1950’lerin Oldukça Fütürist 10 Konsept Otomobili

1950’ler.. II.Dünya Savaşı henüz yeni bittiği, tüm devletlerde olumlu veya olumsuz etkisini gösterdiği yıllar. Amerika ve Sovyet Rusya’nın otorite haline geldiği, Almanya’nın ve Japonya’nın güç kaybettiği yıllar. O yıllarda yazıda da karşılaşacağınız üzere bazı otomobil tasarımcıları dahi gönüllü olarak savaşa katılmıştı. Hatta öyle ki, 2.Dünya Savaşı’ndan sonra yeni sanat akımları doğmuş, çoğu sanatçı eserlerinde bu savaşın psikolojisini de ayriyeten hissettirmişti. Özellikle yine bahsettiğim gibi, yazıda karşılaşacağınız tasarım dilleri de bize o dönemi hissettiriyor. Bakalım 1950’lerde otomobil üreticileri, geleceğe yönelik neler yapmış.

1- LINCOLN FUTURA 

Tavanındaki camın, sürücü kapısıyla birlikte açılıp kapandığı bir teknolojiye sahip bu konsept, televizyonlarda da boy göstermiş. Batman’in ilk serisinde de Batmobile olarak kullanılmış olduğu gibi bunun yanı sıra “It Started With a Kiss” isimli bir filmde de kullanılmışlığı mevcut.

2- GM FIREBIRD II

50’li yıllara göre ciddi anlamda ileri bir tasarım anlayışına sahip olan, tamamen titanyumdan üretilmiş Firebird II’ye, egzozun ısınma sorununa karşı ayrı bir soğutucu entegre edilmiş. Kerosenle çalışan bu otomobil ilk 4 tekerlekte de disk fren kullanılan otomobil olarak geçiyor. Ayrıca Firebird II’de günümüzün Siri teknolojisinin en ilkel haline benzeyen, otomobil geleceğine önemli bir adım olabilecek bir konsept de düşünülmüş. Konsept, otoyollara yerleştirilen bir radyo istasyonuyla telsiz benzeri bir sistemle yol durumu hakkında bilgi alınmasını mümkün kılmış. Tek bir tuşla merkeze bağlanılan bu sistemin kullanımına eğer o günlerde başlanılsaydı tahmin ediyorum ki şu an bambaşka bir endüstriyi otomotiv alanında tanıyor olup, bu teknolojinin çok daha gelişmiş halini gözlemliyor olabilirdik. İşin en güzel kısmı böyle bir şeyin o yıllarda düşünülmüş olması.

3- FORD X-2000

Otomobilin tasarımından bahsetmeden hemen önce tasarımcısından bahsetmek istiyorum: Alex Tremulis. Bu kişi, dönemin en efsanevi (ve çılgın ) otomobil tasarımcılarından olup. Hepimizin UFO ve uzaylı denilince aklımıza gelen silüetin tasarımcısıdır. Kendisi 2.Dünya Savaşı’na gönüllü katılmış olup devlette de bu sanatını sürdürmüştür. UFO ve uzaylı silüetini de tasarlamasını kendisinden talep eden bizzat o yıllardaki Amerikan Hükümetidir.

4-CADILLAC LASALLE II

İsmini Fransız bir kaşiften alan LaSalle’ye baktığımızda, ilk Nesil C1 kasa kodlu Corvette’lerin Cadillac tarafından tasarlanması nasıl olurdu sorusunun cevabını görmek mümkün.

5- GM LE SABRE

Corvette’in tasarımcısının ellerinden çıkma, dönemine göre oldukça güzel özelliklere ve dış tasarım detaylarına sahip Le Sabre’nin ismi, tasarımında da büyük bir ilham kaynağı olan dönemin savaş uçağı F86 Sabre’den geliyor.  Isıtmalı koltuklar, yağmuru algılayıp üstünü kapatabilmesine yarayan yağmur sensörü gibi teknolojilere sahip olan Le Sabre, tasarımındaki domuz burnunu andıran far bölümü, oldukça özgün tamponları ve oldukça karakteristik duran kıvrımlı ön camıyla oldukça özel bir konsept olarak otomotiv tarihine ismini yazdırıyor.

6- CADILLAC CYCLONE

Yine Corvette’in tasarımcısının elinden çıkma bu konseptte, oldukça garip 2 özellik  var. Öyle ki, üstteki camın kapılarla beraber otomatik açılıp kapanmasını yabana atacak 2 özellik. Şöyle ki, bu otomobilin boyası tamamıyla ultraviyole korumalı. O yıllarda böyle bir detayı düşünmek, eminim ki üretilseydi ciddi anlamda sürücüsünü “Premium” hissettirirdi. Diğer güzel özellik ise ilkel bir çarpışma önleyici sistemi. Aracın önünde bulunan, bir roketten esinlenme 2 konik uzantısında bulunan sensörler, araca olası çarpışma durumundan önce uyarılarda bulunuyor. Yine 1950’leri hesaba katarsak oldukça harika özellikler. Böylelikle günümüz teknolojilerinin temellerinin aslında ne kadar eskiye dayandığını rahatlıkla görebiliyoruz.

7- FORD NUCLEON

Listenin en ilginç konseptlerinden olan Nucleon, adının da çağrıştıracağı üzere nükleerle bağıntılı. Gelecekte nükleerle çalışan otomobillerin mümkün olabileceğini düşünen Ford, o yıllarda “Şimdilik böyle bir konsept yapalım, gelecekte geliştiririz” düşüncesiyle hareket etmiş ve kaputunun altında nükleer reaktör bulunan Nucleon konseptini ortaya çıkarmıştır. Hatta kaput kısmının gelişen teknolojiyle beraber küçülteceklerine yönelik planlar yapmış ancak gelişen teknolojiler bu fikri çağ dışı bırakıp yerini hibrite bırakmıştır. Şahsi fikrim o yıllarda popülerliği artmış nükleer enerjinin, Ford’un bunu aklından geçirmesinde büyük rolü var.

8- ALFA ROMEO BAT 9

Aynı zamanda BAT 5 ve 7 isimli kardeşleri de bulunan BAT 9, tasarlanırken tamamen aerodinamiye yoğunlaşılmış, en düşük sürtünme katsayısı hedeflenmiştir. Açılımı “Berlinetta Aerodinami Teknik” olan bu seri, oldukça geniş ama tamponsuz arka tasarımı ve eğri arka kanatlarıyla dikkat çekiyor.

9- GM FIREBIRD III

Firebird II’ye göre oldukça yol kateden Firebird III, yeni eklenen özellikleriyle de oldukça şaşırtıyor. Uçaklarda bulunan rüzgar dirençli fren, cruise control, ABS, uzaktan kumandalı alarm gibi özellikler bulunuyor. Arka taraflarda bulunan 7 adet kanat aracın görünümünü o yıllardaki “milenyum” algısına yaklaştırıp fütüristik havayı verdiği gibi aerodinamik olarak da büyük avantaj sağladığı onaylanmış.

10- PONTIAC CLUB DE MER

Fotoğraflardan boy tahmini yapan arkadaşların tahminini almak isterim, sizce bu aracın yüksekliği kaç santim ? Cevabı şudur ki:tamı tamına 99 cm ! O dönemde ciddi pist rekorları bulunan bu otomobilin kaputunun altında da oldukça sıkı bir motor yatıyor. 4.7 Litre, 300 HP, 447 NM Tork değerine sahip bu konsept yine o yıllara göre oldukça etkileyici.