Dikkat ÇekenlerFeaturedHaberler

Retro: Lewis Hamilton ve Nico Rosberg dostluğu




Formula 1’de kendisini ispatlamış ve güçlü ekiplerden biri olan Mercedes’in çatısı altındaki pilotlar Nico Rosberg ve Lewis Hamilton’un hikayesini, ikilinin karting zamanlarından beri yakından takipçisi olmayı sürdürmüş bir isim, Dino Chiesa anlatıyor.

İtalyan kartinginin akıllarda yer eden ve aynı zamanda karting firması CRG’nin başında olan isimlerden biri sayılan Dino Chiesa, ödül dolabını başarılarıyla doldurmayı neredeyse 20 yıl boyunca sürdürdü. Bu serüven Chiesa’nın, 90’ların sonunda kartingin yükselen yıldızları Lewis Hamilton ve 1982 Formula 1 şampiyonu Keke Rosberg’in oğlu Nico Rosberg ile birlikte ayrı bir takımda beraber olma düşüncesiyle farklı bir hal aldı.

“Nico ile 1997 yılının son demlerinde tanıştık. O zamanlar CRG’nin başındaydım. Nico’nun babasının arkadaşı Domingos Piedade de AMG’nin genel müdürüydü. Bu yüzden onunla tanışma fırsatım oldu. Durumlar Nico’nun uluslararası müsabakalara katılması için Fransa’dan İtalya’ya gitmesi gerektiğini işaret ettiğinde, Domingos da ona eşlik etmem gerektiğini bana kibarca söyledi.”

Kısa sürede Nico, CRG’ye katıldı ve İtalyan marka için iki sezon (1998-1999) yarıştı.

“1999 yılının sonunda, o zamanlar Mclaren’da Hakkinen’in menajeri olan Keke bana CRG’den ayrı olarak Nico ve Lewis ile birlikte bir takım kurmak isteyip istemediğimi sordu. Sonucunda da MBM (Mercedes-Benz-McLaren) takımı doğmuş oldu. “

Lewis Hamilton and Nico Rosberg

 

Chiesa, Lewis Hamilton’un takıma katıldığı ilk zamanlarda, onun potansiyelinin tam olarak farkında olmadığını kabul ederek İngiliz pilotun hikayesine başlıyor: “Hakkında çok fazla bilgimiz yoktu. Sadece McLaren’ın kanatları altında olduğunu, İngiltere şampiyonalarında iyi sonuçlar elde ettiğini ve yetenekli olduğunu biliyorduk. Onu Avrupa’ya gelmediği için pistlerde de izleyememiştik. “

Daha sonra pistlerde koşmaya başlayan Lewis, bu belirsiz izlenimin İtalyan takımın patronu sayesinde tamamen değişmesini sağladı: “ O buralara yoktan geldi. Cebindeki parası ile değil, yeteneği ile bir şeyler başardı. Şüphemiz yok ki, o dünyanın en yetenekli sürücülerinden biri.”

“Hız konusunda hiçbir problemi yoktu ve bunu kısıtlı ekipmanlar ile başarabiliyordu. Bu şartlar altında bile yarış kazandığı olmuştur.”

Lewis Hamilton and Nico Rosberg

2014 yılına, Lewis’ın hakimiyetindeki iki şampiyonanın öncesine dönülecek olunursa, İngiliz pilotun Nico Rosberg’e göre başarıya aç olduğunu açıkça ima ettiği görülüyor. Bunun sebebi geçmişlerinin radikal olarak birbirinden farklı olması deniliyor. Fakat Chiesa’nın da dediği gibi, bu durum onların arasındaki ilişkiyi hiçbir şekilde bozmamış. Hatta bazen arkadaşlıklarını güçlendirmiş bile.

“Nico Monako’da yaşadı.  Normal bir hayatı yoktu ve fazla arkadaşa sahip değildi. Lewis ile eğlenmek için haftasonu yarışlara gelirdi. Lewis ise Stevenage’in kenar mahallelerinde büyüdü ve hayatın ne demek olduğunu iyi biliyor. Hayattan zevk almasını da.”

Chiesa bunları anlatırken önemli bir noktaya değiniyor: “ Lewis, aslında bir bakıma Nico’nun hocasıydı.”

“Nico’nun yaşam şartları onu hiç etkilemedi. Çünkü kendine dikkat ediyordu veyahut bunun için çabalıyordu. O İyi bir insan ve Monako’da doğmuş olması onda bir fark yaratmadı. Zengin olduğunu ve istediğini yapabileceğini düşünen biri değil. Aksine işine odaklı ve bunu yapmaktan keyif alan biri. Yani para onun için önemsiz.”

Aynı şekilde Chiesa, Hamilton’un yaşam şartlarının ve kişiliğinin yarış kazanmakta etkili olmadığını tahmin ederek, “ Bence Lewis biraz bipolardı, iki kişiliği varmış gibiydi. Yarışların olduğu hafta sonu haricinde biraz çılgın ve duygusal olan bu çocuk, Cuma günü antremanlar başladığı zaman tam bir profesyonele dönüşüyordu. Sanki bir anahtarı vardı: Açınca ve kapanınca, Cuma ve Pazar gününe ışınlanıyordunuz.”

1985 Australian Grand Prix

İki profesyonel sürücünün ailelerine gelinecek olursa, Keke Rosberg ve Anthony Hamilton karşımıza çıkıyor. “ Bu dörtlü birbirine oldukça yakındı.” diyor Chiesa. “Aynı otelde kalıp aynı kiralık arabayı kullanırlardı. Keke ve Anthony hiçbir zaman anlaşmazlığa düşmedi. Çünkü ikisi  de biliyordu ki, oğulları Formula 1 için yaratılmıştı.”.

“Anthony ilk yarışlara geldiğinde, Nico’yu iki yıl boyunca piste çıkardığım ve belki ona daha iyi olanaklar sağladığım için Lewis’ın kartı konusunda biraz şüpheciydi. Fakat kartingde işler öyle yürümüyor. Lewis ve Nico’nun boy ve kiloları çok benzer olduğundan dolayı  bazen antrenman sırasında kartlarını değiştirirdim ve sonucun aynı olduğunu hepimiz görürdük.”

“Anthony başlarda bana kart hakkında çok soru sorardı. Fakat sonraki iki sezonda bana hiç soru sormadı. Çünkü Lewis artık kazanmaya başlıyordu ve onun kartının da iyi olduğundan emin oldu. Keke’nin sorunları ise genelde oğluylaydı. Onunla sürüş hataları konusunda sürekli çatışırdı. Fakat bu tabi ki normal. Anthony, Lewis’a bu konuda bir şey söylemezdi. Çünkü neticede kendisi hiçbir zaman sürücü olmadı. Keke bir şey söylediğinde ise çocukların ikisi de bunu dikkate alırlardı çünkü karşılarında F1 dünya şampiyonu vardı.”

Motor Racing - Formula One World Championship - Brazilian Grand Prix - Race Day - Sao Paulo, Brazil

Hamilton ve Rosberg arasındaki ilişki, Mercedes’in egemenliğindeki iki sezonda yaşanan puan krizi ile ciddi anlamda gerildi. Geçmişteki karting patronları, ikilinin artık geçinemediğini inanılması güç olarak görse de, Chiesa’ya göre dahi dışarıdan artık arkadaş olarak görünmüyorlar.

“Fakat öyle gözükmeseler bile bence hala arkadaşlar. 2000 yılından beri aynı dünya, aynı hayat içerisindeler. Birbirlerine rakip ya da düşman olmaları çok zor.”

Akabinde Oschersleben’de birbirlerinin otel odalarını dağıttıklarını hatırlayan Chiesa, “Avrupa şampiyonasındaki Lewis’ın kazandığı son yarıştı. Odalarını neredeyse tanınmaz hale getirdiler. Yataklarını camdan aşağı attılar. Gecenin bir yarısında resepsiyondakiler beni arayınca haberim oldu ve bu olayı babalarından gizlemek zorunda kaldım. Çünkü bilselerdi, beni öldürürlerdi. Fakat bu zamana kadar hep aynı odada kaldılar. Bu yüzden hala arkadaş olduklarını düşünüyorum. İki yıl boyunca aynı odada kaldığınız kişiyi asla unutamayacağınızdan dolayı. Tıpkı askerlikteki gibi.”.

Motor Racing - Formula One World Championship - Abu Dhabi Grand Prix - Qualifying Day - Abu Dhabi, UAE

Hamilton’ın 2015 yılındaki baskın mücadelesi, Rosberg’in güvenilir bir takım arkadaşı olduğu konusunda bazı ciddi soru işaretlerine yol açtı. Alman sürücü, sezonun sonlarındaki üst üste üç yarış galibiyeti ile bu tür korkuları bir nebze olsun bastırsa da hala kendisinin Hamilton’u geçebileceği tartışmaları sürüyor.

Chiesa için de bu konu bir soru işaretinden ibaret: “Bence Nico her şeyi mükemmel bir şekilde yapsaydı, Lewis’ı geçebilirdi. Kartinge geri dönecek olursak; eğer 30 maç yapsalardı, Nico Lewis’ı 20’ye 10 hatta 22’ye 8 yenerdi. Fakat görüyoruz ki Lewis daha çok yarış kazanmış. Çünkü o biraz daha agresif ve “Hep ya da hiç” mantığında olan biri. Şampiyona onun için pek önemli değil. Her yarışa tek tek bakıyor. Nico ise ikinciliğin getirdiği puanın şampiyona için önemiyle yetinebilen biri.“.

“Medya bazen Nico’nun kırılgan bir yapıda olduğunu söylese de bu yanlış. O en az Lewis kadar güçlü bir kafada ve şampiyonayı kazanabilecek kapasitede.”

Hamilton ile Rosberg arasındaki mücadele bu denli önemliyken, Chiesa bunun aslında Mercedes’in başarısı için önemli  olduğunu söyleyerek sözlerini bitiriyor: “Mercedes’in şu anda en iyi arabaya sahip olduğunu ve yarışı kazanmasının bu nedenle kolay olduğunu biliyorum. Ancak Nico ile Lewis’ın bu işi birlikte yapıyor olması, başka takımdaki herhangi bir ikiliden çok daha farklı ve başarılı. Gerçekten çok iyi çiftler.”.

“Lewis size bir limit verir. Nico da o limite kolayca ulaşır. Lakin Nico bu limitin gerçekten bir limit mi olduğunu veya üzerine konabilecek bir hızın mümkün olup olmadığını bulmak için çok fazla emek harcar.”

“Lewis’sız Nico ya da Nico’suz Lewis olursa, Mercedes asla şimdiki kadar güçlü kalamaz. En azından kartingde gördüğüm bu şekildeydi. Birbirleriyle sürekli yardımlaştılar ve biz de bu sayede yarışlar kazandık. Onlar ayrı kaldıklarında değil de, bir olduklarında güçlü olan harika sürücüler.”

Emre Girit

2000'li yılların başlarında, henüz çocukken E46 M3 ile başlayan otomobillere olan merakım, zamanla bir tutkuya dönüştü. Halen karakter sahibi otomobilleri yaşamayı ve yaşatmayı, otomobil kullanırken limitleri zorlamayı büyük bir keyifle devam ettiriyorum.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu