
- Beygir Gücü 110 hp
- Azami Tork 250 nm
- Azami Hız194 km/s
- 0-100 Km Hızlanma10.5 saniye
- Kilometre 5800
- Model yılı 2016 (Makyajsız)
Kendisi, uzun zamandır merak ettiğim, sokakta hergün onlarcasını gördüğüm ve nasıl bu kadar sattığını, satılma sebeplerini düşündüğüm bir arabaydı. Tanışmamız piyasaya çıktıktan 4 sene sonra FR ile beraber en çok satan versiyonuna nasipmiş.
Geçtiğimiz hafta zat-ı muhterem ile 6 gün 450km'lik bir birlikteliğimiz oldu. Maalesef videosunu çekme şansım olmadı. Ancak bu çok satan araç hakkındaki fikirlerimi sizinle sözlü olarak dahi olsa paylaşmak isterim. Ana başlıklar halinde toparlayıp işe başlayalım.
İç Mekan:
"Orta şeker" kelimesi herhalde Leon'un iç mekanını en iyi tanımlayan kelimelerden biri. Aslında olumsuz bir algısı olmasa "vasat" tanımı daha çok otururdu. Malzeme kalitesi vasat, kapı üst önde yumuşakımsı ancak arkada sert. Kapı açıp kapama hissi nerede Golf megane,308'den kötü. Belki de en sevmediğim şeylerden biri oldu. Kapıyı söküp atmak istedim. Böyle boş,ucuz bir kapı uzun süredir görmemiştim. Kapı ile olan sorunumu geçersek; Ön kol dayama ufak,gözlüklük yok,şoför koltuk altı ve aydınlatma kumandası altı göz var. Ön kapı gözleri büyük ancak arkadakiler ufak. Arkada mazgal var bu güzel birşey. Arka yaşam alanı makul. boyum 1.91 kendi ideal sürüş pozisyonumda arkaya "sınırlarda" sığdım. Direksiyon malzeme kalitesi güzel ama direksiyon çok ince parmak gibi onu sevmedim. Multimedya ekranı 5 inc, moral bozuyor. Torpido normal boyutlarda. Bagaj 350lt ile sınıf standardında ancak eşik yok yüksek eşyaları bildiğin bagaja yerleştirmek yerine atıyorsunuz. Opsiyon olarak Sunroof vardı, kumandası çok yönlü ve kullanışlı.
Şanzıman:
7 İleri DQ200. Tüm alt/orta sınıf VAG araçlarından alıştığımız şanzıman. Daha önce pek çok vag aracında kullanma şansım olmuştu, bu arabada biraz daha sağlam hissettirdi. Sanırım yıllar geçtikçe iyileştirmeler yapılıyor. Arkaya kaydırma tam frene basıp vites değiştirmezseniz olası, geçiş hızları muazzam,sarsıntısız. D modunda gaz tepkisi o kadar ölü ki sizi sürekli gazı ezmeye teşvik ettiğinden yumuşak gaz pedallı bir arabaya geçtiğinizde alışmak zor oluyor. S modu canlı ancak orada da vitesi sürekli düşük tuttuğu için ekonomiden ödün vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu araçta insan bir sürüş modu mutlaka istiyor. Bu bir eksiklikti, neyse ki makyaj ile gidermişler. Titreme,silkeleme hiç yaşamadım ancak zaten araç daha 5800km de idi. Beklemiyordum. Daha önce kullandığım bir başka VAG aracı 1.4 tdi Polo'da bahsettiğim gibi (incelemeyi izleyenler bilir) DSG bu kalibredeki bir dizel motorda gereksiz hissettiriyor. Gereksiz hızlı. İnsan kaya gibi bir tork konvertörlüyü arıyor.. Çünkü bu arabaların amacı belli; trafikte dur kalk yapmak ve az yakmak. Performans iddiası zaten yok. O halde DSG'ye ne hacet?
Konfor:
Gelelim bende dananın kuyruğunun koptuğu yere..Farlar da bence konforun bir parçası. Buradan başlamak lazım. Kısalar vasat, uzun yok gibi birşey. Aydınlatma performansını hiç beğenmedim. İyi ki makyajda revizyona gidilmiş.Motor sesi uzun yolda yok ancak şehiriçinde ve dip gaz da biraz kulak tırmalıyor. Araba sert. Ancak bu sertlik rigitlikten gelen, sportif karakterin bir yansıması olan sertlik değil. Bu sertliğin içinde geçirgenlik de var,şeffaflık da var,izolasyon eksikliği de var,kalitesizlik de var. FR kullanan arkadaşıma özellikle sordum,depo kapağında psi belirtilen listede konfor seçeneği var mı diye. Yok yanıtını verdi. Bu arabada 3 kişi için 36 32, 5 kişi için 39 34 ve konfor seçeneği olarak da 32 29 vardı. Aracı teslim aldığında Turanza'ların hepsi 36 idi. Baktım çekilecek gibi değil, hemen 32 29 hava bastım. Evet araba nispeten yumuşadı ancak istediğim düzeye gelmedi. Konfor beklentisi olan bu arabayı kesinlikle 16 inc'ten yukarı almasın. 17 inc ile bile bu kadar yol sesi var ise 18 19 takanları düşünemedim.. Tabi aracın yol sesinin içerde bu denli duyulmasında Turanza'ların payı büyük ancak michelin,hankook ya da goodyear gibi yumuşak hamur taksak belki izolasyonu arttıracağız ama sanmıyorum ki o şeffaflık gitsin. Arabada yana yatma eğilimi az, sportif bir karakteri var. Bu güzel. Dikey hareketlerde de çok üzmüyor esniyor ancak geri kalan tüm kriterlerde sınıfta kalıyor. Rüzgar sesi 120den sonra başlasada 80'den itibaren başlayan yol sesi,her bir çukuru ilikerinize kadar hissetmeniz, biraz hızlı geçeyim şu tümsekten çukurdan dediğiniz anda başlayan bam gümler sizi sportiflik iddiası olmayan c segment bir otomobil de üzüyor. Elbette uçan halı beklemedik, süzülelim istemedim ama bir 6C Polo'dan iyi olabilse memnun olurdum.
Motor/sürüş hissi/yol tutuş:
1.6 tdi dolu dolu tork bandı ve 110hp'sini size kanının son damlasına kadar vermesiyle takdirinizi kazanıyor. 130luk rakiplerinden bazılarının 10sn 0-100 verdiği yerde 10.5 ile yüz güldürüyor. Ancak 120km/s'den sonra ara hızlanmalarda çok birşey beklememek lazım. Yolunu aldığında 200km+ görmek mümkün olsa da ara hızlanmalarda bazen size ne olur daha fazla basma iflahım kesildi diyor. Potansiyel var ancak stock olarak göremiyorsunuz. Yazılım şart

Leon yol tutmuyor diyemem. Limitleri güzel bir lastik ile daha da yukarılara çıkabilir. Kulandığım şu haliyle beni çok tedirgin edecek bir hareket yapmadı ancak bazen fazla zorladığınızda arkası kademe kademe gelmek yerine bir anda kopabiliyor ki bu çok istediğimiz birşey değildir. Ancak dediğim gibi fazla zorlandığında ortaya çıktığı için standart bir kullanıcı bu söylediğimin yalan olduğunu iddia edebilir. Fren dozajını beğendim ve araba sağlam duruyor.Ancak dip frende poponun hafif titremesini sevmedim.Torsiyonun makyajda yerini yarı bağımsız arkaya bıraktığı iyi olmuş.. Sürüş hissi 110luk bir dizelden ne bekliyorsanız o işte. ne özel bir direksiyon tepkisi ne de eğlenceli bir şasisi var. Ancak beni çok rahatsız etmedi.
Sonuç:
Leon benim için iç tasarımda da bahsettiğim gibi tam anlamıyla orta şeker bir otomobil. Eksisi var ancak katlanılamayacak gibi değil. Artıları var ancak harika değil. C sınıfının Şampiyonlar Ligi potasını kovalayan takımı. Beğeni toplayan dış tasarımı bence ülkemizde bu kadar çok tutulmasının yegane sebebi. Şampiyonluk için daha çok yolu var.