2011 yılının yazı Gebze nin Kadıllı köyünde satılık villaları gezerken bir garajda unutulmuş, araba meraklısı olmama rağmen hiç bilmediğim bir modelle karşılaştım. Aslen tosbağa pek sevmeme rağmen bu vw hoşuma gitti. Eski ve yaşlanmış arabalarda kapının açılınca esnemesi kapanırken sıkı hissettirmemesini çoğu insan bilir. Bu arabanın kapısının diri bir şekilde açılıp sıkı bir şekilde kapanması arabanın genel olarak sıkı duruşu ile biraz daha meraklandım. (bir vw klişesidir değil mi ama kapı sesi )
malum villalar:
Villaları almaya talip amcalarımdan en büyüğü -kendisi gençliğinde kaportacılık da yaptığından- bu evle bu arabayı alırsak ben bunla uğraşır adam ederim deyip sahiplendi. Pazarlık vur aşağı çık yukarı derken anlaşılamadı. O gün olurda bir imkan olursa diye notlarıma arabanın yerini adını kaydettim.
bir garip araba:
O not icloudda kaldı. Hiç silmedim. Bir üniversiteye başladım bıraktım başkasına geçtim, Erasmus ile italyaya gittim geldim. 2014 yazı bir daha gittim arabayı görmeye. Villalar hala satılık araba hala 20 yıllık tozunun altında. Bir miktar birikmiş de var. İlkten aramaya çekindim; şimdi klasik olduğu malum bir arabaya komik bir meblağ ile teklif yaparım da git kumla oyna çocuk muamelesi görmek de var.
Araç sahibine ulaşmak için emlakçıları komisyoncuları geçmek onlarla akıl çalımlarına girip sizin komisyonunuzu vermemek için sahibine ulaşmaya çalışmıyoruma inandırmak biraz işleri ağırdan aldırdı. 5li villanın sahiplerinden arabanın değil yanındaki evin sahibine ulaştım. Kendisine meramımı anlatıp sahibine bildirmesini istedim tamam dedi kapadı. Bir hafta sonra yine aradım, yineledim. Tekrar aradığımda araç sahibinin telefon numarasını verdi.
Aradım. Denk gelinebilecek en efendi insanlardan biri.
Önce araç hakkında bilgi verdi. Aracın sahibi eşinin babası imişr Şeref Yazgan.Aracı bizzat Almanya fabrikasına gidip sipariş etmiş o zamanlar. O zamanlar VW nin distiribütörü Doğuş değil, Çiftçiler diye bir grup yapıyor Türkiye de. Aracın sipariş takibi olarak o zamanlar vapurun limana yanaşacağı saati bildiren bir mektup ile haber veriliyormuş:
Detayları,arabanın en son '88 de bir bakım geçirdiğini, '92 den beri o garajda yattığını , en son '93 te muayeneye girdiğini, teklif ettiğim fiyatın onların da(Rahmetlinin kızı olan eşinin de) düşündükleri ile aynı olması sonucu anlaştık, sözleştik. Bütün herşey telefondan henüz birilerini görebilmiş değilim. Konuştuğum kişi de (araç sahibinin damadı) Yapıkredi Bankasının Koç grubuna ait olmadığı zamanlarında orda çalışmış bilgisayar mühendisi.
Aklıma geleni uygulamaya başladığımdan ve telefonla anlaşıp sözleştikten sonra satışı gerçekleştirinceye kadar geçen süre 6 ay.
orijinal 85binde ilk sahibinden :
Araç hala ruhsatta Rahmetlinin üzerine görünmesinden, Rahmetlinin ikinci eşi, ikinci eşinin üvey çocukları vs dallanıp budaklanan bir soy ağacı olmasından kimin nerede olduğu bilinmediğinden 6 ay sürdü satışı almak.
Ancak aracın muhattap olduğum varisleri uğraşmaya değmez demeyip İstanbul ankara arası mekik dokuyup resmi işlemleri çözdüler. Çetrefilli ve can sıkıcı işlerle uğraşmak, ihtiyacınız da yoksa her kişinin yapacağı iş değil.
2015 mayıs ayında tüm vergileri ödenmiş ancak 22 senedir muayenesi olmayan aracın satışı için pendikte notere gittik. Aracınız Akara kayıtlı gidin ordan şu işlemleri daha halledin denildi noterden. Bir kere daha Ankaraya gittiler. Bir hafta sonra yine başarısız bir girişim emniyetten o güzelim klasik plakalarını söküp getirip iade etmezseniz aracın muayenesi olmadan gerçekleştirilebilecek satış yolu trafikten çekme belgeli satış işlemini gerçekleştirmeyiz dediler.
Biz bu hengame ile uğraşırken villalar birilerine satıldı. Araba hala garajda iken. Yeni sahipleri de arabadan ve arabanın durduğu garajın tamir takım taklavatla dolu olmasından hayaller kurmuş olsa gerek o da talip oldu. Yeni ev sahiplerinde satıştaaracılık yapan oranın köy sakinlerinden birisi de talip oldu. Bunu duyan Rahmetlinin damadının üniversite okuyan oğlu da izmir den talip oldu.
Şimdi benim etim budum herşeyim ufacık birikimim ve fiyat teklifim diğer gelen tüm tekliflerin yanında ezik kalacak ve zaten daha yüksek bir meblağayı çıkaramayacağım.
İzmirli kardeş zaten pek asılmadığı derslerini daha da boşlar diye elendi. Diğer tekliflere de -Allah razı olsun- sözü verilmiş bir araba olduğu için direk red cevabı verildi. Karşılaştığım insanların güzelliği gösteren bir anı da bu olaylar sonrasında devri almamış olsam da parasını verip arabayı kendi evimin garajına götürmei yeklif ettim. Parayı satış esnasında alabileceklerini arabayı istediğim zaman alacağimi söyledir.
Hemen aldım:
Beyazlı abiden Allah razı olsun. (Rahmetlinin Damadı)(troll de: şu aracılık yapan köylü.) Nakliye yapan abi de yolda iken klasik araba dert bela derken arabyı görünce yorumları aksi yönde olmaya başladı.
Eve getirdim. O hafta satışı tamamladık. İlk marş önemli. Şİmdi uzun süre yirmi seneyi aşkın beklemiş motora marş vurmak tüm kurumları motora toplamak pek akıllıca durmuyor. Ancak tamamen metal içine vw amblemi oyulmuş anahtarı kontağa sokup denedim. Merak başka bir şey. Tabiki akü bittiği için tık sesi bile gelmedi.
Hiç çalıştırmadan en küçük vidasına kadar söküp yenileyip daha iyi bir seviyeye getirme çalışmalarım devam ediyor...
malum villalar:
Villaları almaya talip amcalarımdan en büyüğü -kendisi gençliğinde kaportacılık da yaptığından- bu evle bu arabayı alırsak ben bunla uğraşır adam ederim deyip sahiplendi. Pazarlık vur aşağı çık yukarı derken anlaşılamadı. O gün olurda bir imkan olursa diye notlarıma arabanın yerini adını kaydettim.
bir garip araba:
O not icloudda kaldı. Hiç silmedim. Bir üniversiteye başladım bıraktım başkasına geçtim, Erasmus ile italyaya gittim geldim. 2014 yazı bir daha gittim arabayı görmeye. Villalar hala satılık araba hala 20 yıllık tozunun altında. Bir miktar birikmiş de var. İlkten aramaya çekindim; şimdi klasik olduğu malum bir arabaya komik bir meblağ ile teklif yaparım da git kumla oyna çocuk muamelesi görmek de var.
Araç sahibine ulaşmak için emlakçıları komisyoncuları geçmek onlarla akıl çalımlarına girip sizin komisyonunuzu vermemek için sahibine ulaşmaya çalışmıyoruma inandırmak biraz işleri ağırdan aldırdı. 5li villanın sahiplerinden arabanın değil yanındaki evin sahibine ulaştım. Kendisine meramımı anlatıp sahibine bildirmesini istedim tamam dedi kapadı. Bir hafta sonra yine aradım, yineledim. Tekrar aradığımda araç sahibinin telefon numarasını verdi.
Aradım. Denk gelinebilecek en efendi insanlardan biri.
Önce araç hakkında bilgi verdi. Aracın sahibi eşinin babası imişr Şeref Yazgan.Aracı bizzat Almanya fabrikasına gidip sipariş etmiş o zamanlar. O zamanlar VW nin distiribütörü Doğuş değil, Çiftçiler diye bir grup yapıyor Türkiye de. Aracın sipariş takibi olarak o zamanlar vapurun limana yanaşacağı saati bildiren bir mektup ile haber veriliyormuş:
Detayları,arabanın en son '88 de bir bakım geçirdiğini, '92 den beri o garajda yattığını , en son '93 te muayeneye girdiğini, teklif ettiğim fiyatın onların da(Rahmetlinin kızı olan eşinin de) düşündükleri ile aynı olması sonucu anlaştık, sözleştik. Bütün herşey telefondan henüz birilerini görebilmiş değilim. Konuştuğum kişi de (araç sahibinin damadı) Yapıkredi Bankasının Koç grubuna ait olmadığı zamanlarında orda çalışmış bilgisayar mühendisi.
Aklıma geleni uygulamaya başladığımdan ve telefonla anlaşıp sözleştikten sonra satışı gerçekleştirinceye kadar geçen süre 6 ay.
orijinal 85binde ilk sahibinden :
Araç hala ruhsatta Rahmetlinin üzerine görünmesinden, Rahmetlinin ikinci eşi, ikinci eşinin üvey çocukları vs dallanıp budaklanan bir soy ağacı olmasından kimin nerede olduğu bilinmediğinden 6 ay sürdü satışı almak.
Ancak aracın muhattap olduğum varisleri uğraşmaya değmez demeyip İstanbul ankara arası mekik dokuyup resmi işlemleri çözdüler. Çetrefilli ve can sıkıcı işlerle uğraşmak, ihtiyacınız da yoksa her kişinin yapacağı iş değil.
2015 mayıs ayında tüm vergileri ödenmiş ancak 22 senedir muayenesi olmayan aracın satışı için pendikte notere gittik. Aracınız Akara kayıtlı gidin ordan şu işlemleri daha halledin denildi noterden. Bir kere daha Ankaraya gittiler. Bir hafta sonra yine başarısız bir girişim emniyetten o güzelim klasik plakalarını söküp getirip iade etmezseniz aracın muayenesi olmadan gerçekleştirilebilecek satış yolu trafikten çekme belgeli satış işlemini gerçekleştirmeyiz dediler.
Biz bu hengame ile uğraşırken villalar birilerine satıldı. Araba hala garajda iken. Yeni sahipleri de arabadan ve arabanın durduğu garajın tamir takım taklavatla dolu olmasından hayaller kurmuş olsa gerek o da talip oldu. Yeni ev sahiplerinde satıştaaracılık yapan oranın köy sakinlerinden birisi de talip oldu. Bunu duyan Rahmetlinin damadının üniversite okuyan oğlu da izmir den talip oldu.
Şimdi benim etim budum herşeyim ufacık birikimim ve fiyat teklifim diğer gelen tüm tekliflerin yanında ezik kalacak ve zaten daha yüksek bir meblağayı çıkaramayacağım.
İzmirli kardeş zaten pek asılmadığı derslerini daha da boşlar diye elendi. Diğer tekliflere de -Allah razı olsun- sözü verilmiş bir araba olduğu için direk red cevabı verildi. Karşılaştığım insanların güzelliği gösteren bir anı da bu olaylar sonrasında devri almamış olsam da parasını verip arabayı kendi evimin garajına götürmei yeklif ettim. Parayı satış esnasında alabileceklerini arabayı istediğim zaman alacağimi söyledir.
Hemen aldım:
Beyazlı abiden Allah razı olsun. (Rahmetlinin Damadı)(troll de: şu aracılık yapan köylü.) Nakliye yapan abi de yolda iken klasik araba dert bela derken arabyı görünce yorumları aksi yönde olmaya başladı.
Eve getirdim. O hafta satışı tamamladık. İlk marş önemli. Şİmdi uzun süre yirmi seneyi aşkın beklemiş motora marş vurmak tüm kurumları motora toplamak pek akıllıca durmuyor. Ancak tamamen metal içine vw amblemi oyulmuş anahtarı kontağa sokup denedim. Merak başka bir şey. Tabiki akü bittiği için tık sesi bile gelmedi.
Hiç çalıştırmadan en küçük vidasına kadar söküp yenileyip daha iyi bir seviyeye getirme çalışmalarım devam ediyor...
Son düzenleme: