Dizellere Dünya'nın yeni bakışı-Volkswagen DieselGate olayı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
18 Eylül 2015 tarihinde tüm Dünya bir yalan ve dolandırıcılığın ifşasını duyarak uyandı.Machiavelli'nin bir felsefesi vardır. ''Amaca giden her yol mübahtır'' der. 15 yıldan uzun bir süredir Dünya liderliğine oynadığını bildiğimiz Volkswagen'in; bu felsefeyi özümseyip hareket ettiğini Dieselgate'den önce bilmiyorduk.Bir araba güvenlik,kalitelilik ve çevre tedbirleri ile bir bütün olabilir.Aksi takdirde bir ulaşım aracından öteye geçemez.Volkswagen bu değerleri atlamıştı..

Olayı en başından alırsak ki şöyle almak istiyorum:
VW-emissions-getty.jpg

Dizel motor gelişimi??
23 Şubat 1893'te Almanya-Berlin'de dizel motorun patentini alan Rudolf Diesel motor hakkında şu sözleri söylemiş ''İşçiler artık ağır yükleri taşımak zorunda kalmayacak; bu işi artık dizel motorlar yapacak'' .Güzel bir gayeyle hayatına başlayan dizel motorların gelişimi-kullanımı kardeşi benzinli motorun hep gerisinde kalmış ta ki takvimler 1990'ları gösterene kadar.

------Peki bu üvey evlat kaderini değiştiren neydi?-----
Cevap italyan şirket Fiat grubundan geliyor. Fiat grubu Common Rail adını verdikleri yüksek basınçlı ve ortak yollu dizel enjeksiyon sistemini Bosch'a satıyor.Bosch ise tüm otomotiv devlerine Common Rail sistemini üretip satmaya başlayınca dizel motorların makus kaderi olan: Düşük devir çevirme,soğukta çalışmama,çok gürültü yapma,verimsiz ağırlık ve verimsiz yanmanın önüne geçiyorlar.Üstüne bir de turbo beslemeyle; tüm zaaflarından kurtulan dizel motorlar yakıt tasarrufu ile birlikte hep arkasından gittiği benzin motorunun bir adım önüne geçmiş oluyor.

Bu gelişimin ilk meyveleri 1998 yıllarında piayasa sürülen Psa grubunun HDI,Alfa'nın JTD,Mercedes'in CDI motorları oldu.Bu motorlar; Common Rail ve turbo beslemeyle artık az yakan yüksek torklu klasik dizellerin kaderini paylaşmayan bir hale büründü.Amerikan ve Japon şirketler ve endüstrisi ise olaya çok uzak kaldılar.

Asıl konumuz olan Volkswagen ise farklı bir yol izledi.1989 dan bu yana turbo beslemeli TDI motorları piyasada olan Volkswagen gelişen Common Rail teknolojisi yerine kendi teknolojileri olan Pumpe Duse(pompa meme) isimli farklı bir enjeksiyon sistemi kullanmayı tercih ettiler.

Yıllar geçtikçe üzerinde bir sürü firmanın çalıştığı Common Rail gelişirken Pumpe Duse yeterince gelişemedi ve 2009 yılında Volkswagen modellerinde sessizce değişikliğe gidip Common Rail teknolojisine geçti.

Dizel motor emisyonları??
Dizel motorların bu hızlı yükselişiyle birlikte bu motorların emisyonlarını da daha önemli hala getirdi.Yapılan araştırmalar sonucunda emisyon gazları içinde % 0.02 oranında azotoksit (NOx) tespit ediliyor.Bu gazın labaratuar incelemelerinde uzun maruz kalma durumunda akciğer kanserleri,deri kanserleri görüldüğü ortaya çıkıyor.ABD'de daha sıkı , Avrupa'da daha gevşek uygulanan emisyon kuralları 2000 yılından itibaren yıllar geçtikçe daha katı kurallarla uygulanmaya başlanıyor.

Araba üreticileri bu emisyon kurallarına uymak için farklı teknolojiler-yöntemler uygulamaya başlıyor.

Arabaların bagaj kapaklarında kullanılan BlueTEC, EfficientDynamics, EconeticTECHNOLOGY, PureTech, BlueMOTION gibi ifadelerin arka planında yaratıcı fikirler ve uzun yıllara yayılmış yatırımlar oluyor.Bu farklı ifadelerin altında hep aynı fikir var emisyonları düşürmek.

Emisyonlar düşürmek için 2 seçenek var:
1-Downsizing ile motor hacimlerini düşürüp verimli yanmayı arttırmak-uzun oranlı son vites-yüksek basınçlı enjeksiyon...
2-Egzos gazları üzerinde çalışmalar:Katalitik konvertörler,Dpf(dizel partikül filtresi),Nsx(NOx tutucu),SCR(Seçici katalitik indirgeme) .. gibi teknolojiler.
NOT: Dpf yi ilk kullanan PSA grubudur.

Gelelim asıl konumuza:
Volkswagen'in Emisyon Hilesi

Volkswagen'in ''Clean Diesel'' adı altında 2009-2015 yılları arasında sattığı üç motor tipi var ABD pazarında.
Bun motolarları birbirinden ayıran özellikler; yukarda bahsettiğimiz egzos katalizörlerinin sıralaması ve hangi katalizör kullandıkları.Bu 3 motor da dieselgate'in başrolleri
vw_tdi.jpg


Volkswagen 2009 yılından bu yana ürettiği 2.0 litrelik dizel motorlarını bir “kontrol yazılımı” ile donatıyor. Yazılımın amacı emisyon testi şartları ile yol şartlarını ayırt etmek ve çalışır durumda olan motorun emisyon testinde mi yoksa yolda mı olduğuna karar vermek. Yazılım, aracın emisyon testinde olduğuna karar verirse güç çıkışını kısarak ve emisyon kontrol sistemlerini devreye alarak salınım değerlerini aşağıya çekiyor, aracın sıkı olan emisyon standartlarını yakalamasını sağlıyor.


Yol şartlarında ise dizel motor asıl güç seviyesiyle çalışıyor, emisyon kontrol sistemleri devredışı kalıyor, azotoksit salınımı da standartların çok üzerine çıkıyor. Bir Volkswagen Jetta, açıklanan standartlar ile karşılaştırıldığında otoban kullanımında 10 Jetta kadar, şehir içerisinde 20 Jetta kadar, tırmanmalarda ise 30 Jetta kadar azotoksit üretiyor.

Yani Volkswagen emisyon testinde miyiz yoksa normal sürüş modunda mıyız anlamak için özel bir yazılım yüklemiş arabalarına.Bu yazılım direksiyon tepkileri ve gaz tepkilerine bakarak anlıyor durumu.Volkswagen güç ve verimlilik ile doğaya saygı arasındaki o ters dengeyi aşmak için böyle bir “yol” bulmuş.

Global olarak kontrol yazılımı taşıyan araç/motor sayısı 11 milyon (2.1 milyon adedi Audi) Sadece ABD’de 482 bin araç bulunuyor. Araçlar arasında Volkswagen' Golf, Jetta, Passat, Beetle ve Tiguan ile Auidi’nin A1, A3, A4, A6, Q3, Q5 ve TT modelleri bulunuyor. Aynı motoru taşıyan 1.2 milyon Skoda’nın ve 700 bin Seat’ın durumu net değil. Hannover'deki tesislerde üretilen Volkswagen'in Transporter araçlarının durumu da belirsiz.

Ortalama bir avrupalı vatandaşın 1 yıllık maaşıyla alabileceği araba yapan markadan.80 yılda dünya liderliğine gelen Volkswagen buralara gelirken çok büyük krizler yaşadı.ABD'nin 2.dünya savaşı sonrası fabrikalarını kapatması,Beetle dan golf e geçerken ki sancıları derken hepsini atlatmayı bildiler.Ama bu sefer durum farklı burda dürüst davranmayan bir marka var.En önemli nokta da bu dürüstlük imajını kaybetmek..

Çok ince bir not: Amerika çevre örgütünün Volkswagen'e yolladığı mektupta ''klorsuz olarak geri dönüştürülmüş pcf kağıt üzerine bitkisel yağdan mamül mürekkep ile basılmıştır'' ibaresi varmış.İlginç bir gönderme tabi
 
Son düzenleme:
Komplo teorileri çokça üretilebilir ama şöyle bir gerçek var, şirket içinden bir ihbar yapılmasa bu skandal ortaya çıkarılamazdı. DieselGate'in ardından FCA, Renault diye sıra sıra bütün firmaları dürttüler eşelediler, kesin sonuca bir türlü ulaşamadılar. Buradaki olay ABD vs. Avrupa değil.

ABD kendi firmalarının arkasında durmasına durur ama bunun sonucunda global piyasada marka imajları ortada. Opel-GM oldular, FCA oldular. Detroit hayalet şehir oldu. ABD otomotiv endüstrisinin karnını resmen Avrupa merkezli firmalar doyuruyor denebilir. Almanya aynı şekilde VW'in arkasında dursa bu sefer zaten sallantıda olan Alman otomobillerinin imajı iyice yerle bir olurdu. Belki Fransızlar, Japonlar veya Çinliler filan çökerdi tepesine.

Verilen ceza evet çok ağır. Ama işledikleri suç da en az o kadar ağır. Günümüzde ülkemizde maalesef son derece doğal karşılanan ahlaksızlığı yurt dışında yaptılar ve hak ettikleri ceza kesildi. Ceza temelde yüksek emisyonlu araç üretmeye veya çevreyi kirletmesine kesilmedi malum, bağımsız denetçi kuruluşu kandırmaya kesildi.

Şahsen 15-20 yıl önce tamamen kişisel tercihlerim nedeniyle VW tercih etmeyeceğim markaydı, ama gördüğüm bindiğim zaman kalitesine filan hayran olup takdir ederdim. Bugün ise görünen her şeyini beğenirken, hatta giriş seviyesindeki 5" rezistif dokunmatik ekranını bile kullanım kolaylığı ve fonksiyonellik bakımından beğenirken, araçların genel sağlamlığını ve dayanıklılığını tartışıyorum. Aldıkları cezadan sonra 5-10 yıl sallanmalarını çok normal karşılarım. Belki geçici olarak VW'leri Skoda, Skoda'ları Seat kalitesine indirip Seat'ları daha da alt seviyede üretirler birkaç yıl bilemiyorum. Ama bu süreçte ve sonrasında güvenilirlik konusundaki imajlarını en baştan alarak toparlayıp 90'ların sonundaki gibi büyük bir kalite atılımını tekrar yapmaları gerekecek.
Sana kesinlikle katılıyorum. Zaten Polo lansmanında da üzerlerindeki baskı açık şekilde belli oluyordu. Zor zamanlar geçiriyorlar ve bunu sağlam zamlarla distribütörlere yansıtmaktan geri kalmıyorlar.
 
  • Beğeni
Tepkiler: DouglasAdams ve bt
Dediğim gibi 1945 de amerikanın vw fabrikalarını almanya'da kapatması ; üstüne beetledan sonra vw bitti denilirken hep bir şekilde çözüm yolu buldu marka ve daha da güçlenerek çıktı.Burdaki olay daha farklı ama.. Çevreci adımlar tüm hızıyla atılırken ''Gas Auto'' şeklinde dünya'da alay konusu duruma düştü vw. Gm'in elektrikli otomobil atılımları Toyota'nın hibrit piyasası tekelindeki piyasada. Vw i zor günler bekliyor.Çıkarlar mı görücez..Burdan çıkış yolu olarak 1.5 tsi la Çin piyasasını gözlerine kestirdiler.Japonların ve Amerikalıların çin milliyetçiliği ablukası altında olduğu bu piyasaada iş yaparlar gibi
 
Bunu diyen de VAG grubuna o defeat deviceları satan firmanın kurucusu oldukça ironik o_O.
Yaşasaydı eminim vw e ürün satmazdı, eğer ki bu kadar iyi bir firma kurabilmişse, velhasıl kapitalizm de öyle bir şey ki, alternatifi yok.. Bugün beynini en az kullanan yobaz dincinin bile adidas ayakkabısı olabiliyor ya da en komünist lümpen bile kapitalizmin dışına çıkamıyor..
 
  • Beğeni
Tepkiler: EmreKRC
Ben vw i biraz da iktidar partisine benzetiyorum.. Genelleme olarak konuşuyorum, kesin, nesnel bir iddia değil benimkisi sadece fikrim bu...Mesela seçmeni ortalama insanlardan oluşuyor, ülkenin anasını ağlatan, sadece kendilerine müslüman sakat mantığa sahip yöneticilerden oluşan bir kitle.. Ama nedense adamlardan daha iyisi daha kıymetlisi yok..Ne yaparsa yapsınlar adamlar doğru, haklı, en iyisi... Kötülemek için demiyorum, olanı söylüyorum.. Vw de biraz bana böyle geliyor. Mesela gereksiz pahalı, extrem bir şey vaad etmiyor. En sağlam, en donanımlı, en ekonomik olmadıkları halde, sıraladığım bu 2-3 kriterin en az 2sini taşıyan araçlardan daha pahalılar, daha çok satıyorlar. Mesela her ne kadar komplo dense de dünyada pek çok bağımsız kuruluş da kabul etti ki; vw ve diğer markaları, emisyon konusunda alıcıları kandırdığını ortaya çıkarmıştı.

2004-2005 lerde, audinin -tsi motorların ilklerinden olan- Tfsi motorları üretmesi ve ardından gelen dizel ve turbo besleme (2.7 TDI, 3.0 TDI, 1.8 TFSI gibi gibi) konusunda öncülük ödülleri, verimlilik ödülleri kendilerini emisyon konularında aklayamamıştı. Hatta yanlış da hatırlamıyorsam tıpkı beyaz eşyalardaki, televizyon, ampüllerdeki gibi enerji tasarrufu etiketlerinde(C,B,A,A+,A++ gibi) 4.2 audi motoru, audi tarafından en düşük emisyon harf kategorisinde olduğunu gizlemek için, normalde olmayan harf kategorisi ekleyerek '' en kötüsü de değil'' algısını yarattıklarından Avrupa Birliği tarafından ceza aldıkları kamu oyunda yer almıştı.. Aslında kısaca söylemek gerekirse vag olarak zaten bu konuda sabıkalı bir firma..Amerika nın oyunu diyenler oluyor falan ama yukarıda girişte söylerken temas ettiğim şeye geleceğim, başbakanımız ve cumhurbaşkanımızın fetö muhabbetleri gibi, kendi yazıp kendi oynadıkları, altı boş, yüzeysel ancak söylediğim gibi ortalama insanları ikna eden bir iddia olarak kalan bir şey.. Douglas Adams, sizin de girişte paylaştığınız konuyla da bağlantılı olarak, pek çok tarih ve sosyoloji disiplinlerinde, ilk siyaset bilimi ya da politika kurucusu olarak kabul edilen makyevelli nin sözüyle bitireceğim; Hem otomobile hem siyasete uyuyor :p Adam daha kaba, söylüyor ama ben forumdan kopmamak için kibarını söyleyeceğim; ''Seversen tepilirsin, tepersen sevilirsin.'' hesabı :D
 
Asıl problem bildiğim kadarıyla devletlere ödenen cezalar değil, özellikle Kuzey Amerikadara açılabilecek münferit davalar diye biliyorum.
"Ben akciğer kanseri oldum, bunda VW nin payı vardır" gibisinden açılan davlara ödenecek olası tazminatları bırakın VW yi, muhtemelen tüm otomotiv sektörünü batırabilir...

VW normal şartlarda küçülebilir ama firmanın ArGe yatırımları yıllardan beri çok yüksek, her koşulda segmentinde en yukarı oynayan otomobili oynuyor... Dizele bakış açısı ise özellikle bizim ülkemizde daha uzun süre olumlu olarak geçer... lakin oyunu bozma potansiyeli sadece Toyota da gibi gözüküyor... yavaştan hybrid modellere kayılabilir ama o araçlarda VW kadar "özünde" iyi değiller.

Zaten her yer dizeli yasaklasa bile bir şekilde bu üreticiler ellerindeki stokları ve eritmek .. maksimum karlılık için bizim gibi ülkeleri kampanyalarla, teşviklerle sömürürler.. ne zaman ellerindeki dizeller biter, üretim bantları kalkar, o zaman gelir yeni teknolojiler. e-Golf lere daha var yani .. hoş zaten altyapımızda musait değil ..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...