Herkese iyi forumlar!
Beni bilen bilir, ehliyetsizeditör veya yeniler için bir önceki konumla “Pert FD6”.
Nihayet yıllarca kovaladığım hayalimin sonunda, karmaşıklaşan yaşam ve hedeflerin arasında zaman ve para(!) ayırıp kendi aracımı bu yaz başında satın aldım.
2008 model, 177 bin km civarlarındaki paketini dahi bilmediğim(keyless, bardaklık, arka kolçak içi kayak taşıma kit, ışık paketi vs.) otomobili hiçbir ekspertiz yapmadan -bahsi geçen ülkede yok- biraz da tecrübelere dayanarak satın aldım.
Tescil işlemlerinden sonra koşar adımlarla Türkiye’ye geldim.
Tabi hemen bakım. Üstündeki kışlık lastiklerden kurtulup Falken’lere geçiş yaptım.
Daha sonra engine flush ve genel sıvı kontrolleri sonrasında Motul ile yağ bakımını yaptım. Yakıt filtresi dahil tüm filtreleri değiştirdikten sonra yavaş yavaş açma germelere başladık.
Ustam debriyajın ve triger setinin bir kez değiştiğini belirterek halihazırda sürüşe hazır olduğunu bildirdi.
Yaz boyunca 3 kez yurtdışı, 10-11 kez uzun yol olmak üzere 17 bin km yol kat ettim.
Bu süreçte:
- Bir kez yolda kaldım, aslında limp mode ile eve kadar dönebildim, sorun hararet müşürü ile aracın kendini su kaynatıyor sanmasıydı.
- DSC yarım kapalı yanlarken iki asfalt arası geçişte araç kasıldı ve şaft orta askısı dağıldı.
- Genleşme kabından ve klima radyatörü etrafından olduğunu düşündüğümüz 1000 km’de 200 ml civarında su eksiltti.
Haricinde orta karar donanımıyla, bahsi geçen hisli direksiyonuyla şahsıma ait ilk araç olarak bolca gülüş ve cümbüş yaşattı.
Eylül başında işim ve okulumdan ötürü tekrar yurtdışına dönmem gerektiğinden, son kez rot ayarlaması için sanayiye götürdüğümde ise karşılaştığım manzara korkunçtu.
Rot kolu neredeyse yerinden çıkmıştı. Nasıl olduğunu bilmiyorum ancak eğer yolda bağlantısından tamamen kurtulsaydı muhtemelen bunları yazamıyor olurdum
Şimdi gelelim aklımdakilere:
- Bu sene bu keyfim için ayırdığım bir bütçe var ve bu F32 420d’ye tekabül ediyor. Ancak kime sorsam aynı hisleri bulamadığını , hatta bir kaç F32 kullanıcısının E92’ye geri döndüğünü öğrendim.
Bu bağlamda yeni araç almazsam aklımda ST Coilover, Brembo frenler, Hibrit Turbo, Downpipe ve İntercooler’dan oluşan; sağlıklı 220-230 beygir yürüyen, dönen ve duran bir otomobil yapma fikri kafamda.
Ancak stock haliyle şaftını yaraladığım bu araba o güçlerde nasıl yıpranır öngöremiyorum.
Sorusu, tavsiyesi, bahsi geçen uygulamalar için ustası olan herkesi konu altına bekliyorum. İyi Forumlar!
(“ağğbii ne iş yapıyosunn?”, “kaçaa aldın?” gibi sorular olmaması için plakayı blurladım yoksa biz de 007 JB değiliz )
Beni bilen bilir, ehliyetsizeditör veya yeniler için bir önceki konumla “Pert FD6”.
Nihayet yıllarca kovaladığım hayalimin sonunda, karmaşıklaşan yaşam ve hedeflerin arasında zaman ve para(!) ayırıp kendi aracımı bu yaz başında satın aldım.
2008 model, 177 bin km civarlarındaki paketini dahi bilmediğim(keyless, bardaklık, arka kolçak içi kayak taşıma kit, ışık paketi vs.) otomobili hiçbir ekspertiz yapmadan -bahsi geçen ülkede yok- biraz da tecrübelere dayanarak satın aldım.
Tescil işlemlerinden sonra koşar adımlarla Türkiye’ye geldim.
Tabi hemen bakım. Üstündeki kışlık lastiklerden kurtulup Falken’lere geçiş yaptım.
Daha sonra engine flush ve genel sıvı kontrolleri sonrasında Motul ile yağ bakımını yaptım. Yakıt filtresi dahil tüm filtreleri değiştirdikten sonra yavaş yavaş açma germelere başladık.
Ustam debriyajın ve triger setinin bir kez değiştiğini belirterek halihazırda sürüşe hazır olduğunu bildirdi.
Yaz boyunca 3 kez yurtdışı, 10-11 kez uzun yol olmak üzere 17 bin km yol kat ettim.
Bu süreçte:
- Bir kez yolda kaldım, aslında limp mode ile eve kadar dönebildim, sorun hararet müşürü ile aracın kendini su kaynatıyor sanmasıydı.
- DSC yarım kapalı yanlarken iki asfalt arası geçişte araç kasıldı ve şaft orta askısı dağıldı.
- Genleşme kabından ve klima radyatörü etrafından olduğunu düşündüğümüz 1000 km’de 200 ml civarında su eksiltti.
Haricinde orta karar donanımıyla, bahsi geçen hisli direksiyonuyla şahsıma ait ilk araç olarak bolca gülüş ve cümbüş yaşattı.
Eylül başında işim ve okulumdan ötürü tekrar yurtdışına dönmem gerektiğinden, son kez rot ayarlaması için sanayiye götürdüğümde ise karşılaştığım manzara korkunçtu.
Rot kolu neredeyse yerinden çıkmıştı. Nasıl olduğunu bilmiyorum ancak eğer yolda bağlantısından tamamen kurtulsaydı muhtemelen bunları yazamıyor olurdum
Şimdi gelelim aklımdakilere:
- Bu sene bu keyfim için ayırdığım bir bütçe var ve bu F32 420d’ye tekabül ediyor. Ancak kime sorsam aynı hisleri bulamadığını , hatta bir kaç F32 kullanıcısının E92’ye geri döndüğünü öğrendim.
Bu bağlamda yeni araç almazsam aklımda ST Coilover, Brembo frenler, Hibrit Turbo, Downpipe ve İntercooler’dan oluşan; sağlıklı 220-230 beygir yürüyen, dönen ve duran bir otomobil yapma fikri kafamda.
Ancak stock haliyle şaftını yaraladığım bu araba o güçlerde nasıl yıpranır öngöremiyorum.
Sorusu, tavsiyesi, bahsi geçen uygulamalar için ustası olan herkesi konu altına bekliyorum. İyi Forumlar!
(“ağğbii ne iş yapıyosunn?”, “kaçaa aldın?” gibi sorular olmaması için plakayı blurladım yoksa biz de 007 JB değiliz
)
