Yarış dünyasına yeni nesil süper spor otomobili MC20 ile dönmeye hazırlanan Maserati, geleceğini köklerindeki yarışçı ruhunu koruyarak şekillendiriyor.
1914 yılında Alfieri Maserati ve kardeşlerinin girişimiyle faaliyetlerine başlayan Maserati, Modena’daki fabrikasında gerçekleştirdiği modernizasyonla üretim felsefesi ve teknolojisini daha da ileriye taşırken, geçmişiyle köprü kurmaya devam ediyor. Kurucuları Maserati kardeşlerin yarışçı DNA’larının etkisiyle pistlerde doğan marka, dünya çapındaki yarışlarda elde edilen zaferlerle dolu tarihiyle, İtalyan mükemmeliyetinin sembolü olmayı sürdürüyor.
Maserati, motor sporları dünyasıyla güçlü bağını vurgularcasına Tipo 300S’nin 1955 yılında Venezuela GP’sinde elde ettiği başarıyı kutluyor. Juan Manuel Fangio‘nun pilotajında Venezuela GP’de damalı bayrağı gören Tipo 300S, iki yıl arka arkaya yaşanacak başarılara start vermiş olmasıyla ve Maserati’nin sembolü olan üç dişli mızrak logosunun (Trident) ününü dünya çapında arttırmasıyla, marka tarihindeki yerini anlamlı bir şekilde koruyor. Maserati’nin doğasında var olan bu yarışçı ve mücadeleci ruh, marka geleceğinin inşasında halen önemli rol oynamayı sürdürüyor ve yeni MC20 ile Maserati’nin yarış dünyasına geri dönüşünün sinyallerini veriyor.
Maserati Tipo 300S
Tipo 300S, 1955 yılında, tek koltuklu olarak 250S’in bir evrimi olarak yaratıldı ve 1959’a dek Maserati’nin uluslararası yarış dünyasındaki sembolü oldu. 1954 yılında, F1’de yarışan 250F’deki 230 HP’lik 2.5-litre motorlu 250S prototipinin gelişimiyle Maserati mühendisleri, motor hacmini ve gücünü arttırmaya dönük çalışmalara başladı. Çalışmalar sonucunda sadece daha güçlü ve daha yüksek performanslı değil, gelecekte standart üretim için benimsenecek olan, daha hafif konstrüksiyon konseptleri de bir spor otomobile uygulanmış oldu. Tipo 300S, Medardo Fantuzzi’nin ellerinde şekillenen sportif hatlarıyla ve göz alıcı tasarımıyla beğeni topladı. Otomobilin geniş hava girişi, geleneksel üç mızraklı Maserati logosunu (Trident) taşırken, sürücü koltuğu da küçük bir ön camla korundu. Takip eden yıllarda yeni aerodinamik teorilerinin gelişimine paralel, 300S’in kaportasında aracın kullanım ömrü boyunca verimliliğini arttırıcı bir dizi tasarım güncellemesi daha gerçekleştirildi.
Başarılarla Dolu Yarış Kariyeri
Maserati Tipo 300S, 1955’deki ilk yarışlarında rekabetçi gücünü gösterdi ve Juan Manuel Fangio‘nun pilotajında Venezuela GP’si kazandı. Güçlü ve dayanıklı motorunun ile şasisinin hızlı reaksiyonu, Tipo 300S’e hak ettiği başarıları kazandıran temel özellikler oldu. Tipo 300S’in pistlerdeki başarıları yarış takımlarından ve farklı takım pilotlarından otomobile gelen çok sayıda taleple de tescillendi.
Giulio Alfieri‘nin Tipo 300’ün rekabetçi gücünü giderek daha da arttırıcı bir dizi geliştirmeyi devreye alması, beraberinde pek çok başarıyı da getirdi. Otomobilin gerek İtalya’da gerekse farklı ülkelerdeki yarışlarda elde ettiği dereceler, onu Masarati markasının iki sezon boyunca en iyi otomobili konumuna getirdi.
Maserati Tipo 300S’ler 1956’da efsanevi pilot Sir Stirling Moss ile Carlos Menditeguy ile Buenos Aires, Pietro Taruffi Giro di Sicilia ile Targa Florio, Jean Behra Bari ile Castelfusano, Franco Bordini pilotajında ise Messina’yı zaferle tamamladı. Aynı yıl, Sir Stirling Moss, Jean Behra, Pietro Taruffi ve Harry Schell’in sırayla direksiyon başına geçtikleri Nürburgring’de ise 1.000 km Yarışı’nda başarı kazandı.
Tipo 300S, 1955 ve 1959 yılları arasında toplam 27 adet üretildi.