Otopark Takipçisinin Karting Günlüğü

Bütün hafta kendini işe güce koşturup yorduktan sonra, hafta sonunda pistte gerçekleşecek etkinliklere bakarsın. Hatta tüm hafta sonunu sırf o etkinliğe gitmek için ayarlarsın. Gerekirse eş dost görüşmelerini cuma akşamı ve cumartesiye sıkıştırırsın ama pazar günü o pist etkinliğine gidersin.

Geçen hafta sonunun (24.04.2016) pist etkinliği de karting turnuvasıydı. Pazar günü saat 16:30 gibi evden çıkıp hafif İzmir trafiğinde sakin sakin piste gittik. Aynı gün erken saatlerde gerçekleşen motorsiklet antreman günü ve İzmir BMW Topluluğu’nun buluşmasından hala izler pistte mevcut idi, yani racing motorsikletli karizmatik abilerle, 0 çizen BMW’ci çakal tayfa hala etraftaydı. Bizse mahallenin mülayim çocuğu kıvamında “abi biz karting için geldik” havasında ortada kalıverdik. Neyse ki bizi çok bekletmeden planlanandan sadece 20 dakika sonrasında karting turnuvası başladı.

Turnuva formatı, araçların birbirleriyle yarışması yerine “time attack” şeklindeydi. Yani rakiplerinizle sizi aynı anda piste salıyorlar ama amacınız, attığınız toplam 5 tur içinde en iyi zamanı yapmanız. Yani 4 tur boyunca bol spinli, kazalı turlar yapın, ama iyi zamanlı temiz tek tur çıkarmanız üst tura geçmeniz için yeterli oluyor. Aslında bu, pisti ve aracı öğrenebilmeniz için farklı şeyler deneyip kaza yapmanıza bile izin veren bir format olduğundan, çıkardığınız “best time” beklediğinizden daha iyi oluyor.

İlk eleme seansı 5’er kişilik 6 grup şeklindeydi. Her gruptan 2 kişi yarı finale çıkıyor ve yine 6’şar kişilik 2 grup yarışıyordu. Yarı finalde de her grubun en iyi ilk 3’ü finale çıkmaya hak kazanıyordu. İlk eleme ve yarı final seansı 9 hp’lik araçlarla 5’er tur üstünden yapılırken, final seansı 13 hp’lik araçlarla 10 tur üzerinden gerçekleşecekti.

Eleme yarışları başlamadan hemen önce tecrübeli arkadaşların kendi aralarında “abi 13 ve 15 numaralı araçları geçen hafta denedik, iyi kaçıyorlardı” gibi fısıltılarını duyunca hemen arkadaşların yanında bitiverdim, yarışla ilgili dedikodulara ortak oldum. Zaten bilmeyen varsa da buradan bilgilendirmiş olalım arkadaşlar; o birebir aynı olmasını beklediğiniz standart karting araçları, asla birbirinin aynısı olmaz! Elemeler başladığında ise ben 3. grup ile piste çıktım ama pist maceram sadece 2 viraj dayandı. Sebebi ise aşağıdaki hem biraz korkutucu hem de şaşırtıcı idi:

Tabi sol ön tekerleği elimize alıp pite dönünce, beni son eleme grubu olan 6. grup ile tekrar piste çıkaracaklarının sözünü aldım.

6. grup ile tekrar çıktığımda yine ufak çaplı bir heyecan ve “üst gruba çıkabilecek miyim”, “kendimi rezil eder miyim”, “acaba evde kalıp karting yerine maç mı izleseydim” gibi saçma sapan fikirler kafada dolaşmıyor değildi. Bir de daha ilk virajlarda frenajı ayarlayamayıp spin falan atınca da kafada deli sorular modu iyicene coştu. İşte bu da, gün boyu attığım o spinlerin bazıları:

Ama 2. turdan sonra aracı ve pisti iyice tanıyınca insan başka bir moda bürünüyor ve gözünü karartıyor. İşte o an başlıyorsunuz “işin keyfini” almaya. İlk seansı 1:08:xx’lik derece ile kapatıp adımı yarı finale yazdırmış bulundum. Yarı finalde de yine aynı zamanı yapıp adımı finale yazdırdım. Tabi ben şok, “ilk turda elenmesek” derken kendimi finalde buldum.

Günün formatı her ne kadar “time attack” olsa da, pistteyken diğer yarışçılarla birbirimize geçmek için girdiğimiz güzel kapışmalar da olmadı değil. Geçemediğimiz arkadaşlara karşı pes edip, sonraki turlarda daha fazla zaman kaybetmemek için özellikle ayağımı gazdan çektiğim de olmadı değil. İşte o kapışmalardan bazı örnekler:

Final için 13 hp’lik araca oturdum, 9 hp’liklerden sonra mubareğin oturuşu bile bir farklı duruyor (evet itiraf ediyorum, ilk kez 13 hp’lik karting aracına bindim). Viraj çıkışlarındaki hızlanma, yoldan dolayı titreşim ve aracın yola oturuşu düşünüldüğünde 13 hp’likler ile 9 hp’likler arasında fersah fersah fark mevcut. 9 hp’lik “fıtı fıtı” giderken, 13 hp’likler “hutu hutu” şeklinde gidiyor desek yeridir. Aşağıdaki videolar da bu araçlar arasındaki farkın kanıtıdır hocam:

Ve 10 turluk final başladığında ise yine çok iddialı değildim “sonuncu olmayayım yeter” kafasında yarışıyordum. Araca çok yabancı olduğumdan, aracın gerçek potansiyelini yola yansıtamadığımı ben de hissediyordum. Araca ısınmaya başlamam ile damalı bayrağı görmem ise malesef bir oldu. Ama sonuç yine beni iyi manada şaşırttı. Çünkü 1:04:XX’lik derece ile 4. olmuştum. Hatta kendi kendime “3. kupasını da kaçırdık” gibisinden biraz şımarıkça hayıflandım bile.

Günün sonunda elime ne geçti derseniz, herşeyden önce müthiş bir karting anısı ve yarışma keyfi derim. Ama karting aracıyla toplam 26 tur atmanın fiziksel acısı da ertesi gün çıkıyor arkadaşlar. Aracın devamlı yolda sekmesi, virajlarda maruz kaldığınız yanal kuvvetler ve sert gaz-fren pedalları sebebiyle, kaburgalarınız, sırtınız, böbrekleriniz, kalçanız ve bacaklarınız resmen dayak yemiş gibi ağrıyor. Bu da işin acı tarafı oluyor yani. Hepsine rağmen öncelikle İzmirlileri ve diğer herkesi sıradaki turnuvalara beklerim, görüşmek üzere…

NOT: Benden duymayın ama, bu Pazar yine karting turnuvası varmış…

Yazı: Rahmi TANIR