Sevdiginiz Araba markalarini neden seviyorsunuz ve nerden basladi bu sevgi ?

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan yunahki
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

yunahki

Yunus K.
Panpa
913
28
Marka
BMW
Evet Arkadaslar. Baslikta oldugu gibi soru acik ben siftahi yapiyorum. Benim en cok sevidigim iki araba markasi vardir. Birisi Saab ve Birisi de Volvo.

Volvo: Babam ben kücükken bir 850 Kombi Almis Almanyada. O aracta cok anim gecti. O arabadan beri Volvo yu cok seviyorum. Imkanlar el verdigi taktirde Volvo ya geri dönüs yapacagiz. 2015 yilinda VW Caddy ile yaptigim kazadan dolayi arac perte ayrilmisti. Babamda o dönem bir tane temiz Volvo S60 D5 düsürmüstü. Ve Volvo ile serüveni devam ettik. 1.5 yil kadar kullandik ve sonra bu kis ayinda S80 ile degistirdik. Onu fazla kullanamadik bazi maddi durumda olusan sorunlardan dolayi. Sonra Audi A6 aldik fakat bana S80 nin verdigi zevk ve konforu bana veremedi (Sahsi fikrim.)

Saab: Saablari gercekten Volvo kadar seviyordum. 2016 yilinda Dayim Hollanda dan izne bir tane Saab 9-5 ile gelmisti. Bana kullanmama müsade etmisti. Ve ondan sonra Saabi daha da sevdim. En sevdigim markadir. Eger bir gün araba alicak olursa ve istedigimiz gibi bir Volvo modeli bulamassak 2. Secenek Saabtir benim icin.

Evet arkadaslar ben cok konustum :D Sira sizde :)
 
- Ford: '63 Taunus'umuzdan gelir. Bugün hala sürüş keyfi olarak o zamanki kalitesini devam ettiriyor :) O yüzden seviyoruz baba-oğul.
- FCA: Fiat, Lancia, Alfa Romeo üçlüsü diyelim. Üçünü de birbirinden ayırmam. Eski İtalyan arabalarından gelir. Şahin'lerde bile motor sesi karakteristiktir :). Evet, bu markalar ezelden beri dayanıksız bilinir, motorları da çok yakar ona da kabul, iç mekan da kısa süre sonra ağlar. Ama hepsinin kendine has sürüş keyfi ve karakteri vardır. Tercih edenler de tüm bu olumsuzluklarını bilerek tercih ettiği için saygı duymak gerekir. İskender Atakan'ın Lancia Delta'sına binmiştim, o zamandan beri benim arzular şelale :)
- Mazda: Saygı duyulası sürüş keyfi, teknoloji ve uzun ömür sunuyorlar. Mesela Toyota bunların arasından sürüş keyfini çıkarıp öyle sunuyor :)
- Chevrolet: Çocukluğumda dolmuş olarak kullanılan '56-'57 BelAir'lerden başlar, '63 ve '67 Impala modelleriyle devam eder, 90'lardaki Corvette ve Blazer modelleriyle cilası çekilir. Sadece bu yazdığım modellerini çok beğenirdim, bugün Corvette'leri hala beğeniyorum o ayrı :) Başka bir sebebi yok.

Volvo ve Mercedes'i de çok severim ama özel bir bağ yoktur. Alır mıyım, alırım binerim. Ama satarken ağlamam :)
 
Alfa Romeo: Çok yakın bir abimin bana 3 günlüğüne 2.0 ts 156 sını vermesi ile başladı. O kırmızı deriler,her taraftaki alfa logoları ve yazıları,motorun sesi filan derken 3 gün sonunda gittiğine çok üzülmüştüm o 3 gün içinde o kadar ısınmıştım ki sanki çok sevdiğim bir arkadaşımdan küsmüş gibiydim. Aslında süslü ve logolu fiat olduğunu biliyorum ama diğer arabaları kullandıktan sonra çok farklı bir marka olduğunu fark ediyorsunuz. Herhangi bir arabadan daha insan ya da canlı gibi hissettiriyor ve bu yüzden de bozuluyorlar çünkü insan gibi mükemmel değiller ve siz değer vermezseniz o size hiç değer vermiyor

Mazda,Opel,Kia,Volvo severim ama hiç biri bir Alfa Romeo değil.
 
Skoda; fabia 1 ile başlayan skoda sevgisi bize fabia 3 aldırdı. Simply clever yani basit ve akıllıca sloganı arabaları özetliyor gerçekten. Ufak tefek ayrıntılar arabayı sevmemizi sağlıyor.
Dacia; buna sevgi diyemem ama alım gücümüz ülke olarak düşük olduğundan, ucuz, yakışıklı, az yakan araçlar sunan bu markayı beğeniyorum. VW'nin misyonunu (halk arabası) günümüzde üstlenen markadır kendileri.
Mazda; kırmızı mazda 3 ;)
 
Son düzenleme:
  • Beğeni
Tepkiler: yaso ve Sailor
Son gelen güncellemeyle Land Rover; hep işte yüksek, ağır, keyif falan vermez diye düşünürdüm ama arkadaşın Discovery'sini kullanınca hepsi uçup gitti enteresan bi keyif gerçekten :D
 
Subaru: Özgünlüğü hep dikkatimi çekerdi ancak sürünce anladım. Bambaşka bir güven hissi veriyor. Mekanik sağlamlığı hissediyorsunuz. Araç resmen ''Abi sıkıntı yok, sen yoluna bak'' diyor.

Mazda: Özellikle yeni 3 ve 6 modellerini incelediğim zaman büyük bir sevgi oluştu. Zevk kesinlikle kişiseldir lakin benim için bir araç ancak bu kadar sade ve aynı zamanda zarif olabilir.

Alfa Romeo: Ulaşılabilir araç kategorisinde kırmızının tek yakıştığı marka. Tek bir kelimeyle açıklanabilir: Tutku..
 
BMW: Şimdi günümüzde arkadan itiş olduğu için tercih edildiği bir gerçek. Fakat aslında BMW arkadan itişten çok daha fazlası. Benim için BMW demek, sportifliğin yanında sade lüks demek. Tüm zamanların Mercedes-Benz'lerine ve BMW'lerine bir bakın, her zaman BMW'ler daha sade duruyor benim gözümde. Sade lüks çok farklı bir kavram tabii , bunu en iyi Volvo başarıyor bu aralar. Fakat onlar da konfor odaklı bir firma. Sürüşe önem veren, yol kat ettikçe keyif veren bir marka BMW.

Mercedes-Benz sahipleri genelde yoldan kopmak ister, fakat fazla koparlar. BMW sahipleri ise yolu hissetmek isterler, fakat kararında hissederler. Rahatsız edicek bir boyuta gelmez hiç bir zaman. ''Otomobil''kullandığımı sadece BMW kullanırken hissetmiyorum tabii ki, fakat en çok BMW'de hissediyorum. Bu arada şu aralar bahsettiğim his hiç bir otomobilde yok. Benim bahsettiğim dönem E46 bittikten sonra bitti maalesef. Yine de dönemin bu ''his'' konusundaki en başarılı markasını BMW olarak geliyorum. 2.si ise geliyor:

Ford: BMW bu dediklerimi nasıl Premium sınıfta yapıyorsa, orta sınıfta da bu görev Ford'un. Motorlarından şanzımanlarına, sürüş keyfinden konforuna çok başarılı bir yere konumlandırıyorum Ford'u. Tabii ki en konfor anlamında en başarılı olmadıkları anlar oluyor, fakat daha sürüşü kötü olan bir Ford görmedim. S-Max bile süper yol tutuyordu...

Subaru: Otomobiller mühendislik işidir. Fakat pazarlama da çok önemlidir. 10 kişilik bir şirkette 5 mühendis, 5 pazarlamacı olması gerekiyorsa, Subaru'da 10 kişinin 10'u da mühendis :D:D. Otomobilin mekanik aksamını daha iyi yapan bir firma benim gözümde yok. Simetrik 4 çeker sistemi ve motorun Boxer yerleşimi, ağırlık dağılımını optimum düzeye taşıyor. Fakat pazarlamacıların eksikliği, mühendislerin sadece mekanik parçalarla ilgilenme isteği ile birleşince çok konservatif bir iç mekan ortaya çıkıyor. Bu sayede de değeri bilinmiyor Subaru'nun. Amaaan bilinmesin, hiç önemli değil. Sonra yayını falan keserler Levorg'un, ağlarız hakkaten.

Alfa Romeo: Motorsporları tarihi, inanılmaz tasarımları, motorlarda teknolojik olarak başarıları ile ün salmış bir firma olmasına rağmen, 159'dan Guilia arası suskunluğu Alfisti'lerin çoğalma oranını ciddi derecede azalttı. Ne oldu? Gerçek otomobil-severlerin sevdiği bir marka haline dönüştü Alfa. FCA grubu içinde kaybolmaya çok yakınken, topu 90'dan çıkaran Guilia ile maç yeniden başlayacak diye düşünüyorum.

Alfa'lar sportiflerdir, herkes onlara bakar. Kırmızı bazen Ferrari'lerden çok ona yakışır... Fakat beni asıl çeken bir özellikleri var, geyik başlığında da bahsettim bundan: Özenilmişlik.

Otomobilin her yanında özenilmişliği buluyorsunuz, sanki 300 tane yapılmış birini siz almışsınız gibi. Peki nerden geliyor bu his? Koltukların inanılmaz tasarımları, kafalıkların üzerindeki logo, devir saatinin içerisindeki italyanca yazılar. Sileceklerin ve hatta camların (teşekkürler @alfhonso :) ) üzerinde yazan alfaromeo yazısı. Daha bunun gibi sayılmayacak biiiir sürü şey.

Aslında hepsi hakkında çoook uzun uzun yazmak isterdim fakat, yormayayım şimdi sizleri...:D
 
Audi
Alman hissini doruklarda yaşatan bir araç
Volkswagen
Sahibi olduğumuz Bora ve jetta 5 ile kendine aşık eden ve passat b8 ile yeni çizgisini çok sevdiğim bi marka
Toyota
Bu markayı Sevmemin tek nedeni avensis
Sanki klasik bir japon değil daha kaliteli bir his
Volvo
TANK
RANGE ROVER
İçi dışı kalıbı altı üstü her şeyi abartı ve bunu seviyorum (birde audi bmw mercedes gibi markaların suvlarından haz etmiyorum)
HEPSİ KİŞİSEL GÖRÜŞÜM

 
Renault: Doğduğumdan beri hayatımda daima olan marka.Çok küçükken bir R19 vardı bir akrabamızın onu pek hatırlamam şöyle böyle.Daha sonra hayatımın iyice içine bir R9 girmesi sonucu hastası oldum.Yıllarca araştırdım ve araştırmaya halen devam ederim.Sağlamlığı,az yakması,bakım ve servis kolaylığı ve ortalama sürüş zevki Renault'ya ısınmamı sağladı,aslında sevgim eski modellerine iken yeniler de eskilerin ekmeğini yiyor.Ancak şuan bile bir araba alınacak olsa kendi ailemde dahil herkes ilk Reno olur diyor.Yıllarca kahrımızı çekmiş affedersiniz eşek muamelesi görmüş buna rağmen hala ayakta olup çok şükür büyük bir arıza çıkarmamış,hala görevini yerine getiren bunlara artı olarak 30 yıl önce ki tasarım hatta daha eski olan motor günümüz benzinlileri kadar neredeyse az yakmakta.(Benzin de dahil)Ülkemiz şartlarında kullanılabilecek en mantıklı marka benim için.Fransız'ların Japon'u.
Toyota:Yine az buz hatırladığım bir Celica(T180) vardı akrabada.Sonrasın da eski corolla'lar,AE86,MR2,Supra sevdamı iyice kabartan otomobiller.Keza bence gelmiş geçmiş en iyi 4 silindirli motor sesi 4AGE'dir benim için.
Mitsubishi:Hiç binmedim,kullanmadım,canlı bile çok az gördüm lakin belki de Renault kadar sevdiğim tek markadır.Carisma,Eski Lancer'lar,EVO 3 GSR,IV,V,VII T.M. bu arabalar mitsubishi sevgimi tavan yapan arabalar kısaca en sevdiğim japon mitsubishi'dir.
+TOFAŞ:Kuş serisinin yeri bende ayrıdır severim sayarım.Bir tane alıp etiket yapmak hayalimdir.
 
Son düzenleme:
İlk aşkım olduğu için önceliğim ford ben 10 yaşındayken buz yeşili sedan focus aldı bizimkiler şimdi 27 yaşina geldim hâla bizde arabada annem ve ben araba sürmeyi ögrendik heleki annem az eziyet etmedi arabaya ona rağmen hâla az araba tokatlamıyor başka bir marka olsa bu km'ye bu eziyete çoktan iflas etmişti ben bu kadar dayanıklı başka araç görmedim o yüzden ford

İkinci seçenek olarak alfa 159 çıt kırıldım bir araçtı bana fazla dayanamıyordu ama duruşu sesi yılına göre görüntüsü gelecekten gelmiş gibiydi oda efsanelerim arasında ama bir daha almam ayakta tutmak için çok ilgi ve para istiyor platonik aşk olarak kalması daha mantıklı benim için.

Son olarak lada niva bu jipi tartışmaya kapattım ben köyde eşsek niyetine aldığımız kimse olmadığı icin yılın sadece 2 ayı kullanılıp 10 ayı yatırılmasına rağmen inat etmeden çalışan nadir bozulan düz duvara tırmanırmı abi bu sorusunun karşılığı olan offroad alt yapısını kurup kapıya kadar çamurda yürüttüğüm araç kendisi bu ruslar yüz yılda bir doğru iş yaparlar oda nivaya denk gelmiş
 
Ben eli yüzü düzgün her arabayı seviyorum ama BMW'lere karşı ayrı bir sempatim var.
Kullanırken zamanının nasıl geçtiğini anlamadığım bir araba, yakıt-performans olarak da beni benden alıyor çoğu zaman, geceleri gündüze çeviren farları da :( .
O gözleri zaten bitiriyor oturup karşılıklı çay içesi geliyor insanın.

Tabii ütopik hayal olan araçlar da var RS6, GT-R gibi ama boşa hayal gücümü yormayacağım.
 
Bu yazının benim için çok uzun bir liste olacağından kısa bir şekilde özetlemek için derecelere ayırayım dedim, malum sevmediğim nefret ettiğim marka sayısı çok az çünkü her markanın kendine göre bir felsefesi var benim için 1.derece sempati beslediklerim şunlardır:
Alfa Romeo
BMW
Citröen
Ferrari
Ford
Honda
Lotus
Mazda
Mercedes-Benz
Porsche
Renault
Subaru
Nissan
Toyota
Volkswagen
Volvo
 
Son düzenleme:
16-17 yaşlarımdayken kuzenim 3 kapı 2003 model siyah bir Renault Clio almıştı. 1.6 motoru, hafif kasası bizim için cidden iyi bir oyuncak olmasına yetiyordu. Fakat benim Renault sevgim 2003 yılını geçmedi model olarak. Eski Renault araçlara karşı Clio'dan sonra bir sempati beslemeye başladım. Ayrı bir sürüş keyfi olduğuna inanıyorum. Yılına göre sürüş performansı, yol tutuşu beni şaşırtıyor.

Renault sevgisine başladığım araç. :)

403439_3582531796841_1118685254_n.jpg
540519_3582532476858_268719098_n.jpg
 
Son düzenleme:
Öncelikle ;
VOLVO : Belirlediğim kriterlere uygun araç bakmadan önce, Türkiye'de piyasada bulunan otomobil markaları ve modelleri hakkında biraz araştırma yapmıştım. Hatrımda kaldığı kadarıyla ,Volvo'nun kurucusu, daha önceleri başka bir firmada yetkili olarak çalışırken, volvo olmayan bir marka araçta tahlisiz bir kaza geçirmiş ve kızını kaybetmiştir. Sonra '' Başka babalar çocuklarını kaybetmesin'' diyerek, tarihte varolduğundan beri sağlamlık ve güvenlik çizgisini bozmadığı için Volvo yu sevmişimdir. Şimdilerde koku temizleyici, güneş solar süzücü ve göz yorgunluğunu giderici donanımlar üzerinde çalışıyorlar..+45 olduğumda otomobilim kesinlikle bir volvo olacak ,Belki sayesinde 3-5 yıl fazla yaşarım :)
Sonra;
Opel:
Hem gündelik hem aile kullanımına uygun hem albenisi olan hem işlevsel hem de bütçeme göre fazlasını vaad eden bir marka olduğu için opeli sevmişimdir. Bu sayılanları diğer markalarda da bulmak kolay olabilir ama Opel sunduklarına göre dürüsttür. Cebini de ruhsal durumunu da sömürmez, özgündür. Özellikle de spesifik donanımları ulaşılabilir sunmasıyla tercihimdir.
Saab; Scania ile beraber iken müthiş bir sempatim vardı. Hem çekici hem de otomobil hem de uçak motorları ve tasarımları konusunda çok iyi bir vizyon üzerinde olduklarını düşünüyordum ancak Scania nın VAG a geçmesiyle tamamen ticari bir kimliğe büründü. Saab da sonradan iflasını açıklaması, yakınımı kaybetmişçesine beni üzmüştü. Ne Saab ın ne de scania nın değil iflası, ondan daha ağır olanı ''''sa-tıl-ma-la-rı'''' idi... İflaslarını açıklayıp kapatılsalardı da satılmasalardı daha iyi olurdu... Kesinlikle haketmediklerini düşünüyorum..

Ve ,
Mitsubishi; zamanında silah üreticisi olan, şimdilerde ülkesine hem ekonomik hem de biraz politik olarak hizmet etmeyi sürdüren bir firma olarak ellerinden geldiğince küresel statüde kalmaya çalışıyorlar.. Mazisinden ilham alan karakteristik bir firma olarak samimiyet beslediğimi paylaşmak isterim...
 
Son düzenleme:
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...