Toyota Spor Araçlarının Geçmişi

sputnik

Üye
5,484
Toyota_Logo_Family_History.jpg


1.BÖLÜM – BAŞLANGIÇ

Toyota 1960'lardan beri insanları etkileşimli, heyecan verici ve eğlenceli spor araç yorumu ile şaşırtmış ve mutlu etmiştir. Bu sayfada, efsaneleşmiş ve marka için kilometre taşı olarak nitelendirebileceğimiz Toyota spor araçlarını takdim etmekteyiz.

Hafif başlangıç

Çok küçük boyutlara sahip ve Toyota'nın ilk seri üretim spor aracı olan Sports 800'ün gelecekteki Toyota'lar üzerinde bu kadar büyük etkisi olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Yota-Hachi (Toyota 8'in kısaltılmış Japonca şekli) olarak bilinen Sports 800, ilk kez Toyota Publica Sports konsepti olarak 1962 Tokyo Motor Show'da gösterildi.

Tüy kadar hafif tasarımı, cesur 790 cc boxer motoru ile arkadan itişli olan Sports 800, 100 km'de 3,8 litre gibi şaşırtıcı bir yakıt tüketimi ve çok iyi tepki veren sürüşü ile tasarımcıların vizyonunu tam olarak yansıtmayı başarmıştı. Toyota'nın Hibrit alanındaki yeniliklerinin ne kadar gelişmiş olduğunun bir işareti olarak, 1970'lerin sonunda gaz türbini motoruna elektrik motoru ile güç veren yenilikçi Sports 800 GT Hybrid Tokyo Motor Show'da tanıtılmıştı.

Güvenilirliği ve yakıt verimliliği sayesinde Japonya'da motor sporlarında çok popüler olan Sports 800, 1967 yılındaki 24 saatlik Fuji yarışında (iki adet Toyota 2000GT'nin arkasında) üçüncülük elde etti. Bu araç hem Toyota'nın ilk seri üretim spor aracı, hem de gerçek sürüş meraklılarının tercih ettiği bir spor araç olarak çok iyi bir şekilde hatırlanacaktır.

2-Toyota-Sports800_tcm-3043-792826.jpg




2.BÖLÜM – 2000GT

1967 tarihli "You Only Live Twice" adlı James Bond filminde Sean Connery ile birlikte başrolde oynayan Toyota 2000GT, aynı yıl dünyada piyasaya sürüldü ve Toyota'nın Avrupalı üreticilerin sunduğu en iyi spor araçlara ciddi şekilde meydan okuduğu ifade edildi.

Japonya'nın ilk süper otomobili

1964'teki Japon Grand Prix'sinden kısa süre sonra yeni Toyota Gran Turismo modelinin konsepti ortaya atıldı. Yamaha Motor Co. ile işbirliği yaparak gerçekleştirildi ve proje lideri Shoichi Saito'nun denetiminde geliştirildi. Mesajı çok basitti: "2000GT'yi üretirken dünyadaki en iyi araçlardan biri, belki de en iyisi yapmak için ne gerekiyorsa yapın." Bir yıl sonra prototip "280-A1" 1965 Tokyo Motor Show'da tanıtıldığında Saito'nun vizyonu gerçeğe dönüşmüş oldu.

2000GT'nin kıvrımlı "kola şişesi" tarzı hatları ve büyük, pleksiglas kaplı farları aracın neredeyse yarım yüzyıl sonra hala hemen tanınabilmesini sağlamaktadır. Uzun ve akıcı kaput hem birinci sınıf bir motoru, hem de kullanılmadığında gövdenin içine gömülen ve hava akışını kolaylaştıran açılır tipte farları barındırıyordu.

GT'nin sürücüye odaklanarak tasarlandığı ortadaydı. Sürücü odaklı tasarlanmış mükemmel kabinde sürücünün yerden en yüksek olduğu nokta yerden sadece 116 cm yüksekteydi. Ayrıca, sürücü kasıtlı olarak arkaya doğru alınmıştı. Bu sayede mükemmel oranlar elde edilmiş, ve sürüş keyfi en üst seviyeye çıkabilmişti.

GT’nin performansı da birinci sınıftır: sıralı, 6 silindirli, 2 litre, 150 beygir gücündeki motor 2000GT'nin maksimum hızını 220 km/saat'e çıkarmıştır ve motorsporları camiasında kırmış olduğu çok sayıda hız rekorunun yanı sıra(üç dünya rekoru ve 13 uluslararası rekordan gurur duymaktayız) araç ABD ve Japonya'daki yarışlarda ciddi başarılar elde etmiştir. Bunlardan en önemlisi 24 saatlik 1967 Fuji 24 yarışıdır.

Sadece üç yıl ve 337 araçtan sonra son 2000GT 1970 yılında fabrikadan ayrılmıştır. Toyota'nın geçmişinde ne kadar önemli olduğu, Supra ve GT86 gibi daha yeni coupe'lerin tasarımını ne kadar etkilediğinden anlaşılabilir. Kesinlikle bundan büyük bir övgü olamaz.

2-2000GT-profile_tcm-3043-793517.jpg

2000GT-Front34-FULL_tcm-3043-795160.jpg

5-2000GT-Interior_tcm-3043-793548.jpg




3.BÖLÜM – CELİCA

İspanyolca'da "gökyüzüne ait" anlamına gelen Celica'nın kaderinde, 1970 yılında harekete geçtiği ilk andan itibaren yıldız olmak vardı. Celica sürücülere daha fazla özgürlük hissi sağlamak, sportif ve ekonomik bir paket ve kullanışlı bir iç mekan sunmak için tasarlanmıştı.

Gökyüzüne Ait Celica

Konfor ve sürüş kolaylığı öncelik olsa da, Celica'nın hala gerçek meraklılar için virajlarda iyi tepki vermesi gerekiyordu. Neyse ki bağımsız ön ve dört bağlantılı arka süspansiyon sistemleri dar ve kıvrımlı virajlarda sürücüleri hayal kırıklığına uğratmadı.

1985 model dördüncü nesil Celica, yeni önden çekişli yapısı ile önemli bir değişikliğe imza attı (önceden arkadan itişliydi). Tam zamanlı dört çeker sistemli ve güçlü 182 beygir DOHC motora sahip GT-Four modelinin 1986 yılında piyasaya sürülmesi de çok önemlidir. Bu aracın motoru Japonya'daki en güçlü 2 litre motordur ve Toyota'nın Dünya Ralli Şampiyonası'ndaki (WRC) başarıları için mükemmel bir temel oluşturmuştur.

Ekibin başarı için çok fazla beklemesi gerekmedi. Carlos Sainz 1990 yılında ilk kez sürücü ünvanı aldı (bir Japon üretici için bir ilk) ve üreticiler şampiyonasında ikinciliği kazandı. 1992'de WRC için homologasyonu alınan GT-Four RC (Rally Competition) adlı özel bir model üretildi. 1993 ve 1994 yılında Juha Kankkunen ve ardından Didier Auriol tarafından WRC sürücü ve üretici ünvanlarını aldı.

Kapakların kaldırılmasına şahit olanlar, 1999’da tanıtılan yedinci neslin Celica'nın son jenerasyonu olduğunu bilmiyorlardı. 35 yıl, 7 farklı nesil, çok sayıda motorsporları başarısı ve dört milyondan fazla satıştan sonra Celica yolculuğunun sonuna gelmişti. Neyse ki en parlak yıldızlar hafızada en uzun süreyle kalanlardır...

2-Celica-Profile_tcm-3043-793718.jpg

5-Celica-Front_tcm-3043-793721.jpg

Celica-Interior-FULL_tcm-3043-795286.jpg

Celica-Profile-FULL_tcm-3043-795290.jpg




4.BÖLÜM – SUPRA

Latince'de "yükselen" veya "üzerinde" anlamına gelen Supra, Toyota'nın belki de en ünlü spor aracına verilebilecek son derece uygun bir addır.

Supra'nın Yükselişi

Supra, 1978 yılında Japonya'da Celica XX (başka pazarlarda Celica Supra) adıyla piyasaya sürüldü. Celica'nın yumuşak çalışan 6 silindirli motoru ve lüks tarzı koruyan; ancak daha uzun, daha geniş ve daha güçlü bir modeli olan bu araç Kuzey Amerika'daki büyümekte olan tourer pazarı için mükemmel bir üründü.

1982'de, Supra üçüncü nesil Celica platformuna dayanan keskin yeni görüntüsü ile Avrupa'ya geldi. Agresif ve çıkıntılı tekerlek davlumbazları ve etkileyici açılır tip farları ve halihazırda güçlü motoru ile bakışları üzerine çeken Supra, 80'lerin tasarım ve kültürüne mükemmel uyum sağlıyordu.

Uzun bir kaput ve akıcı hatlara sahip olan, müşteriler tarafından merakla beklenen dördüncü nesil 1993 model Supra, 2000GT'den aldığı mirasa çok şey borçluydu. Hafif malzemeler (halı tüyleri bile ağırlığı azaltmak için içi boş tasarlanmıştı) mühendislerin ağırlığı önceki modele göre 100 kg kadar düşürebilmelerini sağladı. Supra'nın güçlü çift turboşarjlı 3 litre motorunu da hesaba kattığınızda, inanılmaz sonuçlar elde edildi. Yeni Japon aracı İtalyan ve Alman süper otomobil üreticilerinin uykularını kaçıracaktı.

Supra, efsanevi 24 saatlik Le Mans yarışı, baş döndüren Pikes Peak tırmanışı ve çok sayıda ulusal ve uluslararası şampiyonalarda başarı sağladı. 1995'ten 2003'e kadar devam eden başarılı bir motor sporları geçmişi ile Supra dünya çapında Toyota hayranları, müşterileri, modifiye meraklıları ve motor sporları ile ilgilenen kişiler arasında efsanevi bir konuma geldi. Uluslararası trendler nedeniyle Supra'nın üretimi 2003 yılına sona erdi, ancak dünyada çok sayıda insan Supra ruhunun yakın bir gelecekte tekrar canlandırılmasını ümit ediyor.

Supra-Front34-FULL_tcm-3043-795731.jpg

Supra-Profile-FULL_tcm-3043-795739.jpg

5-Supra-Rear_tcm-3043-793746.jpg

Supra-Interior-FULL_tcm-3043-795735.jpg




5.BÖLÜM – COROLLA

Toyota'nın en çok tanınan aile aracı ve dünyada en çok satılan otomobil olan Corolla, özel spor araçlar arasında tuhaf gibi görünebilirdi, ancak yıllar içinde Corolla'nın da son derece beğenilen spor modelleri oldu.

Corolla farklı bir yönünü gösteriyor

Bunlar içinde en efsanevi olanı, 1980'lerin ortalarında satılan Corolla (AE86) Levin olabilir. Günümüzde hala aracın hayranları kendisini AE86 veya Hachi-Roku (Japonca "sekiz-altı" anlamına gelir ve aracın Toyota tarafından kullanılan şasi kodudur.) olarak adlandırmaktadır. Bu da dünya çapında ne kadar çok takipçisi olduğunu göstermektedir. Corolla ürün gamının geri kalanı ve binek araçların çoğu, piyasaya sürüldüğünde önden çekişli yapıya geçiyordu. Sadelikten yana olanların tercih ettiği önden motorlu ve arkadan itişli modeller ise Levin gibi sportif coupe'lerde kullanılmaktaydı.

Özel ayarlanmış 1587 cc motor ile (Corolla AE86 Levin'deki motor ile aralarında çok benzerlik vardı - üstten çift eksantrikli ve tek noktadan enjeksiyonluydu) 130 beygir güç üreterek sürücülere yüksek enerji sağlamaktaydı. Düşük 1075 kg ağırlığı ile dokuz saniyeden kısa sürede 0-100 km/saat hızlanma ve 200 km/saat'e yakın maksimum hız ile zamanına göre müthiş bir performans sunuyordu.

Yüksek güçle başa çıkabilmek ve sürücülere en iyi şekilde kontrol edebilecekleri sürüş deneyimini sunmak için süspansiyonlar geliştirildi ve güvenli bir sürüş için dört fren de havalandırmalı tipti. Sportif bir tampon ve arka spoyleri, amaca özel yan etekleri, araç dışındaki dikkat çekici GTi arması, aracın içindeki destekli spor koltukları ve üç kollu direksiyon simidi ile, herkese bunun sıradan bir Corolla olmadığını gösterdi.

CorollaAE86-Front34-FULL_tcm-3043-795670.jpg

CorollaAE86-Interior-FULL_tcm-3043-795674.jpg

CorollaAE86-Rear34-FULL_tcm-3043-795682.jpg

CorollaAE92-Front34-FULL_tcm-3043-795686.jpg

CorollaAE92-Interior-FULL_tcm-3043-795699.jpg

CorollaAE92-Rear34-FULL_tcm-3043-795707.jpg




6.BÖLÜM – MR2

1984 model MR2, aslında önceki Sports 800 gibi keyifli ve aynı zamanda yakıt tasarrufu sunan bir araç üretme amacına sahip 1976 tarihli bir tasarım projesinden türetilmişti. İlerleyen yıllarda orijinal konseptin yaklaşımı bir spor araca dönüştü ve sonuçta "Midship Runabout 2-seater" modeli ortaya çıkarak büyük kardeşleri Celica ve Supra'nın yanında yerini aldı.

Yeni bir nesil için kompakt eğlence

Kompakt gövdesi, kıvrak ve atletik yol tutuşu ile iyi tepki veren motoru olan MR2 (isteğe bağlı T çubuk tavanı sayesinde dış ortam ile bütünleşme hissini söylemeye gerek bile yoktur) müthiş bir eğlence sunuyordu. Motoru ortada bulunan MR2, Japonya'nın ilk ortadan motorlu otomobiliydi ve bu formül ona tüm basında övgüler kazandırdı. Küçük Toyota'ya 1984-85 yıllarında prestijli Japonya Yılın Otomobili ödülleri verildi...

Beş yıldan uzun süre sonra, ikinci nesil model orijinal modelin ortadan motorlu yapısını ve sürüş keyfini korudu ve aynı zamanda daha üst seviye bir pazara hitap etmeye başladı. Daha büyük ve daha egzotik görünümlü gövde, yüksek kaliteli iç mekan ve daha kaliteli ve konforlu bir sürüş MR2'nin daha da çekici olmasını sağladı ve bu sağlam temeller ile on yıl gibi inanılmaz bir süre boyunca ikinci nesil MR2'nin satışı ve araca talep sürekli olarak arttı.

Üçüncü ve son nesil aynı ada sahip olsa da (Japonya'da MR-S oldu) bu kesinlikle dolaylı bir değişimdi. Önceki modelin daha büyük, daha olgun kişiliği gitti ve yerine daha küçük, daha hafif ve daha uygun fiyatlı bir üstü açık roadster geldi. Yeni MR2 Roadster sonraki yüzyıl için saf ve dinamik bir spor araçta olması gereken tüm özelliklere sahipti.

MR2, Celica gibi dünya çapında spor araç pazarındaki durgunluktan nasibini aldı ve 2007 yılında üretimi sona erdi. Yirmi üç yıl boyunca üretilen MR2, o kadar çok insanın hayatını etkilemişti ki kolayca unutulmayacaktı.

MR2-Front34-FULL_tcm-3043-795770.jpg


MR2-Front-FULL_tcm-3043-795774.jpg


MR2-Interior-FULL_tcm-3043-795778.jpg




7.BÖLÜM – GT86

2011 yılında GT86'nın piyasaya sürülmesi, spor araç hayranları ve Toyota meraklıları için sevindirici bir gelişmeydi. Geçmiş yıllarda MR2, Celica veya Supra gibi modeller olmadığından dolayı beklentileri karşılanmadığı için, GT86'nın ruhu tam olarak uzun süredir bekledikleri şeydi

Saf sürüş keyfinin dönüşü

2000GT ve AEA86 gibi Toyota'nın geçmişteki spor araç efsanelerinden ilham alan tutkulu tasarımcı ve mühendis ekibi, sürüş keyfini en saf haliyle sunmaya kararlıydı ve GT86 ile klasik spor araç deneyimini yeni bir nesle sundu. Spor araç konusunda başarılı olmasını sağlayan kanıtlanmış özellikleri sürdüren önden motorlu ve arkadan itişli GT86'nın 2 litre boxer motoru ve kıvrımlı hatları, geçmişteki sürücüye odaklı Toyota'ların en iyi özelliklerini günümüze taşımıştır.

GT86 arka tekerlekleri çalıştıran yüksek devirli benzinli motoru, düşük ağırlık merkezi ve hafif gövdesi ile sürücülere müthiş bir yol tutuşu ve etkileyici tepkiler sunmaktadır. Mühendisleri söz verdiği özellikler de tam olarak bunlardır.

Tasarımı daha da geliştirmek için GT86'nın direksiyon simidinde efsanevi 86 armaları vardır ve egzoz ucunun boyutu bile 86 mm'dir. Bu da motorların 86 mm'lik çap ve strok özelliklerine ve 86'nın geliştirme koduna atıfta bulunmaktadır.

Kendisinden önceki çok sayıda efsanevi Toyota gibi, GT86 da dizginlenemeyen sürüş deneyimi ve basit, ekonomik ve keyifli sürüşe dönmesi ile dünya çapında büyük beğeni topladı. GT86, kanıtlanmış dinamik özellikleri ile dünya çapında çok çeşitli motor sporlarında başarı gösterdi. 2015 yılında, GT86 CS-R3 ralli aracı Dünya Ralli Şampiyonası gibi ralli yarışlarına ekonomik bir giriş seviyesi olarak sunuldu.

Toyota spor araçlarının geleceği

GT86 piyasaya sürüldüğünde, Toyota'nın başkanı Akio Toyoda şirketin yakın geleceği için vizyonunu ifade etti ve şunları söyledi: "Daha iyi araçlar yapmaya devam edeceğiz" ve "sürmesi keyif vermiyorsa onu otomobilden saymayacağız".

Şirketin merkezinde yeni bir hedef ve GT86'da herkesin kolayca görebileceği bu sürücü odaklı yaklaşım ile Toyota'nın zengin geçmişini hayata geçirebilecek gelişmeler olacaktır.

GT86-CorollaAE86-2000GT-FULL_tcm-3043-795810.jpg

GT86-Interior-FULL_tcm-3043-795818.jpg

GT86-Rear34-FULL_tcm-3043-795826.jpg




8.BÖLÜM – GELECEK VİZYONU

2014 Detroit Motor Show'da gösterilen çarpıcı Toyota FT-1 konsepti, gelecekte olabileceklere dair bir vizyon oluşturarak spor otomobil geçmişimizi geliştirmekte ve Toyota tasarımının en iyi ifadesini sunmaktadır.

Geleceğin 1 numaralı Toyota'sı

FT-1'in önden motorlu ve arkadan itişli yapısı sayesinde kokpit nispeten geride durur ve ağırlık dağılımı iyileştirilir. Bu ayrıca klasik spor otomobil orantıları sağlar. Çevreleyen tipte ön cam ve yan cam açıklıkları 1967 model 2000GT'ye açıkça atıfta bulunmaktadır.

FT-1'in daha cesur ve daha saf tasarımı, şirket çapında Toyota modellerine daha fazla enerji ve tutku katma yönündeki bir hareketin sonucuydu. Bu süre FT-1'e faydalı olacak şekilde basitleştirildi ve hoş bir şekilde Toyota'nın ABD'deki Calty Design Research stüdyosunun 40. yıl dönümü ile aynı zamana denk geldi.

FT-1-Front34-FULL_tcm-3043-795857.jpg

FT-1-Interior-FULL_tcm-3043-795861.jpg

FT-1-Rear-FULL_tcm-3043-795865.jpg


Araç ve sürücünün bir olması

2015'teki S-FR modeli, hafif ve sürmesi keyif veren spor araç geçmişimizi geliştirmektedir ve giriş seviyesi konsept araç araştırmaları yine öne çıkmaktadır. Amaç, yeni bir neslin tekrar sürüş yapmayı sevmesini sağlamaktır.

Uzun kaput, geniş duruş ve kısa çıkıntılara sahip klasik spor araç orantılı bir tasarıma sahip olan S-FR'nin kompakt ve hafif gövdesi, yetenekli sürücülere çok uygun önden motorlu, arkadan itişli yapıyı ve bağımsız süspansiyonu barındırır.

Bu odaklanmış yaklaşım, araç ile sürücü arasında gerçek bir iletişim ve samimiyet hissi yaratmak için yumuşak, iyi tepki veren bir sürüş ve üstün yol tutuşu avantajlarını sunar.

S-FR-Front34-FULL_tcm-3043-795873.jpg

S-FR-Interior-FULL_tcm-3043-795881.jpg

S-FR-Rear34-FULL_tcm-3043-795905.jpg


Otomobil üreticilerini kıskandıran spor araç geçmişi ile Toyota, sürmesi daha da keyifli ve geleceğe dair beklenti uyandıran araçlar üretme konusuna yeniden odaklanmaktadır. Böylece Toyota'nın spor araç konusundaki geleceği, zengin ve akılda kalıcı geçmişi kadar unutulmaz olacaktır.

Kaynak: www.Toyota.com.tr
 
MR2 sürüşünü çok merak ediyorum, tam benlik fakir işi ortadan motor :), ucuz Ferrari :D .

Celica mark ı ile Toyota AE86 Coupe ise gönlümde apayrı bir yeri var.

Nerdesin ey Toyota artık dön gel!
 
  • Beğeni
Tepkiler: Sirius
S-FR ilk tanıtıldığında para biriktirmeye başlamıştım toyota hayallerimizle oynadı.
 
+9 emekli memur arabası kombininden asla çıkamayacaksın totoya 🤷🏻‍♂️😇😂

Algılar önemsiz hele Türkiye'de olanlar komik. Opel'i de Alman tankı zannedenler var mesela ama geçmişten bu yana modellerinin açtığı sorunlar ortada. Öncelikle marka zaten Alman değildi. Güncel modellerinde ise Peugeot'nun motorunu ve otomatiklerde Aisin'in (en büyük ortağı Toyota olan Japon şanzıman şirketi) şanzımanlarını kullanıyor.

Toyota; çapıyla, ürettikleri araçlarla dünyadaki sayılı markalardan.
 
  • Beğeni
Tepkiler: Toprak ve Bedirhan
Genelde japon otomobillerinin direksiyonları pek hisli olmaz, bu spor modellerinde nasıldır acaba ben onu merak ediyorum.