Daha önceden Alfa 156 denememiştim hele 2.0 T.Spark hiç denememiştim, Alfa sürdüğüm de söylenemez. Ama işte bugün bir ilk oldu, direksiyonun başına geçtim, Petrolhead diyoruz yazıyoruz ama J.Clarksonun deyişiyle yarım petrolhead olduk sanırım..Hafif gazlama ve daha çok
@Sirius ’un gazlamasıyla kabin içerisinde deneyimledim.
Araç hakkında ön yargılarım vardı.Ama bugün nispeten şaşırdım.D segmenti olmasına rağmen dar virajlı yollarda elinden geldiği kadar tutunmaya çalıştı araba tam önden kayacakken arka süspansiyon garip ve çok ani hissedilebilir bir şekilde sizi içeriye sokuyor ve çizginizde gidiyorsunuz. Yani kısa şasili hafif siklet Clio I im vardı belki onun kafadan açılır dediğim yerlerde inadına tutundu, kocaman gövdesiyle. Aşırı zorlamadıkça korkulan senaryolar yaşanmıyor(Not: Aşırı zorladık çok az korktuk ama alışığız bu işlere devam...
) .Bunlar harici aracın D segment oluşunu gizleyen sürüş ve sürücü odaklı bir araç hissettim günün sonunda.
Yalıtım seviyesi o zamanın ortalama bir D segmenti seviyesinde, süspansiyonlar böbrek taşı düşürtmüyor ama çukurları hissedebiliyorsunuz.Bence aracı hissetmek için biraz da olsa çukuru hissetmenin bir yanlış tarafı yok.E36 ile çok benzeşiyor bu konuda.
Tasarım olarak çok şaşırttı, yer yer 70 lere gönderme yapılırken yer yer de postmodern çizgiler ve fütüristik çizgiler var.Ya sev ya terket diyordum, Alfa için gerçekten de öyle tasarım anlamında.
Bagajı tam bağımsız süspansiyondan dolayı gözüme biraz ufak geldi ama ziyanı yok, sürüşte faydasını gördüğüm şey iç mekanda moralimi bozmazdı.
İç mekan malzeme kalitesi olarak çoğu yerde Alfa’yı başarılı görsem de bir takım incik boncuk parçalarda insanın canını sıkabilir.
Kadranlar çok iyi sürücünün yanındaki kişi kesinlikle kadranda km devir saati vb gibi detayları göremiyor, söför olmadığına kıskandırıyor yanda otururken
Motor sesi alt devirlerde 2.0 gibi olmasa da üst devirlerde çok zevkli bir sesi var downshiftlerde falan insan hep bu bantta kalmak istiyor insan.
Motor gücü ise 155 idi herhalde yanılmıyorsam, gidişi 2.0 arabadan beklenildiği gibi eksiği yok, 1.6-1.8 lere göre oldukça fazlası var.Otobanda daha fazla farkedilir muhtemelen.
İçeride garip garip Alfa-Momo logoları görüyorsunuz dolayısıyla arabayı seven insanlar için içeride sıkılmak pek mümkün değil, sadece cam bitimi biraz yüksekte dolayısıyla boyu kısa olanları rahatsız edebilir.
Direksiyonunu aşırı sevdim(abartmıyorum), tepkiler çok net, ağırlığı çok yerinde bugüne kadar bindiğim araçlarda en hisli direksiyona sahip olanı bence buydu.Zamanenin E46 sına bindim mesela onda çok az da olda yapaylık hissi vardı, ama 156’da şaka gibiydi, gerçekten iyi bir kramayer direksiyon gibi desem yanlış olmaz.
.Vites geçişleri çok net yolları kısa ve kemikli, frenleri çok sıkamadım ama yeterli geldi.
Kısaca söylemek gerekirse, ön yargılarımın çoğunu kırdı, doğruya doğru yalana gerek yok
bazılarını da kısmi olarak doğruladı.Bu arada 147 şasisinde çok daha zevkli olacağını düşünüyorum bu kombinasyonun.
Araç özelinde de şunu söyleyebilirim bej deri koltuklarla, metalik yeşil 2.0 Alfa şımartıyor insanı, sahibinin iyi günlerde kazasız belasız binmesini temenni ederim.
Not:Alfa 75’i şimdi daha çok merak ediyorum.