Araç: Citroen
Modeli: Saxo 1.5 D SX
Yılı: 2003
KM'si: 260.xxx
Artıları:
+ Sınıfındaki araçlara göre orjinal parça bolluğu
+ Düşük yakıt tüketimi
+ Emsallerinden daha kaliteli iç mekan malzemeleri (özellikle direksiyon derisi ve plastik aksamlar)
+ Kolayına masraf çıkartmayan sade ve teknolojiden uzak motor (Bu kimine göre eksi bir yön olabilir. Lakin amacına göre düşünülünce bence bir artı.)
+ Emsallerine göre geniş diz mesafesi
Eksileri:
- Düşük performans (Özellikle yokuşlarda ve araçta 2 den fazla yetişkin oturuyorsa düz yolda)
- Zayıf frenler
- Hemen her dizel saxoda meydana gelen mazot pompası arızası.
- Yol tutuş
- Küçük bagaj
Araç Hakkında:
Deyim yerindeyse kara dizel. Yanan herhangi bir sıvı ile çalışabilen, anahtarı kendinden büyük olan, içi şaşılacak şekilde geniş, yakmayan ama gitmeyen tam bir şehir içi arabası.
Kliması de-freeze gibi soğutan bir araçtır kendileri. Klasik fransız araçlarındaki ufak tefek tıkırtılardan uzun uzun bahsetmeye lüzum yok. Günümüz araçlarıyla kıyaslayınca aslında B bile değil A segmentine girecek bir araç diye düşünüyorum. 260.xxx km de almıştım ve direksiyon derisinin km ve yaşına göre diri durması hemcinsi clio 1 ile kıyaslayınca yüzümü güldürmüştür.
Konsol ve kapı bakalitleri sert plastik olmasına rağmen gözenekli yapısı clio 1 e kıyasla daha kaliteli hissettiriyor. Aynı zamanda iç mekandaki tasarım anlayışıda keza clio 1 serisinden daha modern ve donanım olarak daha dolu. Her 2 güneşlikte ayna bulunması güzel bir artı. Klimalı modelde klape motoru bir düğme ile kontrol edilirken klima panelleri ve ısı ayarı ise eski düzen reosta vari bir sistemle yönlendiriliyor. Açıkçası araç içindeki en eski püskü duran kontrol ekipmanlarıda bunlar.
Vts serisi haricindeki modellerde elektrikli ayna bulunmuyor (varsa da incelediklerimde ben görmedim.) Ön camlar genelde elektrikli. Bazı psa modellerindeki cam düğmesi ve elektrikli ayna kumandaları gibi her an el altında bulunması gereken kontrol düğmelerinin yerlerindeki gariplik bu araçta da mevcut. Cam düğmeleri el freni önünde vites konsolunun arkaya bakan yüzeyinde. İlk başta bir an bulamayıp afallamıştım.
Sileceklerde bulunan tek tıkla 1 kez cam silme özelliği keşke her fransızda özellikle reno modellerinde de olsaymış keşke dedirtiyor. Çok pratik. Fasılalı sileceklere gerek olmayan durumlarda kolu bir kez aşağıya doğru itip bıraktığınızda camı bir kez siliyor. Diğer silecek kademeleri renoya kıyasla aşağı değil yukarı yöne doğru.
Kadrandaki saat göstergesini ayarlayabilmek tam bir eziyet. Kapı içi kol dayamalar dolayısıyla kapı yüzleri kumaş kaplama. Koltuk döşemeleriyle gayet uyumlu. Lakin hastalık olarak sarkma olabiliyor. Buna rağmen hemcinslerine göre daha kaliteli malzemelerden üretildiklerini söyleyebilirim.
Performans olarak 5 bg bir araba ne kadar gidebilirse bu da o kadar gidiyor hatta bir tık fazlası. Ama yine de insan biraz daha fazlasını bekliyor. 1.5 lt hacimli motor ekonomi anlamında gayet tutumlu. Şehir içi 850 km leri görebiliyor. 1 depo 45 lt görünsede tam boş haliyle 50 lt yakıt alabiliyor. Yakıt seçmiyor. Hatta öyleki 10 numara yağla dahi çalıştıranlar var.
Araçta pahalı enjeksiyon sistemleri turbo vb bulunmadığından motorda teferruatlı birşey yok. Hatta sıfır sensör diyebilirim. Yokuşlarda uzun mesafelerde harareti bir miktar yükselebiliyor. Buna bağlı bilinçsizce uzun süreli zorlamalarda conta yakmaya gayet müsait bir yapısı olduğunu rahatlıkla söylebilirim.
Kronik sıkıntıları olarak mazot pompası her aracın ömrü boyunca en az 2 kez tamir görür.
Yenisi çok pahalıdır ve hatta araçtaki en pahalı ve garanti 1-2 kez bozulan tek parçadır diyebilirim. Başıma gelmemesine rağmen aldığım kişi yaptırdığını söylemişti. Birde aracın bazı elektriksel işlemleri yönlendiren beyninin özellikle ilk kasalarda sol ön çamurluk davlumbazı içerisine monte edilmiş olmasından kaynaklı su ve çamura maruz kalıp arızalanması ve araçlarda çalışmama ya da düzensiz çalışma rolanti bozukluğu gibi problemlere sebep olması durumu söz konusu olabiliyor. Bir üretim tarihinden sonra söz konusu beyin akünün üzerine bir düzenek yapılarak oraya monte edilmiş.
Parçaları orjinal anlamda bol. Şaşılacak şekilde de pek çoğu uygun rakamlarda. Pek çok emsali gibi kaporta parçalarını orjinal ve sıfır olarak bulmak imkansız gibi.
Yol tutuş olarak süspansiyonlarının nispeten yumuşak olması ve aracın orjinal halinin epeyce yüksek olması nedeniyle virajlarda fazlaca yatıyor. Çok zorlamasam da arkayı bırakmaya çok hevesli bir yapıda olduğunu söyleyebilirim.
Frenlerde keza buna paralel olarak gözlemlediğim kadarıyla eski sistem. Ne kadar basarsanız o kadar duruyor. 98 Megane coupe den inince frenler reno 9 hissi veriyor. Açıkçası alışmadan frenlere güvenmek pek akıllıca değil. Direksiyon hidrolik ancak sert sayılabilir. Klasik koltuk altındaki soketlerin oksitlenmesi ve haliyle airbag lambasının yanması durumları bunda da oluyor.
Finale gelecek olursam; Araç istanbul gibi yerlerde motorsiklet yerine yakın yakıt bedelleriyle kullanılabilecek 2. araç alternatifi olarak iyi bir seçim. Güvenlik sebeplerinden ötürü açıkçası bir aile aracı diyemem ama ülkemizdeki gelir düzeyi düşük insanlar için r9 lara göre daha mantıklı bir seçenek olacaktır. Yakıt seçmemesi ufak tefek donanımları kullanıcının yüzünü güldürecektir. Kısacası citroen saxo adına değil yaptıklarına yakıtına faydasına bakacakların alması gereken bir araç.
Boyum 1,73 ve ön koltuğu kendime göre ayarladığımda arka koltukta kazık gibi dimdik oturmasam bile durum bu şekilde.
Tasarım önden gayet şık yalnız diğer açılardan aracı olduğundan çok daha eski gösteriyor.
Bagaj zamanına göre iyi olsa da çok küçük.
Gösterge aydınlatmaları yeşil renk. Motor içi sade. Öyle sensörler vs yok.
İç Mekan emsallerine göre daha modern görünüyor.
Modeli: Saxo 1.5 D SX
Yılı: 2003
KM'si: 260.xxx
Artıları:
+ Sınıfındaki araçlara göre orjinal parça bolluğu
+ Düşük yakıt tüketimi
+ Emsallerinden daha kaliteli iç mekan malzemeleri (özellikle direksiyon derisi ve plastik aksamlar)
+ Kolayına masraf çıkartmayan sade ve teknolojiden uzak motor (Bu kimine göre eksi bir yön olabilir. Lakin amacına göre düşünülünce bence bir artı.)
+ Emsallerine göre geniş diz mesafesi
Eksileri:
- Düşük performans (Özellikle yokuşlarda ve araçta 2 den fazla yetişkin oturuyorsa düz yolda)
- Zayıf frenler
- Hemen her dizel saxoda meydana gelen mazot pompası arızası.
- Yol tutuş
- Küçük bagaj
Araç Hakkında:
Deyim yerindeyse kara dizel. Yanan herhangi bir sıvı ile çalışabilen, anahtarı kendinden büyük olan, içi şaşılacak şekilde geniş, yakmayan ama gitmeyen tam bir şehir içi arabası.
Kliması de-freeze gibi soğutan bir araçtır kendileri. Klasik fransız araçlarındaki ufak tefek tıkırtılardan uzun uzun bahsetmeye lüzum yok. Günümüz araçlarıyla kıyaslayınca aslında B bile değil A segmentine girecek bir araç diye düşünüyorum. 260.xxx km de almıştım ve direksiyon derisinin km ve yaşına göre diri durması hemcinsi clio 1 ile kıyaslayınca yüzümü güldürmüştür.
Konsol ve kapı bakalitleri sert plastik olmasına rağmen gözenekli yapısı clio 1 e kıyasla daha kaliteli hissettiriyor. Aynı zamanda iç mekandaki tasarım anlayışıda keza clio 1 serisinden daha modern ve donanım olarak daha dolu. Her 2 güneşlikte ayna bulunması güzel bir artı. Klimalı modelde klape motoru bir düğme ile kontrol edilirken klima panelleri ve ısı ayarı ise eski düzen reosta vari bir sistemle yönlendiriliyor. Açıkçası araç içindeki en eski püskü duran kontrol ekipmanlarıda bunlar.
Vts serisi haricindeki modellerde elektrikli ayna bulunmuyor (varsa da incelediklerimde ben görmedim.) Ön camlar genelde elektrikli. Bazı psa modellerindeki cam düğmesi ve elektrikli ayna kumandaları gibi her an el altında bulunması gereken kontrol düğmelerinin yerlerindeki gariplik bu araçta da mevcut. Cam düğmeleri el freni önünde vites konsolunun arkaya bakan yüzeyinde. İlk başta bir an bulamayıp afallamıştım.
Sileceklerde bulunan tek tıkla 1 kez cam silme özelliği keşke her fransızda özellikle reno modellerinde de olsaymış keşke dedirtiyor. Çok pratik. Fasılalı sileceklere gerek olmayan durumlarda kolu bir kez aşağıya doğru itip bıraktığınızda camı bir kez siliyor. Diğer silecek kademeleri renoya kıyasla aşağı değil yukarı yöne doğru.
Kadrandaki saat göstergesini ayarlayabilmek tam bir eziyet. Kapı içi kol dayamalar dolayısıyla kapı yüzleri kumaş kaplama. Koltuk döşemeleriyle gayet uyumlu. Lakin hastalık olarak sarkma olabiliyor. Buna rağmen hemcinslerine göre daha kaliteli malzemelerden üretildiklerini söyleyebilirim.
Performans olarak 5 bg bir araba ne kadar gidebilirse bu da o kadar gidiyor hatta bir tık fazlası. Ama yine de insan biraz daha fazlasını bekliyor. 1.5 lt hacimli motor ekonomi anlamında gayet tutumlu. Şehir içi 850 km leri görebiliyor. 1 depo 45 lt görünsede tam boş haliyle 50 lt yakıt alabiliyor. Yakıt seçmiyor. Hatta öyleki 10 numara yağla dahi çalıştıranlar var.
Araçta pahalı enjeksiyon sistemleri turbo vb bulunmadığından motorda teferruatlı birşey yok. Hatta sıfır sensör diyebilirim. Yokuşlarda uzun mesafelerde harareti bir miktar yükselebiliyor. Buna bağlı bilinçsizce uzun süreli zorlamalarda conta yakmaya gayet müsait bir yapısı olduğunu rahatlıkla söylebilirim.
Kronik sıkıntıları olarak mazot pompası her aracın ömrü boyunca en az 2 kez tamir görür.
Yenisi çok pahalıdır ve hatta araçtaki en pahalı ve garanti 1-2 kez bozulan tek parçadır diyebilirim. Başıma gelmemesine rağmen aldığım kişi yaptırdığını söylemişti. Birde aracın bazı elektriksel işlemleri yönlendiren beyninin özellikle ilk kasalarda sol ön çamurluk davlumbazı içerisine monte edilmiş olmasından kaynaklı su ve çamura maruz kalıp arızalanması ve araçlarda çalışmama ya da düzensiz çalışma rolanti bozukluğu gibi problemlere sebep olması durumu söz konusu olabiliyor. Bir üretim tarihinden sonra söz konusu beyin akünün üzerine bir düzenek yapılarak oraya monte edilmiş.
Parçaları orjinal anlamda bol. Şaşılacak şekilde de pek çoğu uygun rakamlarda. Pek çok emsali gibi kaporta parçalarını orjinal ve sıfır olarak bulmak imkansız gibi.
Yol tutuş olarak süspansiyonlarının nispeten yumuşak olması ve aracın orjinal halinin epeyce yüksek olması nedeniyle virajlarda fazlaca yatıyor. Çok zorlamasam da arkayı bırakmaya çok hevesli bir yapıda olduğunu söyleyebilirim.
Frenlerde keza buna paralel olarak gözlemlediğim kadarıyla eski sistem. Ne kadar basarsanız o kadar duruyor. 98 Megane coupe den inince frenler reno 9 hissi veriyor. Açıkçası alışmadan frenlere güvenmek pek akıllıca değil. Direksiyon hidrolik ancak sert sayılabilir. Klasik koltuk altındaki soketlerin oksitlenmesi ve haliyle airbag lambasının yanması durumları bunda da oluyor.
Finale gelecek olursam; Araç istanbul gibi yerlerde motorsiklet yerine yakın yakıt bedelleriyle kullanılabilecek 2. araç alternatifi olarak iyi bir seçim. Güvenlik sebeplerinden ötürü açıkçası bir aile aracı diyemem ama ülkemizdeki gelir düzeyi düşük insanlar için r9 lara göre daha mantıklı bir seçenek olacaktır. Yakıt seçmemesi ufak tefek donanımları kullanıcının yüzünü güldürecektir. Kısacası citroen saxo adına değil yaptıklarına yakıtına faydasına bakacakların alması gereken bir araç.
Boyum 1,73 ve ön koltuğu kendime göre ayarladığımda arka koltukta kazık gibi dimdik oturmasam bile durum bu şekilde.
Tasarım önden gayet şık yalnız diğer açılardan aracı olduğundan çok daha eski gösteriyor.
Bagaj zamanına göre iyi olsa da çok küçük.
Gösterge aydınlatmaları yeşil renk. Motor içi sade. Öyle sensörler vs yok.
İç Mekan emsallerine göre daha modern görünüyor.
Moderatör tarafında düzenlendi: