Dikkat ÇekenlerFeaturedKöşe Yazıları

Vitrindeki ufaklıklar




Değerli Otopark.com takipçileri, hepinize merhaba!

Uzun zamandır bir köşe yazısı yazmak için kafamda planlar kuruyordum. Gerçekten kendimden bir şeyler katabileceğim bir yazı olması açısından konu seçeneklerimi azalttığımda farkettim ki; burada uzun uzun anlatmak için fazla sıkıcı bir VW Polo’ya sahibim (evet, o VAGcı editörlerden biri benim), ve bunun dışında bahsedebileceğim ilgi çekici şeyler çok sınırlı. Bu yüzden size çocukluğumdan ve o zamanki oyun alışkanlıklarımdan gerçek bir hobiye dönüşen bir ilgi alanımdan bahsetmeye karar verdim. Diecast otomobil modellerinden bahsedeceğim bu yazımda; bu hobiyle ilgili belli başlı noktaları ve ipuçlarını kendimden –ve koleksiyonumdan- örnekler de katarak size anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle model otomobil koleksiyonu yapmaya nasıl başladığımdan kısaca bahsetmek istiyorum. Sanıyorum 4 veya 5 yaşlarındaydım, o zamanlar bütün oyuncak kavramım Hot Wheels/Matchbox arabalardan ve onların pistleri, şehirleri gibi ekstralarından oluşuyordu. Neredeyse ailem beni her dışarı çıkardığında eve yeni bir Hot Wheels ile dönüyordum.(Bu yüzden evde hala bir koli dolusu küçük araba var) İşi büyütüp, yıllar sonra ho
biye çevirmeme de anneannem sebep oldu diyebilirim. Bu yazının büyük bir bölümünde bahsedeceğim 1/18 modellere ilk adımım olan ve hala vitrinimde duran 1999 model VW

diecast-model-54
İşte o Beetle

New Beetle, bana anneannemin bir hediyesiydi. Bu modelden sonra yaşım da büyüdükçe yavaş yavaş boyutları büyüterek Hot Wheels’lardan bu tip modellere geçişim başladı, yıllar sonra liseye başladığım sıralarda ise tam anlamıyla bir hobiye dönüştü. Bu kadar kendimden bahsetmem fazla bile oldu, isterseniz konuya giriş yapalım.

 
Günümüzde model otomobiller, eskiden sadece diecast olarak üretilmelerinden gelen bir etkiyle halen diecast modeller olarak anılıyor ancak diecast, bu hobinin ana iki kolundan biri. Son yıllarda gittikçe popüler olan resin modeller de koleksiyonerler için iyi bir alternatif olmuş durumda. Diecast ile resinin farklarına kısaca değinecek olursak; diecast modeller metal olduklarından daha dayanıklılar ve kapı, kaput, bagaj gibi hareketli parçalara sahipler, hatta bazı diecast modellerde benzin kapaklarına kadar açılabildiğini görebilirsiniz. Adının anlamından anlaşılabileceği üzere resin modeller metalden değil yapay reçinemsi malzemeler kullanarak üretildiğinden şimdilik hareketli parçalara sahip değiller, ancak malzemenin üretim aşamasında çok kolay şekil alması nedeniyle otomobillerin kalıpları genelde diecast’e göre gerçeğine çok daha yakın. Ayrıca yine kullanılan malzemenin avantajı boya kalitesinde de görülebiliyor. Tek dezavantajı ise motor ve iç mekan detaylarını göremiyor oluşunuz. İlk çıktıklarında resin modellerden ben de uzak durmuş olsam da, kalitesi ve bazı ikonik modellerin yalnızca resin üretim yapan firmalar tarafından piyasaya sunuluyor olması, modellerin kapılarını açabilmekten daha cazip geliyor. 🙂

M3'ün evrimi (F80 resin, E30 metal)
M3’ün evrimi (F80 resin, E30 metal)
Amalgam üretimi 1/8 ölçekli bu McLaren 650S'in yurtdışındaki satış fiyatı 4200 Sterlin.
Amalgam üretimi 1/8 ölçekli bu McLaren 650S’in yurtdışı satış fiyatı 4200 Sterlin.

Ana kategorileri materyale göre ayırdığımıza göre kısaca ölçeklerden de bahsedebiliriz. Model koleksiyonu yapan kişilerin en çok tercih ettiği iki ölçek 1/18 ve 1/43. 1/18’de detayları çok net görebilmek tercih sebebiyken, 1/43’te ise Opel Zafira’dan McLaren P1’a aradığınız her otomobili bulabilmek ve fiyat avantajı insanları bu ölçeğe çekiyor. Bunlar dışında 1/87’den 1/8’e (paranız ve sergileme alanınız çoksa) kadar pek çok seçenek de mevcut.

 

 

En baştaki modelin ölçeği 1:8, McLaren F1 1:12, F1'den sonraki modeller ise sırasıyla 1:18,1:24,1:32,1:43 ve 1:64
En baştaki modelin ölçeği 1/8, McLaren F1 1/12, F1’den sonraki modeller ise sırasıyla 1/18,1/24,1/32,1/43 ve 1/64

Materyal ve ölçek konularından sonra tamamen kişisel zevke ve bütçeye kalan son kriterimize geçiyoruz: Model kalitesi. Diecast model otomobiller kalite anlamında genellikle üçe ayrılıyor; Maisto gibi üreticilerin oyuncak seviyesine daha yakın modelleri, Autoart, Kyosho vs. gibi orta seviye modeller ve CMC, BBR vs. “high end” olarak tabir edilen modeller. İlk kategorideki modelleri en fazla 150 TL’ye bulmanız mümkün ancak seçenekleriniz genelde kısıtlı. Orta seviye; en çok seçeneğin olduğu ve koleksiyonerlerin genellikle tercih ettiği modeller olurken, fiyatları ise 150-200 TL arasından başlayıp 700 TL civarına kadar çıkabiliyor. Burada fiyatı etkileyen unsurlar genelde üretici/resin/metal farkı, modelin sınırlı sayıda üretilmiş olması ve detay seviyesi(bazı modellerde hareketli sunroof, kol dayama, güneşlik, gerçeğine uygun şekilde açılıp kapanan tavan vs. mevcut) oluyor.

diecast-e93-tavan
Bu E93’teki tavan gibi detaylar, modeli aldıktan sonra incelemeye başladığınızda yüzünüzü güldüren cinsten

High end modellerde ise seçeneğiniz yine kısıtlı ancak detay seviyesi yaklaşık 20 cm’lik, bazılarının “oyuncak” olarak tanımladığı bir arabaya göre inanılmaz seviyede. Örnek olarak, CMC üretimi Ferrari 250 GTO’nun ön tarafındaki hava girişleri gerçeğine uygun bir şekilde sökülüp takılabiliyor. Bu tip modellerin fiyatları ise genellikle 1000 TL’nin üzerinde.

Model otomobil koleksiyonuna başlanırken yapılan en büyük hatalardan biri hemen en kaliteli modellerle başlamayı istemek oluyor. Modelin kalitesi tabi ki önemli bir faktör ancak bu hobiye devam edip etmeyeceğinizle ilgili aklınızda net bir fikir oluşmadan önce çok da büyük bir bütçe ayırmadan, daha düşük seviye veya 2. El modellerle başlamanızda fayda var. Bu işe ciddi olarak girerseniz büyük ihtimalle kopamayacaksınız ancak bu alışma sürecinde her ihtimali göz önünde bulundurmak önemli. Kendimden örnek vermem gerekirse yaşımın(ve o zamanlarda benim/ailemin ayırabildiği bütçenin) etkisiyle uzun süre daha uygun fiyatlı, kalite olarak da düşük seviye modeller topladım. Aldığım arabaların aslında oyuncak değil, ciddi bir hobinin parçası olduğunu yavaş yavaş anlamaya diecast-model-46başladığımda ise uzun araştırma ve para biriktirme sonucu kırmızı Nissan GTR ve
yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz harika bir tavan mekanizmasına sahip gümüş BMW M3 E93 ile bu zehri sistemime tamamen soktum. Şu anda ise yukarıda orta seviye olarak anlattığım kalitede 50’ye yakın model otomobilim var. Başlarda satılan modellere göz gezdirip, o an bütçenize uyan ve beğendiğiniz bir arabayı alırken, bu işle iyice ilgilenmeye başladığınızda kendinizi Mercedes AMG serinizin eksik
kalan son modelini bulmak için haftalarca hatta aylarca internetin altını üstünü getirirken diecast-model-27bulabilirsiniz. E30 ve E46 M3, E60 M5 gibi çoğu otomobilseverin bildiği ve sevdiği otomobillerin modelleri satıştan kalktıktan sonra aynı gerçekte olduğu gibi fazlasıyla değerlenebiliyor, aynı koleksiyona ilk başladığım zamanlarda aldığım Mercedes-Benz S63 AMG’nin şu an4-5 katı fiyatına alıcı bulabiliyor olması gibi. Belli bir süre sonra koleksiyonunuz genişlediğinde vitrininizin karşısına geçip izlemenin keyfi de bir başka oluyor tabi. 🙂

Bu kadar lafla sizi biraz boğduktan sonra kendi koleksiyonumdan seçtiğim modellerle veda ediyorum, iyi seyirler 🙂

Ata Aygen

1995 yılında Ankara'da doğdum, Özyeğin Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği okuyorum. Doğduktan yalnızca üç yıl sonra otomobil modelleriyle okumayı öğrenmem, kaçınılmaz sonun habercisi gibiydi. Neredeyse doğuştan gelen bu tutkuyu biraz daha somut işlere dökme isteği de beni Otopark'a getiren şey oldu.

İlgili Makaleler

9 Yorum

  1. Bende de 1/24ler var.
    1/18 çok istedim ancak maddi durumum buna el vermiyor.
    Bmw 1.30 E87, 5.30 f10 , 3.20 E90, 3.20 F30, 6.50 E64, X6 E71 ve volvo Xc60 var
    1/24 de seçenek çok az ya 1/18 yapmak lazım yada 1/43 ama bu seçeneklerdede detaydan yada işçilikden dolayı fiyatlar çok yüksek oluyor.

  2. Aynı ilgi bende de var ve gerçekten bu hobiye bakışımı okudum yazında. Hayatımda iz bırakmış veya çok beğendiğim araçların modellerini bende toplamaya çalışıyorum. Fakat bu iş fazlasıyla maddiyata bakıyor. Vitrinimde ki araçları indirip, temizleyip daha sonra tekrar yerine dizdiğimde, onları izlemesi kadar keyifli bir şey yok. Eminim bu duyguyu her modelci yaşıyordur.

    Ayrıca bir adet plastik modelde topladım. Revell in 1/24 VW Golf GTİ MK2 kitini toplamıştım. Her detayın elinizde şekillenmesi, motoru iç aksamını tek tek boyamanız, her bir parçasını tek tek birleştirmeniz o modele ayrı bir anlam katıyor. Sonucundan da baya memnun kaldım. Tavsiye ederim

    1. Öncelikle yorumunuz için çok teşekkürler.
      Temizleyip tekrar yerlerine yerleştirdikten sonra izlemek konusunda size tamamen katılıyorum, tarifsiz bir keyif. Ne yazık ki maddiyata çok bağlı bir hobi dediğiniz gibi.
      Ben de zamanında Revell 1/24 Ferrari F430 Spider toplamaya çalıştım ama çok başarılı olmamıştı, o zamandan beri plastik modellere -en azından otomobillere- pek bulaşmıyorum.

  3. Öncelikle yazı için teşekkürler biraz geç oldu ama aklıma her geldiğinde bu yazıyı okuyor ve resimlere bakıyorum bu kadar gerçekçi olmaları beni çok sevindirdi m5 ve cabrio m3 çok güzel, diğerleri de çok güzel?? bununla ilgili bir sorum olacak mesela şu an alacak olsam bu modellerden nasıl bulabilirim

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu