Küçük hacim, yüksek beygir modasının hakim olduğu günümüzde, her markanın öncelikli hedefi az yakıtla çok şey başarabilmek. “Verim” kelimesinin eskisinden çok daha fazla önem arz ettiği bu dönemde, önemli bir gelişme de Mercedes-Benz cephesinden geldi. Markanın benzinli motorlarında kullanacağı ve katmanlı direkt enjeksiyon sistemi olarak adlandırılan yeni yöntem sayesinde bir miktar yakıt ekonomisi sağlanacak.
Mercedes-Benz Amerika ürün geliştirme genel müdürü Bart Herring, katmanlı sistemin enjeksiyonun çalışmasında kararlı bir zamanlamaya yol açacağını ve bunun motor üreticilerine kolaylık yaratacağını belirtti. Genellikle emme zamanında (Pistonların aşağıya doğru olan ilk hareketi sırasında) yakıt püskürtülen standart direkt enjeksiyonlu yakıt sistemine kıyasla bu sistem, tıpkı dizel motorlardaki gibi sıkıştırma zamanında yakıt püskürtülmesine olanak tanıyacak. Bu geliştirilmiş yakıt enjeksiyonu sonucunda da, fazla güç gerektirmeyen durumlarda daha fakir bir hava-yakıt karışımı oranı elde edilerek tüketimde küçük miktarlarda da olsa azalma sağlanacak.
Fakir hava-yakıt karışımı oranının ihmal edilmemesi gereken önemli bir dezavantajı da var: Nitrojen oksit salınımının gereğinden fazla salınmasıyla beraber artan emisyon değerleri ve çevre kirliliği. Mercedes-Benz bu problemin çözümünü de dizel otomobillerdeki partikül filtresi mantığıyla, bir nevi nitrojen oksit kapanları üreterek bulmuş. Bu nedenle bazı benzinli otomobillerinde de artık partikül filtresi kullanmayı düşünen Mercedes-Benz firması, 2017 yılından itibaren bu tip emisyon önlemlerine rastlayabileceğimizi yakın bir zamanda duyurmuştu.
Katmanlı enjeksiyon sistemi ve direkt enjeksiyon sistemi, yalnızca enjektör ve yazılım farkları içermesinden dolayı, temel olarak düşünüldüğünde birbirine oldukça benziyor. İlk olarak bu yılın sonunda yenilenmesi beklenen V6 motor gamında kullanılacak olan yeni enjeksiyon sistemi, beygir ve tork değerlerine herhangi bir etkide bulunmayacak ve yalnızca yakıt tüketiminin verimliliği konusunda faydalı olacak. Katmanlı enjeksiyon sistemi teknolojisinin var olmasındaki en önemli etmen ise 2017 yılında Amerika’da yaygın olarak kullanılacak olan düşük sülfürlü yakıt kullanımı.
