Haberler

50 yıllık çekişme: Amerikan mı İtalyan mı?




Yaklaşık 50 sene kadar önce Ford, 24 Saat Le Mans yarışını kazanmaya kafayı takmıştı. Ki bu takıntı birçoklarına göre Enzo Ferrari’nin şirketini Amerikalılara satmayı reddetmesiyle ortaya çıktı. Bunun sonucunda, 1964 yılında çok başarılı bir hamleyle Ford GT40 ortaya çıktı. Bu büyük emek ve çalışmanın sonucunda GT40, 1966-1969 yılları arasında üst üste tam 4 kez Le Mans’dan zaferle ayrıldı.

1964 Ford GT40
1964 Ford GT40

Ford’un en büyük rakibi tabi ki 1960’ların ilk yarısında Le Mans’ı domine eden Ferrari takımıydı. 50 yıl önce başlamış olan bu büyük mücadele, günümüze kadar ulaşmayı bildi. Gelin bunu 2006 model yılına ait Ford GT ve Ferrari F430’da inceleyelim. İki otomobil de görenlerde çarpıntı yapıyor, ortadan motorlu ve inanılmaz performans sunuyor. İkisi de iyi güzel de, şu 50 yıllık mücadeleyi düşününce hangisi daha önde?

İki araç da çok çok özel makinalar, ancak bu işe şöyle bir isim vermek mümkün: “Modern vs. Retro”.

Ferrari F430 kesinlikle baştan ayağa modern görünümlü, Ferrari’den beklenen sofistikelik kesinlikle onda mevcut. Aynı zamanda adaleli bedeniyle, çok kişinin canını yakmış, yakacak bir elit.

black-ferrari-f430

Ford GT de kesinlikle rakibi kadar dikkat çekiyor. Eskileri kendine hayran bırakan GT40 tasarımının izleri, “beni benden alıyorsun yahu” dedirtiyor. Açık konuşmak gerekirse bunu herkes demez, ancak onun geçmişini bilenler neden bahsettiğimi anladı.

İçeride ise Ford GT sanki hala Le Mans’da. Alçak oturma pozisyonu, kısa camlar, görüş açınıza giren ön cam bağlantıları, virajlarda görüşünüzü kapatan kocaman A sütunu… Ayrıca, sağ arka farınızın oralarda biri duruyorsa, onu sizden tamamen saklayan bir B sütunu Ford GT’yi kesinlikle kullanışlı yapmıyor. Ancak bunların yanında, koltuklar makul seviyede konfor sunuyor ve okuması kolay kadranlar ve kontrol düğmeleri size tam anlamıyla bir yarış otomobilin içinde olduğunuzu hatırlatıyor.

2006-ford-gt

Ford GT’nin sürüş dinamikleri… Makina benim çok sevdiğim bir tabirle hissiyatlı. 5.4 litre hacimli supercharger destekli V8 motor, ürettiği 550 HP güç ve 678 Nm tork ile GT’yi 0’dan 100 km/h hıza 3.5 saniyede ulaştırıyor.

Mücadelenin modern ve egzotik olan tarafı F430 ise daha geniş ve ferah bir iç kısımla sürücüsünü karşılıyor. Ayrıca F430’dan inip binmesi Ford GT’den daha kolay ve Ferrari’nin sunduğu baş mesafesi de Ford’unkinin ötesinde.

F430’a ciğer veren ünite ise üstten çift egzantrikli 4.3 litrelik bir V8. Bu çılgın kardeşimiz 483 HP güç ve 465 Nm tork değerleriyle GT’nin altında kalıyor belki ama gücünü sunduğu devir bandı GT’den daha geniş ve 0-100 km/h hızlanması 3.6 saniye. Bu gücü diferansiyele 6 ileri, kulakçıktan kontrollü manüel şanzımanla aktaran İtalyan Aygırı‘nda vites küçültmek kendinizi Michael Schumacher gibi hissettiriyor. Motor sesi tabiri caizse kıtır kıtır ve kulaklarınızı okşuyor. Bu kesinlikle F430 için bir artı çünkü GT motor sesini onun kadar size dinletmiyor.

İki otomobil de şöyle gidiş geliş, düzgün asfaltlı, hafif rüzgarlı uzun yollarda onları sürme hayali kurduruyor. Yolda neler dönüyor an be an size bildiren muazzam tepkili direksiyon, virajlardaki müthiş tutuş kabiliyeti, muntazam sürüş karakteri ve yanınızdakini korkudan titretecek performans kimilerini söz gelimi evi arabayı satıp bunlardan birini almaya ikna ediyor. Yani, sonuçta hangisi daha önde sorusunun cevabına gelecek olursak. Kesinlikle kişisel bir görüş, herkese göre değişebilir. Beni daha çok heyecanlandıran ise gelenekçi Ford GT.

Bir gün bunlardan birine sahip olacak biri bu satırları okuyacak mı bilmiyorum ama 50 yıllık rekabetin ürünü bu hissiyatlı otomobiller önce tanınmayı ve hiç değilse okunmayı ve izlenmeyi hak ediyor.

 

İzzet Can Bekar

Küçükken babamın Tipo'suna binip onu kullandığımı hayal ederdim, zihnimde uzun yolculuklara çıkar babam gibi vites değiştirirdim. O yıllarda gelişen bu tutku, hayatıma şekil veriyor. Bu arada İTÜ'de Makina Mühendisliği okuyorum ve gerçek bir motor sporları tutkunuyum.

İlgili Makaleler

9 Yorum

  1. Sevgili Otopark.com Editörleri,

    İçerik oluşturma çabanızı anlayışla karşılıyorum. En azından araba incelemeleri için gösterdiğiniz çabayı düşündüğünüzde içerik oluşturmanın sancısını az çok bilen insanlar olduğunuzu düşünüyorum.

    İçerik, tık, sayfa gösterimi falan fılan bunlar güzel şeyler. Ancak bu yazı ve benzeri birçok yazıda, ki zaten cümlelerin bile size ait olmadığı çok belli, resimler dahil tüm içeriği -darılmaca yok- çalıyorsunuz. Ben üstteki yazıda ( http://www.roadandtrack.com/car-culture/a29025/ferrari-f430-vs-ford-gt/ ) sayfanın kaynağına doğrudan bir referans ya da izin alındığına dair bir ibare göremiyorum.

    Bu şekilde içerik oluşturmak için bin türlü zahmete giren insanların bu kadar kolay içerik aşırması en azından kendi işlerine saygı duymadıklarını gösteriyor.

    Eğer kaçırdığım bir nokta varsa lütfen düzeltin.

    1. Kaçırdığınız nokta siteyi kullanmayı bilmemeniz, yazının sonunda KAYNAK VE ETİKETLER diye bir link var, arkadaş kaynağı orada belirtmiş ama link eklemeyi unutmuş. Kaynaklar görülmeyip gereksiz tepkiler veriliyor. Sizde haklısınız buton biraz küçük ama sitenin tasarımı ile alakalı bir durum.

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu