Senna adını duyduğumuz zaman istemsiz bir şekilde akıllarda Ayrton Senna canlanıyor. Üstün sürüş yeteneği ile bir döneme damgasını koyan Ayrton talihsizlik veya ihmarkarlık yüzünden erken yaşlarda hayatını kaybetmişti. Yeğen ile dayı aynı kanı paylaşıyor, aynı soydan geliyor olsalar bile şu an Bruno’nun dayısıyla pek alakası yok. Neredeyse onunla yaşıt ama şu ana kadar önemli bir başarısı yok. Zamanında Ayrton: “Eğer benim hızlı olduğumu düşünüyorsanız, yeğenimin pistlere çıkmasını bekleyin.” diyerek ondan ne kadar umutlu olduğunu belirtmişti, ancak dediğimiz gibi bugünkü geldiğimiz sonuçta pek bir olay yok.
GP2 döneminde Bruno’nun en iyi skoru 2.’lik idi. Le Mans 24 Saatlik yarışlarında en iyi başarıları 2009, 2013, 2014 yıllarındaki elde ettiği 5.’lik idi. 2010-2012 yılları arasındaki Formula 1 kariyerine baktığımızda HRT, Renault ve Williams takımlarında görev aldı. Bu zaman aralığında tam 46 kere pistte yarıştı, ancak Brezilyalı sadece 33 puan topladı F1 kariyerinde.
Tabii bu kağıt üstündeki verilere bakarak onun yeteneksiz olduğunu söyleyemeyiz. Ama ortada gerek basının gerek topluluğun Bruno’yu şişirdiği bir gerçek var. Herkes onun en az dayısı kadar başarılı olacağını bekliyordu.
McLaren GT Fabrika takımına katıldığında yaptığı açıklamada: “McLaren’e katılmak benim için büyük bir onur çünkü dayım da bu takımdaydı ve bu takımla birçok başarıya imza attılar. Üstelik McLaren motorsporları camiasında en tanınmış takımlardan birisi.” dedi.
Ayrton Senna’nın yeri dolmaz.