Çok fazla yolda kaldım. Dahası, arabası yolda kalan beni çağırırdı.
Aklımda kalan birkaç tanesini paylaşayım.
Ben küçükken 1963 Taunus P3 tek kapı arabamız vardı. Sık sık yolda kalırdı, babam da onarırdı. Bir tanesinde katkım var. Kuru camda silecek çalıştırdım. Akşamına eve dönüş yolunda yağmur yağarken silecekler bozuldu. yolda tam kalma sayılmaz ama zorladı tabii
Sene 2003 Ocak ya da Şubat, yerlerde kar var ama hava yağmurlu en pisinden bir hava. Rahmetli dayımın 98 Şahin'i. Vefatından sonra mahkemelik, bizde duruyor. Ruhsata işlenmemiş lpg'sini geriye söktürmüşüz benzin ile kullanıyoruz ama 5 yaşında bir araba ancak bu kadar çökebilir. Anasını ağlatmışlar. Gaz yemiyor, titriyor, çekiyor vs.vs. Bir sabah babamla çıktık saatli bir iş için Karamürsele belki 50km'lik yola gideceğiz. Giderken hoppp... Aniden hararet yapmaya başladı. Açtık baktık, su yok. Benim bir arabayı susuz bırakma ihtimalim sıfır. Kesin bir sıkıntı var ama ilk etapta su bulmamız lazım. 5dk.da bir durup su doldurarak öğlene ancak gittik. Sonra dönüşü de aynı, 3-5dk.da bir yolda kalıyoruz... Babam takım elbisesini kirletmesin diye inip su arama işleri sürekli bende. İmanım gevriyor Dönüşte artık canım bitti, o zamanlar da arabalarla ilgiliyim, o kadar yorgunluğumun karşılığında dedim yol üstündeki Ford bayiine uğrayalım, yeni Fiesta çıkmış ona bakayım, olur dedi. Biz fokur fokur Şahin ile Ford bayiine girdik. Bir şekilde o akşam babama 0 km 2003 model Fiesta Ghia satıldı
Sanırım 2005 civarları. O Fiesta ile bir uzun yola çıkışımızda bakımla birlikte lastiklerini de değiştirdik yolumuzun üstü serviste, devam edeceğiz. Yola çıktık. Düz yolda araba geziyor. Bu lastikler dandik çıktı derken pattt biri patladı. Haydi dolu bagajı boşalt, stepneyi tak filan devam... Bir süre sonra pattt 2. lastik de patladı. O zamanlar şehirler arası yolların çoğu şimdiki gibi bölünmüş yol değil, tek gidiş tek geliş var ve emniyet şeridi bile yok. Zifiri karanlık bir yerde kaldık. 1-2 saat lastikçi bulana kadar jant üstü yavaş yavaş gittik mecburen. Lastikçi bir baktı lastiklere 45psi civarı saçma bir hava basılmış serviste. Dönüşte o servise gidip bayağı bir uğraştık.
Üniversitedeyim, ev sahibemin yatan bir Lada Vega'sı var. Ben ilk kez bir arabadan nefret ettim. O da o arabadır. Yattığı yerde az onarımını yapmadım. Altı yüksekti, ben de nispeten inceydim, defalarca yatıp egzozunu bile onardım. Neyse, bir yaz staj zamanı anket yapmamız lazım. Şansıma oturduğum ilçede yapıyoruz o yaz stajı. o kadar uğraşıyorum, rica ettim, arabasını ilçe içerisinde kullanmam için verdi. Arabayla biraz gidip park edip kapı kapı gezip anket yapıyoruz, yaz sıcağında bayağı bir kolaylaştırmıştı işimizi. Sonra bir yerde durmuşum çalıştıracağım, fren pedalı bir garip geldi. Lann dedim... Çalıştırdım, arabayı hareket ettirdik, baktım daha 2. vitese takmadan fren tutmaz oldu. HAYDAAA... Neden haydaaa? Çünkü el freni de yok, bagajda taşla geziyorum.
Erken ayıldım aynı yere bıraktım ve yürüyerek sanayiye gittim, bi ustayla geldim. Altına eğilip bir baktık fren hortumu patlamış frrk frrk hirdolik fışkırtıyor. Napacaz dedim, gel dükkana dedi usta. Dedim bunun için mi çağırdım seni? Değişmedi tabii sonuç. Frensiz bol bayırlı sokaklardan sonra ana yolu geçip sanayiye gitmeyi başardım. Onardılar, o şekilde götürdüm bıraktım arabasını.
Yine üniversitedeyim. Memleketten arkadaşlar geldi, sınavları filan var. Uygun fiyatlı bir Clio Symbol kiraladık 1.4 lpg'li. Ama araba perişan. Airbag patlamış göbeği perçinle tutturulmuş filan o halde :'D Ama fiyatı uygun napalım... Arkadaşı sınava götürdük sağ salim. Çıkışında İzmir'in hiç bilmediğim bir yerlerinde yolda kaldık hararetten. Yapacak bir şey yok. Arabada su filan da var ama hararet yapıyor, o hararetle su da bitti zaten. Aradım adamı, diğer kiralık aracı olan benzinli Accent'i getirdi bize verdi, sonra kendisi usta çağırıp götürmüş sanayiye devirdaim pompası bozulmuş. Motorunu kurtarmış olduk adamın. Gerçek anlamda yolda kalıp ilerleyemediğim tek hikaye budur.
Benim arabayla da 2 vukuat var. Birinde evde kaldım gibi oldu aslında yolda değil, bir cumartesi sabahı arabaya bindim akü yok.
E bir gün önce cayır cayır sorunsuz çalışıyordu bu araba... Neyse, babamı çağırdım, takviye kablom ondaydı. Geldi takviye yaptık çalıştırdık arabayı, ama bir sıkıntısı var belli, cam açıp kapatmadan, sinyal bile yakamadan sanayiye kadar 10km yol gidebildi garibim. Şarj dinamosu, gergi kasnağı, v kayışı, akü hep beraber değişti. Gergi kasnağı arızası geri kalanı da yemiş.
Diğer vukuatım da geçen yaz uzun yolda Susurluk-M.kemalpaşa arasında oldu. ışıklardan çıktık, vitesler 1-2-3-4-5 iyi, sonra ileride baktım yol çalışması var, 4'e aldım, 50-60 gidiyoruz tek şerit, sonra tekrar ana yola çıktık, gazı verdim sonra 5'e takacam, bir baktım debriyajın altı boşalmış. Sadece yayı sayesinde pedal üstte duruyor. Kenara çektim. @motorsinann ı filan da aradım hatta sağolsun teşhisi telefonda bile doğru koydu. debriyajsız Mustafakemalpaşa'ya kadar gittik sanayiye, tam da iftar vakti, orada iftar sonrasına kadar bekledik ustayı. Evinden kalktı geldi baktı, o da aynı şeyi söyledi. Debriyaj alt merkezi dağılmış. Ama küçük bir sıkıntı var, parça bulamadı ilçede. E ertesi gün işimiz var yol almamız lazım, abi dedi devri tutturup debriyajsız gideceksin artık...
250km kadar yolu debriyajsız geldim, arabayı bahçeye debriyajsız park ettim. Şanzımana zeval getirmeden bunu da atlatmış olduk 
Sayılır mı bilmem de, bir kez de efetur otobüsüyle Gemlik civarlarında yolda kaldık. Daha doğrusu yağmurlu soğuk fırtınalı bir kış gecesi havalandırması bozuldu. Sonra zorunlu olarak bir süre sonra kendimizi yağmurlu havaya rağmen otobüsten dışarı atarak Kocaeli'den başka otobüsün gelmesini bekledik.
Bir kere de uçak pistte hareket ettikten sonra kalkıştan önce bozuldu, o son hızlanmayı yapmadan durduk, başka uçağa geçtik. Sonuçta arıza tekerlekler yerdeyken oldu, buraya yazabiliriz

Ben küçükken 1963 Taunus P3 tek kapı arabamız vardı. Sık sık yolda kalırdı, babam da onarırdı. Bir tanesinde katkım var. Kuru camda silecek çalıştırdım. Akşamına eve dönüş yolunda yağmur yağarken silecekler bozuldu. yolda tam kalma sayılmaz ama zorladı tabii

Sene 2003 Ocak ya da Şubat, yerlerde kar var ama hava yağmurlu en pisinden bir hava. Rahmetli dayımın 98 Şahin'i. Vefatından sonra mahkemelik, bizde duruyor. Ruhsata işlenmemiş lpg'sini geriye söktürmüşüz benzin ile kullanıyoruz ama 5 yaşında bir araba ancak bu kadar çökebilir. Anasını ağlatmışlar. Gaz yemiyor, titriyor, çekiyor vs.vs. Bir sabah babamla çıktık saatli bir iş için Karamürsele belki 50km'lik yola gideceğiz. Giderken hoppp... Aniden hararet yapmaya başladı. Açtık baktık, su yok. Benim bir arabayı susuz bırakma ihtimalim sıfır. Kesin bir sıkıntı var ama ilk etapta su bulmamız lazım. 5dk.da bir durup su doldurarak öğlene ancak gittik. Sonra dönüşü de aynı, 3-5dk.da bir yolda kalıyoruz... Babam takım elbisesini kirletmesin diye inip su arama işleri sürekli bende. İmanım gevriyor Dönüşte artık canım bitti, o zamanlar da arabalarla ilgiliyim, o kadar yorgunluğumun karşılığında dedim yol üstündeki Ford bayiine uğrayalım, yeni Fiesta çıkmış ona bakayım, olur dedi. Biz fokur fokur Şahin ile Ford bayiine girdik. Bir şekilde o akşam babama 0 km 2003 model Fiesta Ghia satıldı

Sanırım 2005 civarları. O Fiesta ile bir uzun yola çıkışımızda bakımla birlikte lastiklerini de değiştirdik yolumuzun üstü serviste, devam edeceğiz. Yola çıktık. Düz yolda araba geziyor. Bu lastikler dandik çıktı derken pattt biri patladı. Haydi dolu bagajı boşalt, stepneyi tak filan devam... Bir süre sonra pattt 2. lastik de patladı. O zamanlar şehirler arası yolların çoğu şimdiki gibi bölünmüş yol değil, tek gidiş tek geliş var ve emniyet şeridi bile yok. Zifiri karanlık bir yerde kaldık. 1-2 saat lastikçi bulana kadar jant üstü yavaş yavaş gittik mecburen. Lastikçi bir baktı lastiklere 45psi civarı saçma bir hava basılmış serviste. Dönüşte o servise gidip bayağı bir uğraştık.
Üniversitedeyim, ev sahibemin yatan bir Lada Vega'sı var. Ben ilk kez bir arabadan nefret ettim. O da o arabadır. Yattığı yerde az onarımını yapmadım. Altı yüksekti, ben de nispeten inceydim, defalarca yatıp egzozunu bile onardım. Neyse, bir yaz staj zamanı anket yapmamız lazım. Şansıma oturduğum ilçede yapıyoruz o yaz stajı. o kadar uğraşıyorum, rica ettim, arabasını ilçe içerisinde kullanmam için verdi. Arabayla biraz gidip park edip kapı kapı gezip anket yapıyoruz, yaz sıcağında bayağı bir kolaylaştırmıştı işimizi. Sonra bir yerde durmuşum çalıştıracağım, fren pedalı bir garip geldi. Lann dedim... Çalıştırdım, arabayı hareket ettirdik, baktım daha 2. vitese takmadan fren tutmaz oldu. HAYDAAA... Neden haydaaa? Çünkü el freni de yok, bagajda taşla geziyorum.

Yine üniversitedeyim. Memleketten arkadaşlar geldi, sınavları filan var. Uygun fiyatlı bir Clio Symbol kiraladık 1.4 lpg'li. Ama araba perişan. Airbag patlamış göbeği perçinle tutturulmuş filan o halde :'D Ama fiyatı uygun napalım... Arkadaşı sınava götürdük sağ salim. Çıkışında İzmir'in hiç bilmediğim bir yerlerinde yolda kaldık hararetten. Yapacak bir şey yok. Arabada su filan da var ama hararet yapıyor, o hararetle su da bitti zaten. Aradım adamı, diğer kiralık aracı olan benzinli Accent'i getirdi bize verdi, sonra kendisi usta çağırıp götürmüş sanayiye devirdaim pompası bozulmuş. Motorunu kurtarmış olduk adamın. Gerçek anlamda yolda kalıp ilerleyemediğim tek hikaye budur.
Benim arabayla da 2 vukuat var. Birinde evde kaldım gibi oldu aslında yolda değil, bir cumartesi sabahı arabaya bindim akü yok.

Diğer vukuatım da geçen yaz uzun yolda Susurluk-M.kemalpaşa arasında oldu. ışıklardan çıktık, vitesler 1-2-3-4-5 iyi, sonra ileride baktım yol çalışması var, 4'e aldım, 50-60 gidiyoruz tek şerit, sonra tekrar ana yola çıktık, gazı verdim sonra 5'e takacam, bir baktım debriyajın altı boşalmış. Sadece yayı sayesinde pedal üstte duruyor. Kenara çektim. @motorsinann ı filan da aradım hatta sağolsun teşhisi telefonda bile doğru koydu. debriyajsız Mustafakemalpaşa'ya kadar gittik sanayiye, tam da iftar vakti, orada iftar sonrasına kadar bekledik ustayı. Evinden kalktı geldi baktı, o da aynı şeyi söyledi. Debriyaj alt merkezi dağılmış. Ama küçük bir sıkıntı var, parça bulamadı ilçede. E ertesi gün işimiz var yol almamız lazım, abi dedi devri tutturup debriyajsız gideceksin artık...


Sayılır mı bilmem de, bir kez de efetur otobüsüyle Gemlik civarlarında yolda kaldık. Daha doğrusu yağmurlu soğuk fırtınalı bir kış gecesi havalandırması bozuldu. Sonra zorunlu olarak bir süre sonra kendimizi yağmurlu havaya rağmen otobüsten dışarı atarak Kocaeli'den başka otobüsün gelmesini bekledik.
Bir kere de uçak pistte hareket ettikten sonra kalkıştan önce bozuldu, o son hızlanmayı yapmadan durduk, başka uçağa geçtik. Sonuçta arıza tekerlekler yerdeyken oldu, buraya yazabiliriz
