Bıktım, Usandım Artık. (Trafik, Ceza Vb. Konular)

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Awacs
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Awacs

Sinan
Asfalt Kurutucu
157
28
Marka
Ford
Ne zaman arabama binsem kendimi stres küpü halinde buluyorum, trafiğe girince zaten olay kopuyor.

30'luk yolda 35 ile gidince çeviren polisler, 50'lik yolda 55 ile gidilince yenilen cezalar, 200-210 rahatlıkla yapabilen arabalarla otobanda hız sınırını 10 kilometre geçtin diye posta kutunuza atılan radar cezaları vs. tonla șey.

Eee o zaman üretme 240-240 kilometre / hız yapan arabaları! Olayın bir de trafik boyutu var, 5 kilometrelik yolu 40-50 dakikada gittiğiniz oluyor. Debriyaj fren gaz üçlüsü olaya iyice stres katıyor, 1 metre git ve dur hepsi bu.

Gaza dokunsan lan çaba ceza yedim mi diye düșünüyorsun birkaç gün, zaten daha geçenler sarı ıșıkta geçtiğim için puan cezası ve para cezası yedim.

Sigortası, bakımı, yakıtı ayrı bir dert. Yeni aldığım w204'e sadece 3 ay içerisinde 3-4 kez kapı vs. sürttüler, hatta geçenler bilerek yapıldığını düșündüğüm kocaman bir çizik gördüm arka tamponda. Daha bitmedi, 2 hafta falan oluyor bu sefer de sol ön çamurluğa sürtüp kaçmıșlar.

Geçen sene yine açık bir parkta benim küçük fiesta'ya öyle bir çarpıp kaçmıșlar ki sol ön far kırılmıș, ön tampon ve sol ön çamurluk değișecek duruma gelmiști.

Daha önce bir defa kaza yaptım, benim kullandığım sigorta șirketinde belgelerle ilgili çok ciddi sıkıntılar yașadım. Ya sigortacı ișini yapmadı doğru düzgün ya da teknik bir sıkıntı oldu bilmiyorum, nasıl olduysa kaza kağıtlarını verdiğim halde sigortadan belge geldi evime kazayı bildirmediğime dair. Durun daha bitmedi? 🙄 Sigorta șirketi kazayı bildirdiğim halde 'yapılan kazayı eğer bildirmezseniz karșı tarafın tüm masraflarını bizzat sizden alacağız' benzeri açıklamalar içeren bir belge gönderdi bana.

Cidden ben çok yoruldum: sigorta, bakım, yakıt vs. gayet kabul edilebilir konular benim gibi arabasını sevenler için ama abi bir rahat bırakın da arabanızın keyfine doya doya kullanalım. Bu arada yanlıș anlamayın, arabamızı keyfine doyalım derken trafik kurallarını çiğneyelim demiyorum.

Ha yok mu içimizde biraz apaçılık?
-Tabiki var, ulan dağın bașında bir kimse yok. Sen de biraz gazlayayım diyorsun hemen șikayet ediyorlar.

Arabanı evinin önüne koyuyorsun gece çiziyorlar, abi cidden yeter ya!

1.5 senede arabama kaç defa sürttünüz? Sırf sahip olamadığı için çizen insanlar var. İlk arabamı zar zor 23 yașında alabildim, o zamana kadar ne kimsenin bir arabasına dokundum ne de çizdim. Benim yok diye ben de mi çizeyim? Ayıp be, gerçekten ayıp yaptıkları ki bu konuda artık söylenebilecek bir șey yok. Sende daha iyisi varsa Yüce Rabbim daha fazlasını versin, çalıșmıș kazanmıș almıșsındır. 🙃

Öyle arkadașlar, son bir aydır araba kullanımını azalttım ve hayatımdaki stres gerçekten çok azaldı. Bisiklet kullanıyorum artık, gerek yok hiç strese. Belki de yanlıș veya kötü örnek olabilecek șeyler söylüyorum, eğer öyle ise kusura bakmayın...
 
Geçmiş olsun. Çok dolmuşsunuz belli.

Pandemi en azından bazı şeyleri yeniden düşünmemizi sağladı. İşi arabasıyla olanları tenzih ediyorum, arabaya bu kadar bağlı olmadığımızı gördük. Bisiklet çok güzel bir örnek. Yürüyerek 20 dk, bisikletle 10 dk sürecek yolu arabayla yarım saatin üstünde giderek kendi stresimizi kendimiz yaratıyoruz. Durk-kalk trafikten sıkıldığımız için içimizdeki "apaçi" ilk bulduğu fırsatta açığa çıkıyor. Yeni rotalar keşfetmek ve şehirden kaçmak hep bu stresten uzaklaşma arzusundan geliyor. Ben artık arabaya o kadar binmiyorum. Hatta kullanmadığım zamanlarda arabayı örtmeyi düşünmeye başladım. Eğer örtüyü kaldıracak zahmete gireceksem hakikaten araba lazımdır. Yürümenin yetmediği mesafeler için esnaftan bir bisiklet toplatıp İTÜ öğrencilerinin geliştirdiği elektrikli bisiklet dönüşüm setini almayı düşünüyorum. Bari paramız kendi gençlerimize gitsin Çinlilere değil :)
 
  • Beğeni
Tepkiler: Awacs
Geçmiş olsun. Çok dolmuşsunuz belli.

Pandemi en azından bazı şeyleri yeniden düşünmemizi sağladı. İşi arabasıyla olanları tenzih ediyorum, arabaya bu kadar bağlı olmadığımızı gördük. Bisiklet çok güzel bir örnek. Yürüyerek 20 dk, bisikletle 10 dk sürecek yolu arabayla yarım saatin üstünde giderek kendi stresimizi kendimiz yaratıyoruz. Durk-kalk trafikten sıkıldığımız için içimizdeki "apaçi" ilk bulduğu fırsatta açığa çıkıyor. Yeni rotalar keşfetmek ve şehirden kaçmak hep bu stresten uzaklaşma arzusundan geliyor. Ben artık arabaya o kadar binmiyorum. Hatta kullanmadığım zamanlarda arabayı örtmeyi düşünmeye başladım. Eğer örtüyü kaldıracak zahmete gireceksem hakikaten araba lazımdır. Yürümenin yetmediği mesafeler için esnaftan bir bisiklet toplatıp İTÜ öğrencilerinin geliştirdiği elektrikli bisiklet dönüşüm setini almayı düşünüyorum. Bari paramız kendi gençlerimize gitsin Çinlilere değil :)
Hocam bunlar sadece 1.5 yıllık șoförlük hayatımda yașadıklarım. Bir ay olmadı daha bisiklet alalı, daha geçen hafta 1 günde 100 kilometre yol yaptım bisikletle. Bisiklet konusundaki fikriniz çok mantıklı bu arada, kendi gençlerimizin önünü açmak lazım. 🙃

Geçenlerde bisiklet sürerken trafiğe denk geldim, araçlardan geçip gidiyorum bisikletle. 5 kilometre yol 15-20 dakikada rahatlıkla gidilebiliyor, üstelik park derdi de yok.

Son olarak hakikaten dolmușum, bıktım usandım artık. Her gün ayrı bir stres.
 
  • Beğeni
Tepkiler: HaniBanaDemiş
Ben trafikten yıldığım için işe arabayla değil servisle gidiyorum. Trafiği ben çekeceğime servisçi çeksin kafasındayım. Serviste de ya uyuyorum ya da evden çıkmadan 3 - 4 bölüm dizi indirip izliyorun Netflix’ten.
 
  • Beğeni
Tepkiler: BorgaXxX
Geçmiş olsun. Sürtme olayı insanı gerçekten stres sahibi yapan ve "ya kapalı garajım olsun ya da çizilince üzülmeyeceğim bir araba" dedirten bir sıkıntı. Artık araba park ederken "acaba hangi arabanın sahibi kapıyı açarken dikkat eder?" ya da "buraya park etsem yandaki dar alana araba girmeye çalışır mı?" gibi sorular bir yerde sinir bozucu olmaya başlıyor.

Bisikletin benim için anlamı dizel arabayla birleşince daha da artıyor. Arabanın ısınmayacağı uzaklıklar bisiklet için ideal oluyor(3-4 km maksimum). Hem bisiklete binmiş oluyorsun, hem motor bir soğuk döngüden daha kurtulmuş oluyor. Bir de bisiklette mekanik kusursuzluk hissini almak daha ucuz ve daha kolay.

Ceza konusunda da gerçekten şehir içinde bazı hız sınırları ve trafik ışıkları trafiği rahatlatmak için değil üretmek için ayarlanmış. 2 Km yolda 4 ışık koymuşlar 4 ünde de kırmızıya yakalanıp 4 ünü de bekliyorsun. Başka bir yolda tapagaz gidersen ışığı yakalıyorsun, yavaş gidersen 55 saniye ışık. Biri 20 ile gitmeyi teşvik ediyor diğeri şehir içinde 100 kmh nin üstüne çıkmayı. Garip garip işler.
 
İstanbul'da Kırmızı ışıkta durarak ceza yediğimi bilirim. Ambulansa yol vermek için en öndeyken arabamı biraz ileri yaya geçidi çizgilerinin üstüne doğru aldım ki arkamda yol açılsın ambulansa geçecek yer açılsın... Önümdeki 3-4 araba gibi kırmızıda geçip gitseydim, yaya geçidinin üstünde durarak kırmızı ışık ihlalinden ceza yemeyecektim belki.
O cezayı gördüğüm gün trafik cezalarındaki adalete inancımı yitirdim. Bir de çizdiler mi üzülmeyeceğim boya kaporta kondisyonuna sahip arabam var. Bu şekilde kafam daha rahat oluyor. =)
Bisikleti ben de aldım ama gün yüzü göremedim daha, görünce daha sık kullanacağım =)
 
IMG_20210422_213206.png

Aklıma direkt bu geldi :)
Gerçekten haklısınız, otomobili korumak bir takıntı haline geliyor bir süre sonra. İnsan kalitemiz, hayat kalitemiz, alım gücümüz genel olarak düşük.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Evime çok yakın bir caddede büyüdüğüm bir caddede ehliyetsizken araba kullanıyordum polis çevirdi poliste ehliyetin yok birisine vurursan ne olucak falan anlattı bende o zaman tabi ehliyet sınavımı geçtim hatta o lisans tarzı bir şey var onuda alıcaktım sonra nüfus müdürlüğünden çıkartıcaktım 1 haftaya ama yok dinlemedi ikibin TL bana ikibin TL babama yapıştırdı cezayı. O günden beri yasaklar dâhil bir kere bile polis çevirmedi.

Babam İstanbul'dan Giresun'a ordan Trabzon-Gümüşhane'ye gitti gelişiyle beraber bu hafta 4-5 tane ceza geldi herbiri 300 TL. Muğla'ya gittik geldik ordan 700 küsür TL radar cezası :D