Dikkat ÇekenlerFeaturedKöşe Yazıları

Ehliyetsiz otomobil tutkunu olmak




Otomobil ve sürücü… Her ne kadar bağdaşık terimler gibi gözükseler de gün geçtikçe bu aradaki bağ yok oluyor. Sebep ister teknoloji olsun ister günümüz şartları, git gide çekirdekten yetişen sürücülere rastlamak zorlaşıyor. Bunun en büyük engellerinden biri ise “Ehliyet”.

Asıl tartışma burada çıkıyor. Toplum burada adeta ikiye ayrılıyor. Bazıları ağacın yaş iken eğileceğini düşünüp çocuklarını trafiğe kapalı yollarda eğitmeye başlarken, diğer taraf kursa yollayıp usta birer ‘şöför’ olmasını bekliyor. Yararlı olan ilkidir demiyorum, ama unutmayınız ki nasıl bir sürücü olduğunuz ehliyetinizi ne zaman aldığınızla değil sürüş tecrübelerinizle ölçülür.

Ne kadar otomobil sürmek için ehliyete gerek yoksa da otomobil tutkunu olmak için de ehliyete gerek yoktur. Geçtiğimiz aylarda yapmış olduğumuz anketle de 18 yaş altındaki takipçilerimizin yüzdesini görmüş olduk.

-Peki otomobil tutkunu ne demek, hem de ehliyetsiz?

Otomobille ilk tanışmanızı hatırlıyor musunuz? Benimki bir 206 ile olmuştu. Ailemiz küçükken 2000 yılında alınan ve benle yaşıt olan bir 206’ydı. Bu otomobille pek bir bağım olmamasına rağmen 6000 rpm civarında devir kestiğini, sabahları erken kalkıp teyibinden kaset dinleyerek aküsünü bitirdiğimi hatırlıyorum.

2007 nin Kasım’ı ise otomobil tutkunluğumda bir dönüm noktasıydı. Reklamlardan düşmeyen bir otomobil yeni piyasaya çıkmıştı. Ailenin büyümesi göz önünde bulundurularak alınan FD6 bugün bu yazıyı yazmamın yardımcı faktörlerinden biridir. Yağmurlu bir akşamdı, gümüş gri rengi sokak ışığının altında parlıyordu. Kapının açılmasıyla o “Sıfır Kokusu” ciğerlerime doldu. Ertesi gün gelip çatınca sabah okula gitmeden bir göz attım şöyle. Evet bu bir Civic’di ve ikamet ettiğim yerde bir tane bile yoktu. Gün gelip sürücü koltuğuna oturduğumda bu aracı ben kontrol edecektim. O gün gelip çattığında ise adeta mesaj geliyordu yukarıdan. Yapma, olmaz, zaten ehliyetin de yok. Trafiğe kapalı bir alana gitmiştik. Yolcu koltuğundan inip sürücü koltuğuna oturana kadar sırılsıklam olmuştum. Çakıl karışımlı bir yolda oluşan su birikintilerinden hiç bahsetmiyorum bile. O gün orda tüm LFS deneyimlerimi aktarmıştım araca. Pürüzsüz bir kalkıştan sonra 2. Vites derken evet ben kullanıyordum bu aracı.

O günden beri hep yan koltuktan basarım frene, yanlış yapanı uyarırım. Çoğu kez sadece ben değil herkesin içinde olmuştur bu konuşma: ’’Baba,yol boş bassana/ Yav sağ boş düşür bitane yapıştır.’’. Doğru olan bu mu sizce? Bence hayır. Hadi gelin otomobil tutkunuyla normal bir insanı karşılaştıralım. Onlar caddede yürüyen diğer insanlara bakarken (genellikle bayanlar) siz ara sokaktan fırlayan spool sesinden yüklü olduğunu anladığınız otomobili süzersiniz ya, otomobil tutkunu olmak işte böyle bir şey. Fakat otomobil tutkunu olmak başka, SÜRÜCÜ olmak başka.

İşte o aradaki sınır sizin ellerinizde. Ehliyetiniz olmasa da sıkı bir otomobil tutkunu olabilirsiniz. Ama ehliyete erişmeden önce yapacağınız bir yanlış ömrünüzün kararmasına sebep olabilir. Evet, biliyorum şimdi içinizden “Ehliyetle otomobil kullanırken de olur kaza.” diyorsunuz. Ancak elimizde fırsat varken niye gençliğimizi karartalım ki. Özet olarak size sesleniyorum arkadaşlar, yaşıtlarım, ablalarım, ağabeylerim, ehliyetsiz panpalar, sitemizin teenager yüzdesi… Ehliyetsiz hiçbir şekilde trafiğe çıkmayalım, biliyorum aynı tadı vermeyecek ama gelin go-kartta buluşalım. Unutmayın ehliyet otomobil tutkunu olmak için asla bir engel değil.

Sevgilerle, takipte kalın,

Kaan HACIOĞLU

Kaan HACIOĞLU

Otopark.com'la ilk tanıştığımda 11 yaşında bir çocuktum. Şimdi ise otomobil tutkunluğunun zirvesindeyim. Yalova Doğa Koleji'nde eğitim hayatımı sürdürüyorum. Sunum yapmayı ve babamın FD6'sını kurcalamayı severim. Her ne kadar ilk kez sürücü direksiyonuna oturduğum araç Civic olsa da ruhumda kırmızı bir Cupra yatar.

İlgili Makaleler

20 Yorum

  1. Moda mod olmamak, yasak diye kestirip atmadan belirli sınırlar çerçevesinde mahrum bırakmamalı çocuğu. Şükür ben öyle bi kısıtlama yaşamadım. Her istediğimde arabayı alamasam da araba kaçırmadım. Çünkü uygun bir zaman da araba kullanma iştahını alıyorlar. Bahsedildiği gibi buradada ince bir çizgi var sanırsam.

  2. gerçekten çok faydalı bir köşe yazısı olmuş ve gerçekten önemli bir konuyada değinmiş oldunuz.bende 15 yaşında biriyim ve en az sizin kadar otomobil tutkunuyum aslında.otoparkı takip ettiğim ilk günlerde hatta 8 şubatta ankara buluşması olmuştu.ehliyetim olmadığı için gitmeye çekinmiştim.videoları yayınlandığında gerçekten üzülmüştüm ve yorum olarak 15 yaşında olduğumu yazmıştım.orda bir abimiz de otoparkın bir aile olduğunu yaşın önemli olmadığını ve birdahaki buluşmaya kesin gelmemi tavsiye etmişti.o günde anladımki burası bir aile ve bir otomobil tutkunu olmak için 18 yaşında olmanın önemi yok.uzun zamandır böyle bir köşe yazısı yazılsa da bunları anlatsam diyordum.bu güzel yazı için teşekkürler 🙂

  3. FD6 ilk çıktığı vakitlerde tv’de dönen reklamın sloganını hala hatırlarım: “yine, yeni, yeniden honda civic” diye… yıllar sonra nasıp oldu da şimdi biniyorum fd6’ya. yani arkadaşın yazdığı gibi sabredin arkadaşlar, herşey vaktinde güzel.

  4. Yazınızı bir solukta okudum. Gerçekten güzel bir içeriğe sahip ve genele hitap ediyor. Ancak Türkçe’niz konusunda aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. O sonda yazdığınız ‘teenager’ sözcüğünü gözüm takıldı. Onun yerine ‘gençler’ diye neden yazmadınız? Bu sitedeki yazarlarımızın da genel sorunu. Sadece sizin değil. Biraz daha dikkatli olursanız çok mutlu olurum. Hatta Türkçe’yi daha çok korumuş oluruz.

      1. Oylara bakılacak olursam neden hor görüldüğünü anlayamıyorum. Azıcık daha değer versek Türkçe’mize çok mu fazla? Evet o testi izledim. Daha çok Türkçe sözcük kullanılmasını istiyorum bu sitede.

  5. 13-14 yaşından beri sağ koltukta oturan babasının yanında araba kullanan biriyim 😀 18’ime 1 ay kaldı inşallah ehliyetimi de alacağım yakında. Evet belki tehlikeli ancak küçük yaştan itibaren araç kullanmanın tecrübe açısından çok çok büyük artıları var.

  6. öncelikle yazın konusunda tebrik ederim. harika bi konuya değinmiş ve çok güzel bi yazı yazmışsın. fakat yazında dikkatimi çeken bi konu oldu. otomobil tutkunu olmanın yaşı olmadığı gibi cinsiyeti de yoktur. evet bahsettiğin konuda bayanlar biraz zayıf yolda giderken arabalar yerine etrafına odaklanmayı daha cazip bulurlar fakat bu sitede yazını okuyan bayan takipçiler asla senin bahsettiğin tarzda değiller. sitenin genç ve bayan bi takipçisi olarak bu konudaki düşüncemi dile getirmek istedim. yine de harika bi yazı olmuş tebrik ederimm:))

    1. Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim semiha hanım, gelişme iyi veya kötü eleştri ve önerilerden ders çıkarılarak olur sadece. Yavaş yavaş gelişeceğim yeniden teşekkür ederim.

  7. 11 yaşımda boş tarlada başladım.. sonra sürücü kursu pisti.. boş sokaklar..trafiği az olan saatler..ama hep babamın yanında.. oyle oyle derken babam araba kullanmaz oldu. kucuk yasta öğrenmek cok daha güzel bence de.. araba kaçırma konusunda da cesaretim yüksekti..yedek anahtarın yedeğini yaptırmıştım.. babamda asıl anahtar evde yedek varken bir şey olsa bile kimse benden şüphelenmiyordu 🙂 dip not: araba kullanmak için can atıyordum..7-8 yaslarımda isterdim.. babam ilkokulu bitir bari eşeloğleşşek diyince ilkokulun yazına kaldı:)

  8. Kaan seni 0 yaştan tanırım hele araba tutkuna ayrıbir sempatim var arabaya baktığında kaç Bg.kaç kasa ne modeli ne yakar bu tarz bilgilerinden başka hız merağın ayrı bir tutku kazasız belasız güzel sürüş keyfleri dilerim canım kardeşim..Başarılarının devamını diler takipçinim.

  9. Her tutkunluğun bir sebebi olduğuna inanırım mesela benim tutkunluğum çocukluğumdan beri babamın vasat şekilde araba kullanmasından geliyor, kendim 20 babam 60 yaşında, vasatlıktan kastım en soldan 60 la gitme dikkat eksikliği vb… durumlar(yaşlı amca sürüşü), her sorduğumda baba niye böyle araç kullanıyorsun diye yaşlandık oğlum diyor ama biliyorum 40 yaşında da aynıydı 😀 her insanın araç kullanma becerisi iyi olacak diye bir kural yok, benim size buradan diyeceğim şudur trafikte bazı hareketleri yaparken dikkatli olun, böyle insanlar sizin yaptığınız hareketlerden dolayı direksiyon hakimiyetini kaybediyor, kaza yapabiliyorlar, siz siz olun trafikte tehlikeli hareketlere girmeyin, boş yolda istediğinizi yapın ama tabikide emin olduğunuz yollarda istediğinizi yapın diyorum, ayrıca ehliyetinizi daha almadıysanız babanız/anneniz vb… bir büyüğünüz yanınızda olmadan trafiğe çıkmayınız, yavaş yavaş zamanla kendinizi geliştirin, sürücü kurslarındaki aptal eğitimle zaten gelişmiyoruz, heyecanlı olmayın, önünüzde uzun bir ömür var, gün gelecek araba sürmekten bıkacaksınız,

  10. Bende ehliyetsiz otomobil tutkunuyum, hatta aşığıyım.
    Sanırım beni motorlu taşıtlardan daha çeken birşey yok 🙂 7-8 yaşından beri evin önünde duran araçları incelerdim, bişey bilmesemde altına yatar bakardım.
    Arada misafirliğe gelen babamın arkadaşları yada evin önünde duran arabaların egzoz kokularını içime çekerdim, hala seviyorum 😀 İlk araba kullanışım 12 yaşında oldu peder bey’in 1993 ae101 corolla 1.3 lpg arabasıyla oldu. Babam arabasını çok sever, herhalde banada ondan geçmiş 😀
    Aradan 6 sene geçmesine rağmen peder bey arabayı vermiyor bana ehliyet olmadan olmaz diyor 😀 tabikide herzaman kaçırmalar var, bazen hüzünle bittigide oluyor 😀 garaja sokarken geri geri vurmalar falan fakat bunların deneyim kazanmamı sağladıgını düşünüyorum. Şuan 12. Sınıf Lojistik öğrencisiyim staj gördüğüm işyerindeki müdürün ve amirimin arabalarını onlar demeden isteğim dahilinde yıkıyorum siliyorum hatta bunları yapmak çok hoşuma gidiyor arabaları yıkayıp sildikten sonra heryerini kurcalamayı seviyorum trafik olmayan bir alan olduğu için 5dk gezebiliyorum 5dk gezebilmek için bütün işlerimi hızlıca sabahtan bitirmem gerekiyor arabanın gazıyla büyün işler vız geliyor valla 😀 1 Ay sonra 18 yaşına giriyorum ve 19 dan gün alıyorum ilk işim ehliyet almak, ardından şuanki aracı satıp 1998 1.6 gli aldırmak ve zevkime göre ufak modifiyeler yapmak babamın hatırası olarak garajda saklamayı planlıyorum, artık hayat ne getirirse 🙂 Tüm araba tutkunlarına selam..

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu