Dikkat ÇekenlerFeaturedHaberler
Taksilerin Türkiye’deki zaman tüneli
Taksiler öte zamandan beri insanlığın en önemli ulaşım araçlarından biri olmuştur. Adına şarkılar yazılan, diziler çekilen bu ulaşım aracı doğal olarak gelişen teknolojinin nimetlerinden faydalandı. Fakat hiç bir dönemde popülerliğini yitirmedi, aksine zaman geçtikçe insanlar tarafından daha çok tercih edilmeye başlandı.
Bu yazımızda tahmin edebileceğiniz gibi taksilerin ülkemizdeki tarihçesinden ve zaman içinde geçirdiği evrimlerden bahsedeceğiz.
Taksilerin ortaya çıkışı
19. yüzyılın son yıllarında ortaya çıkan taksi, tahmin edildiği gibi çok eski bir tarihçeye sahip değil. Alman hükümeti için önemli paketleri ve dosyaları taşıyan Thurn und Taxis şirketi 1897 yılında bir para karşılığında soylu insanları taşımaya başlar. Şirket, ismi uzun olduğu için bir süre sonra halk arasında ailenin soyadı olan Taxi olarak adlandırılmaya başlar ve taksilerin ismi ortaya çıkar.
Ülkemizde bu tarihlerde taşımacılık genellikle faytonlarla yapıldığı için taksi kavramı Almanya’dan çok sonra yerleşmiştir. Recaizade Mahmut Ekrem’in en çok bilinen eserlerinden Araba Sevdası’nda da o yıllarda Osmanlı’da yapılan fayton taşımacılığından sıkça bahsedilir.
Türkiye’de toplu taşımanın doğuşu
Cumhuriyet’ten önce İstanbul’da ulaşım faytoncu ve kayıkçıların tekelindeydi. Tanzimat Fermanı’ndan sonra ortaya çıkan vapurlar kayıkçılara, banliyö trenleri de faytonculara büyük bir darbe vurmuştu. 1869’da yayılmaya başlayan atlı tramvaylarla şehir yoğunluğunun deniz kıyısından iç kesimlere doğru kaymasından dolayı nüfus, doğal olarak da yolcu sayısı artmaya başlamıştı.
Dolmuş kavramını icat eden adam: Aşçı Halil
Tüm dünyayı ekonomik açıdan zora sokan Büyük Buhran’ın Türkiye’yi de vurması, doğal olarak toplu taşımayı da olumsuz etkilemişti. Cağaloğlu’nda küçük bir esnaf lokantası işleten Aşçı Halil de bu buhrandan etkilenmiş ve dükkanını satmıştı. Elindeki parayla kendisine bir otomobil alan Aşçı Halil, 1931’de dolmuşçuluğu başlatarak Karaköy – Taksim arasında taksi ücretlerini bölüştürerek toplu taşıma faaliyetine başladı. Artan nüfustan dolayı tramvayların çalışamayacak dolulukta olması sebebiyle rağbet gören bu uygulama, kısa zaman içinde başta faytoncular olmak üzere pek çok girişimci tarafından da uygulanmaya başlandı.
Dolmuşçuluğun reddedilmesi ve şoför kuralları
Aşçı Halil’in parlak fikri zamanla yaygınlaşmış ve büyük bir sektör haline gelmişti. Bazı şoförler bu uygulamayı yasallaştırmak için belediyeye başvursa da dolmuşlar tramvaylara karşı ciddi bir tehdit olarak görüldüğü için belediye bu başvuruyu kabul etmedi ve taksileri yasal bir ulaşım aracı olarak görmedi. Bunun üzerine dolmuşçular kendi cemiyetlerini kurarak bütün dolmuşların tek tip olmasını sağladı ve dolmuş şoförlerine bazı kriterler getirdi. Fakat bir süre sonra günlük 100 bine yaklaşan yolculuk sayısını belediye daha fazla inkar edemedi ve 1954 yılında dolmuşlar resmen yasallaştı.
20. yüzyılın sonlarına doğru modern taksicilik
Kısa süre içinde beklenenden fazla gelişen dolmuş kavramı, bir süre sonra kendi içinde taksileri doğurdu. Belediye artan talep yüzünde dolmuşların tıpkı belediye otobüsleri gibi belli güzergahlarda çalışmasına karar verdi ve taksiler ile dolmuşları ayırdı. 1970’li yıllarda Murat 124’lerin satışa sunulmasıyla beraber İstanbul’da ciddi bir taksi sirkülasyonu başladı. Şoförler eski ve ekonomik açıdan ömrünü dolduran taksiler yerine yerli malı TOFAŞ’ları tercih etmeye başladı.
80’lerde isteğe bağlı olan taksimetrelerin olmadığı araçlarda ücret tartışmaları çıkıyordu. Olayların çığrından çıkması üzerine alınan kararla taksimetre bütün taksilerde zorunlu hale getirilecek, böylece gereksiz tartışmaların önüne geçilecekti.
90’larda başlayan turist akınından taksiciler de etkilendi. 1991’de tarihi yarımada’da taksicilik yapan İhsan Aknur, aracına genellikle turistlerin binmesinden dolayı günlük turlara başladı. Bu iş için İngilizce öğrenen, tarih kitapları alan Aknur adeta bir seyyar turist rehberi olmuştu.
2000’ler: Taksiler ve politika
Taksiler politikada da önemli bir kilometre taşı oldu. Parti liderleri ve hükümetler seçim startlarını yıllarca taksi duraklarında verdi. Siyasetin renkli simalarından Tansu Çiller’in telsizden taksicilere seslenip zamları eleştirmesi o yılların en büyük haber malzemelerinden birisi olmuştu.
Bununla beraber taksi adı hep trendlerde yer aldı. Çiçek Taksi dizisi ve Emrah’ın Hey Taksi şarkısı o yılların fenomenleri arasına girdi.
Merhaba yeni dünya: Taksilerin teknolojiyle tanışması
Her dönemde güncel kalmayı başaran taksiler, 21. yüzyılda teknolojiden uzak kalamadı. Yüksek donanımlı, kredi kartıyla ödeme yapılabilen taksiler yaygınlaşmaya başladı. Yerli markalarımızdan biri olan Karsan’ın tasarladığı V1 taksi, New York’un yeni taksisi seçilemese de finale çıkmayı başardı. Avrupa’nın pek çok ülkesinde kullanılan elektrikli taksiler Türkiye yollarına çıktı.
Epey uzun bir yazı oldu fakat 150 yılı aşkın, uzun bir mazisi olan taksilerin tarihçesi bir solukta anlatılacak kadar kısa değil. Teknoloji eğer bu hızla ilerlerse gelecek yıllarda uçan taksilerin hayatımızda yer alacağı su götürmez bir gerçek. Herkese keyifli sürüşler..
Kaynak: Line.do
Ben bu taksi plakasının ne zaman bir anda tavan yaptığını , trilyonlara satılmaya başladığını öğrenmek isterdim. Birde 280 bin tl ye belediyelerin plakasını dağıtacağı yeşil taksi plakalarına ne oldu.
Yanlış hatırlamıyorsam sıfır taksi plakası bir ara bulunmaz oldu, kriz döneminde durumu değerlendirip kiraya vermek isteyenler yüzünden fiyatlar tavan yaptı. Yeşil plaka olayına gelince, para olan bir sektörün musluğu hiç bir zaman devlet eliyle kesilmez, örneğin yıllardır kapatılacak denip de kapatılmayan Gebze-Harem dolmuşları.
Güzel bir içerik olmuş. Soluksuz okudum 😀
memlekette sadece murat124 ve sw reno12’lerin taksi olduğu zamanlar (toplasan 15tane ancaydı zaten) Ankara’da eski yada yeni kasa arkası 1metre havaya kalkık, farlarına ve arka stoplarına ten çorap geçirilmiş şahinler revaçtaydı 🙂 tam hatırlamıyorum da ara sıra audi80 yada 100 denk gelir ağzımız açık binerdik. O zamanlar İstanbul’u görmediğim için bilmiyorum ama İstanbul’u tanıdığımdan beri taksilerini hiç beğenmem, çoğu yıkık dökük hurda ama Ankara’da hala çok faça ve değişik model taksiler var
Audi 80’ler efsaneydi be 😀
güzel paylaşım olmuş
Kaynağın adresini tam olarak yazabilir misiniz lütfen