Merhabalar, yaklaşık 2 senedir kullanmakta olduğum aracımı anlatabildiğim kadar anlatmak isterim. Forumda bir tane daha spring incelemesi gördüm aslında, baya da detaylı bir yazı olmuş yazan arkadaşın eline sağlık.
Araç 1994 üretim, 1995 model bir spring. Belki bilmeyenlerimiz vardır spring, hepimizin yakından tanıdığı broadwayın düşük bütçeli hali. Yani zamanında reno demiş ki ucuz araba olarak broadway üretiyoruz iyi hoş ama daha da ucuzunu üretmeliyiz.. Otomatik ön iki cam, merkezi kilit, elektronik ateşleme, çift boğaz weber karbüratör başta olmak üzere bunlara ek 2-3 şeyi daha araçtan kaldırarak spring modelini oluşturmuşlar. Benim donanım ile işim yok ayağımı yerden kessin diyen kısım springe yönelmiş. Yine de halk springi çok sevemedi ve her zaman broadwayın gölgesinde kaldı.
MOTOR
Motorumuzun hacmi 1389 cm3, 5250 devirde 60 beygir güç 3500 devirde 107 nm tork üretiyor. Üstten tek eksantirikli, trigel zincirli, karbüratörlü, gayet basit ve dayanıklı bir motoru var. Eli tornavida tutan ve az çok mekanik bilgisi olan herkes ufak tefek şeylerini halledebilir.
Ateşleme platinli, elektronik değil demiştim. Spring kullanmış olanlar bilirler yazın tek, hatta yarım marşta çalışan saat gibi araba mevsim kışa dönünce çalışmaz yada çok çok zor çalışır. Bunun ana sebebi üzerinde gelen orjinal distribütörün dandik olmasıdır. Soğuk havalarda ateşlemesi çok zayıflar ve platinleri çok kolay çapak yapar(halk tabiri ile meme). Çözümü şudur,orjinal distribütörü toros distribütörü ile değiştirmek. Değiştirdikten sonra ateşleme daha stabil hale geliyor ve sabahları çalışmama problemi ortadan kalkıyor. Tabi ki %100 sorunsuz değil bu platin dediğimiz parça biraz ilgi ister, araba kullanıldıkça üzerinde çapaklar oluşur ve ağzı tam kapanmaz tam kapanmadığı içinde ateşleme düzgün olmaz ve araçta tekleme görülür. Bunun da çözümü basit platinin ağzı zımpara ile hafifçe zımparalanıp temizlenir, araç eski stabil haline döner. Bozuldukça değil de 15 bin kilometrede bir temizlemek yada değişmek gerekiyor.
Yakıt sistemi karbüratör. Tek boğaz karbüratör mevcut, broadwaylarda olan çift boğaz karbüratör yok. Bunun eksikliği 3000 devirlerden sonra daha net anlaşılıyor. çift boğazların üst devir performansları daha iyi. Karbüratörlü olduğu için gaz tepkisi muazzam. Gaza dokunduğunuz anda motordan tepki alıyorsunuz buda keyifli oluyor açıkçası. Geçenlerde 2006 model turbodizel bir araç kullandım turbo-lag olayından dolayı kağnı gibi geldi.
PERFORMANS
Performans kısmını şehir içi ve dışı olarak ele alıcam. Şehir içinde gayet seri ve tepkili. Bunu kısa şanzıman oranlarına ve hafifliğe borçlu. 25 yaşında olmasına rağmen günümüzde ki çoğu araçla kafa kafaya kalkar diyebilirim. Motoru karakter olarak bir dizel motor gibi torku düşük devirlerde veriyor üst devirlere hiç çıkmıyorsunuz. Böyle olunca da 1-2-3-4 derken hızınız hemen 70-80 oluyor. 90 km/h lara kadar ayağınızın altında hep bir güç olduğunu hissettiriyor. Ta ki 90 km/h lere kadar buda 3000 devre tekabül ediyor. 90 dan sonra aracın buraya kadar fena olmayan ivmelenmesi giderek düşmeye başlıyor. Ben tek kişi ve başka ağırlık yokken 160-165 lere kadar çıktım hiç gitmiyor değil yani
KONFOR
Süspansiyonlar çok yumuşak. Koltuklarda yumuşak olunca baya rahat ve konforlu bir araba oluyor. Süspansiyonlar yumuşak doğrudur fakat çalışma aralığı çok kısa. Yani derin olmayan çukurları güzelce sönümleyen konforlu hissettire araba hafif derin bir çukurda bam güm ses çıkarıyor şaşırıyorsunuz.
Direksiyonumuz maalesef hidrolik değil. Araç yürüdüğünden itibaren hidrolik gibi hafif orası ayrı bir konu ama özellikle büyükşehirlerde parketmek bazen zulüm olabiliyor.
YALITIM
Araçta belkide üzerinde hiç düşünülmemiş kısım yalıtım olabilir Özellikle uzun yolda kısa oranlı şanzıman ve yalıtımın aşırı zayıf olması çile oluyor. Müziğin sesini biraz yükseltince bir nebze azalıyor fakat bi yerden sonra kafa kalmıyor yine.
FRENLER
Arka tekerlekler kampana önler disk. Abs yok. Kuru zeminde fren performansı fena değil tatmin ediyor fakat ne zaman yağmur yağıyor o zaman kıçı başı dağıtıyor abs'yi arıyorsunuz. Buna ek, uzun frenlemeler sonucu fren gücü düşüyor kolayca. Yinede yeni nesil araçlara göre zayıf olsada muadillerinden iyi olduğunu düşünüyorum frenlerinin.
YOL TUTUŞ
Direksiyonda sürücüyle lastikler arasında hiç bir şey yok denilebilir yolda ne var ne yok ellerinizde hissediyorsuz. Lastik tutunabiliyor mu, kayıyor mu her şeyi anlatıyor bu direksiyon. Hissiyat bakımından güzel. Ama netlik için aynı şeyi söyleyemem. Yani hızlıca bir noktaya kırarsanız yumuşak süspansiyonlarında etkisiyle araç çok kolay çizgisinden çıkabiliyor. Anlattığım olay sadece ani hareketler için geçerli. Eğer sabit bir hızla viraja girerseniz gerçekten bazen şaşırtıcı derecede güzel viraj alıyor. Bilmeyeni korkutacak bir kasa yatması oluyor fakat alışınca korkmuyorsunuz. Ayrıca aracın altı oldukça yüksek. Şöyle söyleyeyim yazın kocaman kocaman 4x4 lerin girdiği her yere ben bu araçla girdim çıktım
YAKIT TÜKETİMİ
Şehir içi lpg yakıt tüketimim kışın 12-14 litre, yazın 9-12 litre arası değişiyor kullanıma göre.
BU ARACI KİMLER ALMALI/ALABİLİR
Özellikle ben bu aracı yeni şöför arkadaşlara öneriyorum çünkü gerçekten her şey mekanik her şeyle birebir sen ilgileniyorsun. Debriyaj kavraması zordur öyle her ben araba kullanıyorum diyen kaldıramaz.
Benim gibi öğrenciler alabilir. Çünkü gerçekten parça fiyatları ekonomik, yürütme maliyetleri düşük.
Genel olarak toparlarsam bu araba keyifli arabadır. Her şeyi mekaniktir. Yeni araçlar kadar hataların üstünü örtmez yüzünüze vurur Size tam olarak şöförlüğü öğretir. Ben a3'ü kullandığımda gerçekten araba kullandığımı hissetmiyorum zevk alamıyorum açıkçası. A dan B ye gidiyorum sadece. Ama bunun koltuğuna oturduğunuzdan itibaren her şeyin sizin elinizde. Farklı bir havası var. Zorluğun getirdiği bi tatlılık var
not: fotoğrafların çoğunu yükleyemedim mb sınırından dolayı en kısa zamanda diğer fotoğraflarını da ekleyeceğim.
Araç 1994 üretim, 1995 model bir spring. Belki bilmeyenlerimiz vardır spring, hepimizin yakından tanıdığı broadwayın düşük bütçeli hali. Yani zamanında reno demiş ki ucuz araba olarak broadway üretiyoruz iyi hoş ama daha da ucuzunu üretmeliyiz.. Otomatik ön iki cam, merkezi kilit, elektronik ateşleme, çift boğaz weber karbüratör başta olmak üzere bunlara ek 2-3 şeyi daha araçtan kaldırarak spring modelini oluşturmuşlar. Benim donanım ile işim yok ayağımı yerden kessin diyen kısım springe yönelmiş. Yine de halk springi çok sevemedi ve her zaman broadwayın gölgesinde kaldı.
MOTOR
Motorumuzun hacmi 1389 cm3, 5250 devirde 60 beygir güç 3500 devirde 107 nm tork üretiyor. Üstten tek eksantirikli, trigel zincirli, karbüratörlü, gayet basit ve dayanıklı bir motoru var. Eli tornavida tutan ve az çok mekanik bilgisi olan herkes ufak tefek şeylerini halledebilir.
Ateşleme platinli, elektronik değil demiştim. Spring kullanmış olanlar bilirler yazın tek, hatta yarım marşta çalışan saat gibi araba mevsim kışa dönünce çalışmaz yada çok çok zor çalışır. Bunun ana sebebi üzerinde gelen orjinal distribütörün dandik olmasıdır. Soğuk havalarda ateşlemesi çok zayıflar ve platinleri çok kolay çapak yapar(halk tabiri ile meme). Çözümü şudur,orjinal distribütörü toros distribütörü ile değiştirmek. Değiştirdikten sonra ateşleme daha stabil hale geliyor ve sabahları çalışmama problemi ortadan kalkıyor. Tabi ki %100 sorunsuz değil bu platin dediğimiz parça biraz ilgi ister, araba kullanıldıkça üzerinde çapaklar oluşur ve ağzı tam kapanmaz tam kapanmadığı içinde ateşleme düzgün olmaz ve araçta tekleme görülür. Bunun da çözümü basit platinin ağzı zımpara ile hafifçe zımparalanıp temizlenir, araç eski stabil haline döner. Bozuldukça değil de 15 bin kilometrede bir temizlemek yada değişmek gerekiyor.
Yakıt sistemi karbüratör. Tek boğaz karbüratör mevcut, broadwaylarda olan çift boğaz karbüratör yok. Bunun eksikliği 3000 devirlerden sonra daha net anlaşılıyor. çift boğazların üst devir performansları daha iyi. Karbüratörlü olduğu için gaz tepkisi muazzam. Gaza dokunduğunuz anda motordan tepki alıyorsunuz buda keyifli oluyor açıkçası. Geçenlerde 2006 model turbodizel bir araç kullandım turbo-lag olayından dolayı kağnı gibi geldi.
PERFORMANS
Performans kısmını şehir içi ve dışı olarak ele alıcam. Şehir içinde gayet seri ve tepkili. Bunu kısa şanzıman oranlarına ve hafifliğe borçlu. 25 yaşında olmasına rağmen günümüzde ki çoğu araçla kafa kafaya kalkar diyebilirim. Motoru karakter olarak bir dizel motor gibi torku düşük devirlerde veriyor üst devirlere hiç çıkmıyorsunuz. Böyle olunca da 1-2-3-4 derken hızınız hemen 70-80 oluyor. 90 km/h lara kadar ayağınızın altında hep bir güç olduğunu hissettiriyor. Ta ki 90 km/h lere kadar buda 3000 devre tekabül ediyor. 90 dan sonra aracın buraya kadar fena olmayan ivmelenmesi giderek düşmeye başlıyor. Ben tek kişi ve başka ağırlık yokken 160-165 lere kadar çıktım hiç gitmiyor değil yani
KONFOR
Süspansiyonlar çok yumuşak. Koltuklarda yumuşak olunca baya rahat ve konforlu bir araba oluyor. Süspansiyonlar yumuşak doğrudur fakat çalışma aralığı çok kısa. Yani derin olmayan çukurları güzelce sönümleyen konforlu hissettire araba hafif derin bir çukurda bam güm ses çıkarıyor şaşırıyorsunuz.
Direksiyonumuz maalesef hidrolik değil. Araç yürüdüğünden itibaren hidrolik gibi hafif orası ayrı bir konu ama özellikle büyükşehirlerde parketmek bazen zulüm olabiliyor.
YALITIM
Araçta belkide üzerinde hiç düşünülmemiş kısım yalıtım olabilir Özellikle uzun yolda kısa oranlı şanzıman ve yalıtımın aşırı zayıf olması çile oluyor. Müziğin sesini biraz yükseltince bir nebze azalıyor fakat bi yerden sonra kafa kalmıyor yine.
FRENLER
Arka tekerlekler kampana önler disk. Abs yok. Kuru zeminde fren performansı fena değil tatmin ediyor fakat ne zaman yağmur yağıyor o zaman kıçı başı dağıtıyor abs'yi arıyorsunuz. Buna ek, uzun frenlemeler sonucu fren gücü düşüyor kolayca. Yinede yeni nesil araçlara göre zayıf olsada muadillerinden iyi olduğunu düşünüyorum frenlerinin.
YOL TUTUŞ
Direksiyonda sürücüyle lastikler arasında hiç bir şey yok denilebilir yolda ne var ne yok ellerinizde hissediyorsuz. Lastik tutunabiliyor mu, kayıyor mu her şeyi anlatıyor bu direksiyon. Hissiyat bakımından güzel. Ama netlik için aynı şeyi söyleyemem. Yani hızlıca bir noktaya kırarsanız yumuşak süspansiyonlarında etkisiyle araç çok kolay çizgisinden çıkabiliyor. Anlattığım olay sadece ani hareketler için geçerli. Eğer sabit bir hızla viraja girerseniz gerçekten bazen şaşırtıcı derecede güzel viraj alıyor. Bilmeyeni korkutacak bir kasa yatması oluyor fakat alışınca korkmuyorsunuz. Ayrıca aracın altı oldukça yüksek. Şöyle söyleyeyim yazın kocaman kocaman 4x4 lerin girdiği her yere ben bu araçla girdim çıktım
YAKIT TÜKETİMİ
Şehir içi lpg yakıt tüketimim kışın 12-14 litre, yazın 9-12 litre arası değişiyor kullanıma göre.
BU ARACI KİMLER ALMALI/ALABİLİR
Özellikle ben bu aracı yeni şöför arkadaşlara öneriyorum çünkü gerçekten her şey mekanik her şeyle birebir sen ilgileniyorsun. Debriyaj kavraması zordur öyle her ben araba kullanıyorum diyen kaldıramaz.
Benim gibi öğrenciler alabilir. Çünkü gerçekten parça fiyatları ekonomik, yürütme maliyetleri düşük.
Genel olarak toparlarsam bu araba keyifli arabadır. Her şeyi mekaniktir. Yeni araçlar kadar hataların üstünü örtmez yüzünüze vurur Size tam olarak şöförlüğü öğretir. Ben a3'ü kullandığımda gerçekten araba kullandığımı hissetmiyorum zevk alamıyorum açıkçası. A dan B ye gidiyorum sadece. Ama bunun koltuğuna oturduğunuzdan itibaren her şeyin sizin elinizde. Farklı bir havası var. Zorluğun getirdiği bi tatlılık var
not: fotoğrafların çoğunu yükleyemedim mb sınırından dolayı en kısa zamanda diğer fotoğraflarını da ekleyeceğim.
Son düzenleme: