Köşe Yazıları

Japon Elmas’ı: Honda Civic (FD6)




Kimileri için halen bir hayal, bazıları için bütün sesleri içeri alan boş bir teneke. Herkes için farklı bir düşünce penceresi açan bu Japon aracı, benim içinse ilk başta ‘Babamın Arabası’ olarak çok büyük bir değere sahipti.

Sahipti dediğime de bakmayın, hala (nerdeyse) aynı hisleri besliyorum babamın arabasına karşı. 2007’nin yağmurlu bir Kasım akşamı ilk defa evimizin önüne geldiğinde, epey heyecanlanmıştım. O kapıyı açtığımda genzime dolan ‘sıfır kokusu’ hala bazen kokusuz ortamlarda hissettirir kendini.

İlk bu kapıyı açmıştım :D
İlk bu kapıyı açmıştım 😀

İlk başta o yeni göstergelerine vurulmuştum. Kapı açıldığında yanmaya başlıyordu, belki de sürüşe çağırıyordu sizi. O günden 8 sene geçmesinin ardından(56.000 km’de) hala zır stock olan FD6’yı ve ek olarak ehliyetim olmamasından dolayı (hala yok) uzun süre sürücü koltuğuna oturmadığım bu aracı, sizler için bir yolcu gözüyle anlatacağım.

Bahsi geçen göstergeler ve geniş kalitesiz konsol.
Bahsi geçen göstergeler ve geniş -kalitesiz- konsol.

Geniş konsolu her ne kadar genişse o kadar da kalitesiz. Testlerde bahsedilen Japon plastiğinin babası. Ekranlar evet, 2007’nin de gerisinde ama isteneni veriyor. Arkası geniş olmasa da 2 kişi epey rahat bir biçimde yolculuk edebilir. Bagajıysa Jetta’nınkinden küçük. Böyle giderse sıkıcı olacağını düşünüceksiniz. Evet biliyorum bu otomobilin bir çok eksiği var. 90 km/s hızdan itibaren içeri aldığı rüzgar fırtınasını mı, düzgün çalışmayan adeta sizi geri fırlatan ABS’sini mi, yoksa takır tukur olan süspansiyonunu mu anlatıyım. Evet bunlar da var. Herkesin dışarıdan bakıp, ‘Vaay Civic’ dediği aslında kalitesiz bir Japon. Peki onu özel yapan ne?

Çoğu durumda Honda modellerini kurtardığı gibi burada da Japon motor teknolojisi VTEC, FD6’nın yardımına da İ-VTEC olarak koşuyor. 1595 cc’lik ebata sahip olan motor, 125 beygir(4250 d/d) ve 152 Nm tork (5500 d/d) sağlıyor. Uzun yolda dikkatsiz bir biçimde gittiğinizde dair 5.5 litrelere düşen 100km’deki ortalama yakıtı, ancak kavşaktan kavşağa redline’da koşturunca 13 litreler civarına çıkıyor. Şehir içi aralarda ise 7 litre civarında geziyor. Redline’a 7200 rpm d/d’da ulaşan ve bu denli güzel bir ses çıkaran bu otomobile, bu ülkede nasıl lpg takarlar bilmiyorum. Ama takanlara da saygım sonsuz.

1595 cc'lik İ-VTEC motor, kesicisiyle ve üst devirleriyle çoştururken; alt devir ve 180 km/s üstü hızlarda teker teker saydırıyor.
1595 cc’lik İ-VTEC motor, kesicisiyle ve üst devirleriyle çoştururken;
                                         alt devirlerdeki ve 180 km/s üstü hızlardaki yetersizliğiyle teker teker saydırıyor.

Sürüş dinamikleri hakkında pek yorum yapamasam da, babamın usturuplu kullanışından mı yoksa harbiden yol tuttuğundan mı bu arabanın arkasının kaydığını hiç görmedim. Şayet VSA denilen ESP’nin Honda’cası en boş olan Dream versiyonda yok (Gelecekte işime yarayacak hihihihi :D).  Ama izlenimlerime göre VSA’ya gerek de yok.

Araplar işi biliyo usta, demekki biz yapamıyormuşuz.
Araplar işi biliyo usta, demekki biz yapamıyormuşuz.

Önde ise durum biraz farklı, her ne kadar arkadan kaymıyorsa önden de o kadar yatıyor. Yanlış okumadınız yatıyor, bazen harbi motorsiklet tadı veriyor :D. Üzerindeki Goodyear Efficient Grip’lerden midir bilinmez ama ne kadar tutuyorsa o kadar da yatıyor. İnsanın içinden bu kadar yattıktan sonra tutmaz hissi geçiyor. Ama henüz bir tehlike yaşamadık çok şükür.

İlk kez sürücü koltuğuna geçtiğim araç olan FD6, neredeyse her Honda kullanıcısının olduğu gibi benim için de bir efsane, öyle de kalmaya devam edecek. İlk deneyimim, ilk kesicim, ilk atraksiyonlarım…Kim bilir belki de gelecekteki ilk driftim. Editör kardeşinizin kaleminden çıkan bu yazıyı beğenmeniz dileğiyle,

Sevgilerle,

Bi de giderken çek pampa :D
Bi de giderken çek pampa 😀

 

Kaan HACIOĞLU

Otopark.com'la ilk tanıştığımda 11 yaşında bir çocuktum. Şimdi ise otomobil tutkunluğunun zirvesindeyim. Yalova Doğa Koleji'nde eğitim hayatımı sürdürüyorum. Sunum yapmayı ve babamın FD6'sını kurcalamayı severim. Her ne kadar ilk kez sürücü direksiyonuna oturduğum araç Civic olsa da ruhumda kırmızı bir Cupra yatar.

İlgili Makaleler

40 Yorum

    1. sonraki kasası emin olun daha iyi bi kere yalıtım için uğraşmışlar bundaki rüzgar motor sesini duymazsınız.dış görünüşünü beğenilmiyor sadece diye bi araç kötü olamaz.bir aracın yeni kasası cıkıyorsa mutlaka iyileştirdikleri yerler vardır.

    2. Tasarım olarak evet belki daha iyi ama diğer yönlerden gerçekten FB7 daha iyi. ergnhkn’ın da dediği gibi başta izolasyon geliştirilmiş, ayrıca A sütunlarında da biraz revizyon sezdim. Hala kör noktalar var fakat geliştirilmiş. Süspansiyonu da gıdıklamışlar ama istedikleri kadar gıdıklasınlar motor değişmedikten sonra pek bişey ifade etmez.

  1. ABS’nin kötü çalıştığı yorumuna ancak hayret ederim. Yüksek hızda fren yapınca evet diskler ses yapıyor ama ABS ile ilgili en ufak bir sorun bile yaşamadım.
    FD6’nın arka yaşam alanına ise, octavia hariç, hiçbir C sınıfı sedan kolay kolay su dökemez.
    Ön tarafın yatıyor diye yorumlanmasını ancak lastik basıncından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
    Son olarak da, 8 yılda 56.000km yapan adamın LPG’ye ihtiyaç duymaması normal ama yılda 25.000km yol yapan için LPG ve FD6 ikilisi mükemmel bir karışımdır. O sebeple LPG taktıranlara laf atmadan önce, insanların arabayla ilgili ihtiyaçlarını daha geniş bir çerçeveden incelemekte fayda var.

    1. -ABS pedal olarak kötü yoksa fren performansı çoğu otomobilden yüksek.
      -Arka yaşam alanı geniş fakat kalitesiz, havalandırma kanalı ve kapı üstleri gibi konular(-bunlar da arka yaşam alanı başlığına dahildir-) işin içine girince kalite iyice düşüyor.
      -İstiyorsanız bigün bineriz yatmayı görürüz, sizin aracınızdaki 16 inçlik jantlar yok, bu sebepten dolayı lastiğin yanağı 65’e çıkıyor. Bu da yana yatmayı arttırıyor.
      -Konum olarak mükemmel bir yerde oturuyorum. Aracı kullanmıyorum değil, kullanıyorum. Ama İstanbul 200 km, Bursa 50 km, Eskişehir 200 km, Ankara 400 km uzaklıkta olunca pek uzaklaşmaya ihtiyacım olmuyor, daha çok uzun yolda oldu bu kilometre,
      saygılarımla,

      1. aracın yan profilden fotosunu koymadığından gözümden kaçmış, evet 15’lik jantlar ile kafa kalkışlarda falan adeta yüzer. Benim ki de 15″ idi, 17″ yaptım harika yol tutuyor şu an. Arka tarafta evet havalandırma yok ama bi havalandırma sebebiyle de bu kadar kötülemek bence çok doğru değil.Çünkü arka koltuklar 2 kişi otururken çok rahat, 3 de sıkışmadan oturabiliyor.
        http://www.otopark.com/2015/01/01/honda-civic-sedan-incelemesi/
        http://www.otopark.com/2015/07/06/otopark-takipcisinin-pist-gunu/
        http://www.otopark.com/2015/10/14/otopark-takipcisinin-pist-gunu-ii/

      1. 25.000 çok da abartılacak bir kilometre değil bence (özellikle büyük şehirlerde yaşıyorsanız). ben kendi fd6’ım ile bu km’yi yapıyorum. istediğimde basıyorum,istediğimde sakin sakin gidiyorum, hiç sıkıntı yaratmıyor.
        Eski aracım dizeldi, dizel ile benzinlinin verdiği keyfi karşılaştırınca, herkes dizelin torkundan, koltuğa nasıl yapıştırdığından falan bahseder ama aslında bu büyük bir yalandır. çünkü o max torku ancak 300 rpm’lik bir devir bandında verir. Yani tabiri caizse bildiğiniz “erken boşalma” sendromudur. ama atmosferik benzinlinin o yüksek devir çevirip sabit hızlanmayı devamlı vermesi başka bir hissiyat. işte bu sebeple, 25.000 km de yapsak, benzinli/LPG’li tercihimiz hocam.

    2. Hocam Lpg’den sonra kaç km yol yaptınız? Lpg’li araçlarda belli bir süreden sonra benzinde çalışmama sadece gazda çalışma gibi sorunları yaşayanlar gördüm de bu durum neyle alakalı bilginiz var mı?

      1. arabayı 48.000’de aldım (eylül 2014),ilk gün zavolini sıralı sistem akıllı kiti taktım. şu an 78.000’de araba, en ufak sıkıntı yaşamadım. hatta arabanın sitede pist günü ve test videoları mevcut, ararsanız hemen bulursunuz. performans olarak da hissedilir en ufak bir sıkıntı yok. yada bezinde çalışmama gibi bir sıkıntı yok. daha geçen hafta denyeyim dedim, otobanda eğim olmayan yolda lpg’de 208 km/h gördüm. araba daha da gidecekti, yol bitti.
        tüketim de basmanıza göre lpg’de 8-10 litre arası değişiyor. çok sıkıştırırsanız 12-13’ü de görür.
        kısacası iyi bir kit + iyi bir usta + uyumlu motor = sıkıntısız gezme, dolaşma

  2. Bu güzel yazıadn dolayı teşekur ederim. Okumayıda sevenlerdenim. Her zaman video olucak değilya. Bence Yukarda kendi arabamızın veya kullandığımız arabaların test notelerini yazabilceğimiz bir bölüm olsa.

  3. ” Kalitesiz Japon ” sözü ile sanırım ironi yapılmak istenmiş. 🙂 En büyük özelliği olarak görülen İ- Vtec motor, FD6 ya tabi ki bir kesim tarafından sanıldığı gibi agresif , çılgın bir sürüş sunmuyor. Sıradan 1.6 atmosferik motorlara göre karakter bakımından daha renkli bir motor sadece..O meşhur Vtec ler başka.. Ayrıca 7 lt lik şehir içi ortalaması benim hiç denk gelmediğim bir ortalama. Büyük bir şehirde yaşıyorsanız gerçekçi ortalama tüketim en az 10 lt olur..

    Kullanıcıları tarafından , frenlerle ilgili ve direksiyon kutusundan ses gelmesi gibi şikayetler duyabilirsiniz. Bunun dışında da ben hiç FD6 alıp pişman oldum diyen biri görmedim. Diğer markalarda çok gördüm ama…

    Kısacası özenle kullanıldığında güvenilir sağlam bir aile otomobilidir Cıvıc…

    1. İroni’nin dibi, tespitiniz mükemmel.
      Dediğiniz gibi sadece biraz daha renkli, yoksa ‘5500’den sonra tarıyo pampaa’ muhabbeti yok olamaz da. He ne olur, 5500’de tork pick yapınca insanlara sanki eski Vtec’lermiş gibi geliyor.
      Büyük bir şehirde yaşamıyorum pek kilit veya yavaş akan trafik yok o yüzden ortalama da dediğinize katılıyorum.
      Kronikleri de saymışsınız zaten, sanırım forumlardan birindesiniz veya hepsinde 😀 Hahahahaha

      1. Yok aslında sandığın gibi değil. Güncel kasadan geriye doğru üç nesil Cıvıc kullandım. Japon otomobillerine özellikle de Honda’ya ilgim vardır. Sorunlarını , eksilerini ve artılarına forumlardan değil bizzat kullanarak tecrübe ederek gördüm ve öğrendim.
        Evet forumlara üyeliğim vardır uzun yıllardır. Orada da elimden geldiğince soru ve sorunu olan arkadaşlarıma yardım etmeye çalışırım zaman zaman onların tecrübelerinden istifade ederim.
        Yani sen Otopark’la tanıştığında 11 yaşındayken ben o yıllarda Cıvıc’in sürücü koltuğundaydım. Sana naçizane tavsiyem sende benim gibi diğer insanların yorumlarından istifade et veya eleştir ama gülüp dalga geçme. Zira böyle yaparsan gün gelir yazdıklarının altında güleceğin bir yorum bile bulamazsın…

  4. Hem kullanarak,hem yolculuk ederek 15 yıldır Cıvıc’in içinde olan biri olarak açıkçası bu yazıyı biraz aceleci buldum. Bir aracın ne olduğunu anlayabilmek için onunla belli bir km yapmak gerekir,limitlerini görmek gerekir yüksek hızda güçte ne hissettiriyor ? Hangi virajda bu aracın kabiliyeti ne ? Motorun dayanıklılığı nereye kadar ? Bu kadar basıyorum ama durabilecek mi ? Bu soruları kendine sormadığın zaman bir aracı tanıyorsun demektir ”bence”. Ehliyetini aldığında halen elinde bu araç duruyor olur da dediğim gibi zaman geçirirseniz ne demek istediğimi anlayacaksın. Kazasız belasız sürüşler, iyi bakın Japon’a.

  5. Yazı güzel eksiklerini ben tamamlıyayım 40-45 ile bile ağırlık transferinde arkayı kolayca bırakıyor ama çok kontrollü bir biçimde oluyor. Süspansiyonların çalışma aralığı dar pat küt diye sesleri çokça duyabilirsiniz direksiyon bir BMW değil ama güzel. Yakıt tüketimleri otamatikler için şehir içi 11-12 karma 8-9 uzun yolda 6-6.5 tabiki de İstanbul değerleri bunlar:). Bu arada güç değerleri yanlış girmişsiniz.

  6. Mesaj atma kısmında harf limiti olduğundan parça parça yazacağım;

    3 yıl boyunca bir sonraki kasasını (FB7) kullanmış ve sonunda da kamyon altına girerek pert etmiş birisi olarak birkaç şey de ben belirtmek istiyorum 🙂 Yazacaklarım FB7 için olacağından editör arkadaş kendi aracıyla karşılaştırırsa daha sağlıklı olur.

    Bu araçlara lpg takıldığı zaman yakıt göstergesi dijital olduğu için araç lpg’de yürüyor olsa dahi sanki benzin yakıyormuş gibi göstergeden yakıt (benzin) seviyesi düşmekte ve sürekli kısa süreli kullanımlar yapıyorsanız araçta benzin yok uyarısıyla dolaşıyorsunuz 🙂

    1. Bir Honda klasiği olarak frenler sert kullanıma hiç gelmiyor. Biraz sert kullanınca pedal direk süngerimsi bir kıvama gelmekte ve fren gücü ciddi miktarda azalmakta. Hatta yaptığım kazada da frenlerin hiç etkili çalışmadığını hem ben hem de araçtaki arkadaşlarım söyledi.

      Aracın süspansiyonları için normalle sert arasında bir yerde diyebilirim Bu yüzden darbe sönümlemesini pek beğenmiyordum. FD6’larda çukurlardan geçerken süspansiyondan çalışma aralığı bitip vurma sesi gelirken FB7’de kesinlikle böyle bir durum yok. Hatta bir keresinde arabaya 7 kişi binmiştik ve geçtiğimiz hiçbir çukurda böyle bir şeyle karşılaşmadık. Çalışma aralığını uzatmışlar, bizzat test ettim 🙂

      1. Günümüzde yol tutuşu kötü denebilecek C sınıfı araç kalmadı denilebilir. Civic’in de yol tutuşu sınıfına göre ne çok iyi ne de çok kötü, sınıf standartlarında diyebilirim. Hal böyle olunca gözünüzü karartıp, araçta da düzgün lastikler olduktan sonra ciddi yüksek hızlarda dahi tedirginlik yaşamadan virajlar alabiliyorsunuz. Bu yüzden çoğu arkadaşım aracın yol tutuşuna hasta olmuştu 😀

        Çok ilginçtir ki konsol taş gibi plastik olmasına rağmen hem ön hem arka kapılar yumuşak plastikle kaplı. Sanırım araçta en çok temas edilecek yüzeyi daha kaliteli yapmayı tercih etmişler. Ancak şöyle bir sorun var ki kapı kısmında elinizi koyduğunuz yerdeki plastikler biraz narin, zamanla açılmakta.

        1. 5 ileri olan tork konvertörlü otomatik vitesinin dişli oranları motoruna göre haddinden büyük seçilmiş. Şöyle ki; araç 1. viteste 68, 2. viteste 118, 3. viteste 172, 4. viteste 240 yapacak şekilde ayarlanmış. 5. viteste 2000 devirde 100 km ile gidebilmektesiniz. Ancak çok uzun vites oranlarından dolayı sadece düz yolda 5. viteste gidebilmektesiniz. En ufak bir rampada ya 4’e düşmekte ya da mevcut viteste lock-up (kaydırma hareketi) yapmakta.

          Bu vites oranlarından dolayı Civic drag değil de daha çok roll yapmaya müsait 🙂 Bu arada belirtmeliyim ki araç manuel modda 7100 d/d civarında çok çok güzel bir şekilde (hattatatatatat 🙂 ) kesiciye girmekte.

          1. Son olarak yakıt tüketiminden bahsedecek olursam, şehir dışında oldukça ekonomikken şehir içinde çok fazla yakmakta. Hele dur kalk trafikte (izmit şehir içi) 17 litre ortalama gördüğümü hatırlıyorum. Genel ortalama ise lpg ile uzun yolda 130-140 km bandında 6.5-7 litre, şehir içinde 12-13 litre civarındaydı.

  7. Samimiyetinden ötürü seni tebrik ederim kaancı m.nasıl oldu honda aşkından gözü kör olmamış bir kullanıcı?
    Ülkemiz genel bir hata var adamın ilk arabası clio sembol biraz imkan sahibi alıyor japon markası. sorunsuzdur diyorlar adam gidiyo alıyo bir honda yada toyata sonrasın da başlıyor japon bir başka,öyle güzel motoruna anahtar deymedi lpg ye ondan çok uyan yokmuş …
    Bu hondacıların bir golf bir focus kullanmalarını tavsiye ederim
    Bir golf den sonra civicin corollanın hiç şansı yok

    1. kardeşim geçmişteki bindiğim araçlar audi, bmw, seat dır şuan konuda bahsedilen araç sahibiyim bir önceside 97 model bir civic honda yalıtım konusunda başarısız takur tukur bir arabadır ancak daha önceki bindiğim araçlara harcadığım paraların 10da 1ini honda için harcamadım yalan yok

  8. Allah tan otopark.com varda herkes bindiği aracı savunmaktan vazgeçip yavaş yavaş bilinçlenecektir. Gerçekten anlam veremediğim tek araba Japon arabalarıdır.bana göre tek ellerinin güçlü olduğu nokta sorunsuzluk onuda çoğu tutturamıyor artık.Yazı içten ve güzel olmuş elinize sağlık.

  9. Yazı için ellerinize sağlık ama ESP’siz araç konusunda bu kdr “hevesli” olmayın. Ben sadece bu sitede görüyorum şu ESP’siz aşkını. ESP sizi çoğu durumda sağa sola ğatlamaktan kurtarır. Bana göre ülkemiz yollarında ESP devre dışı bırakmak ise tamaman cahilliktir. Çünkü viraj girişi-ortası ve sonu asfalt kalitesi tutmuyor.. Aman dikkat..Piste çıkarsınız kapatırsınız onu anlarım ama yolda Allah korusun diyorum.

  10. herkese merhaba,

    2009 fd6 elegance kullanıcısı olarak, aracıma veda yahazırlanıyorum. içim bir garip. şükür borç ve ihtıyactan degıl, iş geregı şirketımızın yurtdışı ofisine transfer oldum ve aracımı gözüken uzun zaman kullanamıycam. geleli 3 hafta oldu ve babam aracı satmak ıstedıgını, olduğu yerde değer kaybettıgını,sigorta vs fiyatlarının cok arttığını belirtti. ben de anlamlı dum ve satılmasını onayladım. kmsı çok düşük 49.500 de. öncesı askerlik 6ay sonrasında yurtısında 2.5 sene kalmamdan dolayı tam kullanmadım.
    , genıslık hastası benı salon salonmaje ön konsoluyla fehtetmıstı. yanımdakiyle sankı oturma odasında sohbet edıp aynı zamanda yolda ılerlıyor gıbıydık.
    bana burda nissan sentra verdıler.yol tutus civicten kotu,esp de yok.ama ayağımı yerden kesıyor o da yeter.
    araca gelınce suspansyıon,yol sesı,frenler ,işçilik evet vasat ama tasarım,genişlik,motor sesi ve bence ilerkı yıllarda keskın hatları sayesınde ıyıce efsane olucak bir araç fd6. ne fd7 ne yenı kasa sedan ( bence liftback da neyse) çok tatmın etmemiştir. corollanın efsane kasa 1992-1998 corollası nasıl en baba corolllaysa bu da en baba civictir gözümde vtec 2 cıler kusura bakmasın.
    bundan öncekı aracım opeldı ve benı arabadan soğutmuştu arızalarıyla hondada arıza mı oda ne ? dıyordum.gozu kapalı marsa bas ve gıt.
    senı ozluycem capon dostum..

  11. civic 1.8 hatcback yerine bu araç neden alınır, niye daha fazla tutuyor anlamış değilim. çünkü 1.8 hatcback de ne ararsanız daha fazlası var ve piyasası düşük. tek eksi yanı vergisi ancak yakıt tüketiminin daha düşük olduğunu hesaplarsak aynı hesaba geliyor. saygılar…

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu