Ford modellerinin yol tutuşları hakkındaki düşünceleriniz

[MUE]

Ford C Max 1.6 TDCI MK1 makyajlı 2011 modelini, Falken ze310 205 50 17 ile kullanıyorum.

Konu yol tutuş ama biraz konforundan bahsedeyim. 17 inç jant ile ne kadar konforlu olabilirse o kadar konforlu bence. Ghia ların 205 55 16 olan modelleri yumuş yumuştur eminim. Bazen 16 ya düşmek istiyorum, ama o sürüş hissi kayıp olur diye ve görünüm de çok iyi durduğu için vazgeçiyorum. Belki kışlık için bir takım 16 jant alabilirim ilerde. Yollar çok bozuk cidden.

Aracın, yazın kışlık lastikleriyle bile yol tutuşu güzel. Falken e geçince çok daha iyi oldu. Virajlar da zorluyorum bazen, çok saçma bir hareket yapmadıkça kaymıyor. Ama bir kere arkayı baya kopardım ve çok tehlikeliydi. Gece kış günü, kışlık lastikler ile oldu bu durum. Yollar temiz kuru idi. Touge nin virajları gibi, yokuş aşağı dar virajlı yollardan aşağı inerken, hızımı biraz fazla kaçırmıştım. Freni mi yapıp, virajı almaya başladım. Apex e erken girmiştim, daha genişten almam gerekiyordu ve hızım bi çıt fazlaydı. Baktım bariyer bana bakıyor, ben ona bakıyorum. Ki onun ardı da uçurum. Kafadan kayacak bu dedim. Ayağım ara ara hafif gaz pedalında geziyordu. Dönemeyeceğimi anlayınca, hafif frene basıp ayağımı çektim. Bu yapılmaması gereken bir durum aslında. Özelikle espsiz bir araçta. Ama o an benim yapacak başka bir şeyim yok gibiydi. Ve ek olarak, onu yapınca aracın kayacağını ön görmüştüm. Yokuş aşağı inilen bir yol, dolayısıyla ağırlık merkezi direk öne geçti. Ve fazla geçmeden, sessiz sedasız arka taraf, yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Ben de aynı şekil de kontra vererek devam ettim. Ve hiç sarsılmadan geri çizgiye oturduk. Bu kontra mevzusu gecikmesiz oldu. Yani şasi çok başarılı. O an biraz şaşırmıştım ve kalp atışım yükselmişti. Sanki her zaman yaptığım bir şeymiş gibi, kontra vererek topladım. Bu aracın ne kadar hissiyatlı olduğunu gösteriyor bence.
Bu sefer yaz ayındayız. Araba full dolu.(donanım değil full+full olmasını isterdim. Hepsinden ikişer tane yükle babam) Lastik basınçlarım 35 e 37. Otoyol ayrımına girecektim, biraz geç fark ettim. Viraj için de ki hızım sanırım 60 kmh civarıydı. Viraj dar ve sert miş. Bunu girince gördüm. Mecbur frene basacağız. Dozajı artırarak frene bastım. Yani, arabada herkes sustu, araç konuştu. Hiç istifini bozmadan yavaşladık. Az şöyle arkayı bozayım, kafadan kayayım sıfır. Lastiğin büyük önemi vardı o durumda ve yine mekanik tutuş konuşturdu kendini. Orada, az yakan çok kaçan cinsten, halk dostu bir arabalar olsaydı. Kaldırım ile öpüşüp alt takımı yok etmiştik. Belki de takla atmıştık.

Virajlı dağ yollarında da çok kullandım. Gayet başarılı bir sürüşü var. Direksiyon tepkisi üst model kardeşlerine göre başarılıdır diye düşünüyorum. Çünkü üst model kullanmadım. Test videosunu izlediğimde de, "sapına kadar elektrikli" yorumu vardı. Ama direksiyon hisli. Sport modda ağırlığı falan güzel.

Tecrübelerimden bahsederek anlatmaya çalıştım. Bu ikinci arabam. İlk acemilik arabam, 2005 symbol idi. Zamanla onunda limitlerini aştım. Çok fazla tecrübem yok yani. Genel olarak 25-30 bin km yaptım toplamda. Bu arada symbol kullanırken, düz de artislik yapanlar, genel de virajda frene basıyordu. Bende tabi virajda cevabını veriyordum. Ve tekrar söylemek istiyorum. Sürüşünüzü geliştirmek istiyorsanız, simülasyon ilacı. Bir gün piste de çıkmayı çok istiyorum. Simülasyonda İstanbul park da yardıra yardıra gitmek kolay. Gerçekte de çıkıp, görmeyi çok istiyorum. Nordschleife zaten hayalimiz Konu biraz uzadı kusura bakmayın. Ford iyidir.

 

[Cenk]

Mesela Opel de yol tutuşa önem veren bir marka hatta yeri gelir bazı arabaları yol tutuş olarak daha iyidir ama Opellerde hiç bir zaman Ford un sürüş deneyimi olmaz.

Astra K'yı kullanmıştım. Aynı güzergahta aynı viraja benim mk3,5'a göre yaklaşık 10-15 kmh daha yüksek hızla girebilmiştim. K kasanın gövde salınımı mk3,5'a göre daha az. Bu sebeple viraj limiti hız olarak biraz daha yüksek. Direksiyon tepkisi de j kasaya göre oldukça geliştirilmiş. Mk3,5 ile arasındaki fark şurada çıkıyordu; K kasayı virajda limitine getirdiğin vakit önce hafif kafadan açıyor, sonra 4 teker halinde açılıyor. Tabi yüksek hızlarla bunu yapmak gerekiyor. Mk3,5'da da virajda limiti aştığın zaman K kasadan farklı olarak direksiyonu viraj içine hafif hızlı kırdığın anda araç arkayı biraz açıp yola oturuyor. Baktığında en baştan beri anlatmak istediğim Ford'lar viraj limitlerinde hep üst sırada olmak için üretilmiyor. Daha çok tepkili sürüş verebilmek için uğraşıyor.

 

[Mt.Akina]

Evet, Ford’ların yol tutuşu başarılı ve böyle olarak da pazarlıyorlar(dı).BMW nin nasıl kendine göre pazarlama stratejisi varsa “The Ultimate Driving Machine” gibi Ford’un da kendine göre sloganları tam manasıyla Avrupa Fordları piyasaya girmeye başladığından beri mevcut.

Fakat yeni yeni çıkan trendler ve pazara hakim olan aracın farklı trendleri hedeflemesi dolayısıyla artık yeni Fordlar da bu konuda gerilemeye başlamıştır.En son Focus’ta keza altyapıdan ellerini eteklerini çektiler.İleride her şey olur, olabilir, boynuz kulağı geçer farklı markaları telaffuz ederiz.

Ben genelde Ford’ları non-premium BMW’si olmaya çalışmakla atfederken, sırasıyla Opel’leri ve VW’leri ise non-premium Mercedes veya Audi’leri olmaya çalışmakla atfederim, geçmişteki modellerini incelerseniz her iki markada(Opel-Ford) Avrupa’da yer edinmek için bu premiumları her zaman taklit etmişlerdir, fakat farklı yönlerle.

 

[Cenk]

Fakat yeni yeni çıkan trendler ve pazara hakim olan aracın farklı trendleri hedeflemesi dolayısıyla artık yeni Fordlar da bu konuda gerilemeye başlamıştır.En son Focus’ta keza altyapıdan ellerini eteklerini çektiler.İleride her şey olur, olabilir, boynuz kulağı geçer farklı markaları telaffuz ederiz.

Yalnız şöyle bir durum var; insanlar belli ki bunu pek araştırmıyor Türkiye paketinden dolayı. Güncel mk4'ün altyapısında gerileme mevcut değil. İnsanlar sadece torsiyona bakıp gerileme var diyorlar ama benzinli modelleri bizim ülkemize gelmediği için durum böyle. Bugün St-line 1.5 ecoboost 180 hp double wishbone süspansiyonlu Mk4'ün sürüş hissini verebilecek standart bir C segment araç yok şuan piyasada o kadar net söylüyorum. Hele ki st-line ve sıkı süspansiyonlar + 18 jant 45 yanak lastikle bu araçta öyle bir direksiyon hissiyatı var ki milimetrelik yönlendirmelere bile tepki verebiliyor bu kombinasyonla. 2010 model Fiesta'dan sonra bir Ford'da sürdüğüm en direkt tepkilere sahip direksiyondur diyebilirim. Üstelik bununla beraber gayet yeterli konfor da sunuyor. Yani araç masa gibi konforu hiç etmişler de demiyorsun.

Torsiyonlu konuya dönersek; ben torsiyon sevmem. Asla onaylamam. Param olsa da almam. Bu bir geriye gidiş midir ? Kesinlikle öyledir. Ama bugün mk4'ün torsiyonlu versiyonunun sunduğu sürüş zevkini bile sunamayan bağımsız süspansiyonlu modeller mevcut piyasada. Üstelik sayıları da hiç az değil. Şimdi insanlar gücenmesin diye marka model veremiyorum. Dolayısıyla torsiyon konusu marka içinde bir geriye gidiştir. Bazı rakipleri arasında da bir geriye gidiştir. Ama çoğu rakibi arasında geriye gidiş değildir.

 

[Mt.Akina]

Yalnız şöyle bir durum var; insanlar belli ki bunu pek araştırmıyor Türkiye paketinden dolayı. Güncel mk4'ün altyapısında gerileme mevcut değil. İnsanlar sadece torsiyona bakıp gerileme var diyorlar ama benzinli modelleri bizim ülkemize gelmediği için durum böyle. Bugün St-line 1.5 ecoboost 180 hp double wishbone süspansiyonlu Mk4'ün sürüş hissini verebilecek standart bir C segment araç yok şuan piyasada o kadar net söylüyorum. Hele ki st-line ve sıkı süspansiyonlar + 18 jant 45 yanak lastikle bu araçta öyle bir direksiyon hissiyatı var ki milimetrelik yönlendirmelere bile tepki verebiliyor bu kombinasyonla. 2010 model Fiesta'dan sonra bir Ford'da sürdüğüm en direkt tepkilere sahip direksiyondur diyebilirim. Üstelik bununla beraber gayet yeterli konfor da sunuyor. Yani araç masa gibi konforu hiç etmişler de demiyorsun.

Torsiyonlu konuya dönersek; ben torsiyon sevmem. Asla onaylamam. Param olsa da almam. Bu bir geriye gidiş midir ? Kesinlikle öyledir. Ama bugün mk4'ün torsiyonlu versiyonunun sunduğu sürüş zevkini bile sunamayan bağımsız süspansiyonlu modeller mevcut piyasada. Üstelik sayıları da hiç az değil. Şimdi insanlar gücenmesin diye marka model veremiyorum. Dolayısıyla torsiyon konusu marka içinde bir geriye gidiştir. Bazı rakipleri arasında da bir geriye gidiştir. Ama çoğu rakibi arasında geriye gidiş değildir.

Araştırmamak değil aslında demek istediğim gerileme şu paketi alırsan sandalye veririm bu paketi alırsan kanepe veririmi kapsıyor.Yani önceki Focus kasalarında bunu yapmayıp güncel olan da bunu yapıyorlarsa Türkiyeden bağımsız olarak da geriye gidiş olarak yorumlarım maalesef.

Diğer konuya gelince de evet, torsiyonlu da olsa hala Ford geleneklerini devam ettirmeye çalışıyorlar sanırım.

 

[Cenk]

Araştırmamak değil aslında demek istediğim gerileme şu paketi alırsan sandalye veririm bu paketi alırsan kanepe veririmi kapsıyor.Yani önceki Focus kasalarında bunu yapmayıp güncel olan da bunu yapıyorlarsa Türkiyeden bağımsız olarak da geriye gidiş olarak yorumlarım maalesef.

Diğer konuya gelince de evet, torsiyonlu da olsa hala Ford geleneklerini devam ettirmeye çalışıyorlar sanırım.

O kısım zaten doğru. Ben yıllardır Ford kullanan biri olarak pakete göre altyapı kalitesi değişen araç istemem. Yadırgarım ve satın da almam. Bu benim için de bir geriye gidiştir. Ama biz petrolhead'lere rahatsızlık vereceği en büyük kriteri değişen üretim anlayışından ziyade ülkenin içinde bulunduğu durumdur. Şimdi fiyatlarımız normal seviyelerde olsa, markalar her aracını, her kombinasyonla getiriyor olsa, bugün 1.5 180 hp HB St-line 8 ileri tam otomatik gırtlak dolu bir Mk4'ü 80-100 bin lira gibi bir paraya alabiliyor olsak, iç-dış tasarım, zevk v.s gibi konular haricinde sürüş isteyen adamın yine tercih edeceği ya da gidip bakmak isteyeceği bir model olarak karşımızda olacaktı. Bu sefer şu pakette bu süspansiyon, bu pakette bu süspansiyon konusu bize pek batmayacaktı. Ama şuan ki fiyatlar ve otomobil piyasası dahilinde mk4'ün durumu benim gözüme çok daha fazla batıyor. Tıpkı bizim gibi sürüş meraklısı insanların da gözüne daha fazla battığı gibi.

 

[CesurAkçin]

Focus bir ara çok kullandım hem yeni kasa hem eski kasa yol tutuş filan iyiydi ama beni çok kazadanda kurtarmıştır

 

[Rs seko]

fiesta focus 2.5-3-3.5 dizel hb olarak hepsine sahip oldum mondeo kullanıyorum makamda focus bir başka arka lastiklerden cayırtı gelip aha şimdi kopacak dediğim zamanlarda bile kopmadı focus mca 3.5 mondeo diğer rakiplerine göre bariz serttir onun içinde daha iyi yol tutar rakiplerine göre genel olarakta fordun direksiyon hissiyatı güzeldir hislidir ...bağımsız süspansiyon güzel şey ...

 

[Otto Çevrimi]

Astra K'yı kullanmıştım. Aynı güzergahta aynı viraja benim mk3,5'a göre yaklaşık 10-15 kmh daha yüksek hızla girebilmiştim. K kasanın gövde salınımı mk3,5'a göre daha az. Bu sebeple viraj limiti hız olarak biraz daha yüksek. Direksiyon tepkisi de j kasaya göre oldukça geliştirilmiş. Mk3,5 ile arasındaki fark şurada çıkıyordu; K kasayı virajda limitine getirdiğin vakit önce hafif kafadan açıyor, sonra 4 teker halinde açılıyor. Tabi yüksek hızlarla bunu yapmak gerekiyor. Mk3,5'da da virajda limiti aştığın zaman K kasadan farklı olarak direksiyonu viraj içine hafif hızlı kırdığın anda araç arkayı biraz açıp yola oturuyor. Baktığında en baştan beri anlatmak istediğim Ford'lar viraj limitlerinde hep üst sırada olmak için üretilmiyor. Daha çok tepkili sürüş verebilmek için uğraşıyor.

Opeller genellikle direksiyon girdisiyle arkayı bırakmıyor. Özellikle yeni nesilleri. Ford'a göre bir tık önden kaymaya tandanslı. Fakat eğlenmek istendiğinde viraj içi frenle arkayı bırakabiliyor. Biraz spesifik. Viraja girip caaart diye direksiyonu kırınca kafadan kayar Opel. Onu arkaya transfer etmek için biraz alışmak gerekiyor. Fakat VW kadar "tek düze ve sıkıcı" da diyemem.

Ford'la vw'in arasında bir yerde konumlandığını söyleyebilirim. Nispeten yüksek hızlarda bir anda değil ama orta ayarda bir hızla direksiyon kırdığında, D segmenti koca cüsseli insignia bile arkayı oyuna dahil ederek dönüyor. Bu manevrada "arkası kayıyor" diyemem, fakat arkanın önü takip isteği oldukça var. B6 passat tecrübem var epey mesela. O arabanın arka lastikleri sanki yok gibi. Sürüşle bir alakası yok yani. Ne oluyorsa önde oluyor.

 

[Cenk]

Opeller genellikle direksiyon girdisiyle arkayı bırakmıyor. Özellikle yeni nesilleri. Ford'a göre bir tık önden kaymaya tandanslı. Fakat eğlenmek istendiğinde viraj içi frenle arkayı bırakabiliyor. Biraz spesifik. Viraja girip caaart diye direksiyonu kırınca kafadan kayar Opel. Onu arkaya transfer etmek için biraz alışmak gerekiyor. Fakat VW kadar "tek düze ve sıkıcı" da diyemem.

Ford'la vw'in arasında bir yerde konumlandığını söyleyebilirim. Nispeten yüksek hızlarda bir anda değil ama orta ayarda bir hızla direksiyon kırdığında, D segmenti koca cüsseli insignia bile arkayı oyuna dahil ederek dönüyor. Bu manevrada "arkası kayıyor" diyemem, fakat arkanın önü takip isteği oldukça var. B6 passat tecrübem var epey mesela. O arabanın arka lastikleri sanki yok gibi. Sürüşle bir alakası yok yani. Ne oluyorsa önde oluyor.

Opel sahipleri muhakkak daha detayli biliyor suruslerini. Ben onceki kasa corsa, astra j ve k kullandim. Diger ikisi haric k kasa test araciydi. Haliyle oyle farkli surus varyasyonlari deneyecegim bir ortam yoktu. Sadece bir kac keskin viraja yuksek hizla girerek araci deneme firsatim olmustu. Ama bir gun daha detayli denemek de istiyorum.

Aslen surus tepkisini de anlayabiliyorum. Diger Ford modellerinden farkli olarak Mk5'e kadar ki tum mondeo'lar da virajda hep inatla tutunma yanlisi. Ya cok sacma sapan hizlarla viraja girip direksiyonla araci illa bozacaksin ya da viraj icinde fren yapacaksin. Bozmak icin kararli davranmak gerekiyor. Focus oyle degil. Bozmak istersen her hizda cok rahat bozuluyor. Ama ilginc sekilde araba sanki seni okuyor. Cidden bozmak istedigin icin mi direksiyonu kiriyorsun yoksa acil bir durum var ondan mi kiriyorsun sanki anliyor. Bu durum bana hep enteresan gelmistir.

Ben Opellerin surusunu cok severim acikcasi. Ford sahibi olmasaydim muhtemelen bir mazda ya da opel sahibi olurdum.

 

[BorgaXxX]

Kendimde bir Focus Mk2 ve Fiesta Mk7.5 kullanıcısı olarak tarihin tozlu raflarından 2004 Yılı Top Gear Sezon 5 Bölüm 2 den bir kesit alıp yükledim. İngilizcesi yeterli olmayanlar için çevireyim kısaca, bölümde Focus MK2 , Astra H ve Golf 5'i kıyaslıyor Richard Hammond. Focusun tek eksiğinin dış ve iç tasarımdaki sıkıcılığı olarak vurguluyor. Fakat sürüş dinamiklerinin ve direksiyon keskinliğinin MK1 kasa'ya göre daha iyi bir hal aldığını, Astra ve Golf'un sürüş dinamiği olarak Focus'a yaklaşamadıklarını belirtiyor. Son olarakta sıradan bir günde sıradan bir zamanda yüzüne gülücük açtıran tek aracın Focus olacağını söylüyor.

 

[bt]

Kendimde bir Focus Mk2 ve Fiesta Mk7.5 kullanıcısı olarak tarihin tozlu raflarından 2004 Yılı Top Gear Sezon 5 Bölüm 2 den bir kesit alıp yükledim. İngilizcesi yeterli olmayanlar için çevireyim kısaca, bölümde Focus MK2 , Astra H ve Golf 5'i kıyaslıyor Richard Hammond. Focusun tek eksiğinin dış ve iç tasarımdaki sıkıcılığı olarak vurguluyor. Fakat sürüş dinamiklerinin ve direksiyon keskinliğinin MK1 kasa'ya göre daha iyi bir hal aldığını, Astra ve Golf'un sürüş dinamiği olarak Focus'a yaklaşamadıklarını belirtiyor. Son olarakta sıradan bir günde sıradan bir zamanda yüzüne gülücük açtıran tek aracın Focus olacağını söylüyor.

Yalnız üç aracın yol tutuşu da efsanedir. Hatta Focus viraj limiti konusunda ikisinin de gerisinde kalabilir. Ama direksiyon hissi ve burnun çevik yönlendirilme kabiliyeti dediğimiz zaman orada Focus Mk2 1 numara olmaya devam

 

[BorgaXxX]

Yalnız üç aracın yol tutuşu da efsanedir. Hatta Focus viraj limiti konusunda ikisinin de gerisinde kalabilir. Ama direksiyon hissi ve burnun çevik yönlendirilme kabiliyeti dediğimiz zaman orada Focus Mk2 1 numara olmaya devam

Doğrudur, diğer iki arabayı da kullanmadım yorum yapmam doğru olmaz. Ama Astraları çok övdüklerini duymuştum. Fakat Focus 3 ve Golf 6 ya geçtiğimizde Focus 3 için caranddriver sitesinin elde ettiği skidpad değeri 0.86g iken Golf için 0.83g'idi.

 

[Ugur]

Focus MK2 , Astra H ve Golf 5'i kıyaslıyor Richard Hammond. Focusun tek eksiğinin dış ve iç tasarımdaki sıkıcılığı olarak vurguluyor. Fakat sürüş dinamiklerinin ve direksiyon keskinliğinin MK1 kasa'ya göre daha iyi bir hal aldığını, Astra ve Golf'un sürüş dinamiği olarak Focus'a yaklaşamadıklarını belirtiyor. Son olarakta sıradan bir günde sıradan bir zamanda yüzüne gülücük açtıran tek aracın Focus olacağını söylüyor.

4.5 yılı aşkın bir süredir golf 5 temelli bir araba kullanıyorum ve şunu çok rahatlıkla diyebilirim ki golf 5 yol tutuş düşünülerek tasarlanmış bir araba. Limit ötesi tepkileri de, genel olarak karakteri de gerçekten olgun ve affedici. Arkayı getirme konusunda yani keyif faktörünü de yapabilen bir araba ama asıl işi bu değil gibi, hep yolu tutmak istiyor gibi bir karakter sergiliyor. Focuslar da hep arkayı getirmeyi seven arabalar oldular. Burada bir ayrım noktası var yani aslında.
Yani genel yorumum ikisi de gerçekten çok iyi yol tutan arabalar ancak arkayı getirme konusunda focus daha oyuncu.

Öte yandan astra h konusuna gelirsek de orada yorumum farklı. Astra h genel olarak yol tutuşu ortalamanın biraz üstünde olan bir araba ancak limit ötesine geçince gerçekten saçmasapan tepkiler verebiliyorlar. Bir arkadaşımla bunu bıçak sırtı olarak tanımlıyoruz, limite gelene kadar her şey iyi ve limit de iyi ancak limit ötesinde her şey birdenbire değişebiliyor. Opel de bu durumu astranın sonraki jenerasyonu olan j kasada limit ötesindeki saçmalamaları çözdü ki sınıf ortalamasında olan yol tutuşu sınıfın en iyilerinden biri haline geldi.

 

[bt]

Doğrudur, diğer iki arabayı da kullanmadım yorum yapmam doğru olmaz. Ama Astraları çok övdüklerini duymuştum. Fakat Focus 3 ve Golf 6 ya geçtiğimizde Focus 3 için caranddriver sitesinin elde ettiği skidpad değeri 0.86g iken Golf için 0.83g'idi.

Doğrudur. Zira sonraki jenerasyonlara geçildiğinde işler değişir. Golf geriye gitmeye başlarken (belki kağıt üstünde değildir ama his olarak öyle) Focus direksiyon hislerini EPAS ile öldürse de Control Blade arka süspansiyonla limit konusunda farklı bir seviyeye geçti.
Testteki araçların üçüyle de tecrübem var. Astra ve Golf'te direksiyon hareketlerini yavaş yapıp virajlara girerseniz yol tutuşlarının anormal seviyede olduğunu anlıyorsunuz. Golf'ü altımdaki Ford ile bire bir karşılaştırma imkanım da oldu. Önümde tren gibi döndüğü virajları limitim bittiği için yan yan takip edebilmiştim Bir sürü farklı Astra H aracı da bizzat sürdüm. Astra'da virajın hesabını önceden yapıp direksiyon hareketini ani olmayacak şekilde yaparsanız tam bir tren. Golf bir tık daha çevik ve en az Focus kadar dengeli. Focus ise virajda önünüze bir şey çıkarsa veya beklenmedik başka bir senaryo yaşanırsa en başarılı kaçış imkanını sunacak arabadır.

 

[Mt.Akina]

Golf 5’e sahibiz eskiden Focus 1’imizde Focus 2’miz de oldu. Golf 5 in limitleri gerçekten çok yüksek, keyif faktörü eksik, arkasını getiren oynak bir sürüşten daha ziyade yolumu tutayım derdinde ve gerçekten de bu konuda(Limit Sınırının Yüksekliği) konusunda o yıllarındaki segmentindeki araçların üstünde bence.


Biz petrolheadlerin sevdiği eğlence payı az, tren eğilimi mevcut virajlarda, fakat yüksek limiti olduğunu inkar edemem.

 

[Ugur]

Golf 5’e sahibiz eskiden Focus 1’imizde Focus 2’miz de oldu. Golf 5 in limitleri gerçekten çok yüksek, keyif faktörü eksik, arkasını getiren oynak bir sürüşten daha ziyade yolumu tutayım derdinde ve gerçekten de bu konuda(Limit Sınırının Yüksekliği) konusunda o yıllarındaki segmentindeki araçların üstünde bence.


Biz petrolheadlerin sevdiği eğlence payı az, tren eğilimi mevcut virajlarda, fakat yüksek limiti olduğunu inkar edemem.

Golf 5 için bence en güzel tanım; ciddi görev arabası. İşini iyi yapıyor, arkasını bıraksın dediğinde yapıyor ama asıl işi değil.

Focus da tam tersine keyif arabası, oradan oraya hoplayıp zıplayarak gidelim, arkayı tatlı bırakayım falan. Bizim için bu çok tatlı ve her zaman aklımızın bir köşesinde bir Ford olmasına sebep olan yegane durum ama bu durumu sevmeyen de çıkabiliyor.

 

[Mt.Akina]

Golf 5 için bence en güzel tanım; ciddi görev arabası. İşini iyi yapıyor, arkasını bıraksın dediğinde yapıyor ama asıl işi değil.

Focus da tam tersine keyif arabası, oradan oraya hoplayıp zıplayarak gidelim, arkayı tatlı bırakayım falan. Bizim için bu çok tatlı ve her zaman aklımızın bir köşesinde bir Ford olmasına sebep olan yegane durum ama bu durumu sevmeyen de çıkabiliyor.

Tabii ki herkesin yorumlaması farklı olur kimisi için aracın arkasının açılması korkutucu iken kimisi için keyif verici olabiliyor.Golf 5’i tasarlarken de böyle düşündüklerini söyleyebilirim ama ispat edemem .

Ben çok açmaya çalışmıyorum Golf’ün arkasını zaten araç da bunu istemiyor.Ailenin aracı uslu takılıyoruz onunla.

 

[Ugur]

Ben çok açmaya çalışmıyorum Golf’ün arkasını zaten araç da bunu istemiyor

Lift off yapılmadığı müddetçe yüksek hızlarda sahibini kurtarmak için arkayı bırakır, başka da yapmaz zaten

Ben çok açmaya çalışmıyorum Golf’ün arkasını zaten araç da bunu istemiyor.Ailenin aracı uslu takılıyoruz onunla.

Şu cümle de başlığı açan kişiye yönlendirici bir cümle Sierra ile eğlenip tutuşu iyi olsa bile golfle sakin gezmek durumu siearranın yani fordların sürüş keyfini kanıtlayan cümlelerden

 

[Mt.Akina]

Lift off yapılmadığı müddetçe yüksek hızlarda sahibini kurtarmak için arkayı bırakır, başka da yapmaz zaten

Şu cümle de başlığı açan kişiye yönlendirici bir cümle Sierra ile eğlenip tutuşu iyi olsa bile golfle sakin gezmek durumu siearranın yani fordların sürüş keyfini kanıtlayan cümlelerden

Yani biraz ayrı dünyaların aracı Sierra açısından bakılırsa.Örnek pek doğru olmayabilir .

Fakat Focus-Golf arasındaki keyif ayrımının bahsettiğim durum kadar gece gündüz farkı olduğunu düşünmüyorum.Dediğim gibi kimisi yüksek süratte o güveni almak aracın tepkilerinden bekler(Golf), kimisi de o güveni kendisinin(sürücünün) tepkilerini vermesini bekler(Focus).

Ama limit sınırı apayrı bir şey limitin tepesindeki veya yakınındaki hisler konusunda ayrışıyorlar sadece bence aradaki fark bu en özünde.

Golf’le mesela belki pistte emsal güçte Focus 2 den daha iyi süre yaparsın ama zevk vermez anlatmak istediğim konu o yani. Biz de profesyonel sürücüler olmadığımız ya da madalya almayacağımız için zevk hususu bence daha değerli bir kıstas.