi yaparken ortaya çıkan doğal kalitenin Otopark ailesinin karakteri olması ise çok daha değerli bir hale getiriyor tüm bunları.
    Yolunuz açık olsun.

  32. Araç kiralama işi Budget ve ya Garenta gibi son derece kurumsal olan şirketlerden yapılmalı. Ki bu şirketlerin fiyatları da öyle ahım şahım değil; Garenta’da günlük 72’liraya Polo veriyorlar. Budget’de 3 günlük, günlüğü 55 liraya Linea veriyorlar. Ben Fiesta kiralamıştım. Aracı teslim alırken, teslim ettiğime nazaran çok daha ayrıntı incelediler. Üstelik araçlarda küçük hasarlar için fazladan kasko satıyorlar, eğer tutanak tutamaz veya tek taraflı hasarlarda geçerli olması için.
    Şu anda Garenta’da İ30’da 99 lira 🙂
    Geçmiş olsun And Bey, Rabbim kimsenin hakkını kimsede bırakmaz. Site okurları içinde oldukça faydalı olmuş 🙂

  33. şimdi okudum kan beynime sıçradı valla iyi sabretmişsin and helal olsun.. bu memlekette çakallık yapmadan, kimseyi yolmaya çalışmadan işini düzgün yapan çok az maalesef..

  34. Hocam keşke bir avukata danışıp suç duyurusu veya gerekli makamlara şikayet ettseydin.
    Bu yapılan düpedüz dolandırıcılık. Aranızdaki bir sözleşme yaptınızmı? sözleşmede ne yazıyor? Ona göre hareket edilebilirdi ayrıca bir araba kaza yaptıysa kaskodan yaptırılır
    aracın değer kaybı varsa git diğer çarpanlardan da iste değer kaybını…….
    Gerçi gelmiş geçmiş olay ama okuyunca çok sinirlendim en azından şirketin ismini verseydin..

  35. Ben daha önce çok defa araç kiraladım, yerel firmalardan da, kurumsallardan da ve şunu söyleyebilirim ki yerelden uzak durun kardeşim. Boş senet imzalatmalar(ki imzalamak zorunda kaldığım oldu), rent a car kaskosu olmayan şahıs kaskosu olan arabaları kiralamalar, And kardeşimin başına gelen gibi en ufak hasarı size yıkmaya çalışmalar hepsi geldi başıma ve gördüm. O yüzden artık araba kiralamam gerekirse kurumsal olmayan hiç bir yerden kiralama yapmamaya özen gösteriyorum. Özellikle memlekete gidip geldiğimde İzmir’de havaalanından kiralama yapıyorum yine havaalanına bırakıyorum. Hem belirli havayolu firmalarının kampanyalarıyla ucuza geliyor hem de kurumsal gerçekten başka. Benim tercihim genellikle AVIS oluyor. Arabalar bir kere bile yıkanmadan verilmedi, km.si yüksek araba yok gibi ve gerçekten her şey dört dörtlük. Bir seferinde köyde geri geri giderken tamponu hafif vurdum, ızgarada dikine iz kaldı onu bile yazmadı adam dönüşte özellikle gösterdiğim halde. Provizyondan da sadece depoyu fullediklerindeki yakıtı düşüp her seferinde iade ettiler. O yüzden kurumsaldan şaşmamak lazım.

    Geçmiş olsun And kardeşim, bi dahaki sefere kurumsaldan şaşmamanı tavsiye ederim naçizane, test yapan ellerin, gaza basan ayakların dert görmeye.

  36. herkese söylüyorum eğer kiralıcaksanız gidin haval,manından kiralayın hem çiniz rahat olur hem tertemiz araba veririler hemde paranızın karşılığını fazlasıyla alırsınız Allah böyle kiralamalara düşürmesin.

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu