29 Ekim'deki resmi tatili fırsat bilerek uzun süredir aklımızda olan bir seyahati gerçekleştirdik.
Bu vesile ile 29 Ekim Cumhuriyet bayramınızı kutlarım.
Bölgede ziyaret edeceğimiz dostlarımız ve ziyaret etmeyi planladığımız mekanlar vardı. 27 Ekim gecesi yola çıktık. Aracı dönüşümlü kullandık. Ankara'ya kadar otoyoldan, Aksaray - Niğde'yi karayolundan geçtik daha sonra Çukurova Otoyollarına bağlandık.
Şereflikoçhisar' da dinlenme tesisinde soğuğu iliklerine kadar hissetmiş bir Linea fotoğrafı bırakalım

Aksaray civarında çorak bitki örtüsü epey dikkatimi çekti. Daha sonra çukurova otoyollarında tırmanmaya başladığımız kel dağlar, Tekir'e yaklaştıkça kendisini yemyeşil bir bitki örtüsüne bıraktı. Yolculuk yaparken bu değişiklikleri gözlemlemek hoşuma gidiyor.
Yolculuğumuzun ilk varış yeri Antakya'ydı. Bu yol üzerinde geçtiğimiz Belen Geçidi henüz ehliyetinin ilk yılını doldurmamış bir şoför olarak benim için farklı bir deneyim oldu. Yolda hava şartlarından dolayı tırtıklandırılmış bir asfalt mevcut aynı zamanda iki şerit olmasına karşın oldukça dar. Ve olası bir kazada karşı yönün etkilenmemesi ve sanırım sollamamalara çıkılmaması için yolun hem yamaç tarafına hem de orta tarafına beton bariyerler döşenmiş. Toleransı oldukça az bir yol, yerel şoförler de sağ olsun ne sinyal kullanıyorlar ne takip mesafesi bırakıyorlar, az bir boşluk bulsunlar hemen önünüze kırıyorlar. Burada hayatta kalmak için kurt olmak lazım
Daha sonra Kilis, Gaziantep ve Şanlıurfa şehirleri ziyaret edildi.
Bu şehirlerde de İskenderun-Antakya yolu kadar zorlusuna rastlamadık. Yollar genel olarak güzel fakat yer yer çalışmalar nedeniyle trafik yoğunluğu artabiliyor. Ayrıca birkaç yerde yol kapatılarak araçlar dinlenme tesisi içerisine yönlendiriliyor ve kontrol noktalarından geçiriliyorlardı.
175.000'inci kilometremizi de bu yolculukta karşıladık.
(--)
Linea ile en uzun yolculuğumuz oldu, diğer araçlarımızla da bu kadar uzun bir seyahat gerçekleştirmemiştik. Lineanın önceki aracımıza göre bazı avantaj ve dezavantajlarını da değerlendirmek isterim. Biliyorsunuz ki bir önceki aracımız Fiat Marea 1.6 ELX'ti. Yumuşak, yanal ve bel destekleri iyi, yatık bir oturma pozisyonu sağlayan koltukları ile konforlu bir yolculuk yapmamızı sağlardı. Ön ve arka koltuklarda kol dayama bulunması da konforu artıran ögelerdendi.
Mareanın Lineadan bir diğer üstün yanı da ses yalıtımı konusuydu. Benim kulaklarım hassastır, bu farkı bariz bir şekilde hissediyordum fakat ailenin diğer üyeleri de bu durumun farkındalarmış. Ön koltuk ile arka koltuk arasında iletişim bazen kesilebiliyor veya konuşma sesi düzeyini artırmak gerekebiliyor.
(++)
Lineanın üstünlükleri ise, turbo dizel bir motora sahip olması ile yükten - yokuştan fazla etkilenmiyor. Yolda performansını koruyor. Örnek vermek gerekirse, Bolu tüneline çıkarken Marea ile 3 vitese kadar düştüğümüz dahi olurdu. Linea ise buraları 5.viteste (yani son vitesinde) çıkabiliyor.
Bir diğer avantajı ise yakıt tüketimi konusunda. Diğer aracımızın lpgli olması nedeniyle yakıt tüketimi konusunda (o zamanın fiyatlarında) bir şikayetimiz yoktu fakat LPG tankının küçük olması nedeniyle yaklaşık 300km'de bir yakıt ikmali yapmak zorunda kalıyorduk. Durmak, yakıt almak da büyük problem değil fakat fiyatlar büyük değişkenlik gösterir. Büyükşehirlerde global markalara ulaşabilirsiniz fakat küçük şehir veya merkezden uzak yerlerde güvenip yakıt alacak firma bulamayabilirsiniz. Her istasyonda LPG satılmıyor olabilir vs. vs. 47 Litrelik yakıt deposu bulunan Lineamızda bu konuda herhangi bir sıkıntı çekmedik. Yol üzerinde bir defa ikmal yapmak yeterli oldu.
Seyahat süremiz 3-4 gün olmasına rağmen 4 kişi yola çıktığımız için baya bir eşyamız vardı. 500 Litre bagaj da bu konuda fazlasıyla yeterli oldu.
Yer yer yağmura yakalanmamız ve bu yağışların öncesinde bölgede uzun zamandır yağmur yağmadığı için araç epey kirlendi ve sağlam bir temizlik ihtiyacı doğdu.
Özetle, 35.28 saatlik yolculuğumuzda 2.858 Km yol kât ettik. Ortalama 80km/h ile 100/4.8L yakıt tükettik.
Herkese keyifli forumlar, kazasız belasız yolculuklar dilerim.