VW Polo 6R 1.4 BM TDI

btrvysl

Veysel Emir
Profesör
Beta Programı
13 Ocak 2017
215
131
1,135
25
Istanbul
Marka
Renault
Öncelikle forum ahalisine merhabalar. 3 yıldır kullandığım ilk göz ağrım Clio 4 aracımı 1.2 atmosferik motorun 75 bg ürettiği gücün yetersizliğinden ve yakıtına sürekli olarak zamlanan akaryakıt fiyatlarından dolayı yetişemediğimden satma kararı aldım ve sattıktan sonra yeni bir araç arayışına girdim. Bu yazımda hem poloyu anlatıp aynı zamanda malum aynı segment araçlar olduğu için araç arayışında olup arada kalanlar için ikisini de karşılaştıracağım. Yeni araç arayışımda aklımda Ford Fiesta, Hyundai i20 ve VW Polo (hepsi 2012-2017 zamanları arasında olan kasalar) arasında sürekli gidip geliyordum. İkinci el piyasasında üçü de aşağı yukarı aynı fiyatlardaydı. Fiestanın konforunu çok beğenmeme rağmen forumlarda sürekli olarak yüksek hızda giderken arka camların kendi kendine 1 2 parmak açılmasını kronik olarak okudum ve kronik sorunlarda şanssızımdır kesin beni bulur :) eksi hanesine yazdım. Buna ek olarak devir saatinin belli aralıklarda hızla lineer olmayan bir artışta seyrettiği yönünde yorumlar okudum bu da kafamda bir soru işareti olarak kaldı.(Yani 1500 dv/dk 100 km 2000 dv/dk 130la gidiyorsa 500lük bir devir artışı 30 km hız katarken 160 km hıza çıkıldığında 2500 dv/dk olması gerekirken 2350 dv/dk gibi bir sapma). Tabi aynı zamanda ses sistemi çok güzel olmasına rağmen orta bilgi ekranının zamanımıza göre biraz daha eskide kalması, ön göğüsün iri yapısı ve tuş karmaşası da sürücü gözünden önemli detaylar. Bu yüzden Fiestayı beklemeye alıp Hyundai i20 1.4 crdi modeline bakınmaya başladım. Dışarıdan çok şık çizgileri olan bir araç ve iç mekanının genişliği bana adeta giriş seviyesi C segment bir sedan araba konforunu hissettirdi. Manuel 6 ileri şanzımanı hem şehir içinde hem de şehir dışı seyahatlerde kolaylık sağlayacağından dolayı hoşuma gitmişti. Aracın B segmenti olup 1300 civarlarında bir ağırlığının olması doğal olarak insana daha güven veren yere sağlam oturan bir düşünce veriyor nitekim And Bey'inde incelemesinde aracın yol tutuşunun gayet iyi olduğu görülüyor. Fakat aracın yakıt sarfiyatının 90 bg 240 nm tork değerine sahip olan bir araca göre ş.içi 6-6.5 lt civarlarında dolaşması i20yi birazcık elememe neden oldu. Babamında 2011 1.4 dizel corollası 90 bg 190 nm tork üretiyor aynı şekilde 6 ileri manuel şanzıman ve ağırlığı 1350 kg. Teknik verilere bakılıdığında corollanın tork değerinin 50 nm daha düşük olduğu görüldüğünde daha da fazla bir yakıt yakması beklenir ancak corolla ş.içi 5.5 lt civarlarında gezerken i20nin 1 litreye yakın fazla yakıtı gözüme geldi. Hele de atmosferik bir benzinliden geçildiğinde yarım litreler bile insana korku veriyor. Son seçenek olarak ciddi bir şekilde Polo bakmaya başladım. Temizlik konusunda biraz takıntılıyımdır zor bulunur ama elbet bulunur. Bayağı bir süre sarı sitede sürekli olarak polo baktım ve en sonunda benim dişime uygun hem fiyat olarak hem temizlik olarak içimi rahat ettirecek 2015 model 1.4 tdi bluemotion paket 100binde bir polo buldum.(boya ve hasar sıfır). Özellikle hasarsız olması benim için önemliydi biraz kuruntulu bir insanımdır sürekli aracı dinleyip acaba burasında sorun mu var noluyo vs şeklinde takıntılı biriyimdir. Aracı İstanbul'dan kalkıp Edirne'ye almaya gittim. Ekspertize soktuk ve satıcının dediği gibi gerçektende sorunsuz bir araçtı ne yürüyen ne motor ne de boya darbe olarak. Aracın kilometresi bana fazla gelse de normal bir kullanıcıya normal gelecek bir kullanım olduğu için aracın kilometresine göz yumarak aldım.(Clioyu 2017de sıfır alıp 3 yılın sonunda 17bin kmde sattım). İstanbula getirirken aracı fazlaca tanıma şansım oldu. İlk olarak tabi ki uzun yolda yakıt için testi yapmış oldum. 120 km hızda giderken 5. viteste 2100-2200 devir çeviriyor ve Edirne'den İstanbul'a 3.7 lt ortalamayla geldim ve oldukça etkileyiciydi. Yüksek hızda giderken pek fazla rüzgar sesi gelmiyor ve süspansiyonların 185 60 r15 lastiğin yumuşaklığından gayet konforlu hissettirdi. Motor sabit hzılarda veya uzun yolda sessizlik sunarken ışıklarda beklemede , düşük devirde motoru yüke bindirdiğinizde 3 silindirin etkisiyle beraber iç mekanda baya boğucu bir ses ve titreşimi hissediliyor. Öyleki yokuş yukarı 4 ve 5. viteslerde devir 1500 civarlarında gaza yüklenmeye kalkarsanız motor 10 sn sonra kucağınıza gelecekmiş gibi hissediyorsunuz. Tabi aracı getirdiğimde içim rahat etsin diye aracın ağır bakımını, yağını, filtresini ve ön balataların silgisi iyi durumda olduğu için sadece silgisi azalmış arka balataları değiştirttim. Aracı elimden geldiğince taze bir hale sokmaya çalıştım ancak sıkıntılar baş göstermeye başladı. Yolda giderken araç stop etti ve çalışmadı. Aküdendir diyip takviye yapıp yoluma devam ettim meğersem şarj dinamosu bozulmuş o bozuk olduğu için de aküde ömrünü tamamlamış. Şarj dinamosu değişip yeni akü aldım. Bunlara bakarken aracın devir daim pompasınında bozuk olduğunu öğrendik onu da değiştirdim.(Buradan ekspertiz yapan arkadaşa selam olsun:). Her şeyi sıfırladık derken bir sabah aracı çalıştırdım ve motorda tak tak tak ses geliyor. Aklımda bin türlü soru yağsız mı kaldık bi anda neler oluyor. Soluğu sanayide aldım vw dizel motorlarda kronik 100 120bin kmlerde volant sorunu varmış. Ustam baskı balata volant setinin işçilikle 4.5 5bin civarı olduğunu değişimin çokta acil olmadığını söyleyince onu artık arka plana attım. Belki yokuşlarda sarsıntının bi tık fazla olmasının sebebi de volanttır tıkır tıkır çalışan başka 3 silindir dizel bir polo deneyimim olmadı. Vites aralıklarının geniş olması şehir içinde biraz yoruyor. Misal kasisten geçerken 14 15 km ile rahat geçilecek bir kasise geldiğinizde mecburen 1. vitese takıyorsunuz. 2.vitesin minimum devir 18 kmh 3.vitesinde 33 kmh. Yani sürekli olarak şehir içinde 3 4 kmh için ya vites değiştireceksiniz ya da biraz debriyaj balatasından yiyeceksiniz seçim sizin.
Aracın konforu plastik ve beton kasislerde çok tatminkar pıt pıt geçiyorsunuz ve süspansiyonları bam güm eden cinsten değil tıs tıs ediyor. Bu yumuşaklığın ve konfor 130 140+ yüksek hızlara çıkıldığında insanı yaptığı dalgalanmalardan dolayı tedirgin eden bir yapısı var. Üzerinde petlas greenpro pt525 lastikler var. Şuanlık genel sorunların ucunun lastiklere de dokunduğunu düşünüyorum. Yüksek hızlarda aracın yolda gezinmesi ve frenlerken lastiklerden sürekli olarak tutunma yavaşlatma yerine sanki biraz ıslak zemindeymiş gibi sürüklenme geri bildirimi alıyorsunuz. Yanağın 60 olmasından kaynaklı olarak keskin virajlarda aracın yumuşak süspansiyonuyla birleşince çok fazla bir yığılma oluyor ve araç gövdesi normale dönse de yanak genişliğinden kaynaklı hala bir salınım süspansiyona ek olarak lastiğin kendisini iyice toparlamasını bekliyorsunuz. Clionun süspansiyonları daha sertti ve sert virajlarda daha az yığılma yaşadığım için biraz daha kararlı bir yapı sunuyordu viraj ortasında gelen hafif sekmelerde aracın vereceği tepkiyi daha iyi kestiriyordum. Lastiği bi kenara atarsam maksimum 195 kmh görebildim ne üstüne çıktı ne altına indi çok güzel bir şekilde virajları dönebiliyorsunuz. Direksiyonun ele verdiği tokluk ve netlik hissi gerçekten çok iyi. Yol tutuşunda deneyimlediğim şeyler viraja gereğinden hızlı girip frene basarsanız arkasını bırakmak yerine önce kafadan biraz kaydırıp sonra kaydığınız yöne doğru kafayı oraya yığıp öyle normale dönüyor arka tekerler sadece sizi takip ediyor alışması biraz zor oldu. Düşük hızlarda denediğim lift off denemelerimde yuvarlak bir hat üzerinde gazı köklediğinizde tekerler sarmaya bile başlasa kafadan açılmayı pek yaşamadım gaza oturmaya devam ederseniz 4 teker hafifçe sürükleniyorsunuz ta ki ayağınızı yığılma esnasında gazdan çekene kadar. Çok tatlı ve güven veren bir şekilde aracın arkası açılıp sizi takip etmeye başlıyor. Clioda böyle durumlarda arkasının kopacağını önceden pek hissedemiyordunuz ve koptuğunda bi anda toparlama paniğine girişiyordunuz. Clio genel olarak fazla oversteer durumlarında aracın kafası pivota bağlıymışçasına sizi olabildiğinde merkeze döndürüp sert frenejlarla düzelttiriyordu. Bir araç böyle gittiği kadar aynı zamanda durmalı kısmında aracın frenajını clioya göre çok çok zayıf buldum. Arka frenlerde disk geliyor diyip sevinirken clionun disk ön frenleri ve kampana arka frenlerle polodan kat be kat özellikle panik frenlerde durduğunu anladım. Clioda panik frende bi yerden sonra kazaya iyice yaklaştığınızda fren pedalına tekme atarcasına baskı uyguladığınızda geminin çapa atması misali asfalta çapa atıp kazıyarak duruyordu. Polo da frene ne kadar sert basarsanız basın araçtan bastığınız kadar bir fren göremiyorsunuz ve uzun sert frenlerde fren pedalına biraz daha basmaya devam ederseniz pedalda sanki frenler boşalacakmış gibi bir sertleşme pedal mesafesinde bir kısalma gözlemledim. Neticede gaza basılmadıkça fren pedalına sürekli baskı uygulandığında pedal derinliğini kaybedip bir süre sonra diskleri sıkıştırmıyor. Bu histen dolayı yokuş aşağı inerken arada bir ayağımı frenden alıp gaza dokunup frene basmaya devam ediyorum. Agresif kullanımlarda clionun frenlerine göre frenler çok çabuk şişiyor ve pedal süngerleşiyor. Bazen öylesine süngerleşiyor ki freni köklesem bile 20 kmh hızdan araç gerçekten sağlıklı duramıyor frenler ne kadar ısınırsa ısınsın bi araç bana göre 15 20 kmh gibi hızlarda pedal köklenmişse zınk diye durması lazım. Artık sorun balatada mı diskte mi yoksa fren hidroliğiyle mi alakalı bir durum bilemiyorum.
Aracın iç mekanına gelirsek koltukları çok konforlu geldi ve arka yaşam alanı Clio dışarıdan daha büyük gözükse de kendi koltuk ayarımda arkaya oturduğumda bacaklarımın arasına ön koltuğu alarak sığıyordum. Poloda ön koltuğa hafif bir diz dokunması yaşıyorum. Arka tarafın genişliği kadarda sürücü gözüyle cliodan sonra polonun ön kısmı çok klostrofobik geldi. Yolcu olarak sağ koltuğunda yükseklik ayarının olması yolcuyu rahataltıyor fakat clioda büyük bir ön camla dönüşlerde yola çok hakimdim. Malzeme kalitesi olarak ön göğüsün komple yumuşak bütün bir malzemeden yapılmış olması kaliteyi bir üst çıtaya taşıyor. Yumuşak ve birleşik bir ön göğüs doğal olarak trim seslerini de azaltıyor. 6 yaşında 100bin üzerinde bir araç olarak 17binde sattığım 3 yaşındaki clioma göre trim sesi yok denecek kadar az. Clioda eğimli yerlerde çapraz çıkarken ya da inerken şasenin esnediğini hissediyordum şasede sürekli bir gerilme stresi vardı. Poloda daha rijit bir his var trim sesi bozuk yollarda gelebiliyor ancak eğimli yerlerde araç dengesiz dururken falan hiç bükülüyormuş hissine kapılmadım. 4 camın otomatik olması kullaşı çok rahatlattı. Clioda sadece sürücü camı tek tıkla açılıp kapanıyordu ve camı hareket ettiren mekanizma çok daha yavaş çalışıyordu. Yan aynaların sunduğu görüş çok kısıtlı sürekli emin olmak için aynaya bakıp birde kafamı çevirip bakarak şerit değiştiriyorum. Fazlaca başıma dibimdeki arabayı aynadan göremeyip kaza atlatma olayı geldi. Clioda tabiri caizse öbür istikametin bile araçlarını rahat görüyordum kocaman yan aynaları vardı.
Aracın motoruna gelecek olursak 1.4 tdi 90 bg 240 nm üreten motor ş.içi 4.5 ş.dışı 3.7-8 lt gibi bir yakıt sunuyor. Gazlama zamanlarında ortalamanın 6 lt üzerine çıktığını daha görmedim. Motor viteste rölanti devrinde bile olsa gaza oturulduğunda herhangi bir turbo ya da dizel motor gecikmesi yaşatmıyor. Motor torkunu gaza bastığınızda hissiyat olarak neredeyse hepsini bi anda veriyor. Sarsıntısı dışında motor çok hoşuma gitti sakin kullanımda yakıtın düşük olması gaza basıldığında üzmeyecek bir gücün ayakta hissedilmesi aracın hafifliğiyle beraber bu segmentte motorun gayet yeterli olduğunu düşünüyorum.
Araç Comfortline Bluemotion paket
Halojen farlar(Hem kısa hem uzunlar biraz zayıf geldi)
15 inç alaşım jantlar
Spor fonksiyonel deri direksiyon
Elektrikli camlar
Sanırım rcd510 diye geçen multimedya ekranı ve ses sistemi(Ses sisteminin basslarının kuvvetli şiddeti iyi olsa da Clionun Bassreflex ses sistemi daha pür net bir ses veriyordu sanki)
Bluetooth ve usb girişinin olmayışını çok kınadım. Bunların yerine sd kart yerinin olmasını garipsedim. CD çalarının olmasını beğendim nostalji yapıyorum arada.
Yağmur , far sensörü ve hız sabitleme olmalıydı diye düşünüyorum.
Volant değişiminden sonra 16 inç janta geçip 205 50 r16 dunlop sportmaxx lastiklere geçip ön farları led farlarda değişip ve arka stopları da audi dizayn diye tabir edilen stoplara dönüştürmeyi düşünüyorum.
Umarım anlatırken yormamışımdır yazarken aklımdan binlerce cümle geçti elbette aklımda olup unuttuklarım vardır bunlardan kaynaklı kopuk geçişler olduysa affola şimdiden. Fotoğraf koymadım nedense bu arabamda şöyle durup hiç yakışıklı bi fotoğraf çekmek aklıma gelmedi standart klasik sokakta göreceğiniz filo beyazı bir Polo :)))
 
AdBlock Tespit Edildi!

OTOPARK.COM Forum'u Adblock ile kullanmanız bizi üzdü

Değerli ziyaretçimiz/üyemiz, OTOPARK.COM Forum ücretsiz bir oluşum olup, maliyetlerin karşılanması için reklamların yayınlanması gerekmektedir. Lütfen Adblock'u OTOPARK.COM'dan hariç tutunuz.

Tamam, AdBlock'u devre dışı bıraktım