Fiat – Chrysler CEO’su Sergio Marchionne şirketinin General Motors ile birleşmesini görmek istiyordu. Fakat GM Yönetim Kurulu kendisine kumda oynamasını söyledi. Peki şimdi ne olacak?
Toplantı odası savaşı Marchionne’nin “Kâr Bağımlısının İtirafları” adlı çalışmasını yayınlamasıyla başladı. Marchionne bu çalışmasında otomotiv endüstrisinde elde edilen kârın her yıl yeni yatırımlara harcandığını ve diğer endüstrilerin de bu konuda büyük dönüşler yaptığını anlatmıştı. Kendisi bu konuda şüphesiz haklı. Diğer endüstriler onların yaptıkları sermayeden daha iyi kazanç sağladı. Ve diğer sektörlerin de herhangi bir şekilde otomotive yönelmesi ve pastaya ortak olması da diğer firmalar için bir tehlike.
Bu kadar güçlü argümanlara rağmen Marchionne, GM’i FCA’yı devralması konusunda ikna edebilecek gibi durmuyor. Aralarındaki sorun şimdi bitebilirse, ortak olabilirlerse ve Ford’u da bu yarışa çekebilirlerse, milyarlarca dolar daha kâr edebilirler. Bu önerinin onlara da gittiğinden şüphe yok ancak titiz davranıyorlar, yani ortak çalışabilirler.
Detroit üçlüsü ciddi bir şekilde motor geliştirmeleri üzerinde çalışıyor, çünkü hala motor geliştiren firmalar sektörün kalbini oluşturuyor. Bu araç firmalarının bazıları güçlerini birleştirip bazı motorları ortak geliştiriyor ve birçok araçlarında bu ünitelerin farklı türevlerini kullanıyorlar.
En önemlisi de alıcıların bir çoğu aracında ne tür motor ve şanzıman kombinasyonunun bulunduğunu; ne kadar verimli, dayanıklı ve güvenilir olduğunu önemsemiyor.
Tabi bunlar arasında istisnalar da var. Markaların ağır hayranları, araçlarının motor- şanzıman kombinasyonu hakkında derin bilgiye sahip. Çoğunlukla bunu dizel, hibrit ve elekrikli araç sahipleri yapıyor. Geri kalan kısım ise alıcıların %15’ini oluşturuyor.
Yani buradan çıkan sonuçla geri kalan %85’lik kısmın aracındaki motor-şanzıman kombinasyonunu kimin yaptığı, çeliğini kimin geliştirdiği, farların kimin yaptığı, koltuklarını kimin yaptığı hakkında bir fikre sahip değil. Bir çoğu için de önemsiz. Ve bunlar da firmalar için şaşırtıcı derecede fırsat haline gelebiliyor.
Yalnızca Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması (NAFTA) marketine göre bile Ford, FCA ve GM yılda 9 milyona yakın motor ve yine aynı sayıda şanzıman üretiyor. Küresel olarak hesaplarsak bu rakam 20 milyonun üzerinde. FCA yapmış olduğu ünitelerin %90 oranla birbirine benzeyeceğini tahmin ediyor, bu da birçok araçta benzer ünitelerle karşılaşacağımız anlamına geliyor. Ancak bu hamlenin uzun vadede düşük maliyetle yüksek kazanç getirebileceği aşikar.
Şanzıman ve motor, geliştirilmesiyle ve üretimiyle yıllar alan ve maliyetli organlar. Yeni bir motorun geliştirilme aşaması ortalama yarım milyar dolarlık bir maliyet demek. Bir yarım milyar dolar da fabrikada üretim aşamasında harcanıyor. Aynı harcamalar şanzıman için de geçerli tabi ki. Ancak bunları birlikte geliştirmeleri üç firmayı da büyük maliyetlerden kurtaracak.
Tabi bu birleşme tüm ünitelerde olmayacak, birçok alanda markalar kendi ünitelerini kullanmaya devam edecekler, GM’in LT4’ü, FCA’nın Hemi’si ve Ford’un EcoBoost’u gibi. Çünkü bunların geliştirmesinde gerçekten büyük maliyetler ortaya çıktı ve kâr – zarar grafiğinde verimli bir şekilde devam ediyorlar. Ve bunların da değiştirilmesi şu an için ekstra maliyetten başka bir şey değil.
Üreticilerin Wall Street’i ikna edebilmek ve pazardaki payını arttırabilmek için gerçekten cesur adımlara ihtiyacı var. Bu güç birleştirme operasyonları GM ve FCA cephesindeki buzları eritebilir. Ancak daha önemli bir şey var, bu birleşme sayesinde bu üç firma da daha az maliyetle daha hızlı bir şekilde milyarlarca dolar kazanabilecek.